Bezdim valla. Çok şükür ki gece olmadan elektriğim geldi diye mi sevinmeliyim? Aydem veya ADM veya Aydem Perakende arasında döne döne bir iletişim kurmaya çalışıp, sıfır başarı elde etmek midir yani? İyi kötü okuma yazmam var, Türkçem iyidir diye övünürüm üstelik. Aydem ne Türkçe biliyor ne Kürtçe. Rezillik. Yaz gelince ne olacak düşünemiyorum bile. Size soruyorum dava açayım mı? Tüm yazışmalar elimde. Karşı taraf bir makine diline adapte olmuş bir insan evladı. Sadece makine olsa amenna. Makinadır bilmez der geçerim. Bozuk plak gibi aynı cümle öbeğini yollayıp duruyor. Bir tam günüm geçti cebelleşirken. 24 saat mi sürdü. Yok. Belli ki bu sabah gelmişler derken, yok gelmemişler, sistem kesmiş. Ulan 21 yıldır aynı evde oturan aynı müşteriniz yoktur be sizin!!! Asla ödemediğim bir fatura olmadı. Belli ki bu müşteri bir sıkıntıya düşmüş. Ömrümde hiçbir faturayı ödememişliğim olmadı benim. Öğrenciyken saatleri ters çalıştıran sistemler vardı, devir başka bir devirdi, şimdi feriştah olsan başaramazsın. Elektrik mühendisi kocam vardı benim. Onlar yapıyorsa doğrudur derdi. Elektrik Mühendisleri Odasının mühendisleri kollamadığını söylerdi. Daha neler derdi neler? Neyse şikayet etmeyeyim. Gerçi Vietnamda yaşıyor ama neme lazım. Vietnam Türkiye arasında kimbilir nasıl bir tutuklama prosedürü vardır. Sölemem adını. Hah arayın da bulamayın. Yedirmem eski kocamı size. İyi adamdır. Beni aldatmayan tek partnerimdir. Selametle kardeşim.

Satır başı yaptım ama öfkemi kusmaya kaç paragraf yeter bilmiyorum. Noldu bana yahu? Deprem korkusundan bu devirde aldığım ev telefonu aylık 250 lira ödememden başlayıp, (Türk Telekoma defalarca başvurduğum halde) sözleşmem devam ederken durmadan artan internet ve cep telefonu faturam mı? Su faturası hamam işletiyorum havasında, zengin görünüyor olmalıyım oralardan bakınca. Hangi retroya takıldım? Satürn pek fena diyorlar, Merkür de meşhur, önüme düşüp duruyor, sakın elektrikli bişi almayın diye. Ne zaman alacağız peki? Bizi tasarrufa ve enflasyon canavarını yenme becerimizle baş başa bırakan şahane hükümet politikalarına selam çakıyoruz tabii. Ulan kimin ev telefonu 250 tl, başvurularıma cevap yok. Bari aldık başvurunuzu diye bir mesaj. Noooooon sağıra yatmak deriz ya işte o hesap. Hiçbir iyiliğin cezasız kalmadığı gibi hiçbir düzenli ödeyici cezasız bırakılmaz! Buraya müthiş şiddetli şimşekler çakan bi kırmızı surat emojisi. O kA! Daha nasıl sakinleşeyim bilmiyorum. Sakinleşmeyeceğim. Ne yapacaksınız kıymetli büyük sermaye, beni terörist mi ilan edeceksiniz? Biz buna alışkınız ki, vız gelir tırıs gider beyler. Vız gelir. Başlarım sizin sermeye seviciliğinize. Asla sermayedar olamayacaksınız, bu gerçeği idrak ediniz, idrakınız az ama bazılarınız zengin olacağından emin, işte en az zekalılarınız onlar. Ben bu şirketle sonuna kadar mücadele edeceğim. Hodri meydan, tüm yazışmalar, tüm bu saçmalıklar elimde. Hukuk bitmişse de kalanı ile mücadele edeceğim. Durmam ben, durduramazsınız. Üstelik davayı her düzeye taşırım siyaseten. Kadının evinde elektrik kesilmiş ne alaka siyaset diyenleri de katarım davaya, ben sizin yerinizde olsam ağzımı açmam bu konuda. Yanıma onlarca müşteki de katarım. İşim ne? Ben emekliyim, ööle boş boş dava açarım, var mı bir itirazınız. Eyy bu yazıyı okuyan Aydem mağdurları, beni arayın, keyiflenelim biraz. Sayımız arttıkça iyice terörize oluruz, hahhah hayyy güzel işler bunlar, sermayeden korkanlar, hepinizi yaşadığınıza pişman edeceğim. Bana cevap verirmiş gibi yapanlar ilk sırada gelecek. Maalesef. Hepinize hukuk öğreteceğim! Kapıma geleceksiniz, ne yapmalıyım, ne yazmalıyım diye soracaksınız. Call Center çalışanları Datça biletleri çok pahalı, otel, motel, pansiyon fiyatları ise can yakıyor, benimle uğraşmayacaktınız, siz kaybedeceksiniz!!! Ayh sinirim geçmiyor, yazdıkça yazacağım, siz benimle nasıl dalga geçersiniz? Siz kaybedersiniz. Benimle dalga geçmenize izin vermiyorum, hukuku yanıma almasını biliyorum. Bu kadar!

Biletlerden söz açılmışken İstanbul yolcusuyum yarın, bilgisayarımı yanıma alacağım, silahım yanımda olacak yani. Ohoooo 14-15 saat yolculukta boğarak yazarım bundan eminim. Boş vakit çok olunca boş boş takılırım, boşluk eşittir hiçlik. Hiçlik eşittir HİÇLİK. Vay be. Manidar laflar da edebiliyorum. Ailenizin feylesofu bildiriyor. Celal Başlangıç öldü ya, cumaya cenaze, iyiliklerle anıyorum, o bir, o bir gerçek gazeteci idi. Ben de gazeteci olamadım ya, sayfada adım geçmiyormuş, eski yazılarım search edilemiyormuş. Bu onaltıncı yazım artık beni kabul buyurun. Sarı basın kartı istiyor değilim, yorumcu filan gibi bir paye verebilirseniz övünürüm valla. Bak bu ilk ve son uyarım. Paye istiyoruuuum.

Yolculuğum gayet anacıl bir niyetle gerçekleşecek. Fazla kalmam, kızımın konserine giderim, ruhum doyar her manada, sonra belki dostlarla bir kahvaltı ve geriye dönüş. Datça fazla boş bırakmaya gelmez. Her an her saniye etkinlik. Mesela Pazar günü Emekli Sen’in pikniği var, müzisyenler çok kaliteli, Semra kardeşim başta olmak üzere. Klasik müzikten türkülerin kardeşliğine muhteşem bir geçiş yaparım yeter ki yetişeyim. Bakıcaz.

Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş, pek bi süslü lafları olan Kızıl bişiler dizisinden kulağıma çalınanlardan mürekkep. Tefekkür etmek icap edermiş, mücadele böyle yapılırmış, ulan yıllardır kızıl bayrağı boşuna mı salladık. Diziye göre öyle. Sorarsan seküler yanlısı dizi diyorlar. Niye izliyorsun peki Melduş? Bilmiyorum? Gerçekten, ben ki hiç dizi izlemem, bir şeyler öğreniyorum tabii. Mesela zulmün artsın ki zeval bulmayasın. Yok yok bulasın. Tersinden ilenme. Ev kaçma ihtiyacı duymayacağın yerdir. Evim ya. Sweet home. Derinleşmeye kalkışmadan önce sığ sığ bitirmekte faide vardır. Söyleyen ben hamımefendi hazretleri. Hadi bitir kuzum can. Öyleyse hoşçakalın ve tefekkürle kalın eyy kari.  Burada derin düşünceli kadın emojisi. Oysa kadınlara güzel giysiler, fışır fışır başörtüler, miniminnacık bikiniler yakışır. Göze gelmeyelim gözden düşmeyelim. Birlikte cesur olalım, erkekleri de cesarete teşvik edelim.

Ne dem baki ne gam baki.

Melda the gözügüzel

06.05.2024/Datça