Seçim sürecinin ba?lamas?, bilindik yöntemler devreye sokularak zihnimize aday isimleri ??r?nga edilmesini de ba?latt?. Yerel seçim için ba?vurular? alan partiler, kendi me?replerince belirledikleri yöntemler üzerinden, “kerameti kendinden menkul” baz? isimleri ilan ediveriyorlar; sonra o isimleri kamuoyuna sorar gibi yap?p,  sonra da “siz istediniz, biz aç?klad?k” demokratl???(!) ile servis ediyorlar.

Sahi bir insan niye belediye ba?kan aday? olmak ister?

Tan?n?rl??? nedeniyle mi; bilgisi, görgüsü ve tecrübesi o kentin ihtiyaçlar?n? kar??lama potansiyeline sahip oldu?u için mi?

Konu tan?n?rl?ksa “yapsatç? müteahhit”ten daha iyisi, popüler oldu?u için yaz?yorum, Dilan Polat’t?r.

Bu tarz isimlere “belediyeyi biliyor musun?” sorusu sorarsan?z; hiç tereddütsüz “evet” cevab? alabilirsiniz.

?a??rmay?n!

O tarz isimlerin “biliyorum” dedikleri ?ey, kaçak in?aatlar?n? legalle?tirmek için koridorlar?n? dola?t?klar? belediye binalar?d?r.

Gülmeyin; henüz dijital olanak yokken sahibi oldu?u konut vergisini yat?rmak için belediye giden de “belediyeyi biliyorum” diyebilir.

Bu aç?dan bak?l?rsa belediye denilen kurumu en iyi bilenlerin ba??nda Sinan Aygün gibi isimler bilebilir; onlar da ellerine geçen en küçük f?rsatta neler yapabileceklerini “Togo Kuleleri” örne?iyle gösterebilirler.

Oysa buras? bizim kentimiz ve kent, bizim evimizdir. Kim kendi evinin nobranca kullan?lmas?na izin verir ki?

HALKIN BEREKETLE YARATTI?I MADD? VE MANEV? ZENG?NL?KLER? T?T?ZL?KLE KORUMAKTIR BELED?YEC?L?K

Bak?n kent alan?nda say?s?z çal??malara imza atm?? Tar?k Demirkan Cogito’daki makalesinde ne diyor?

“Kent s?n?rlar? son derece net çizilen özgürlükler sistemi demektir. Özgürlük ise farkl? olabilme iznidir. Birbirinden farkl? ko?ullar içinde, farkl? de?erler siteminde, farkl? amaca yönelik faaliyetlerin sürebilmesi için kaç?n?lmaz olan özerkle?me, tarihte ilk defa kentlerle ortaya ç?km??t?r. Bu özerkle?meyi, gerekli hak ve görevlerle düzenlemeyi ve ya?amay? bilen kent halk?n?n bereketle yaratt??? maddi ve manevi zenginlikler her zaman için bu adac?klar?n d???nda kalan kesimlerin göz dikti?i ve ilk f?rsatta ele geçirmek (tüketmek) istedi?i de?erler olmu?tur.”

?imdi soral?m; örne?in ?imdilerde ad?na “kent rant?” denilen Ankara “halk?n?n bereketle yaratt??? maddi ve manevi zenginlikler” kimin elinde toplanm???

Yere tükürmeyi yahut k?rm?z? ???kta geçmeyi özgürlük alan? olarak önümüze ç?kartan ne idü?ü belirsiz ki?ilerin elinde...

Kim onlar?

“K?royum ama para bende” diyerek, önce renkli cam ve boyal? bas?n arac?l???yla oturma odalar?m?za kadar s?zan kifayetsiz muhterisler.

Biz ne yapt?k?

“Bu gölün suyu nereden geliyor” diye sorduk mu?

Sormad?k ve hatta onlar?n, “janti” görünümleri, “kitchs” ama pahal? tak?lar?yla ve kayna?? belirsiz paralar?yla gelip toplumun “gö?üs kafesi”nin üstüne oturup, istedi?i gibi çekip çevirmesine sessiz kald?k.

Onlar durur mu hiç?

Tarihin derinliklerinden getirip bugüne ta??d???m?z kentlerimizi yönetti?imiz belediyeleri kendi ç?karlar?na alet etmek için partilerin “yetkili” konumundakilerden istiyorlar.

?stiyorlar demem, sözün geli?i; al?p gidiyorlar.

U?RAK YER? B?L?M YUVASI OLAN, HERKESE KAPILARINI AÇANLARIN ???D?R BELED?YEC?L?K

Peki neden?

Çünkü siyasette kö?e ba?? tutmu? ve bizi kendilerine mecbur b?rakm?? pek çok isimle oturup kalkm??l?klar? var. Hani bazen “son dakika” olarak önümüze, “filanca siyasetçi ile yer alt? dünyas?ndan falanca e?lenirken görüntülendi” haberleri görürüz ya, o “yetkili siyasetçiler” ile misal benim gibi insanlar?n hiçbir foto?raf?n? görmü?lü?ünüz var m??

Göremezsiniz!

Benim istemedi?imden de?il; o “yetkili siyasetçiler”i motive eden ?eyin bende olmamas?ndan…

Benim yay?nlanm?? 20 kitab?m var ve ara s?ra yay?nevimin düzenledi?i imza günlerim olur; kendilerini do?rudan ilgilendirir kitaplar?m?n içeri?i ama hiç u?ramazlar bile… Onlar?n ilgi alan?na ise saçlar?na “bugidi” yapacak kadar nereden geldi?i belirsiz paralar? olanlar yahut ya?ad?klar? kentte kendilerini “alternatif güvenlik sistemi” olarak görenler girer. O konuda, “resmi” sistemle birebir örtü?tüklerinden ku?kum yok.

O tiplerin en çok sorduklar? soru, “ne buluyorsun da, bu kadar yaz?yorsun” oluyor. Okumad???, merak etmedi?i ve hatta eder gibi görünmek d???nda mücadele etmedi?i için yazd?klar?ma dair bu tuhaf sorusunu da normal buluyor.

Nobran yani!

Yaln?z bana ya da benim gibilere kar?? m? bu nobranl????

Biz insan?z, gözlerine görünmedi?imiz vakit, yol açt?klar? zararl? etkilerden do?rudan etkilenmemi? oluyoruz ama dolayl? etkilerini ya?ad???m?z kente verdikleri tahribatlarda buluyoruz. “tavuklar?na k??t” demek için k??k?rtmaz isek kendilerini, görmezden de gelebilirler bizim gibileri.

KENTLER?M?Z? NOBRANLARDAN KORUMANIN YOLU, ?NSANLI?IMIZI HATIRLAMAKTAN GEÇER

Peki ya kentler nas?l koruyacak kendini?

?nsanl???n evrensel birikimi, bu sorunun yan?t? olarak kar??m?za kent yönetimi mekanizmas?n? ç?karm?? bulunuyor. Kent yönetimlerine de, Türkiye’de biz, belediye diyoruz.

Onu yönetmek üzere be? y?lda bir sand?k ba??na gidip, birini seçiyoruz.

Hangi özellikleri aramam?z gerekir o seçti?imiz ki?ide?

Herkesten ba??ms?z, herkese e?it mesafede, güçlü ile güçsüz aras?nda adaletin ince terazisine ba?vurmas? gereken, kamusal vicdana sahip, kimsesizin kimsesi, ufku aç?k yarat?c?l?klar?n ev sahibi, gündelik hayat?m?z? kolayla?t?rmakla görevli ve gelece?imizi güvence alt?na almakla mükellef bir duru?…

Kimlerde olur bu özellik?

Di?er kentlerdekiler, burada geçen yer adlar?na kendi semtlerini koysunlar; ben size Ankara’dan örnek verebilirim.

Ya?anan derin yoksulluk kar??s?nda duygular?yla ütopik hayaller kuran Alt?nda?l?da, soka??ndaki ç?nar a?ac?n?n alt?na oturup ders çal??arak gelece?i dü?leyen Keçiörenlide, “güne?i kuzeyde” gören Mamakl?da, her y?l 6 May?s sabah? kalk?p, kahvalt?dan önce “Kar??yaka’n?n üç gülü”nü ziyaret etmeyi bir amentü gibi bellemi? Yenimahallelide, i?siz oldu?u, i?ten at?ld??? yahut açl?k s?n?r?n?n alt?ndaki bir gelirle çal??mak zorunda kald??? için “?öyle bir insan gibi ince belli bardak ile çay?n tad?n? ç?kartmak” kadar masum iste?i olan Sincanl?da, üretti?i pancar? alacak bir ?eker Fabrikas? kurulmas?na öncülük etti?i için kurtulu?a ve kurulu?a önderlik edenlere vefa gösteren Etimesgutluda ve Cebeci ya da ODTÜ Kampüsündeki forumda yapt??? konu?mayla hepimizin hislerine tercüman olan ve hepimize yüre?ini açacak kadar ho?görülü üniversite ö?rencisinde, Kurtulu? Park?nda aç?ld??? sevgilisinin gülümsemesini evet olarak anlad??? için göklere z?playan Çankayal?da, ald??? maa? kendisine yetmedi?i için evden sefertas?yla i?ine geldi?i halde kendisine yap?lan bütün “ahlaks?z teklifleri” reddederek, kamunun ç?kar?n? kendi ç?kar?n?n önüne koyan “memur” Teoman’da…

Kenti, kendi evi gibi görende yani…

KENT?YLE ?LL?YET BA?I B?LE KURANLARIN ???D?R BELED?YEC?L?K

Evinizi korursunuz, onu güzelle?tirmek için var?n?z? yo?unuzu ortaya koyars?n?z. O bazen s?rt?n? döner size, hatta burnunuzu sürtmek için, hapishanesiyle tan??t?r?r ama siz döner dolan?r gene oran?n kap?s?n? çalars?n?z.

Evin her ayr?nt?s?na hakimsinizdir; t?pk? kentiniz gibi…

Girmedi?iniz sokak, merak etmedi?iniz mahalle, gezmedi?iniz park ve yüre?inizin orta yerine itinayla konuk etti?iniz can?n?z?n ad?n?n ba? harfini i?lemedi?iniz a?aç varsa daha al?nacak çok yolunuz var demektir. Hala o kentte s?r?ls?klam ?slanmam??, gece yar?s? araç bulamad???n?z için saatlerce yürümemi?, ya?an kar ile boy ölçü?memi?, ?rma??nda, deresinde bal?k tutmam??, ke?fetmedi?iniz semt varsa siz henüz o kentin sakini de?ilsiniz ve ev sahibi gibi davranmaktan kendinizi al?korsunuz.

Bu sizin kadim kültürünüzün size kazand?rd??? alçakgönüllülü?ün gere?idir çünkü.

Kent emek ister.

Emek dedimse “bilmem kaç km yol yapt?k, bilmem kaç ton asfalt döktük” diyerek övünenlere prim vermeyin; emin olun, onlar olmasa da belediye emekçileri o i?i yap?yor. Siz kayna??n? tarihten al?p, gelece?e ta??yacak kadar kentli, o kenti pamuklara saracak kadar sevenlere bak?n.

Çünkü emek dedi?iniz ?ey, insanl???n tarihsel mücadelesinin evrensel bir içerik kazand?rd??? özgürlük, e?itlik ve karde?lik için mücadelede somutla??r… Bak?n etraf?n?za, ne kadar “i?e yarar” insan varsa liseli y?llarda ba?lam??t?r emek vermeye… Amac?, özgür, e?it, adil, hakkaniyetli bir toplumsal ili?ki, ya?anabilir bir kent ve elbette bir ülke in?a etmektir.

O kentin a?ac?, kurdu, ku?u, sevgi çiçe?i, armudu, kedisi, keçisi, güvercini, tav?an?n? dert etmektir emek vermek.

Gelece?in in?as?nda rehberlik etsin diye tarihini bilmek için çaba göstermektir. Ahi Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti aras?ndaki illiyet ba??n?; kendi valisini seçecek kadar özgün, özgürlükçü ve iradeyi milliyeci olman?n anlam?n? bilmektir.

Eme?in hakk?n?n verildi?i, sömürünün olmad??? demokratik, laik, özgürlükçü bir Türkiye için mücadele etmenin bedelini ödemeyi bir görev kabul etmektir.

Devrimci olmakt?r…

DÜZELMEDEN MEMLEKET?N HAL? GÖZÜNE UYKU G?RMEYENLER?N ???D?R BELED?YEC?L?K

Nedir ihtiyac?m?z?

Gündelik hayat? kolayla?t?r?lm??, gelece?i güvence alt?na al?nm?? kentleri in?a edebilecek, her bir kentliyi mutlu-mesut edecek projeleri uygulamak için yeni tarz bir belediyecili?i görev bilen ba?kanlar…

Ama öyle ?arts?z ?urtsuz de?il.

Yani “verin bana, gerisine kar??may?n” diyenlere prim vermeyin.

Her düzeyde demokratik kat?l?mc?, tamamen ?effaf ve her an hesap verebilir bir belediyecilik modeli mümkün ve de gereklidir.

Uyan?n ve birle?in ey kentliler; “siz kurtaracak olan kendinizsiniz”…

Kapatal?m bu bab? ama 21 y?l önce bugün sonsuzlu?a göçen Melih Cevdet Anday’?, bu yaz?y? özetler nitelikteki “telgraf” ?iiriyle anal?m:

”Uyuyamayacaks?n
memleketinin hali
seni seslerle uyand?racak
oturup yazacaks?n.
Çünkü sen art?k o sen de?ilsin
Sen ?imdi ?ss?z bir telgrafhane gibisin.
Durmadan sesler alacak
sesler vereceksin
uyuyamayacaks?n.
Düzelmeden memleketin hali,
düzelmeden dünyan?n hali, gözüne uyku girmez ki…”