Bugun...



Datça Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili: “Bu Ülkenin Devrim Şehitleri de Var!”

Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Can Canbey, bugün yapılan belediye meclis toplantısında, “Şehitlerimizi andık; aslında bu ülkenin devrim şehitleri de var” diyerek Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile ilgili bir konuşma yaptı.

facebook-paylas
Güncelleme: 07-05-2022 13:46:30 Tarih: 07-05-2022 13:44

Datça Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili: “Bu Ülkenin Devrim Şehitleri de Var!”

MEHMET ERDAL / DATÇA

     Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Can Canbey, bugün yapılan belediye meclis toplantısında, “Şehitlerimizi andık; aslında bu ülkenin devrim şehitleri de var” diyerek Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile ilgili bir konuşma yaptı.

     Datça Belediye Meclisinin olağan aylık toplantılarında gelenekselleşen yöntem şöyledir: Belediye başkanı Gürsel Uçar gelir ve toplantıyı açar. Ağırlığı Datça yereline dair olmak üzere geçmiş bir aydaki güncel olaylara ilişkin düşüncelerini basınla ve canlı yayında toplantıyı izleyen izleyicilerle paylaşır. Sonra sırasıyla MHP, AKP ve CHP Grup Başkan Vekilleri konuşur; başkan, her grup başkan vekili konuştuktan sonra kısa açıklamalarda bulunur. Grup başkan vekillerinin konuşmaları bitince toplantının resmi gündem maddelerinin görüşülmesine geçilir.

     Grup başkan vekilleri ise kendi siyasal düşünceleri ve artı kişilikleri çerçevesinde yaptıkları konuşmalarında bulundukları yerden gördükleri ya da Datçalıların kendilerine ilettikleri sorunlara dair düşüncelerini ve beklentilerini dile getirirler; yanıtlanmasını istedikleri soruları sorarlar.

     Bugün, ilk kez, 2019 yılından beri meclis toplantılarını izleyen bir kişi olarak, beni çok şaşırtan bir gelişme oldu; CHP Grup Başkan Vekili Can Canbey, kendi rutin konuşmasının dışına çıktı, bütün güncel olayları pas geçti ve yalnızca, üç fidan ile ilgili konuştu.

     Can Canbey, grup başkan vekili olarak konuşma sırası kendisine geldiğinde, “6 Mayıs 1972, tam 50 yıl oldu, başkanım”, diyerek sözlerine başladı. “Şehitlerimizi andık; aslında bu ülkenin devrim şehitleri de var. Diyor ki, 'bu ülkenin kaynakları, bu ülkenin halkı için kullanılmalıdır. Toprak reformu yapılmalıdır. 61 Anayasası eksiksiz uygulanmalıdır. Tek özlemimiz, bu ülkenin tam bağımsızlığıdır.' Bunlar bizim sözümüz değil; bunlar, 6 Mayıs 1972'de, tam dayanakları olmadan, iki ay içinde apar topar idam edilen Deniz Gezmiş'in, Yusuf Aslan'ın, Hüseyin İnan'ın sözleridir.

     Konuya siyasi olarak bakarsak, üzerinden 50 yıl değil 150 yıl geçse de anlama şansımız yok. O yüzden, onların sözleriyle başladım. Bu ülkenin kaynakları, bu ülke halkı için kullanılmalıdır. Yaşadığımız süreç, siyasi iktidarların ne kadarını halkı için kullandığına çanak tutuyor, görebiliyoruz, hepsini. Kısaca bahsetmek lazım; ben, zamanımı Denizlere ayırmak istiyorum.

      Deniz Gezmiş, ailesiyle birlikte, babası Milli Eğitim Müdürü, İstanbul'a tayin olunca, Aşık Veysel'i de biliyor, tanıyor; Aşık Veysel bir gün evlerine ziyarete geldiğinde, şunu söylüyor Deniz Gezmiş: 'Gözleri görmüyor ama her şeyi görüyor'.

     Deniz Gezmiş 20-25 yaş arasında, ömrünün 5 yılını neredeyse hapislerde geçiriyor. Anekdotlar o kadar ilginç ki, Sabahattin Ali'nin kaldığı Sultan Ahmet Cezaevinde yatıyor bir süre. Nazım Hikmet'in Bursa'da kaldığı koğuşta yatıyor, bir süre. Bunlar, tabi iç acıtıcı olaylar. Ama iyinin karanlığa karşı olan mücadelesi herhalde hiç bitmeyecek.

     Bizler, bu memleketin neferleri olarak, gerektiğinde bu ülkenin çıkarları için, gerektiğinde bu ülkenin insanları için gereken mücadeleleri yerine geldiğinde vermeye hazırız. Tabi ki buradan şu cümle çıkıyor: 'Elbet bir bildiği vardı bu çocukların/ Kolay değil öyle genç ölmek./ Yeşil bir yaprak gibi yüreği./ Koparıp ateşe atlamak,/ pek öyle kolay değil.' (Hasan Hüseyin Korkmazgil)

     Deniz Gezmiş ailesine bir mektup yazıyor, idamından önce, hepimiz ana evladıyız, bu insanlar da bir anadan doğdu. Babasına diyor ki, 'Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et', onun bilim adamı olmasını istiyor. 'Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir', diyor. Ayrıca şunu söylüyor mektubunda, 'Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.' Bu açıdan, tam da 6 Mayıs'a geldi bugünkü meclis toplantımız; ben inanıyorum onların mücadelesinin etkileri de var bugün bu mikrofonlarda rahatça konuşabilmemiz de. Bu ülkenin imarları da çözülür, bu ülkenin yolları da çözülür; bizim derdimiz samimiyet, bizim derdimiz zihniyet. Bu ülkenin sahilleri de vatandaşı tarafından kullanılır hale getirilir. Ama zihniyet ve samimiyet yok ise işte 50 yıl geçmiş üzerinden hala bunların mücadelesini verir olduk...”

 




Bu haber 1905 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI