Manisa Milletvekili Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra CHP Genel başkanlığını üstlendi. CHP’nin uzun yıllar grup başkanvekilliğini yaptı. Kendisini, TBMM’deki ateşli tartışmalarda; hazır cevaplığı ve gırtlaktan gelen gür sesiyle rakiplerini susturan, taşı gediğine koymasını bilen bir üslubun sahibi olarak izledik, tanıdık. 

Helalleşme girişimi eleştirildi

Özel’in genel başkanlığına, ilk zamanlarda mesafeli yaklaşanlar, bu görevin hakkını veremez diye düşünenler oldu. O’nun ‘helalleşme’ adı altında AKP ve MHP genel başkanlarıyla yaptığı ziyaretleri yadırgayanlar ve eleştirenler oldu. Birçok kişi bu tavrın gereksiz olduğunu düşündü. Böyle düşünenlere göre, helalleşme gerektirecek ortamın yaratıcısı ve sorumlusu CHP değildi. Esas halkla helalleşmesi gerekenler; ülkeyi bu duruma getirenler, ekonomik krizi yaratanlar, ülke insanını geçim sıkıntısı içine sokanlar, insanları açlık ve yoksullukla başbaşa bırakanlardı…

Bu bağlamda; ‘helalleşme’ tavrı, yadırganmış ve eleştirilmişti. CHP genel başkanı Özgür Özel, iyi niyetli ve masumane bir tavır geliştirmişti ama onun karşısında bu iyi niyetli girişimi anlayacak siyasi figürler yoktu! Onlar, CHP karşıtlığı üzerinden siyaset üretmeye çalışan ve tüm siyasetlerini bunun üzerinden kurgulayan siyasi kimliklerdi.

Özel, kayyum atanan DEM Partili belediyelerin yanındaydı

Özel, iktidarın kayyum politikalarına karşı da etkin mücadele verdi. DEM Partili Belediye başkanları görevden alınırken, yerlerine kayyum atanırken de onların yanında bir tutum sergiledi. Bugün DEM Parti ile barış görüşmelerini yürüten İktidarın, DEM Parti karşıtlığı yaptığı, onun üzerinden CHP’yi vurduğu dönemlerde Özel; hiç çekinmeden DEM Partili mağdurların yanında oldu, onlara destek verdi.

Koşullar, cesur lideri yarattı

İktidarın anti-demokratik uygulamaları, baskıcı politikaları, otokratik yapısı, ülkenin içinde bulunduğu açmaz ve çıkmazlar; ana muhalefet partisi liderinin daha cesur ve kararlı davranmasını gerekli ve zorunlu kılıyordu.

Bugün gelinen noktada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in iktidara karşı sergilediği cesur ve kararlı tutum, toplumda kendisine karşı olan kuşkuların giderilmesine ve güvenin artmasını sağladı. “İşte Özgür Özel, şimdi lider oldu,” diyenler, çoğaldı.

Bu güveni yaratan da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu vd. Belediye başkanlarının uyduruk gerekçelerle görevden alınmaları ve Silivri zindanına atılmasıyla başlayan; 19 Mart hukuksuz sürecinde sergilediği özgüvenli ve kararlı tutumudur.

19 Mart ve Birleşik Halk Muhalefeti

19 Mart’ta Saraçhane ile başlayan süreç; her defasında milli irade vurgusu yapan iktidarın, milli irade ve hukuk tanımazlığına karşı bir başkaldırıydı. Üniversite öğrencileri, sokağa döküldü. Polis barikatları aşıldı. Liseli öğrenciler de haksızlığa ve yarın güvencesizliğine karşı mücadele içinde yer aldılar. Hiçbir baskıya boyun eğmediler.

19 Mart’ta Saraçhane ile başlayan siyasal ve toplumsal tepki sürecine olan halk katılımı, 2 milyon kişiyle Maltepe mitinginde doruğa ulaştı. Bu süreç, CHP genel Başkanı Özel tarafından çok iyi yönetildi. Bu süreçlere, iktidara karşı olan her siyasetten muhalif güçler de önemli destek verdi. 19 Mart süreci, iktidara karşı bir anlamda ‘Birleşik Halk Muhalefeti’ni yaratan önemli bir tarihsel gelişme, sıçrama noktasıydı. Bu süreç, korku duvarlarının yıkıldığını, 23 yıllık AKP iktidarının yarattığı korku iklimiyle aşılamaz denilen ‘can tavan sendromu’nun aşıldığını herkese ve özellikle sessiz yığınlara gösterdi. Türkiye, siyasal ve toplumsal yaşamı açısından 19 Mart süreci; açıkça, demokrasinin sokakta savunulabileceğinin net bir göstergesi oldu.

Maltepe, Samsun ve Yozgat mitingleri

Maltepe mitinginden sonra il mitingleri başladı. İlk miting, Samsun’daydı ve kalabalıktı. Sonra Yozgat Mitingi gerçekleştirildi. Yozgat, muhafazakâr seçmenin çok olduğu, CHP’nin çok az oy aldığı ve AKP’nin kalesi diyebileceğimiz bir ildi. Üreticiler burada traktörleriyle, adeta AKP iktidarının 23 yılda tarımı öldürdüğü ve kendilerini süründürdüğünün bir meydan okumasını yaptılar ve iktidara bir manifesto sundular. Çiftçi Abdullah Ceylan’ın CHP otobüsünün üzerinden yaptığı konuşmada kurduğu cümle ise ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal yaşamın, adeta damıtılmış sözlerle ifade edilişi, sayfalar dolusu yazının bilgece bir cümle ile özetlenişiydi. Abdullah Ceylan, iktidara şöyle seslendi: “Turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez. Devlet, hukuk ile adalet ile idare edilir.”

Birinci Meclis önünde toplanma ve barikatları aşma

Gelelim bugüne; 23 Nisan’a. CHP Genel Baklanı Özel, “105 yıl önceki Birinci Meclisin önünde toplanacağız, sonra Anıtkabir’e yürüyeceğiz,” dedi. Valilik buna izin vermeyeceğini açıkladı, mitingi yasakladı. Özel, “her ne pahasına olursa olsun 1. Meclisin önünde toplanacağız, mitingimizi yapacak ve Anıtkabir’e yürüyeceğiz,” diye konuştu. Öyle de oldu. Polis barikatları yıkılarak, Anıtkabir’e yüründü.

19 Mart’tan 23 Nisan’a uzanan süreç, CHP önderliğinde, 23 yıllık AKP iktidarının, toplumda yarattığı baskıların ve korku ikliminin bir şekilde sona ermeye başladığının somut bir ifadesidir. Sürecin akışı, bu tepkilerin durmayacağını, artarak devam edeceğini gösteriyor. 19 Mart-23 Nisan süreci, gelecek güzel günlerin habercisi olarak, sessiz çoğunluğun umutlarını yeşertmiştir. Yeşeren umutların solmaması için, bu umutları diri tutmaya ve beslemeye devam edeceğiz…

Özel’in hitabeti

Gelinen aşamada Özel’in hitabetini geliştirdiğini de gözlemliyoruz. Daha önceki konuşmaları yer yer Ege şivesinin izlerini taşıyordu. Ege şivesinde konuşmalar sırasında, bazı harfler düşürülür. Özel’in geçmiş konuşmaları, Ege şivesinin bu özelliklerini fazlasıyla taşıyordu. Yöresel şive kullanımı, bir siyasi liderin hitabet sanatına uygun düşmüyordu. Özel’in son konuşmalarında, bu yöresel şiveyi bıraktığını ve yazım kurallarına uygun konuşmaya başladığına tanık oluyoruz. Bu da isabetli olmuştur.

Sonuç

CHP genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mart’tan sonra gelişen siyasal süreçte, bir siyasi lider olarak başarılı bir performans ortaya koymuş ve lider profilini her geçen gün yükseltmiştir. O’nun bu cesur ve kararlı tavrı, muhalif güçlerle birlikte bu iktidarın 23 yıllık dönemini sona ermesini sağlayacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal koşullar, kendi liderini yaratmıştır.

(NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ / SOSYOLOG)