Temcit, 'Üç Aylar' denilen Recep, Şaban ve Ramazan aylarında sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu bildiren bir duadır.

     Ramazan ayında, Temcit duasını duyan kişiler uykudan uyanır, iftardan kalan yemekleri ve pilavı ısıtır, sahur yaparlarmış.

     Sık sık aynı şeyler tekrarlandığı için dilimize 'temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne koymak' deyimi eklenmiştir(1).

     TDK'na (Türk Dil Kurumu) göre temcit pilavı:

-İftardan kalan ve sahurda ısıtılan pilav.

- Bıktırırcasına tekrar edilen söz.

- 'Temcit pilavı gibi' ısıtıp ısıtıp öne sürmek-(Deyim olarak)(2)

      *

     Bu hafta içinde TBMM'ne getirilen torba yasadaki zeytinlik alanların madencilik faaliyetlere açılmasına imkân tanıyan önerge de  ' temcit pilavı ' gibi ısıtıp ısıtıp sürekli gündeme getiriliyor.

     TBMM, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda, önerge 14 Aralık'ta görüşülürken zeytinliklerine, ağaçlarına, ormanlarına sahip çıkmak isteyen Milas- İkizköylüler ve Bayır- Deştinliler Ankara'ya, Meclis'e giderek seslerini duyurmak istediler. Ancak güvenlik güçleri engel oldu. Muğlalı köylüler, yanlarına gelen CHP'li, HDP'li Milletvekillerinin yardımıyla Meclis'e girebildiler ve TBMM bahçesinde basın açıklaması yaptılar.

     Köylülerin görüşmelerin yapıldığı salona alınmak istenmemesi üzerine CHP ve HDP Milletvekillerinin tepkisiyle sadece 3 köylü salona alınmıştır.

     Komisyon üyesi CHP Kocaeli milletvekili Tahsin Tarhan zeytinliklerin madencilik sahasına açılması konusunda daha önce Danıştay'ın iptal kararı verdiğini hatırlatarak, "Mahkeme kararlarını yok saymak da Anayasa suçudur" dedi.

    Önergeyi veren AKP Düzce Milletvekili Fahri Çakır'ın, " Biz zeytinin ve zeytincinin dostuyuz" sözleri ise tepki çekti.

     Yasa teklifi görüşmelerinden önce konuşan CHP Genel Başkan yardımcısı Ali Öztunç ise, " AKP, 10. kez teklif getirerek zeytinlik alanları madenciliğe açmak istiyor. Daha önce ilgili yönetmelik Danıştay tarafından iptal edildi. Bu mahkeme kararını tanımamak suretiyle Anayasa Mahkemesi'ne aykırı davranıyorlar. Rant uğruna 18 ilin ekmek kapısını kapatmayı göze alıyorlar" diye konuştu(2).

     Muhalefet partilerinin, zeytin üreticilerinin direnişiyle Cumhur İttifakı geri adım attı ve zeytinliklerle ilgili önergeyi geri çekti.

     'Temcit pilavı' gibi ısıtıp ısıtıp Meclis gündemine 10. kez getirilen zeytinlikleri yok edecek olan önerge tepkiler üzerine, şimdilik torba yasadan çıkarıldı. Ama bakalım ne zaman tekrar ısıtılarak gündeme getirilecek?

     Eğer muhalefet partilerinin desteği ve Muğlalı köylülerin tepkisi olmasa, tasarı kabul edilseydi, ne olacaktı?

     Yatağan, Yeniköy- Kemerköy Termik Santralleri çevresindeki zeytinlikler ya kesilecek, ya da başka yerlere taşınarak, zeytinliklerin ve ormanlık arazilerin

(Akbelen Ormanı- Milas) kömür sahası olarak kullanılmasının önü açılacaktı.

     Yatağan Termik Santrali Bereket Enerji, Yeniköy-Kemerköy Termik Santralleri ise Aralık 2014'den beri  IC İÇTAŞ Enerji ve LİMAK Enerji tarafından işletiliyor.

Bu Termik Santrallerin elektrik üretmesi için linyit havzalarına ihtiyacı olduğu için çevrede ne kadar zeytinlik, tarla ve ormanlık alan, köy varsa hepsini yutacak ve yutuyor...

     Bu nedenle birçok köy, tarla, zeytinlik, ev kamulaştırıldı.

     ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporlarına göre ömrü 30- 35 yıl olan termik santrallere kömür sağlamak uğruna yerin altı üstüne getirilmek isteniyor.

     Kömürü çıkarmak için de patlatılacak olan tonlarca dinamitin etkisiyle yeraltı suları da yön değiştirecek.

     Su havzasının yok edilmesiyle Milas,  Bodrum çok yakın zamanda susuz kalacak ve verimli toprakları çölleşecek.

     Peki ömrü en fazla 35 yıl olan, Avrupa ülkelerinde kapatılmaya başlanan termik santraller için, binlerce yıllık zeytin ağaçlarına ve 100-200 yıllık ormanlara kıymaya değer mi?

     Zeytinlikler yok olursa insanlar gelirinden olacak; yağ, zeytin, sabun, yakıt ve hayvanlarına yem olarak kullanamayacak.

     Yeniköy Termik Santrali için Akbelen Ormanı kurban edilirse; içindeki tüm canlılarla birlikte yok olacak...

     İnsanlar zehir soluyacak...

     Kanser vakaları artacak...

     Yeraltı suları yok olacak!

     Korunması gereken bir doğa harikasını para hırsı uğruna yok etmek; doğaya ve insanlığa ihanettir.

     Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Gürün, son orman yangınlarıyla Muğla'nın orman alanının % 65'den %60'a indiğini, ayrıca Muğla ormanlarının

% 60'ına devlet tarafından maden arama ruhsatı verildiğini açıkladı.

          *

     Günümüzden yüzlerce yıl önce yaşamış, doğa dostu, Amerika'nın yerlileri olan Kızılderililerin söylediği bazı sözleri sunmak istiyorum:

     - Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.

     - Onlar kesilebilirdi ama sökülemezdi. Bizler, ağaçların ve çimenlerin ruhu olduğunu kabul ederiz. İyi bir Kızılderili ne zaman onlardan bir kısmını kesecek olsa, çok kederlenir, ihtiyacı nedeniyle kestiği için, dua edip af dilerdi.

     - Son ırmak kurulduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.

     *

     Kızılderililerin yaptığı gibi topraklarını, yaşam alanlarını korumak isteyen tüm güzel insanları ve onlara destek olan iyi insanları saygıyla selamlıyorum.

     *

     2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya'da Hitler zulmüne karşı mücadele eden şair, tiyatro yazarı ve yönetmeni olan Bertolt Brecht'in dediği gibi:

" Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber; ya da

hiçbirimiz...!"(6)

Kaynaklar:

-(1)(2)- Wikipedia.org

-(3)15 Aralık 2022 tarihli Sözcü ve Cumhuriyet Gazeteleri

-(4) Wikipedia.org

-(5)neoldu.com/ Kızılderili sözleri

-(6)Wikipedia.org