Bugun...


Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ

facebook-paylas
BAROLAR BÖLÜNEMEZ, PARÇALANAMAZ!
Tarih: 30-06-2020 23:07:00 Güncelleme: 01-07-2020 00:04:00


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında somutlaşan AKP-MHP’den oluşan Cumhur ittifakı; üye sayıları binlerle ifade edilen İstanbul-Ankara ve İzmir BARO’larını parçalamak ve yargı bağımsızlığında önemli bir sacayağını oluşturan bir unsuru yok etmek için uğraş veriyor. Konuyla ilgili yasa teklifi, TBMM’ye sunuldu.

AKP-MHP iktidarının amacı, toplumda; demokrasi, insan hakları, kadın hakları, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, hayvan hakları, iş cinayetleri, insanı insan kılan değerleri, toplumun uygar bir toplum olması, haksızlıkları, yolsuzlukları vd. konuları dile getiren, kamu yararına muhalefet etme hakkını kullanan ‘akıl sahipleri’ni yok etmek... Onlar istiyor ki, biz yaptık oldu ve buna itiraz edecek hiç kimse ve kurum olmasın! BARO’lar da bunlardan birisi…

Uygar toplumlarda ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği/işletildiği sistemlerde; iktidar varsa muhalefet te vardır, bu ikisi terazinin iki kefesi gibidir ve dengede olması gerekir. Muhalefet iktidarın yanlışlarını dile getirecek, iktidar da bu konuda kendisine çeki düzen verecek… Demokratik toplumlarda; kural ve işleyiş budur. Bu işleyişin sağlanmadığı, muhalif güç ve denge unsurların sesinin susturulmaya çalışıldığı veya iktidarın muhalefeti yok ederek toplumu ve kurumları kendisi için düzenlemeye çalışmasının adı demokrasi değil, anti-demokratik bir uygulama ve sonuç olarak faşist bir uygulamadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinglerinde ve çeşitli konuşmalarında; hep teklik vurgusu yapıyor. Tek millet, tek vatan, tek bayrak gibi. Teklik, güçlü olmayı, sistemi korumayı ve bütünlüğü ifade ediyorsa; o zaman bugüne kadar tekliğini ve bütünlüğünü korumuş kurumları niye yok etmeye, parçalamaya çalışıyorsunuz? Sizin teklikten anladığınız, bu kurumların size hizmet etmesi, yapılan yanlışlara ses çıkarmamaları ise bu çifte standart bir tutumdur ve savunulur bir yanı yoktur.

AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde, hep bir vesayet sisteminden söz etti, bunlardan yakındı; ordunun, yüksek yargının vd. Bu vesayet sistemleri, konuşmalarının ve propaganda malzemelerinin temel unsuruydu. Süreç içinde çeşitli kumpas davalarıyla (Egenekon, Balyoz vb. davalar) bu vesayet sistemlerini yok ettiler. İlerleyen süreç içinde ise, geçmişte vesayet sistemlerinin kendileri için yarattıkları mağduriyetliklerden yakınanlar; bugün gelinen noktada bir takiyye ürünü olarak kendileri bir vesayet oldu. Kendilerine karşı olanları çeşitli yollarla susturmaya ve mahkûm etmeye çalıştıklarını, baskı uyguladıklarını görüyoruz.

Bugün için BARO’lar yargı bağımsızlığından geriye kalan tek unsurdur. Yargının siyasileştiği, halkın büyük çoğunluğunun yargıya güveninin kalmadığı bir ortamda, BARO’ların bütünlüğünün/tekliğinin zedelenmesi ise yargıya olan güveni tamamen sıfırlayacaktır… Bu durum, savunma mekanizmasının işleyişinde; mahkemelerle olan ilişkinin; iktidara yakın BARO’lar eliyle yürütülmesinin önünü açacaktır. İktidar odaklı BARO ve siyasileşmiş yargı bağlamında; yargılama sürecine güvenmeyenlerin; farklı şekilde hakkını arama yol ve yöntemlerinin gelişmesine ortam hazırlayacaktır; bu çoklu BARO sistemi. Çoklu BARO sistemi, ateşle oynamak gibi bir şeydir…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çoklu BARO sistemi istek ve arzusundan vazgeçmeli, BARO’ların tekliği ve bütünlüğüne dokunmamalıdır. Her şey iktidarların istek ve arzularına göre şekillenmemeli, bazı durumlarda toplumun istek ve arzuları da dikkate alınabilir olmalıdır. Demokrasi dışı tutumların, otoriter yaklaşımların, hiçbir zaman kalıcılığı olmamıştır. Yönetimleri sırasında demokratik tutum sergileyenler ise her zaman iyi olarak anılmışlardır.

İller düzeyinde tekli BARO’ya evet, çoklu BARO’lara hayır!

 



Bu yazı 3151 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI