ARAŞTIRMA DOSYASI: DATÇA BADEMİ
MEHMET ERDAL
07.10.2025 günü yapılan Datça Belediyesi Ekim Ayı Olağan Toplantısında Datça Kent Konseyi adına konuşan Sara Pekdinçer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eylül ayı içerisinde Trump ile yaptığı görüşme öncesinde Amerika'dan ülkemize ithal edilen bazı ürünlerin gümrük vergilerinin kaldırıldığını, bu ürünler içerisinde Datça Bademinin de bulunduğunu, Datça ekonomisinin bu karardan olumsuz etkileneceğini, Datça badem üreticilerinin korunması gerektiğini söyleyince, konu gündemimize girdi.
Sara Pekdinçer'in belediye meclis toplantısındaki konuşmasında sözünü ettiği karar, 22 Eylül 2025 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıydı. Bu karara göre, 21.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren 01 Haziran 2018 tarihli bakanlar kurulu kararı yürürlükten kaldırılıyor ve böylece ABD menşeli bazı ürünlerin ithalatındaki "Ek mali yükümlülükler" uygulamasına son veriliyordu. Yani, bundan sonra ABD'den ithal edilen başka pek çok ürün gibi "taze veya kurutulmuş", "kabuğu çıkarılmış veya soyulmuş olsun olmasın" sert kabuklu meyvelerden alınan gümrük vergisi de alınmayacaktı.
Belediye meclis toplantısından sonra iki kez görüştüğüm Sara Pekdinçer, bu konunun ilk olarak 04.10.2025 günü Eski Datça Mahallesi'nde yapılan “DATÇA'DA DOĞA TURİZMİ & ARKEOLOJİ VE SANAT SOHBETİ” sırasında eski Turizm ve Tanıtım Bakanı Bahattin Yücel tarafından gündeme getirildiğini söyledi.
"Datça" denilince ilk akla gelenlerden olan ve “Datça” adıyla bütünleşen Datça bademinin, Datça bademciliğinin, Datça badem üreticilerinin ABD'den ithal edilen bademlerden alınan gümrük vergisinin kaldırılmasıyla "korumasız" kalacağı, ABD'den ithal edilen bademler ile piyasada rekabet edemeyecekleri endişesini dile getiren Sara Pekdinçer'in bu konuşması sonrası, birkaç gün süren oldukça ayrıntılı bir araştırma yaptım.
REKOLTE, ÖNCEKİ YILA GÖRE %50 DAHA AZ
Badem konusunda çalışmalar yapan bir uzmanın verilerine göre, Datça'da 13300 dekarlık (dönüm) bir alanda toplam 330280 badem ağacı bulunmaktadır. Badem ağacı, her yıl ürün veren bir meyve ağacı değildir; bir yıl verir, bir yıl vermez. 2025 yılında, mevcut 330280 badem ağacının 27480'i meyve vermezken, 302800'ü meyve vermiş. Bu haberi araştırırken bilgisinden yararlandığım badem üreticisi Yasin Kolaşin'e ve İnternetteki bazı bilgilere göre, Türkiye'deki meyve veren badem ağacı sayısı 16 milyon civarındadır. (Meyve veren ağaç sayısı olarak, Datça'nın payı %2'den biraz fazladır.)
Uzmanımız, bu yıl ağaç başına ortalama 6 kğ. kabuklu badem elde edildiğinden yola çıkarak, 2025 yılındaki rekolteyi 1816 ton olarak hesaplıyor. Bu rekolte, geçen yılın rekoltesinden %50 daha düşük bir rekolteymiş; bu bilgi çerçevesinde, 2024 yılı kabuklu badem rekoltesinin 4 bin ton civarında olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Yasin Kolaşin, “Bu yılki üretim, ortalamanın oldukça altında gerçekleşti. Son 5 yıldır ortalama 5 bin tonlarda giden kabuklu badem üretimimiz, 1816 tona düşmüş.” diyor. Datça ilçe merkezinde kendilerinin ve köylülerinin ürettiği ürünleri köyünün adını verdiği iş yerinde satan bir esnaf, “Geçen yıl 15 çuval kabuklu badem elde ettik, bu yıl yok denecek kadar az, sadece 1 çuval.” dedi.
İnternetteki bilgilere göre, 2023 yılında Türkiye'de kabuklu badem rekoltesi 170 bin ton iken, 2024 yılında 200 bin ton olarak gerçekleşmiş. Bu bilgi çerçevesinde, Datça'nın Türkiye kabuklu badem üretimindeki payının 2024 yılında %2'den biraz fazla, 2025 yılında %1'den biraz az olduğunu söyleyebiliriz.
REKOLTE DÜŞÜŞÜNE İLİŞKİN AYRINTILI VERİLER YOK
Yasin Kolaşin'in “DATÇA BADEMLERİ” başlıklı çalışmasında yer verdiği bir bilgiye göre, Meyve Mirası Çalışma Grubu'nun 2007 yılında Muğla'da yaptığı bir çalışmanın Datça ayağında, Datça Yarımadası'nda hepsi de yerli olan 97 badem türü tespit edilmiş ve kayıt altına alınmış. 2012 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nden Damla Kaptan tarafından hazırlanan “Datça Bademlerinin Genetik Çeşitliliği” adlı tez çalışmasıyla, 2007 yılında yapılan çalışmada tespit edilen 97 türün bazılarının aynı olduğu, Datça'da 82 özgün tür olduğu kesin olarak belirlenmiş. Yasin Kolaşin, “Bu inanılmaz bir çeşitlilik, zenginliktir. Örnek vermek gerekirse, 5 milyon dekar badem plantasyonunun bulunduğu Amerika'da toplamda 30 küsur tür bulunmakta. Bir tarafta 13 bin dekarlık Datça, diğer tarafta devasa Kaliforniya bademlilikleri. Tür çeşitliliği olarak Datça'nın yanına bile yaklaşamıyor.” diye yazıyor. (DATÇA BADEMLERİ)
Köy köy, sokak sokak, hatta ev ev dolaşıldığında bu 82 türün her birisinin yereldeki özgün adlarını öğrenmek mümkün ise de bizim bu haberimizin konusu bu olmadığından, haberi hazırlarken konuştuğum bilgi kaynaklarından “Datça bademi” denildiğine çok özet olarak akla gelen “Nurlu”, “Ak Badem” ve “Sıra Bademinin" içerisinde sayılan alt çeşitlerin 2024 ve 2025 yılı rekoltelerinin ne kadar olduğunu, 2025 yılında tanık olunan rekolte düşüşünün hangisinde ne oranda gerçekleştiğini öğrenmek istedim:
Uzmanımızın elinde bu konuda bir veri yoktu; “Tüccarlardan öğrenebilirsiniz.” denildi. Köyünün adını verdiği iş yerinde satış yapan esnafımız “bilmediğini”, söyledi. S. S. Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Can Usul “Bizdeki bilgiler, Sındı ile sınırlıdır.” dedikten sonra, Datça geneli için bir öngörüde bulunmamıza yardımcı olabilecek şu bilgiyi verdi: “Datça'daki badem ağaçlarının %80'i Ak Badem, %10'u Nurlu, %10'u da Sıra Bademidir.” Yasin Kolaşin, “'Datça'da var olan 82 tür badem çeşidinin kaç tanesi Nurlu, kaç tanesi Ak Badem, kaç tanesi Sıra Bademidir, bilmiyoruz. Hiçbir bilgi yok. Nerede ne, ne kadar var, bilmiyoruz. Bu konuda istatistiki bir çalışma yok. Üniversitelerin hiçbirisinde, Datça bademi ile ilgili bir çalışma 'yok' denecek kadar azdır.” dedi.
Uzmanımız, “iç badem” rekoltesini ortalama olarak “6kğ. kabuklu bademden 1,5kğ. iç badem”, yani ¼ olarak hesaplıyor. Yasin Kolaşin'e göre, bu hesaplama yöntemi çok sağlıklı değildi. “İstatistikler, Amerika'da 'iç badem', bizde 'kabuklu badem' olarak açıklanıyor; bu yanlış. 'İç badem' olarak istatistiklerin tekrar düzenlenmesi lazım. Her bademin randımanı aynı değil; bu nedenle, 'ortalama' yapılan tespitler yanıltıcı olabilir. Örneğin, 1 kğ kabuklu Nurlu Bademini kırdığımızda 240 gr.-250 gr, yani ¼ oranında iç badem elde edebiliyoruz. Ak Badem'de bu oran %35'lere kadar çıkarken, Diş Bademi dediklerimizde %50'lere kadar çıkabiliyor. Datça'da 82 çeşit badem var.” diyor.
Uzmanımızın yaptığı gibi “ortalama” üzerinden hesap yapıldığında, bütün badem çeşitlerinde 2024 yılına göre %50 rekolte düşüşü söz konusu olduğunu söylememiz gerekiyor. Ancak, bu yılki badem fiyatlarını sorduğum S. S. Sındı Kooperatif Başkanı Can Usul şu an kooperatifin sattığı iç badem fiyatlarını Sıra Badem'de 850 TL., Ak Badem'de 950 TL., Nurlu'da 2200 TL. olduğunu söyledikten sonra “Nurlu şu an 2200 TL. ama yıl sonuna doğru 3000TL.'yi bulabilir. Çünkü, yok.” dedi. Keza, Yasin Kolaşin, badem ağaçlarına musallat olan zararlıları anlatırken, halk arasında “dal kuruması”, “filiz kuruması” olarak da bilinen bir “mantar” türünün (Phomopsis amygdali) sadece Nurlu'da görüldüğünü, bu nedenle üreticilerin Nurlu Bademi ağaçlarını kesip yerlerine Ak Bademi ağaçlarını diktiklerini söyledi. Bu iki bilgi nedeniyle, “Nurlu'daki rekolte düşüşü, görece daha yüksek olmuş olabilir” denilebilir.
REKOLTE, BU YIL NEDEN DAHA AZ?
Bilgisine başvurduklarımın tamamı, 2025 yılındaki rekoltenin 2024 yılına göre düşük gerçekleşmesinin asıl nedenin, “şubat ayında, bademler çiçek açtığında yaşanan don” olayı olduğunda hemfikirler; Can Usul, bu nedenin yanına, ağaçlar çiçekteyken yağan “sağanak yağmuru” da ekliyor. Bildiklerini benimle paylaşan uzmana göre, badem ağaçlarına ciddi oranda zarar veren “don”, Anadolu'da nisan ayında yaşanan dondan farklı, “kış donu” imiş. Bu don, şubat- mart 15 gibi oluyormuş.
Bilgisine başvurduklarımın tamamı, önceki yıllarda da rekoltenin olması gerekenden daha düşük olmasına yol açan nedenlerden olduğu söylenen “badem zararlılarıyla yeterince mücadele edilmemesini" bu yılki rekolte düşüşünün ikinci nedeni olduğunu söylediler ama bunun nedeni ya da nedenleri konusunda görece farklı düşünüyorlardı:
Uzmanımıza göre, geçtiğimiz yıllarda kaymakamlık badem bitiyle mücadele etmeleri için 6 köy muhtarlığına ilaçlama makinesi dağıtmış. “İlaç da devletten olsun” diyerek bir ilaç firmasıyla da antlaşma yapılmış ama sadece bir köyden dönüş olmuş.
Her ihtimale karşı adını yazmaktan imtina ettiğim bir köy muhtarı, “Muhtarlar 'şamar oğlanı' oldu. Benim göreve gelmemden önce muhtarlığa bir ilaçlama makinesinin verildiği doğru ama ilaçlama makinesini bırakıp gidiyorlar. Bu yıl da bir kez geldiler, dolaşıp gittiler. Köylüyü toplayıp bilgilendirme, eğitim yok. Ayrıca, benim köyüm dahil Datça'da tarlaların %50'si Datça dışından gelen alıcılara satılmış; yeni sahibi bilinmiyor ya da aransa da kendisine ulaşılamıyor”,
Köyünün adıyla açtığı iş yerinde satış yapan esnaf, ”Hangi ilaçları kullanacağımızı bilmiyoruz. Devlet muhtarlığa ilaçlama makinesi vermişse de şahsen benim haberim yok.”,
S.S. Sındı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Can Usul “İlaçlama yok. Üretici, farklı nedenlerle işi oluruna bırakıyor.”,
Yasin Kolaşin, “Üreticinin devletten yardım alamadığı doğru. 'Filiz kuruması' dediğimiz, bizde sadece Nurlu Bademe zarar veren 'mantar' konusunda bilimsel bir çalışma yok; hangi zararlı hangi badem çeşidine zarar veriyor, bu bilinmiyor. Benzeri bir 'mantar' konusunda Fransa'da araştırma yapılmış, makaleler yazılmış, görülmüş ki bu 'mantar' bütün türlere değil, sadece bazı türlere zarar veriyor.” dedi.
Bu iki nedenin dışında, badem zararlılarıyla yeterince mücadele edilmemesi gibi önceki yıllarda da rekoltenin olması gerekenden daha düşük olmasına yol açan nedenlerden olan “hangi badem türüne hangi gübrenin verileceğinin bilinmemesi, bu konuda bir çalışmanın olmaması”, “Badem ağaçlarının yaşlı olması, bakımının ve gençleştirmenin yapılmaması,”, “Badem üreticilerinin yaş ortalamasının 60-70 civarında olması ve genç çiftçilerin yok denecek kadar az bulunması. Bu yaşlı çiftçilerin çalışacak mecallerinin kalmaması nedeniyle 'Allah ne verdiyse' diyerek işi oluruna bırakmaları”, “Tarımda çalışmanın, örneğin turizm sektöründe çalışmaya göre daha zor olması nedeniyle tarımda çalışacak işçi bulmada zorluğun yaşanması ve çalışmayı kabul eden işçi bulunduğunda da istenen ücretlerin badem üreticisine çok gelmesi”, “Muğla'nın Büyükşehir olması nedeniyle tarlaların arsa vasfına dönüşmesi, bu nedenle içerisine ev yapma, olmadı tinyhouse, konteyner koyma ya da yatırım amaçlı alınması, alanların aldıkları tarlaların çevresini tel örgüyle ya da taş duvar ile çepeçevre kapatması, badem ağaçlarını bakımsız, kendi haline bırakması”... da bu yılki rekolte düşüşünün farklı dereceden nedenleri arasında sayılabilirler.
İklim değişikliklerine, güncel hava koşullarına ya da badem ağaçlarına musallat olan zararlılar gibi bazı nedenlere bağlı olarak bu yıl olduğu gibi rekolte düşüşü yaşansın ya da yaşanmasın Datça bademi, Datça bademciliği, Datça badem üreticileri ABD'den ithal edilen bademden gümrük vergisinin kaldırılmasından olumsuz anlamda etkilenir mi? Bilgilerine başvurduğum kişi ve kuruluşlar bu konuda ne düşünüyorlar?
(Devam edecek)