Bugun...



Bilime neden güvenmeliyiz?

“Bilim” deyince akla genellikle Newton ve Einstein gibi tek ba??na masa ba??nda kuramsal hesap yapan, Madam Curie gibi laboratuvarda deney tasarlayan ya da Watson ve Crick gibi model in?a eden bilim insanlar?n?n ara?t?rmalar? gelir. Ders kitaplar?nda gözlem, ölçüm ve deney yapmak, hipotez/kuram/model olu?turmak, bunlar? s?namak ve s?namadan ba?ar?yla ç?kanlar? do?ru diye kabul etmek, ba?ar?s?z olanlar? elemek bilimsel faaliyetin temel ö?eleri olarak sunulur.

facebook-paylas
Güncelleme: 13-08-2020 22:29:02 Tarih: 13-08-2020 22:23

Bilime neden güvenmeliyiz?

Gürol Irz?k

Bilim Akademisi üyesi
Sabanc? Üniversitesi 

Sarkaç.org, 4 A?ustos 2020

“Bilim” deyince akla genellikle Newton ve Einstein gibi tek ba??na masa ba??nda kuramsal hesap yapan, Madam Curie gibi laboratuvarda deney tasarlayan ya da Watson ve Crick gibi model in?a eden bilim insanlar?n?n ara?t?rmalar? gelir. Ders kitaplar?nda gözlem, ölçüm ve deney yapmak, hipotez/kuram/model olu?turmak, bunlar? s?namak ve s?namadan ba?ar?yla ç?kanlar? do?ru diye kabul etmek, ba?ar?s?z olanlar? elemek bilimsel faaliyetin temel ö?eleri olarak sunulur.

Bu bilim resmi ku?kusuz yanl?? de?ildir ama eksiktir, çünkü ça?da? bilimin sosyolojik öznesinin tek tek bilim insanlar? de?il, belli bir sosyal yap?ya sahip bilimsel topluluk oldu?u gerçe?ini, bir kuram?n kabul ya da reddinin kolektif bir ele?tiri, s?k? bir denetim prati?i sonucunda biriken kan?tlar baz al?narak zaman içinde olu?an bir konsensüse dayand???n? gözden kaç?r?r. Sosyo-epistemik, yani hem sosyal hem de bilgiye ili?kin tüm bu pratik ve süreçleri dikkate almadan “Bilimin üretti?i bilgi neden güvenilirdir?” sorusu doyurucu bir biçimde yan?tlanamaz. Hemen belirtelim ki “Bilim insanlar? birbirine z?t görü?ler ileri sürdüklerinde hangilerine güvenmeliyiz?” sorusu bundan farkl? olup Sarkaç’ta yer alan “Wakefield Olay? ve A?? Tart??mas?n?n ?çyüzü” ba?l?kl? yaz?m?zda k?smen tart???lm??t?.[1]

Bilimin üretti?i bilginin güvenirli?inin bir bütün olu?turan, birbiriyle ba??nt?l? iki temel nedeni vard?r:

1- Bilim insanlar? dünya hakk?nda gözlem ve deneye dayal? bilgi üretmek için e?itilmi?ler, bu konuda uzmanla?m??lard?r. Nas?l tesisat i?inden tesisatç? anlarsa, bilgi üretiminden de bilim insanlar? anlar çünkü i?leri budur. Bu elbette ba?ka hiç kimse bilgi üretemez anlam?na gelmez; ama ba?kalar?n?n i?i özel olarak bu de?ildir ve bilim insanlar?n?n sahip oldu?u bilgi birikimi ve yöntemlere, hassas ölçüm ve deney cihazlar?na ve bunlar? kullanma becerilerine sahip de?ildirler. Ku?kusuz bilim insanlar? da bazen hata yapabilir. Bilim yan?labilir bir insan faaliyetidir, ama kendini denetlemeye, hatalar?n? düzeltmeye programlanm?? bir yap?ya sahiptir.

2- Bilimsel bilgi kan?ta dayal?, en sistematik ve en s?k? biçimde sürekli denetlenen tek bilgi türüdür. Bu denetimin öznesi, zorlu bir e?itimden geçerek uzmanla?m?? binlerce bilim insan?ndan olu?an bilimsel topluluktur (ya da topluluklard?r — biyologlar, fizikçiler, iklimbilimciler, kimyac?lar gibi). O nedenle bilimsel denetim kolektif bir faaliyettir. Görece?imiz gibi, bu toplulu?un, güvenilir bilgi üretiminde önemli rol oynayan kendine özgü normlar?, de?erleri ve ödül/ceza sistemi vard?r.

Dolay?s?yla bilimin üretti?i bilgi, sosyo-epistemik bir denetim ve de?erlendirme süzgecinden geçerek güvenilir hale gelir.

Epistemik denetim

Bu denetimin epistemik boyutunu, kuramsal önermelerin bilime özgü sa?lam yöntem ve teknikler kullan?larak gözlem ve deneyle s?nanmas? ve belli ölçütlere vurularak de?erlendirilmesi olu?turur. Bir kuram ne kadar çok ve çe?itli s?namadan ba?ar?yla ç?karsa, o kadar çok kan?ta (deste?e) sahip demektir, bu da kuram?n do?ru olma olas?l???n? art?ran en önemli faktördür. Epistemik denetim sadece s?namayla elde edilen kan?ttan ibaret de?ildir. Kuramlar, aç?klama ve öndeyi güçleri ile kimi hallerde teknolojik uygulama bak?m?ndan da de?erlendirilir. Bir kuram, birbirleriyle ilgisiz gibi görünen farkl? ne kadar çok olay? ba?ar?yla aç?klayabiliyor ve ne kadar çok hem niceliksel hem de ?a??rt?c? öndeyide bulunabiliyorsa o kadar iyidir.

Örne?in, Einstein’?n görelilik kuram? bu aç?lardan göz kama?t?r?c? derecede ba?ar?l?d?r. Newton kuram?n?n aç?klad??? her do?a olay?n? aç?klad??? gibi, onun aç?klayamad??? ba?ka birçok olay? (örne?in, Merkür’ün yörünge kaymas?n?) aç?klayabilmektedir. Dahas?, önceleri ?????n hep do?rusal bir yol izledi?i san?lmaktayd?. Oysa, Einstein çok büyük kütleli bir cismin yak?n?ndan geçen ?????n belli bir aç?yla sapmas? gerekti?ini ileri sürmü? ve bu ?a??rt?c? öndeyi birkaç y?l sonra Eddington taraf?ndan do?rulanm??t?r. Keza, Einstein’?n kuram? kara deliklerin ve yerçekimi dalgalar?n?n varl???n? da ba?ar?yla öngörmü?tür. Üstelik GPS navigasyon sistemi gibi bir teknolojinin son derece hassas bir biçimde çal??mas? da yine bu kuram sayesindedir. S?nama, aç?klama, ?a??rt?c? öndeyilerde bulunma ve bazen de pratik uygulama, bilimsel kuramlar?n denetlenmesi ve de?erlendirilmesinde kullan?lan ba?l?ca ölçütlerdir. Bunlarda ba?ar? bilime güvende önemli rol oynar. Günlük hayat?m?z? kolayla?t?ran say?s?z teknolojik cihaz bilimin uygulamas?ndan do?mu?tur.

K?saca aç?klad???m?z bu epistemik denetim ve de?erlendirme sisteminin ayn? zamanda ona katk?da bulunan sosyal bir boyut ve ba?lamda i?ledi?ini görebilmek için, öncelikle, bilimsel toplulu?un nas?l olu?tu?unu, ne tür norm ve de?erlere, nas?l bir ödül/ceza sistemine sahip oldu?unu aç?kl??a kavu?turmal?y?z.

Bilimsel toplulu?un i?leyi?i

Bilimsel bir toplulu?un üyesi olabilmek için uzun ve zorlu bir e?itim sürecini (ki bunun en üst basama?? doktora derecesidir) ba?ar?yla tamamlamak gerekti?ini ço?u insan bilir. Bu süreçte aday sadece kendi disipliniyle ilgili bilgi ve beceri edinmez; genel olarak bilginin nas?l denetlendi?ini ve bilimsel ba?ar? ölçütlerinin neler oldu?unu da ö?renir.

Dahas?, bilime özgü etik norm ve de?erleri edinir. Dürüstlük (gözlem/deney verilerini uydurmamak, çarp?tmamak, gizlememek), yeni fikirlere ve ele?tiriye aç?k olmak (hem ba?kalar?n?n hem kendi fikirlerini her zaman akl?n ve deneyimin süzgecinden geçirmek, dogmatik olmamak), hakkaniyet (ba?kalar?n?n fikirlerini a??rmamak, haklar?n? teslim etmek) bunlar?n ba??nda gelir. Aç?kt?r ki uydurma verilere dayanan bir ara?t?rma ba?ar?l? olamaz. Keza, ele?tiriye kapal? olmak hatalardan ö?renmeyi imkans?z k?ld???ndan yine ba?ar?s?zl??a davetiye ç?kar?r. Demek ki bilimin bu tür etik normlar? bilimsel ba?ar?, dolay?s?yla bilime güven için elzemdir. Bilimsel topluluk, üyelerinin ara?t?rma faaliyetlerini bilim eti?ine uygunluk aç?s?ndan da denetleyerek bilginin güvenilir biçimde üretilmesini gözetir.

Ku?kusuz, bilime özgü etik norm ve de?erlerin varl??? her bilim insan?n?n söz konusu normlara her zaman uygun davrand??? anlam?na gelmez, ama o normlar? çi?nedi?i zaman (ihlalin boyutuna göre, d??lanmadan meslekten ihraca dek uzanan) bir yapt?r?mla kar??la?aca?? anlam?na gelir. Bu, bilimin kendi özgü ödül/ceza sisteminin ceza k?sm?d?r. Bilimde en önemli ödül bilimsel topluluk içinde sahip olunan itibar, sayg?nl?kt?r. Bu ba?lamda sayg?nl?k bilimsel ba?ar? ile do?ru orant?l?d?r: yüksek bir aç?klama ve öndeyi gücüne sahip ç???r aç?c? bir kuram ortaya atmak; bu kuram? s?namak üzere gözlem ve deneyler yaparak destekleyici veya çürütücü kan?tlar bulmak; genel kabul görmü? bir kuram? daha da geli?tirip yeni alanlara ve yeni problemlere uygulamak veya yanl?? oldu?unu göstermek[2]; yeni bir ölçüm ya da analiz tekni?i bulmak, vb.

Bilimin öz denetim mekanizmalar?

?imdi, buraya kadar söylediklerimizi akl?m?zda tutarak, yeni ileri sürülen bir kuram?n tipik olarak geçirdi?i sosyal sürece bakal?m. Ara?t?rma sonucunda olu?turulan yeni kuram, daha makaleye dönü?meden önce, genellikle di?er uzmanlara gönderilir ve onlar?n görü? ve ele?tirileri al?n?r, bilimsel kongrelerde okunur, tart???l?r, gerekli düzeltmeler yap?l?r. Daha sonra, yay?nlanmak üzere bilimsel bir dergiye gönderilir, orada yine i?in ehli hakemlerin ve nihai olarak da dergi editörlerinin de?erlendirmesinden geçer. Bu süreç sonunda kabul edilip yay?nlanan bir makale bile bazen hata içerebilir. Ancak, denetim süreci makalenin yay?mlanmas?yla bitmez, çünkü ?imdi ara?t?rma sonucu kamusalla?m??, ilgili tüm bilimsel toplulu?un bilimsel denetimine aç?k hale gelmi?tir. Hatal? makaleler bu süreçte düzeltilir, veya geri çekilir, veya unutulur gider. Ayakta kalan kuram ba?ka ?ekillerde s?nan?r, geli?tirilir, yeni problemlere uygulan?r. Bu süreçten de ba?ar?yla ç?karsa, ilgili bilimsel toplulukça genel kabul görür; ba?ka bir deyi?le üzerinde konsensüs olu?ur, ders kitaplar?na kadar girer.

Bilimin bu sosyo-epistemik yap?s? o kadar kuvvetlidir ki zaman zaman üzerindeki büyük bask?ya ra?men,[3] eninde sonunda güvenilir bilgi üretmeyi ba?ar?r. Bunun en çarp?c? iki örne?ini t?pta ve iklimbilimde buluruz. Tütün ?irketlerinin sigaran?n kansere yol açt??? gerçe?ini, petrol ?irketlerinin ise dünyan?n ortalama s?cakl???n?n sera gazlar? etkisiyle artmakta oldu?u gerçe?ini buland?rmak için ak?tt??? milyonlarca dolara, siyasi ve hatta baz? bilimsel çabalara ra?men gerek t?p gerekse iklimbilim camias?n?n her iki konuda da adeta i?neyle kuyu kazarak konsensüs olu?turmas?n? engelleyememi?tir. Buna kar??l?k, söz konusu ?irketler ne yaz?k ki halk?n ve siyasetçilerin önemli bir k?sm?n? etkilemeyi ba?arm??lard?r.[4]

Bilimin sosyo-epistemik yap?s?n?n i?leyi?i bilimde komplo teorilerine neden inanmamam?z gerekti?ini de aç?klar. Örnek olarak, küresel ?s?nman?n kimi iklimbilimcilerin uydurdu?u bir ?ey oldu?u iddias?n? ele alal?m. Bu iddia do?ru olsayd?, uydurma bir teorinin iklimbilim üzerine çal??an binlerce bilim insan?n?n denetim ve de?erlendirmesinden nas?l olup da kaçt??? bir muamma olurdu. Dahas?, bilimin ödül/ceza sistemi, bir komplo varsa onun uydurma oldu?unun kan?tlanmas?n? kuvvetle te?vik eder, çünkü komployu aç??a ç?karman?n getirece?i sayg?nl?k muazzam olacakt?r. Üstelik komplo teorisi uydurma verilere dayand??? için bunu göstermek pek de zor olmasa gerektir ve komploculara bedeli a??r olacakt?r. Tüm bu nedenlerle akl? ba??nda hiçbir bilim insan? komplo teorisi kurma faaliyetinin içinde olmak istemez.

Özetle, bilim kendi kendini sürekli denetlemeye programlam??t?r. Program?n nihai ç?kt?lar? bilimsel toplulu?un kan?ta dayal? konsensüsüdür. Bilime güvenin nedeni budur.

Bu yaz?, Naomi Oreskes’in Why Trust Science? (Princeton: Princeton University Press, 2019) ba?l?kl? kitab?ndan yararlan?larak haz?rlanm??t?r. Oreskes’in “Bilime neden güvenmeliyiz?” sorusuna verdi?i yan?tta yeterince vurgulanmayan baz? noktalar? açmak ve tamamlamak amac? gütmektedir. Prof. Dr. Ali Alpar, Dr. Faik Kurtulmu?, Dr. Kerem Bora ve Dr. Defne Üçer’e öneri ve ele?tirileri için te?ekkür ederim.

Notlar/Kaynaklar:

[1] F. Kurtulmu? ve G. Irz?k, “Wakefield Olay? ve A?? Tart??mas?n?n ?çyüzü”, 5 Nisan 2020. https://sarkac.org/2020/04/wakefield-olayi/
[2] 20. Yüzy?l?n en önemli felsefecilerinden Karl Popper yanl??lama çabas?n? bilimsel faaliyetin merkezine koyacak kadar önemsemi?tir. Bkz. K. Popper, Conjectures and Refutations, New York: Harper Torchbooks, 1963.
[3] Bu bask?n?n bilim üzerindeki etkisi için bkz. G. Irz?k, “Neoliberal bir Dünyada Bilimin Ticarile?mesi”, 21. Yüzy?lda Karl Polanyi’yi Oukmak, (der.) A. Bu?ra ve K. A?artan, ?leti?im Yay?nlar?, 2009, s. 187-210.
[4] N. Oreskes ve E. M. Conway, Merchants of Doubt. London: Bloomsbury, 2011.




Bu haber 1494 defa okunmuÅŸtur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÃœN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nas?l ula?t?n?z?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI