Tweet |
Nevzat Çağlar Tüfekçi
Milas’ın Beçin ve Çamovalı köyleri(mahallerinin) sınırları içinde kalan 2 bin dönüm alanda bulunan çamların kesilmesi, yörede yaşayanların tepkilerine neden oldu. Beçin ve Çamovalı sakinleri, İkizköy Çevre Komitesi, MUÇEP Milas Meclisi ve Milas Kent Konseyi üyeleri bölgede ağaç kesimini protesto ettiler ve yetkililere, “ormanların kesilmesini durdurun,” çağrısında bulundular.
BAHARI MÜJDELEYEN DUKKUK KUŞLARI
Ağaçlar kesildikten sonra, arazide hafriyat çalışması yapılarak, ağaç kesilen bölgenin adeta sürülmüş bir tarla haline getirildiği bölgede bir konuşma yapan Çamovalı Köyünden ve aynı zamanda MUÇEP Milas Meclisi Üyesi Fikret Çoban, “Buralar bizim Yörük yurdumuzdur. Çamovalı köylülerinin, özellikle atalarının kış yurtlağıdır burası,” diyerek şunları söyledi: “Bu bölge bizim babalarımızın, annelerimizin, dedelerimizin ve ninelerimizin çadır kurdukları, kışı geçirdikleri yerlerdir. Dukkuk kuşlarının baharı müjdeleyen ötüşleriyle ovalara göçer, hayatlarını oralarda sürdürürlermiş. Dukkuk kuşlarının ilk ötüşüyle doğa uyanır, ağaçlar ve çalılar filiz vermeye başlar. İşte yörük olan atalarımız doğanın döngüsüne katkıda bulunmak, keçilerin ağaçlara zarar vermemesi için ovalara göçerlermiş. O insanlar, o zamanlar doğanın korunması için bunu düşünürlerken, bir de şimdiki insanların yaptığı ağaç katliamına, şu ata yadigârı ormanın haline bakın!..”
ÖZELLEŞTİRMELERLE ORMAN ALANLARI DARALTILIYOR
Daha sonra hazırlanan ortak metin okundu. MUÇEP üyesi Faik Binici tarafından okunan açıklamada, ilk olarak şu görüşler dile getirildi: “Milas, Beçin ve Çamovalı’daki; içinde Denizcik adında küçük bir göl de bulunan kızılçam ağaçları ile kaplı 2 bin dönümlük dağ yamacındaki orman arazisi, Anayasa’da orman arazileri amaç dışı kullanılamaz diye belirtildiği halde, endüstriyel plantasyon kurmak ve ormanı gençleştirmek gerekçeleriyle kesilmektedir. “
Açıklamada orman alanalrının özelleştirilmesi ve amaç dışı kullanımı eleştirilerek şu ifadeler dile getirildi: “Orman Kanunu’nun Anayasa’ya aykırı olarak değiştirilen 16, 17 ve 18. maddeleriyle kamu yararı adı altında orman alanlarının 29 yıl, 49 yıl, 99 yıl gibi uzun süreli olarak madencilik, enerji, altyapı, savunma sanayii ve eğitim yatırımları gibi ormancılık dışı kullanımlarına izin verilerek, ormanlar özelleştirilmekte ve bu amaç dışı kullanım sürekli genişletilmektedir. Milas’ta ve Türkiye’nin farklı yerlerinde yapılan kesimlerin gerçek nedeni budur. Bu amaç dışı kullanımlarla daha fazla orman kesilecek, ormanlar ormanlık özelliğini tamamen yitirecek, biyoçeşitlilik azalacak, yaban hayatının yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kalınacaktır. Şu anda TBMM’nde görüşülmekte olan yeni kanun taslağı da bu amaç dışı kullanımlara yenilerini eklemekte, orman alanlarını daraltmaktadır.”
ORMANSIZLAŞMA; SEL, HEYELAN, KÜRESEL ISINMA DEMEKTİR
Ormanlara sadece ekonomik kaynak olarak bakılması sonucu yaşanan ormansızlaşmanın; sel, taşkın, heyelan, küresel ısınma, iklim krizi vb. felaketlerle yol açtığı belirtilen açıklamada daha sonra şunlar kaydedildi: “Orman Genel Müdürlüğü’nün 2019-2023 stratejik planında endüstriyel plantasyonun temel amacının “doğal ormanlar üzerindeki odun üretimi baskısının azaltılması” olduğu belirtildiği halde uygulama tersi olmuş; endüstriyel plantasyon ya da gençleştirme gibi artık ormancılık biliminde çok özel durumlar dışında kabul görmeyen yöntemlerle, doğal yaşlı ormanların sanayiye ucuz odun hammaddesi sağlamak üzere, kesilerek yerine hızlı büyüyen ağaç türlerinin dikilmesi uygulamaları hızla artmıştır.”
İLGİLİ BAKANLIKLARIN SORUMLULUKLARI
Okunan açıklamada yetkililerden şu isteklerde bulunuldu:
1-6831 sayılı Orman Kanununa ve Anayasaya aykırı olarak eklenen düzenlemelerle ormanlar üzerinde sürekli yeni kullanım fırsatları yaratan yönetim anlayışı terk edilmeli,
2-Siyasi ve ekonomik heveslerle, birkaç yıl içerisinde üretimi artırmak amacıyla bütün canlılar için çok önemli ve dünyada giderek kıtlaşan doğal yaşlı ormanlar feda edilmemeli,
3-Yaşadığımız salgınlara yenilerinin eklenmemesi için orman ekosistemlerinin ve biyolojik çeşitliliğin korunması özellikle önem kazanmışken, doğal varlıklara parasal değer biçilerek onlar yok edilmemeli,
4-Yüzlerce yılda oluşmuş etkin doğal ormanlar, endüstriyel odun üretimi için tahrip edilmemeli,
5-Ormanlara ekonomik kaynak gözüyle değil, ortak varlıklarımız ve eko sistemin bir parçası olarak bakılmalı,
6-Avcılık toptan yasaklanmalı; canlıların avcılık adı altında öldürülmesi suç kabul edilerek cezalandırılmalı,
7-İklim krizinin baş nedeni karbonun tutulmasında önemli yeri olan ormanların planlı bir şekilde korunmasını, genişletilmesini ve işletilmesini; ayrıca bu planlar çerçevesinde, dünyada sağlıklı gıdaya erişim ihtiyacının arttığı göz önünde bulundurularak, ona uygun davranılmalı.
Son olarak sorumlu bakanlara şu çağrı yapıldı: “Bizler Milas’ta yaşayan yurttaşlar olarak yetkilileri halk sağlığını tehlikeye atan, orman ekosistemine zarar veren uygulamalardan derhal vazgeçmeye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı orman ekosistemini korumak üzere gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz.”