Tweet |
MELDA OMAY, Datça, 14.04.2024
Olaylar olaylar yahu polise kadar her yeri aradım, hala evdeyim, kapımın önünde daaadi dadi bi şey yok! Bu gece hayattaki en harika pikniğe katıldım, başkan vardı, yardımcısı vardı, keyif vardı diyecekken, ziraat bankası beni dolandıramadı. Pikniğe giderken köfte parası olsun barim diyerek Dörtyoldan para çekim dedimdi, para vermedi sistem ama kâğıt verdi, çekmişim gibi. Neyse pazartesi çözeriz şubede dedim ve Leyloşum ödesin benim köfte paramı diyerek kendimi 80 kişinin katıldığı, içlerinde 3 yerli Datçalının olduğu; başkan, yardımcısı ve her şeyin fotoğrafını çeken gencimiz ile 3 yerlinin olduğu müthiş partiye avdet ettik. Müzik yapan gencimsi (yabancı) öğrendiğim kadarıyla Avusturyalı idi, Fransızca söylüyordu, merci beaucoup diyerek onu mutlu eden tek bi kişi oldum. Ben de mutlu oldum, iki kelime biliyom diyerek. Neslihan sağolsun tercüme etti de iyi geldi bana. Fransızca biliyormmm. Gün aşırı yazı da biraz fazla mirim. Fakat bu gece olaylarla dolu geçiyor, kayda geçmek lazım, lazım yaaa vakanüvistler. Biraz durayım. Ziraat bankası versus iklim bankası. Haha. İklim derim iklim ederim, vakit kaybetmeden lütfen ikliminizi biliniz! En iyisi yazdıklarımı save edeyim. Erken uyuyorum epeydir. Uyu Melda apla. Belli ki uyurken imdat polis banka ikilisi acilen beni sevsinler kiiii. Uyuyayım ve hayattan gideyim. Hayat da bana kalsın. Musa Anter mesela. Kim hatırlıyor acep? Cok çok değerli bir aydındı, değersiz üç kurşunla koparıldı hayattan, böylece hep hayatın içinde kaldı ölümsüzlüğe geçti. Bugün de televizyondaki bir programda Orhan Veli anıldı, çok erken gitti be diyerek anıldı, ölmemişti ki niye üzülüyorsunuz gençler ve hep genç kalanlar.
İyi ki param yok dedirtecek bu dolandırıcı dünya bana. Köfte parasını çekeyim bari. Karavana da ledli ampul lazım, hep yanmalıymış, şarj ve deşarj olmalıymış. İlerde başka bir mecrada ‘bir karavancının güncesi’ diye bişiler yazarım. Evet yazıcam. İşim ne? Aralara tatilden anılar sokuşturayım diyordum ki otelde tanıştığım otuzlarının başlarındaki Okan aradı, annesi vefat etmiş on ay önce, çok kederli bir çocuktu. Otelin barında sabahlara kadar hiç susmadan anacığını anlattı bize. Non stop konuşabiliyor, hah işte o aradı, bahçesini, evini görüntülü anlattı, geleyim de dağıtayım o evi dedim. Ne o öyle askeri kışla gibi, fazla düzenli. Gece kalabalık bir grup ağırlamış Bodrum neydi o diskonun adı? Halikarnas. Bir dönüm içinde deniz manzaralı bir evceez. Haha pek fakir bir bey bu yaz bana gelecek ve bahçeye yardım edecek. Sonra da ben ona gideceğim ve yardım edemeyeceğim. Yapacak iş yok, hah yemek yaparım, Bodrum pazarının otları meşhurdur, yaparım bi ot yemeği. Memnun olur umarım, mide küçültme ameliyatı olmuş, annesine bakarken yaklaşık 4 yılda almış da almış kiloları, sonra ameliyat. Şimdi de üç lokmada doyduğu için zayıf. Baktım da bugün yemek ye diye bağırıp çağırdım. Görüşmeyeli bir hafta oldu, zayıflamış! Annesi gibi bana yaklaştığı için sözümü dinliyor baya baya. Bu arada ben acıktım. Yemek molası vereceğim ey kaaari, olmaz mı? Oluyo böyle şeyleeeeer. Dönüşte kilo almış bir birey olarak karşınızda oluciiim. Tost pişiyor. Minnacık bir peynir aldım 70 lira. Sokakta yemek daha yerinde, bir iyiliği varsa kaliteli malzeme kullanmış oluyor, ne yediğini biliyorsun. Güya! Ekmekte ne var mesela biliyor muyuz? Hayır bilmiyoruz. Tostumu yedim Godot’u bekliyorum. Bu esnada olanlara dönersek, teleferik kazası meselesi bir ölüyle sona erdi. Çok şükür, ancak kabak Antalya BŞB’ne patlayacak. Tüm bakımları yapıldı dediydi Böcek bey. Civataların kontrol edilmediği kontrol mu olurmuş? Denetim şirketleri de bir third parti tarafından denetlenmeli. Hep derim. Third parti nedir az kişi bilir de iş insanları ve Büyükşehir belediyeleri bilmeli. Araştırın harcadığınız parayı vergiden düşersiniz, tamamen.
Kaldı geriye dünkü parti. 88 kişiymişiz söylemiştim sanırım. Çağlalar dalları kıracak kadar çoktu. Bi fotoğrafım çekilmişti de kim çekmişti? Şule olabilir. Bana yolladıklarını bir gözden geçireyim. Necati Sağır yoldaşıma tekraren teşekkür ederim. Uzun zamandır bu kadar dostane bir parti yaşamamıştım. Cevaben iade-i parti yapıcam benim karavan ve etrafında. Hele bir yerine yerleşsin de. Tavuklarımı da alayım. Yerli ‘normal’ davuklaa. Telleri ve kümesi bir gözden geçireyim. En kısa vadede yapacaklarım bunlar. Bir de demir kafes üç dönüme. Füze vız gelir, drone fısss gider. Suyum var elektriğim var, dert yok kasavet yok. Ve bunlara para vermeyeceğim. Bedeli var, ederi yok. Oley be. Yazın bile suyu olan keson kuyu, yüzelli yıllık diyor bizim muhtar. İçinde kurbağalar ile bana ait. Hortumlarda bulunan süzgeçvari bir düzenek varmış, hortumu ve kovayı da hediye ettiler Ersin ve abisi albayım, yarbayım, yüzbaşım, the dertli asker, umarım vakit bulup gelebilirler. Adamcağızın eşinin ölüm yıldönümü imiş. o gün. O yüzden kafa dağıtmaya gelmişler iki kardeş. Yoksa hiç paraya ihtiyaçları yok. Çekiciye yükleyip gelmişler, adam çok mahzundu. İkisi de gayet becerikli iyi aile babası tiplerdi. Ersin eşi için dallemeler topladı, araya sarışın çiçekler serpiştirdi. Kaç yıl olmuştur ben çiçek almayalı. Ok çiçekli küpe de olur. Kader karşıma hep iyi insanlar çıkartıyor, annemin bana ettiği dualar ancak yerine ulaştı herhalde, koskoca galaksiler arasında kaybolup gitmemiş oldu, annem çok iyi bir anneydi, ülkemizin yavaş teknolojileri nedeniyle dualar geç ulaşıyor demek. Allah hepinizi iyi insanlarla karşılaştırsın sevgili okurlarım. Öyle ya beni herkes okuyamaz. Seçili insanlar okuyor. Öyle ayarladık Mehmet şefim ile birlikte. İyi insan filtresinin mucididir kendisi. Adı Mehmet, Haber ve İnsan isimli siteyi ziyaret ediniz, benden başka da yazarlar var, haberler var, var da var. Okuyun. Benim yazıları ararken bir dolu yeni, sağlam haberle karşılaşacağınıza garanti veririm. Sol tandanslı bir siteyse de sağcıların görüşleri de yerindeyse eğer yer buluyor sayfalarında. Yerinde olmak; kime göre, neye göre diye sorarsanız… elbette bana göre, şefime göre. Bastırmışlar parayı almışlar domain name’i. İstediklerini yazar olarak seçecekler bittabi. Eh uzattım, Fethiye yollarında karşılaştığım iyi insanlardan bahsederim artık gelecek yazıda. 70 yaşındaki deha teyzem numarasını bilmediği için veremediydi bana, beni arayacaktı güya. İyi insan elbet arar. Bu hanım tek başına 5 yazıya konu olur. Ülkemiz insan cenneti. Hayvan ve bitki cenneti olduğu gün iyi insanların devrimi gerçekleşmiş olur. (Cansızları asla göz ardı etmem, öölece duran bir taş parçası kimlere kimlere ev sahipliği yapıyor bilemeyiz. ) Dünyaya hayırlı uğurlu olsun madem. Kapitalist dünyaya gitmesin dualarım, insanlarına tüm canlılarına e cansızlarına gitsin. Pislik yöneticilerine gitmesin, paraları bereketsiz olsun. Yazı bir ileniyle bitmesin, nasıl bitsin? Güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz diyelim.
Not: Dünya Bankası para dağıtıyormuş ya, ülkemize de düşmüş bir miktar, üzerimize düşen onlarca euroyu isteyelim. Olmazsa basın bildirisi okuruz, mesela denizin içinde; denize, ormana yasak yok. Dilek dediğin böyle olur işte.
Melda the iyi insan evladı