Biliyorsunuz; Cumhuriyet’in yüzüncü y?l?, ayn? zamanda, Ankara’n?n resmen Ba?kent olu?unun da yüzüncü y?l?d?r. Ankara, 27 Aral?k 1919’dan itibaren fiili ba?kenttir.

Bu fiili durumun tek nedeni, Atatürk’ün ve Kuvayi Milliye Heyetinin Sivas Kongresi’nden sonra Ankara’y? yurt tutmalar? de?ildir; Ankara, buna çok isteklidir.

Mustafa Kemal’i yak?ndan izler Ankara.

Havza’ya vard??? gün, ?zmir’in Yunan askerlerince i?gal edilmesine yönelik protestolar düzenlenmesi ça?r?s?na ilk yan?t veren merkezlerin ba??nda gelir. ?stanbul’un atad??? valinin kenti girmesini de engellerler; Vahdettin ile görü?me giri?imleri sonuçsuz kal?nca kendi valilerini kendileri seçip atarlar.

Ankara’n?n ve hatta Türkiye’nin ilk ve tek seçilmi? valisi Yahya Galip’tir. Yahya Galip’in seçilmesine ön ayak olan görünmez kahramanlar?n ba??nda ise Müdafai Hukuk Cemiyeti Reisli?ini de üstlenen Börekçizade R?fat gelir.

ÖNCÜLÜK B?R GELENEKT?R ANKARA ?Ç?N…

Ankara’n?n en temel özelli?i, her ?ey yolundayken geri çekilmesi; i?ler sarpa sar?nca öne ç?kmas?d?r. Kurtulu? ve kurulu? y?llar?n?n Ankara’s? böyledir.

O Ankara’y? ?öyle resmeder Falih R?fk? Atay:

“Ankara bizim için yaln?z merkez de?il, Anadolu’nun bütün bak?mlardan in?as?n?, imkânlar?n? ve usullerini ö?reten bir mekteb oldu. Ankara’da ba?ard???m?z her ?ey, Ankara’n?n d???ndaki bütün Türkiye topraklar?nda daha kolay gerçekle?ebilir... Ankara hakikaten semboldür.”

Mustafa Kemal de, Ankara’n?n simgesel önemine dikkat çeker. Atatürk’e göre Ankara’n?n “Ba?kent” olu?uyla ?stanbul’?n “payitaht” olmas? aras?ndaki fark çok büyüktür. O fark, “her ?eyi yukar?dan dikte eden” bir “idare ?ekli” ile halk?n egemenli?i aras?ndaki fark kadar büyüktür.

Henüz i?in ba??ndayken, “Milletin egemenli?ini yine milletin azim ve karar? kurtaracakt?r” denilmesi bo?una de?il yani…

Bitlisli ?eyh Mü?tak da, zaman? geldi?inde, Ankara’n?n ?stanbul ile “e?” oldu?unu belirtir ?airane bir kehanetle. Ebced hesab?yla kulland??? ifadelere bak?l?rsa kastetti?i tarihler, kurtulu? ve kurulu? y?llar?na rastlar ve o tarihlerde Ankara’n?n üstlendi?i rol, Atatürk’ün ifadesiyle “cidden fevkalade, hakikaten milli bir merkez” niteli?indedir.

Öte yandan içinde bulundu?umuz günlerde yüzüncü y?l?n? kutlayan ve Atatürk’ün “benim iki büyük eserim” diyerek övündü?ü Cumhuriyet’in ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin, ikinci yüzy?llar?na pek de rahat bir ortamda giremediklerini görüyoruz.

S?YASET?N PROFESYONELLER?N? TASF?YE ETMEK ?Ç?N…

?kinci yüzy?l?nda demokrasi ile taçlanmas? öngörülen Cumhuriyet rejimi ba?kanl?k sistemine evrilmi?; bu süreçte öncü rol oynamas? gereken Cumhuriyet Halk Partisi ise 14-28 May?s seçimlerinde izledi?i geni? cephe politikas?ndan istedi?i sonucu alamam?? durumdad?r.

Ba?ar?s?zl???n nedeni, “ittifak stratejisi” mi; iktidar?n bu stratejinin olumlu sonuçlanmamas? için kamunun bütün olanaklar?n? kullanarak geli?tirdi?i çok yönlü dezenformasyon politikas? m?d?r, elbette tart???labilir ama sonuç olarak ikinci yüzy?la beklentilere yan?t bulamam?? bir ülke olarak giriyoruz.

Bekledi?i sonuca ula?amad???n? gören yüzde 48’in hayal k?r?kl??? ya?ad???n?, hayal k?r?kl???n?n da öfkeye dönü?tü?ünü görüyoruz. Öfkenin CHP üzerinde odaklanmas?nda ?a??lacak bir ?ey yok; çünkü muhalefetin “amiral gemisi” konumuna sahipti.

Bu öfkenin, yaln?zca s?radan yurtta?lar ve bölük pörçük de olsa muhalif unsurlarla s?n?rl? olmad???na da tan?k oluyoruz. CHP örgütlerinin de hem hayal k?r?kl??? hem de öfkelendi?i ve bu öfkesini de, CHP yönetiminden ama esas olarak Kemal K?l?çdaro?lu’ndan ç?kartmak istiyor.

Tepki do?al ve de?i?imin önünde durulamaz. Bununla birlikte siyasetin “profesyonelleri”, hayal k?r?kl???n?n yaratt??? öfkenin K?l?çdaro?lu üzerinde toplanmas? için özel ve örgütlü bir çal??man?n içine girmi? durumdalar.

En az? be? dönemdir vekillik yapan isimlerin ?mamo?lu gibi toplumda heyecan yaratan görece daha genç bir ismin açt??? de?i?im ?emsiyesinin alt?na girerek, “günah keçisi” olarak göstermek istedikleri K?l?çdaro?lu’na salvolar gerçekle?tirmeleri, esasen, kendilerini dikkatten kaç?rma giri?imleridir. O giri?imler, olumlu sonuçlanamaz; zira gerçeklerin er ya da geç aç??a ç?kma gibi bir huyu vard?r.

D?NAM?K B?R ÖRGÜTSEL YAPI ?Ç?N…

Öte yandan tart??man?n geli?tirici bir taraf? vard?r; siyasetin do?al sonucudur bu. Tart??ma olmaz ise geli?me olmaz. Bu nedenle b?rak?n sol bir partiyi, kendisini gelece?e haz?rlamak isteyen her örgütlü yap?, ufkunun geni?lemesi için her an tart??abilmeli, herkesin konu?mas?ndan yararlanabilmek için zeminler olu?turabilmelidir. Tart??ma, insan?n ufkunu açar, örgütsel yap?lar?n da yenilenmesine vesile olur.

Bu durum CHP için de geçerlidir.

Tarihi nitelikte f?rsat?n heba olmas?n?n pek çok müsebbibi vard?r ve müsebbipler ba?ta olmak üzere herkes sorumlulu?u kadar hesap verebilirse sürecin daha dinamik bir hal alaca?? aç?kt?r.

Kas?m ba?? gibi yap?lmas? öngörülen CHP Büyük Kurultay?, ele?tiri ve özele?tiri yapabilmek için güzel bir f?rsatt?r ve en az bir hafta sürecek, herkesin içini dökebilece?i ve üretti?i çözümleri önerebilece?i bir kurultay olmas?, Türkiye’nin gelece?i aç?s?ndan da temel bir ihtiyaçt?r.

O sürece do?ru gidilirken CHP’nin Ankara ?l Kongresi yap?ld?. Kongre sönüktü ve ne yaz?k ki bir günlük takvime s?k??t?r?lm??t?. Oysa Ankara gibi bir ilin kongresi, yaln?zca il yönetimini seçmek ve kurultaya gidecek delegeleri belirlemekle s?n?rlanamazd?.

Olan oldu.

Derler ki “her olumsuzluk, kendi içinde bir olumlulu?un do?u?una da yatakl?k eder”.

Nitekim öyle oldu.

?l Ba?kan? seçilen Dr. Ümit Erkol, bundan böyle CHP Ankara ?l Örgütünün, siyasette öncü örgüt i?levi görece?ini, siyaset üretmek ve o üretilen siyasetin ülkenin sorunlar?n?n çözümüne manivela görevi görebilmesi için farkl? toplumsal güç ve katmanlarla birlikte hareket edece?ini belirtti.

DAHA GÜZEL B?R MEMLEKET ?Ç?N…

Erkol’un kongre konu?mas? s?ras?nda en çok alk?? alan vurgular?ndan biri, “kat?l?mc?, ?effaf ve hesap verebilir öncü örgüt olu?turmak” cümlesi olmu?tu.

Siyaset, yaln?z ba??na yap?lmaz çünkü…

Di?eriyse kongre günüyle katledili?inin y?ldönümü ayn? güne denk gelen Taylan Özgür’ü anmas? ve onun ad?yla birlikte telaffuz etti?i “Tam Ba??ms?z Türkiye” vurgusu oldu.

Tam ba??ms?zl?k, kurtulu? ve kurulu?un da simgelerinden biridir ve ’68 ve ‘78 ku?a??n?n simgesel slogan?d?r. Mücadelenin içinden gelen Dr. Erkol’un bu duru?u, gelene?i gelece?e ta??mak aç?s?ndan k?ymetli bir duru?tur.

Erkol soka??n nabz?n? tutmas?n? bilen biri ve konu?mas? s?ras?nda özellikle Gezi’nin mücadele gelene?ine vurgu yapmas? da gösteriyor ki muhalefetin dinamik bir içeri?e kavu?mas?, Ankara’n?n “öncülük” görevini üstlenmesiyle mümkün olacakt?r.

Yapabilir mi?

CHP gibi pek çok refleksi muhafazakârla?m?? bir partide zor ama neden olmas?n? Bu durum, ayn? zamanda, yüzy?ll?k gelene?in yeni bir formata kavu?mas?n?n da önünü açar.

Neden mi ihtiyaç var buna?

Cevab? Naz?m ile verelim:

“…insan insan? sömürmesin diye

ve daha adil bir dünya

daha güzel bir memleket için…”