Bugun...



MUÇEP Milas Meclisini Oluşturma Toplantısına Davet!..

Gün geçmiyor ki Milas ve çevresinde doğa tahribatı ve yapılması planlanan yeni projeler gündeme gelmesin. Dağlarımız delik deşik. Mermer, feldspat, kömür... Şaşkınlığımız geçmeden Kıyıkışlacık’ta 125 m. boy, 25 m. en boyutlarında ikinci bir liman yapılması gündemimize düşüveriyor.Nedense her rüzgârlı, sert havada ormanlarımızın bir bölümü yakılıyor...

facebook-paylas
Güncelleme: 09-06-2020 14:55:50 Tarih: 09-06-2020 14:40

MUÇEP Milas Meclisini Oluşturma Toplantısına Davet!..

Dr. Çağlayan Üçpınar-Milas Kent Konseyi Başkanı

Gün geçmiyor ki Milas ve çevresinde doğa tahribatı ve yapılması planlanan yeni projeler gündeme gelmesin. Yıllardır balık üretim çiftlikleri denizlerimizi boğuyor, kirlilik deniz canlılarının nefes almasını engelliyor, atıklar kıyılarımızı yaşanmaz hale getiriyor.

Dağlarımız delik deşik. Mermer, feldspat, kömür... Yeşilimizi katlettikleri yetmezmiş gibi çıkan atıkları ormanların üstüne boca ediyorlar. İş güvenliği koşulları hiçe sayıldığı için emekçi kardeşlerimiz, mermer bloklar altında ezilerek can veriyorlar.

Bu yükleri taşıyan kamyonlar, birçok insanımızın ekmek kapısı olurken, emek sömürüsünün en acımasızı yaşanıyor.

Çıkan ürünleri yurtdışına satmak için yapılan liman, Güllük halkının yaka silktiği bir gürültü, hava ve deniz kirliliği kaynağı olurken; var olan limanın yetersiz olduğu gerekçesiyle en-boy olarak iki katına çıkartılarak büyütülmesi gündeme geliyor.

İkinci bir liman yapma girişimi

Şaşkınlığımız geçmeden Kıyıkışlacık’ta 125 metre boy, 25 metre en boyutlarında ikinci bir liman yapılması gündemimize düşüveriyor. Ama limandan toz ve gürültü yayılmayacağına dair sözler verildiğini, ÇED raporunun yukarıdan bağlanacağını söylediklerini duyuyoruz.

Bu haliyle bile Güllük körfezinin gemi trafiği korkutucuyken, artacak kapasitenin getireceği yükü kimse tahmin edemiyor.

Birilerinin cilalayıp önümüze sürdüğü “zultanit” taşı İçin Sodra’dan Gürçamlar-Bafa güzergahına kadar “zultanit” yatağı barındıran güzergahın - Ilbıra dağının bu bölümü bir şirkete kiralanmış durumda.. O şirket de çevreye zararı olmayacağını iddia ediyor ama ne hikmetse o bölgeye giriş çıkışlar yasak ve silahlı insanlar tarafından korunuyor.

Ne oluyor demeden, Güllük dalyanının ağzına yakın bir yere yeni bir yat limanı yapılma planını öğreniyoruz!

Ağaçlar kesiliyor, coğrafyamız ormansızlaştırılıyor!

50 km yarıçap içinde 3 termik santral ile Türkiye’nin utanç kaynağı bir yöre haline geldik. Yatağan Termik santralini besleyen kömür rezervleri tükenmiş, Sekköy’den taşıma kömürle işletildiği söyleniyor. Buna rağmen Yeni termik santral planları konuşuluyor. Kalitesiz linyite ihtiyaçları var. Yatağan’dan beriye tüm havzanın istimlak edileceği ve yüzeyin kaldırılıp açık işletmelerle kömür elde edecekleri biliniyor. Sekköy havzasının durumu hepimizin malumu. Bugün yediğimiz zeytinin, balın, domatesin, karpuzun, nefes aldığımız ormanların yok oluşunu onaylamamız, sağlığımızı kalitesiz enerji karşılığında feda etmemiz isteniyor! İkizköy, Çamköy, Fesleğen’de arazileri birileri satın alıyor. Ağaçlar kesilip coğrafyamız ormansızlaştırılıyor ve her gün başka bir olay yaşanıyor, Yerel halk ise ormanına ve geleceğine sahip çıkıyor. Sektörün yaratacağı akciğer kanseri bize, tatlı kârları ise enerji şirketlerine...

Çine’den Güllük’e demiryolu yapılacağı; havzadaki kömürün santrallere, feldspat ve mermerin limanlara ve mermer işleme atölyelerine bu yolla taşınacağı öngörülüyor.

Çok su çeken golf sahaları

Gezegenimizin en fazla su tüketen etkinliği için arazilerimiz elimizden alınıp, bizlerin kıyısından bile içeri bakamayacağı golf sahaları yapılıyor. Önümüzdeki on yıl içinde su fakiri ülkeler arasında yer alacağımız öngörülürken, bu alanlara yenileri ekleniyor.

Nedense her rüzgârlı, sert havada ormanlarımızın bir bölümü yakılıyor. Çok yetkili birileri, “yanan orman arazilerinin başka amaçlar için tahsis edilmesi mümkün değildir,” dese de Güvercinlik örneği bize yalan söylendiğini ispatlıyor.

Yaşadığı coğrafyayı seven, korunmasında sorumluluk hisseden herkesin bir kenarından tutması gereken bu açık yağma ve talana dur demek hiçbirimizin tek başına başarabileceği bir şey değil…

Çevre yağmasına karşı ortak güç oluşturulmalı

Muğla’nın farklı yörelerinde yaşanan bu yaygın yağmaya karşı kurumsal bir güç ile ortak bir direniş inşa etmek, itirazları bilimsel tezler üzerine yerleştirmek için kurulan Muğla Çevre Platformu-MUÇEP, zaman içinde yerel örgütlenmelerle büyüdü ve güçlendi…

Bu Pazar(14 Haziran günü saat 14.00’te) Milas belediye parkında MUÇEP MİLAS MECLİSİ oluşturulması İçin bir toplantı düzenlenecektir. Bu sürecin oluşması İçin Bodrum MUÇEP meclisinden Nurhan arkadaş bize yol gösterici olarak katılacaktır.

Bu coğrafyanın talanı ile derdi olan, “buraları bizimdi, ne zaman girişimiz yasaklandı?” diye içinden öfkelenen kim varsa, herkesi bu toplantıya davet ediyoruz…

MUÇEP’e katılıp katılmamak sizlerin tercihi ama derdimizin ne olduğunu konuşabilmeliyiz. Bu nedenle 14 HAZİRAN PAZAR GÜNÜ 14.00’de MİLAS BELEDİYE PARKINDA “MUÇEP MİLAS MECLİSİ” kuruluş toplantısında aramızda olmanızı bekliyoruz…

 




Bu haber 1357 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI