Bugun...



Ata'm?z?n Sonsuzlu?a Gidi?i!

Doktor Nihat Re?at Belger Atatürk'ü ilk kez 22 Haziran 1937 tarihinde Yalova'da muayene etmi?, vücudunda dikkate de?er bir ar?za bulamam??t?r ve Atatürk'ün genel sekreteri Hasan R?za Soyak'a, " Öteden beri hayat tarz?na göre, bilhassa karaci?erini çok yorgun bulaca??m? tahmin ediyordum, hamdolsun böyle bir ?ey görmedim," demi?tir.

facebook-paylas
Tarih: 10-11-2022 11:08

Ata'm?z?n Sonsuzlu?a Gidi?i!

GÜLDEN SÖKEL?O?LU / TAR?HÇ?-YAZAR

     Doktor Nihat Re?at Belger Atatürk'ü ilk kez 22 Haziran 1937 tarihinde Yalova'da muayene etmi?, vücudunda dikkate de?er bir ar?za bulamam??t?r ve Atatürk'ün genel sekreteri Hasan R?za Soyak'a, " Öteden beri hayat tarz?na göre, bilhassa karaci?erini çok yorgun bulaca??m? tahmin ediyordum, hamdolsun böyle bir ?ey görmedim," demi?tir. Yine Cumhuriyet gazetesine verdi?i beyanat?nda Doktor Belger, " Atatürk'ü ilk defa 1937 Haziran'da Yalova'da muayene ettim. O tarihte kendisinde siroz hastal???na ait hiç bir bulgu görmedim. Fakat bu tarihten 8 ay sonra yine Yalova'da muayenede karaci?erdeki rahats?zl???n bulgusunu tespit ettim," demi?tir.

     Atatürk'ün Yalova'daki k?sa tedavisinden sonra i?tah? artar, kilo al?r ve ne?esi yerine gelir ve durumundan çok memnundur, onuncu gün ka??nt?dan eser kalmaz. Doktoru Nihat Re?at Belger, "Fakat Atatürk, Yalova'ya geldi?inin on ikinci günü bu tedaviye hiç de?ilse üç hafta devam etmesi için ?srarl? ricaya ra?men, her ne sebeptendir Bursa'ya gitti," diye ?ikâyet etmi?tir.

     Bursa'da Merinos Fabrikas?'n?n aç?l???n? yapt?. Tan?klar?n ifadelerine bak?l?rsa "omuzlar?nda, dizlerinde, gözlerinde bir yorgunluk" dola?maktad?r. " Bir gece içinde 10 y?l ya?lanm??" gibidir.

     Gece belediye salonunda ?erefine düzenlenen bir balo vard?r(2 ?ubat 1938) Balo öncesi ak?am yeme?i için, saat 7'ye 10 kala Çelik Palas'?n salonlar?na girdi?inde davetliler ?a?k?na dönerler. Gündüz sapsar? olan yüzünde yapay bir canl?l?k par?ldamaktad?r. Dikkatli gözler, Ata'n?n yüzüne yans?yan s?hhatin, usta bir makyözün elinden ç?kt???n? hemen kavrarlar.

     Evet, Atatürk, hayata meydan okuyaca?? o gece, canl? görünmek için makyaj yapm??t?r.

     Saat tam 10:00'u çeyrek geçe saatine bakar ve balo vaktinin geldi?ini fark eder. Bütün zevat, erkekler smokinler, kad?nlar ??k tuvaletler içinde arabalarla belediye salonuna geçerler. Burada ya?ananlar gazeteci- yazar Nizamettin Nazif Tepedelenlio?lu'nun kaleminden aktar?l?yor:

     " Bando ?stiklâl Mar??'n? çald?ktan sonra bir- iki dakika istirahat etti. Akabinde aheste tempolu bir vals ba?lay?nca han?mlardan birinin önünde e?ildi?i ve 18 ya??nda bir genç çevikli?i ile piste ç?kt??? görüldü. 4,5 ay yataktan ç?kamayacak derecede hastal??? artacak ve 7,5 ay sonra dünyay? mateme bo?acak olan insan, daha bir hafta önce kendisine her türlü yorucu hallerden sak?nmas? bildirilen insan raks ediyordu. Etraf?n? çeviren davetliler k?m?ldamadan duruyorlar,  gözlerini ondan ve bilhassa yere ne zaman de?di?i, ne zaman yerden ayr?ld??? zor fark edilebilen ayaklar?ndan ay?ram?yorlard?. Muhakkak ki pek mükemmel dans ediyordu ve bu insan?n hasta oldu?una kim inanabilirdi?

     Bu raks gece yar?s?na dek sürer. Bitti?inde Atatürk alk??lar? zarif bir reveransla yan?tlar. Ne?esi yerindedir. Yan?ndakiler, " Haz?r keyfi yerindeyken otele döndürebilirsek ne âlâ..." diye umutlan?rlar. Ama nafile... Atatürk aniden hareketlenip vals çalmaya devam eden orkestraya yönelir. Orkestra ?efi Azerbaycanl? Mehmet'e, " Zeybek!" diye ba??r?r. Orkestra üyeleri ?a?k?n, bir zeybe?in melodisini m?r?ldanmaya çal???rlarken Atatürk yeniden gürler:

     " Hay?r... O de?il... Sar? Zeybek..."

     Birden salondaki frakl? ve tuvaletli davetliler toplulu?u pistin etraf?n? çevirdi ve bu muhte?em gösteriyi izlemeye haz?rland?. Az sonra zeybek havas?yla birlikte Gazi'nin ölüme meydan okuyu? dans? ba?lad?.

     Salonda ya?ananlar Nizamettin Nazif Tepedelenlio?lu'nun kaleminden aktar?l?yor:

     " An?nda Ödemi? ve Ayd?n efelerini de hayran edecek bir zeybe?in kahraman figürlerini icra etmeye ba?lad?. Bu, hakikaten bir kahramanl?k ay?n? idi. ' Rejime riayet ederse en çok 9 ay ya?ayabilir' te?hisi konulan ve bunu bilen bir adam, dizlerini yere vura vura zeybek oynuyordu. ?çlerinde fevkalâde bir ne?e k?v?lc?mlanan gözlerin hep birden dumanland???, bak??lar?n donukla?t??? ve a?lad?klar? görüldü. Yine o anda onun sanki bu, gözya??yla ifade olunan umumî teessürü hissetmi? gibi, bu teessürde merhamet sezmi? de k?zm?? gibi, raks?na bir kat daha ?iddet verdi?i görüldü. Orkestra zeybe?in son notalar?n? bitirince kad?nlar ve erkekler göstermemek için ipekli mendillerini acele acele gözlerine bast?r?rlarken Atatürk a??z dolusu ile bir kahkaha att?.

     Gece, daha sonra salon ortas?nda güre? tutan pehlivanlarla süre. Saat sabah'?n 04:00'ünü bulunca Atatürk yava? yava? yerinden kalkar. Valinin e?i önünde bir reverans yap?p müsaade ister ve alk??lar aras?nda salonu terk eder.

     Kap?da arabas? bekledi?i halde binmez ve bir süre ?ubat ayaz?nda tek ba??na yürümektedir.

     " Fakat bizim bir arabam?z olacakt?. Yayan m? gidece?iz yoksa?"

Yaverler ko?u?urlar. Otomobil yeti?ir. Atatürk biner binmez ba??n? bir kenara dayay?p ?oföre seslenir:

" Çabuk ol çocuk. Ü?ür gibi oluyorum, "

     Yaver otomobilin camlar?n? kapat?rken a?z?ndan ?u sözler dökülür:

     "Ne güzel geceydi..."

     Ertesi sabah o,  Bursa'dan ayr?l?p Mudanya'ya geçerken odas?n? temizleyen hizmetçiler, havlular?nda kokulu bir k?rm?z? boya izi görürler.

    Yüzündeki sahte pembeli?in s?rr? o zaman çözülür.

     7 ?ubat'ta ?stanbul'da Atatürk'e yap?lan muayenede Nihat Re?at Belger taraf?ndan Zatürre te?hisi konularak 10 gün tedavi görür.

     Ba?bakan Celâl Bayar, Atatürk'ün yan?na gidip hastal???n? merak etti?ini söyleyerek, biri Almanya'dan, öteki Fransa'dan iki ünlü yabanc? uzman getirtmek istedi?ini dan???r.

     " Ortal?kta Hatay meselesi var. Hastal???m d??arda duyulursa iyi olmaz. Bu noktay? de?erlendirmek laz?md?r," der.

     Doktorlar gelir. Atatürk'ü dikkatle muayene ederler. Konsültasyon yap?l?r. Durum kritiktir. Yap?lacak ilk i? tam istirahat, derhal içki ve sigaray? b?rakmas?, ilaçlar?n? düzenli almas?n? sa?lamakt?r. Atatürk her çe?it k?s?tlamay? kabul etmeyen birisidir. Ba?bakan ve doktorlar aras?nda kademeli olarak b?rakmas? konusunda anla?maya var?l?r.

     Odaya girerler. Doktorlar mü?ahede ve tedavi ile perhizi aç?klarlar ve üç ay dikkat etmesi konusunda Atatürk'ü ikna ederler.

     Ba?bakan Celâl Bayar'?n ?srarla iki yabanc? doktorun getirilmesi önerisini kabul etmeyen, hasta oldu?una inanmak istemeyen Atatürk, Ba?bakan'?n gözlerinin içine bakar:

     " Çocuk! Ne yapacaksan çabuk yap, anl?yorum, ben hastay?m!" der.

     Durum Bakanlar Kurulu'nda görü?ülüp Frans?z uzman Doktor Fiessinger'i davet etme karar? al?nd?. 28 Mart'ta Fiessinger Çankaya'ya geldi. Atatürk'ü muayene etti ve ?unlar? söyledi:   "Hastas?n?z! Ben sizi iyi edece?im. Fakat benden önce, siz kendinizi ?yi edeceksiniz! Siz büyük bir kumandan olabilirsiniz, büyük zaferler kazanm?? olabilirsiniz... Fakat bu i?in kumandan? benim. Yard?m?n?z? istiyorum, bana yard?m edeceksiniz!

     Belli ki bu istek Atatürk'ün ho?una gitmi?ti, "Yapar?m" dedi.

     Fiessinger, Atatürk'e te?ekkür etti ve tavsiyelerine uyarsa 7-8 y?l ya?ayabilece?ini belirtti.

     K?sa sürede kendini toparlayan Atatürk, bir gün, "iyiyim" diyerek aya?a kalkt?.

     Eskiden oldu?u gibi devlet i?leriyle ilgilenmeye ve Hatay konusunda titizlenmeye ba?lad?. Mersin'e giderek durumu yak?ndan görmek istiyordu. Adana- Mersin yolculu?u ölüme davetiye ç?karmakt?. Ölümüne girdi?i muharebeleri kazanm??t?r kazanmas?na da bu kez ölüme kar?? meydan sava??na girmektedir. Ama bu kez kaybedecektir.

     *

Atatürk, 1923 y?l? Mart ay?nda mare?al üniformas?yla Adana'ya gitti?inde, Hatay için,  "K?rk as?rl?k Türk yurdu, ecnebi elinde b?rak?lamaz!" demi?ti.

     *

     Hastal??? iyice artan, dinlenmesi gereken Atatürk, Frans?z gazetelerinin kendisi hakk?nda felç geçirdi?ini ve ölmek üzere oldu?unu yazmas?, propaganda yapmas? üzerine çok sinirlendi ve Mersin'e gitmeye karar verdi. Mersin gitti?i zaman, (20-24 May?s 1938) yemekte 2-3 kez burun kanamas? geçirdi.

     Mersin'den Tarsus'a, oradan Adana'ya geçti. Ayakta iken 20 dakika resmigeçidi izledi, üstü aç?k otomobille Adana'y? gezdi. Çok yoruldu ve trene döndü?ü zaman ate?lendi. Bu arada Cenevre'ye gönderilen heyet, Hatay konusunda siyasi anla?may? imzalatm??t? ama askeri konularda problemler ç?kar?lm??t? ve çözümü için görü?meler Antakya'da yap?ld?. Sonunda anla?ma sa?land?. Öncü Türk askeri kuvvetleri 4 Temmuz 1938'de Hatay'a girdi.

     Hasta yata??nda a?r?lar içinde k?vran?rken ald??? bu haber Atatürk'ü sevince bo?du.

     On be? y?l önce Hatayl? k?zlara verdi?i sözünü yerine getirmi?ti. Ama can? pahas?na.

     Mersin- Adana yolculu?u s?ras?nda hastal??? iyice artm??t? 27 May?s'ta Dolmabahçe'ye yerle?ti.

     Doktorlar?n deniz havas?n?n iyi gelece?ini söylemesi üzerine Savarona yat? sat?n al?nd?, ?stanbul'a getirildi, Atatürk içine girince çok istedi?i bir oyuncak al?nan bir çocuk gibi çok sevindi. Ancak sefas?n? süremeyece?ini anlam?? ve üzülerek, "Bu tekne yoksa benim mezar?m m? olacak?" diye hazin hazin sormu?tur.

     *

Bir gece Savarona güvertesinde Ülkü dondurma yiyordu. S?cak bir geceydi. Zaten perhizde olan Atatürk dondurmay? görünce can? çekti ve kamarot R?za'ya hemen bir dondurma getirmesini emretti.

     Kamarot R?za hiç kimseye sormadan Atatürk'e gidip bir dondurma getirdi. Büyük bir i?tahla dondurmay? yiyen Atatürk, " Çok ho?uma gitti. Bir tane daha getir..." emrini verdi. ?kinci dondurma da geldi. Onu da yedi. Bir üçüncüsünü istedi.

     Atatürk'ün içi yan?yordu. Üç dondurma, hararetini söndürmeye yetmemi?ti. Arkas?ndan bir bardak da so?utulmu? su içti.

     O gece yar?s?na do?ru ?iddetli ate?lendi. Doktor Ne?et Ömer ?rdelp uyand?r?ld?.

     A??r hastal???na ra?men, f?rsat buldukça Hatay sorunuyla da Dil ve Tarih Kurumu'nun çal??malar? ile ilgileniyordu.

     Hastal??? ?iddetlenen ve karn? ?i?en Atatürk, Savarona'dan Dolmabahçe'ye götürüldü.

     Sa?l??? bozulmas?na ra?men Atatürk, büyükelçileri kabul ediyor,  Hatay sorunuyla ilgileniyor, devrimlerin ve askeri zaferlerin y?ldönümlerinde gere?ini yap?yordu.

     Vasiyetini müsvedde olarak, 5 Eylül 1938'de Hasan R?za Soyak'a yazd?rd?.

Doktor Fiessinger'in ?stanbul'a 3.kez geli?i ve onun onay? ile Doktor Mim Kemal Öke taraf?ndan, 7 Eylül 1938'de, Atatürk'ün kar?n bo?lu?undan 10,5 kilo s?v? bo?alt?ld?.

     21 Eylül 1938'de,

2. defa Atatürk'ün karn?ndan 10 litre daha su bo?alt?ld? ve rahatlad?.

     Her y?l Meclis'in aç?l?? konu?mas?n? kendi haz?rlar ve Meclis'e sunard?.

     Atatürk, Cumhuriyet'in 15. y?l?nda orduya mesaj yay?nlamak istemi?ti.

     Ba?bakan Celâl Bayar, söylev için bütün dokümanlar? Atatürk'ün odas?na getirdi ve be? dakika içinde özetleyince,  tamam?n? okumas?n? istedi. O' da çaresiz okudu. Eksik olan k?sm? "final" di.

     Ba?bakan'?n yüzüne bakt?. Yorgun gözleriyle gülümsüyordu.

     " ?imdi tamamlar?m" dedi.

     " Yaz" dedi." Büyük Kamutay, ?imdiye kadar oldu?u gibi, bundan böyle de, bütün i?lerinizde ba?ar?lar dilerim." dedikten sonra,  "Arkada?lar?ma benim selam ve muhabbetlerimi söylemeyi unutma!" diye ekledi.

     Sa? eli yorgan?n d???nda duruyordu. Ba?bakan elini öperken a?l?yordu.

     Hastal???n?n ?ikâyetleri gün geçtikçe artan Atatürk, 28 Ekim ak?am? Sabiha Gökçen'i kabulünde kendisine, Yar?n Bayram de?il mi Gökçen? Bu günü halk?mla, halk?m?n içinde kutlamak isterdim. Beni Cumhuriyet Bayram?'nda halk?mdan uzak tutan bu hastal??a lanet ediyorum" dedi.

     29 Ekim 1938... Cumhuriyet Bayram? ak?ama do?ru Bo?aziçi vapurlar?ndan birini tutan Kuleli Askeri Lisesi ö?rencileri, Dolmabahçe Saray? önüne geldiler. Bandolar çalarken, " Atatürk'ü, Ata'm?z? görmek istiyoruz!" sesleri göklere yükseldi. Atatürk'ün yatt??? odan?n cam duvarlar?nda yank?lar meydana geldi.

     Falih R?fk? Atay bu an? ?öyle anlat?yor:

     " Atatürk d??ar?da ne oldu?unu sorar. Kuleli Askeri Lisesi ö?rencilerinin geçit törenine giderken kendisini görmek istedikleri söylenir.

     Hekimlerin kar?? ç?kmas?na ra?men pencereye gitmek istedi?ini söyledi. Kollar?na girdiler, pencere kenar?ndaki koltu?a oturdu, eliyle gemiye i?aret etti. Vapurda bir k?yamette koptu.

     Ö?renciler hep bir a??zdan 'Da? ba??n? Duman alm??' mar??n? gür sesle söylediler.

     Atatürk m?r?ldand?:

"Bu bayramlar ve yar?nlar sizindir, güle güle çocuklar!.."

     Gözya?lar? içinde ölüm yata??na geri döndü. Sanki Türk gençli?i ile vedala?m??, helalle?mi?ti. Bu onlarla son kar??la?mas? oldu.

     Atatürk, 7 Kas?m'da karn?nda biriken suyun al?nmas?n? istiyordu ve sonunda s?v? al?nd?.

     Bu i?lemden sonra can? enginar çekmi?,  mevsimi olmad??? için Hasan R?za Soyak taraf?ndan telefonla Hatay'a sipari? verildi. Ama yemek nasip olmad?.

     10 Kas?m Per?embe günü, Hasan R?za Soyak,  büyük bir üzüntü içinde K?l?ç Ali'ye ?öyle dedi:

     " K?l?ç bak, koskoca bir tarih göçüyor! "

     Atatürk birdenbire gözlerini açt?. O güzel mavi gözlerini son olarak yani ba??ndakilere yöneltti. Ve hemen kapad?. Ba??n? eski durumuna getirdi. O herkesi etkileyen, büyüleyen gözler sonsuza kadar kapanm??t?.

     Son nöbet defterine ?öyle yaz?ld?: ' Saat 09:05'de vefat etmi?tir. '

     Atatürk'ün cenaze namaz?, 19 Kas?m 1938 Cumartesi sabah? saat 08.10’da, Saray?n büyük burnunda, daha sonra ?stanbul Üniversitesi ?lahiyat Fakültesi ö?retim üyesi olan Ord. Prof. ?erafettin Yaltkaya taraf?ndan k?ld?r?lm??t?r.

     Dini törenden sonra tabut, ba?ta ordu komutanlar? olmak üzere omuzlarda ta??narak top arabas?na konulmu?, oradan Sirkeci'ye büyük bir merasimle ve uzun bir yol boyunca dökülen ?stanbul halk?n?n gözya?lar?yla nakledilerek Yavuz z?rhl?s?na aktar?lm?? ve ?zmit'te trene bindirilmi?, gece yar?s? bile olsa her istasyonda halk?n gözya?lar? ve h?çk?r?klar?yla Ankara'ya getirilmi?tir.

     *

     29 Ekim 1923 tarihinde anayasan?n maddeleri de?i?tirildi?inde çok heyecanl? konu?mu?tu:

     " Egemenlik kay?ts?z ?arts?z milletindir. ?dare ?ekli halk?n kaderini bizzat bilfiil idare etmesi esas?na dayal?d?r. Türkiye Cumhuriyeti'nin ?ekli cumhuriyet’tir. "

     Gazi, kendisini ittifakla cumhurba?kanl???na getiren meclis üyelerine te?ekkür konu?mas?n?n sonunu ?öyle ba?lam??t?:

     " Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacakt?r. "

 

     " ?unu söylemeliyim ki biz, her araçtan, yaln?z ve ancak bir ülkü için yararlan?r?z. O ülkü ?udur. Türk Ulusu'nu uygar toplumlar içinde yar??t??? onura yükseltmek ve Türk Cumhuriyeti'ni sars?lmaz temelleri üzerinde, her gün daha çok güçlendirmek; bunun için de, zorbal?k dü?üncesini öldürmek."

     O her zaman milletine çok güvendi, inand?.

     "Çünkü Türk Milleti’nin, karakteri yüksektir; Türk milleti çal??kand?r; Türk milleti zekidir.

     Çünkü Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmi?tir.

     Ve çünkü Türk milletinin, yürümekte oldu?u geli?me ve medeniyet yolunda elinde tuttu?u me?ale pozitif bilimdir. "

     "Az zamanda çok büyük i?ler yapt?k, bu i?lerin en büyü?ü, temeli, Türk kahramanl??? ve yüksek kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. "

     " Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacakt?r, ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek ya?ayacakt?r. "

     1933 y?l?nda çok kültürlülü?ü formülle?tirerek, " Ne mutlu Türküm diyene" diyerek hiç bir etnik kimli?i öne ç?karmadan Söylev'ine alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tüm ya?am? boyunca mütevaz? ya?ad?. Kendisi için hiç bir ?ey istemedi, sa?l??? dahil her ?eyini feda etti; sonunda mal varl???n? milletine b?rakt?, buna kar??n milletinden yaln?zca kendisini unutmamas?n? diledi...

     "Beni hat?rlay?n?z! "

     *

     57 y?ll?k ömründe;

Trablusgarp Sava??'nda,

1. Dünya Sava??'n?n cephelerinde (Çanakkale, Filistin, Sina, Irak, Suriye, Do?u) üstün zaferler kazanan; TBMM'ni kuran; kazand??? 'Kurtulu? Sava??' sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran; Türk milletini ça?da? seviyeye ç?karmak için her alanda devrimler yapan; 4 bine yak?n kitap okuyan; ders kitaplar? (Tarih, Geometri, Vatanda? ?çin Medeni Bilgiler- Askerlik sanat? için, 'Zabit ve Kumandan ile Hasb?hal' kitab?n? yazan;  insanlar? vatanda? ve e?it bireyler haline getiren; bütün dünyan?n takdir etti?i büyük lider, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Türk Milleti hiç bir zaman unutmayacakt?r...

      19. Yüzy?lda do?an, 20. Yüzy?lda ya?ayan, 21. Yüzy?lda ve yüzy?llar boyunca Türk milletinin kalbinde sonsuza dek ya?ayacak olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkada?lar?n? sonsuz sevgi, sayg?, rahmet ve minnetle an?yoruz...

      Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Atatürk sevgisi sonsuza dek ya?ayacakt?r.

     Kaynak:

     " Fikrimizin Rehberi" kitab?- Erol Mütercimler




Bu haber 1333 defa okunmuÅŸtur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÃœN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nas?l ula?t?n?z?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI