Bugün, 6 Ekim 2022

Ve..

Tam 96 yıl önce 4 Ekim 1926'da Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi.

Peki, bu kanun, ne gibi değişiklikler getirdi?

- Ailede kadın- erkek eşitliği sağlandı.
- Evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi.
- Tek eşle evlilik esası getirildi.(Daha önce bir erkek istediği kadar kadınla evlenebiliyordu)
- Kadınlara istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.
-Mahkemelerde tanıklık yapma,(üç kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine bedeldi.)
miras, nafaka ve boşanmada(erkek, "boş ol" sözü ile karısını boşamış sayılıyordu.) kadın erkek eşitliği sağlandı.

   ***

Peki, Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden 96 yıl sonra, bugün ne yaşıyoruz?

-Cemaatlerin ve tarikatların baskısıyla çok eşli evliliğin kabul edilmesi isteniyor...

- Kadın, çalışma hayatından uzaklaştırılıp eve hapsedilmek isteniyor...

-Medeni Kanunu'na göre ailede kadın-erkek eşitliği sağlanmış iken, erkek üstün kılınmak isteniyor...

- Aile içi şiddeti önlemek; kadınları ve çocukları, erkek şiddetinden korumak isteyen İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılıyor...

- Şiddet uygulayan erkeğe yeterli ceza verilmiyor; haksız tahrik indirimi yapılıyor... Şiddete uğrayan, öldürülen kadınların sayısı her gün artıyor.

   ***

- "Örtüsüz kadın, perdesiz eve benzer; herkes bakar" diyen...

"Hamile kadın, sokağa çıkmasın, görüntüsü rahatsız ediyor" diyen...

- "Kadın, mini etek, şort tayt, vücut hatlarını belli eden giysi giymesin" diyen...

-"6 yaşındaki bir kız çocuğuyla evlenilebilir" diyen( Sosyal Doku Vakfı başkanı Nurettin Yıldız)...

-Tecavüze uğrayan çocuğun rızası vardır, tecavüzcüsüyle evlensin" diyen bakan olursa...

-Kuran kurslarında tecavüze uğrayan çocuklar için,
" Bir kereden birşey çıkmaz" diyen aileden sorumlu kadın bakan varken...

- " Küçük kız çocuklarına yakası, kolu açık bluz ve tayt giydiriyorlar; bu ahlâka aykırı " diyen din adamı varken...

-" Dışarda et görmekten bıktık" diyerek normal giyinen kadınları hedef alan din adamı varken...

-Şort giydiği için belediye otobüsünde genç kıza tekme atılırken...

- ''Aşı olun" dediği için Prof.Dr. Esin Davutoğlu Şenol'un bürosunun önüne, sahte doktor tarafından iki tane kesik dana dili bırakılarak tehdit edilirken...

- Kadınları sosyal, siyasal, ekonomik ve sanat alanda görmek istemeyen, evde erkeğin kölesi olarak görmek isteyen zihniyet yaygınlaşırken...

- Eskiden olmadığı halde kadın polis ve subayların türbanlı olması; hatta ilkokula bile türban girmişken...

   ***

Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin 96. yılında,  türban özgürlüğünü yasayla güvence altına almak için, Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı,
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'ne yasa teklifi vereceğini söylemesi; helalleşme adına olsa da çok tehlikeli bir oyun.

2008 yılında üniversitelerde türban serbestliği konusundaki maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran CHP'nin şimdi tersini yapması; külleri sönen ateşi tekrar alevlendirmek; sürekli bu konuyu istismar edenlerin eline koz vermek anlamına gelir.

Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'nin (9 Eylül 1922'de Halk Fırkası olarak kurulmuş, Cumhuriyet ilan edildikten sonra Cumhuriyet Halk Fırkası(Partisi) adını almıştır) hepimizin barış, huzur içinde, insanca ve özgürce yaşamamızı sağlayan " Laiklik" ilkesini koruması gerekiyor.

"Laiklik", din ve vicdan hürriyeti ve hukuk kurallarının din yerine akıl ve bilim esasına dayanmasıdır...

Kimsenin kimseye inancından ve yaşantısından dolayı müdahale etmemesidir.

Siyasal İslam ile yönetilen ülkelerden  İran'a,
Suudi Arabistan'a, Yemen'e, Malezya'ya, Afganistan'a baktığımızda kadının adı ve hakları yok... Sadece erkek hakları var.

Kadınları yok sayan zihniyete karşı uyanık olmalıyız...

Hele hele İran'daki kadınların başörtüsüne karşı verdiği özgürlük mücadelesi, tüm dünyada yankılanırken;

Türban özgürlüğü adı altında ele alınan ateş topu;
CHP'yi,  partiye ve Atatürk'e gônül verenleri yakar; karşı devrïmcilere güç verir ve Cumhuriyet rejimini de yıkar.

CHP,  türbana özgürlük adına;  karşı atağa geçen  iktidarın Anayasa'yı değiştirelim tuzağına düşmemelidir.

T.C Anayasası'nın 'değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez' denilen ilk üç maddesi değiştirilirse Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100. yıla girmeden yok olur.