Nevzat Çağlar Tüfekçi

Milas’ın Beçin ve Çamovalı köylerinden çok geniş bir alan üzerinde bulunan ve bölgenin eko-sisteminde önemli yer tutan kızılçam ağaçlarının kesilmesi ve bölgenin çıplak hale getirilmesi; bölge halkının yoğun tepkisine neden oldu. Bölgedeki yetişkin çam ağaçlarının tepkilere rağmen kesilmeye devam edilmesi, kesimin durdurulamaması ise bölgede kesim için emrin büyük yerden geldiği iddialarına yol açtığı ifade edilmektedir.

2 Bin Dönümde Kıyıma uğrayan Kızılçamlar!

Bölge halkının tepkilerine rağmen çam ormanı katliamının durdurulmaması üzerine Muğla Çevre Platformu Milas Meclisi change.org’ta bir imza kampanyası başlattı. İmza kampanyası metninin giriş bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Milas Beçin ve Çamovalı köylerinde 2 bin dönümlük orman arazisinde bulunan kızılçamlar kesiliyor. Bölgede yaşayan yurttaşların bireysel çıkar hedeflemeyen çığlığına kulak vermenizi, orman ekosistemimize daha fazla zarar verilmeden Milas Beçin/Çamovalı bölgesinde Endüstriyel Plantasyon projesini iptal etmenizi talep ediyoruz.”

İmza kampanyası metninde ağaç kesimi yapılmamasının hukuki dayanakları şu şekilde belirtildi: “Milas Beçin ve Çamovalı köyü sınırlarında, içinde Denizcik adında küçük bir göl de bulunan kızılçam ağaçları ile kaplı 2 bin dönümlük dağ yamacındaki orman arazisi, Anayasa’da orman arazileri amaç dışı kullanılamaz diye belirtildiği halde, gece gündüz demeden endüstriyel plantasyon kurmak ve ormanı gençleştirmek gerekçeleriyle kesilmektedir. Orman Genel Müdürlüğünün 2019-2023 Stratejik Planı’nda da endüstriyel plantasyon kurmanın ana amacının ‘doğal ormanlar üzerindeki odun üretimi baskısını azaltmak’ olduğu açıkça belirtilmiştir.”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının Görüşü

İmza kampanyasının metninde, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile işbirliği içinde yürütülen “Akdeniz Entegre Orman Yönetimi Projesi”nde konunun nasıl ele alınması gerektiği şu şekilde ortaya konulmaktadır: “…ne yazık ki yanlış ve eksik bilgilere dayanarak doğal yaşlı ormanlar birçok sorunun kaynağı olarak görüldü ve bu alanlar için temel yönetim hedefi gençleştirme oldu. Bu yanlış uygulamalar sonucu doğal yaşlı ormanların kapladığı alanlar her geçen gün azalmakta ve yapıları bozulmaktadır… doğal yaşlı ormanları korumak için bakım, gençleştirme, boşaltma vb. rutin ormancılık etkinliklerinin dışında tutma gibi teknik önlemler alınmalıdır.”

Bölge Endüstriyel Plantasyona Uygun Değil!

Daha sonra imzam kampanyası metninde şu açıklamalara yer verildi: “Alanda uzman bilim insanlarına göre ormanların ağaçlandırılarak değil, kendi doğal sürecinde kendini yenilemesi önemlidir. Dolayısıyla, ihtiyaca yönelik odun üretimi açık alanlarda, hızlı gelişen ağaç türleriyle yapılan ağaçlandırmalarla yapılarak doğal ormanlar üzerindeki baskı azaltılmalıdır. Kaldı ki, bölgedeki arazinin yapısı, eğimli olması nedeniyle endüstriyel plantasyona uygun değildir. Bizler bölgede yaşayan yurttaşlar olarak yüzlerce yılda oluşmuş böylesi değerli bir ekosistemi yok edecek bu projenin uygulanmasına kesinlikle karşıyız.

Ormanlar Biyo-çeşitliliğin Ana Kaynağıdır!

Tüm dünyanın ve ülkemizin korona virüs salgını ile mücadele ettiği, olağanüstü koşullarda yaşamak durumunda kaldığımız ve kamu gücünün yaşanan felaketle mücadeleye yönlendirilmesi gereken bir süreçte, bu projenin hızla uygulamaya alınmak istenmesi kamu vicdanını yaralayan, kabul edilemez bir uygulamadır. Bilim insanları da biyoçeşitliliğin ana kaynağı olan ormanları yok ederek orada yaşayan bütün canlıların yaşam alanlarını daralttıkça covid19 benzeri salgınların artacağı konusunda hemfikirdirler.”

MUÇEP Milas Meclisi tarafından başlatılan imza kampanyası metninin son bölümünde şu istekler dile getirildi: “Bölgede yaşayan yurttaşların bireysel çıkar hedeflemeyen çığlığına kulak vermenizi, orman ekosistemimize daha fazla zarar verilmeden Milas Beçin/Çamovalı bölgesinde Endüstriyel Plantasyon Projesini iptal etmenizi talep ediyoruz. Endüstriyel plantasyon orman değildir. Biyo çeşitliliği yok eder. Endüstriyel plantasyon doğal yaşlı ormanı keserek değil koruyarak yapılmalıdır.”

Çamovalı Muhtarı: “Ekolojik Sistemimiz Bozulmasın”

Orman kesiminin yapıldığı alanın sınırları içinde yer aldığı Çamovalı Köyü muhtarı Necati Oruç, biz bu ağaçların kesilmesini istemiyoruz diyerek şunları söyledi: “Bu bölgede ne yapılacağına dair bir bilgimiz yok. Muhtarlık olarak kimse bize bilgi vermedi. Duyumlarımız, bu yerin Katarlılar’a satıldığı veya güneş enerji panellerinin konulacağı şeklinde. Sınırlarımız içindeki ormanların kesimi durdurulmalıdır. Çamlar, bizim akciğerlerimiz. Bu ağaçlar köyümüzün ve çevremizin güzelliğidir. Bölgede kesimi yapılan ağaçlar, 40 sene önceki bir yangın sonucu dikilen fidanlardan meydana geldi. Bunların yerine başka ağaçların dikileceği söyleniyor. Biz bunlara inanmıyoruz. Bu yerin birilerine peşkeş çekilmesinden endişe ediyor, ekolojik sistemimizin bozulmasını istemiyoruz. Doğal ortamlar korunmalıdır. Biz bu doğayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık!”

Çamovalı Muhtarı Oruç, orman katliamının Gökçeler ile Akyol arasındaki Kepez bölgesinde de başladığını, bu bölgede daha genç çam ağaçlarının kesildiğine dikkat çekerek, ilgililere seslendi ve bu orman katliamlarının durdurulması çağrısı yaptı, "bölgemiz ileride çöl olmasın!" uyarısında bulundu. 

xxx

İmza Kampanyasının linki: https://www.change.org/p/milas-ta-ormanlar%C4%B1n-kesilmesini-durdurun-ttsm-tarim-gov-tr-tcmuglavaliligi?recruiter=false&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=psf_combo_share_initial&utm_term=psf_combo_share_abi&recruited_by_id=76e76d40-d118-11ea-a567-15cc2962049f&utm_content=fht-23754634-tr-tr%3A0