Sıffin Savaşı, İslam Halifesi Hz. Ali ile  Şam valisi Muaviye arasında yaşanan iktidar savaşıdır. Sıffin, günümüzde Suriye'de, Fırat boyunda, Rakka kentinin doğusundadır. 

       Bu savaşa 130 bin kişilik ordusu ile katılan Hz. Âli, 25 bin kayıp verirken, 100 bin kişilik ordusu olan Muaviye ise 45 bin kayıp vermiştir.
3 ay süren, en büyük muharebesi 26-28 Temmuz 657 tarihinde gerçekleşen savaşta bir sonuca ulaşılamadı.(1)

       Muaviye'nin yanında savaşan Mısır valisi Amr İbnü'l As'ın önerisiyle askerlerin mızraklarının ucuna Kur'an sayfarının geçirilmesiyle üstünlük Hz. Ali'de iken savaş bir anda durdu. Kur'an'ın hakem olmasına karar verildi. Her iki taraftan bir hakem heyet seçildi. Ali'nin hakemi Ebu Musa El Eşari, Muaviye'nin hakemi ise Amr İbnül As idi.Hakem heyetinin anlaşması gereği; Ebu Musa El Eşari, Ali'yi halifelikten uzaklaştırdı. Amr İbnül As ise hile yaparak Muaviye'yi halife ilan ettiğini söyleyince ortalık karıştı. Hz.Ali'nin hakem isteğine boyun eğmesinden rahatsız olan küçük bir grup,
"Hüküm yalnızca Allah'ındır" (En'âm 57) ayetini öne sürerek  bu durumu protesto ettiler. Bu ayrılıkçı gruba "Hariciler" dendi. Hariciler, Hz. Ali'nin, Muaviye'nin ve Amr İbnül As'ın günah işledikleri gerekçesiyle sabah namazı sırasında öldürme kararını aldılar. Hz. Ali, öldürüldü(661), Muaviye yaralı kurtuldu, Amr İbnül As ise namaza gitmediği için sağ kaldı. 
       Bu savaştan sonra 658 yılında Muaviye, Suriye'de halife ilan edildi. Hakem Olayı'nda halifelik ilanı olmadığı halde Emevilerin tek taraflı Muaviye'yi halife ilan etmesi, meşru İslam halifesi Ali'ye ve İslam dinine karşı bir hakarettir. 

Sıffin Savaşı sonunda Müslümanlar birbirine düştü, kanlı savaşlar yaşandı ve Emevi Hanedanlığı'nın  kurulmasına yol açtı. 

       *

       CHP' nin 2023'de yapılan İstanbul il Kongresi'nde hile yapıldığı gerekçesiyle yapılan şikayet üzerine İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde alınan ara kararla CHP İstanbul il başkanı olan Özgür Çelik'in görevden alınması ve yerine İstanbul  eski il başkanı olan Gürsel Tekin'in getirilmesi ile ortalık gerildi ve karıştı. Ayrıca 15 Eylül'de görülecek Kurultay davasında da eğer CHP'nin  genel başkanı olan Özgür Özel'in yerine eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu kayyım(!) olarak atanırsa parti iyice karışacaktır. 
 
       İktidar adayı ve 1.parti olan CHP'nin içine atılan nifak tohumları ile CHP'liler eğer birbirine düşer, parti bölünür ve yeni küçük partiler ortaya çıkarsa yapılan seçimde de kazanacak parti iken kaybeden parti olur ve ülke kaybeder. 

       13 seçimde kaybeden ve etkili bir muhalefet yapamayan Kemal Kılıçdaroğlu, "partimi kayyıma bırakamam" diyerek kötülük yapıyor. Partiye başka kayyım atanırsa 1 ay içinde olağanüstü genel kurul yapılacak ama Kılıçdaroğlu atanırsa Kurultay için en az bir sene geçmesi gerekiyor. Başlayan köy, mahalle, ilçe, il kongreleri tüm yurtta yeniden yapılacak sonra Kurultay yapılacak ve bu sürede köprülerin altından çok sular akacak ve çok şey değişecek.
 
       Bilinçli ve duyarlı Cumhuriyet Halk partililer, kişisel hırslarını parti ve ülke çıkarlarından üstün tutanları hiç bir zaman affetmeyecektir. 
 
       Demokrasinin gereği, çok partili rejimdir. İktidar ve onu denetleyen etkili bir muhalefet gerçek demokrasinin gereğidir. 

       Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, yoksulluk, açlık, işsizliğe karşılık gençlerin, emekçilerin, emeklilerin umudu haline gelen; parlamenter sisteme dönmek isteyen; Türkiye Cumhuriyeti'ne, kurucusu  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve O'nun kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne sahip çıkmak vatan sevgisinin gereğidir. 

       Tüm muhalefet partilerinin CHP'ye destek vermesi gerekir, aksi takdirde atanan partili kayyımlarla(!) CHP etkisiz hale getirilirse halkın umutları, ülkemizin geleceği ve çok partili rejim de yok olacaktır. 

       1368 yıl önce olan Sıffin Savası ve Hakem Olayı'nda hile yaparak Hz. Ali Dönemi'ne son vererek Emevi Hanedanlığı'nı kuranları, Müslümanları birbirine düşürenleri tarih iyi anmamıştır. 

       Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyaset tarihinde iyi anılmak istiyorlarsa; hırslarına yenilmeyerek partide ayrılıkçılık yapmak yerine, birlik ve beraberliği sergileyerek saygınlıklarını korumalı; oynanan oyunlara karşı seçilmiş başkanlarına, partisine ve demokrasiye sahip çıkmalıdırlar. 

Kaynak:
(1) - wikipedia. org