Bugun...



Kentlerin Uygarlık Düzeyi: Kaldırımları...

Engelsiz bir kent tasarımı, genelde, engelliye uygun kaldırımlar, yollar yapmaktan geçiyor. Bazen yönlendirici işaretler, rampalar sadece engelliler için kullanılmaz. Bu, aslında bir ihtiyaç.

facebook-paylas
Tarih: 28-05-2020 17:00

Kentlerin Uygarlık Düzeyi: Kaldırımları...

Hüsnü TEVŞİ - Türkiye Sakatlar Derneği Milas Temsilcisi

Aylar oldu şöyle Milas'ta gezmeyeli. Biraz hava alayım, güzel ilçemdeki güzellikleri yeniden keşfedeyim derken çıktım yola.

Milas’ın güzel, gezmeye ve yaşamaya değer yerlerinde gezinirken, gözüm istemsizce (belki de algıda seçicilik) bir an kaldırımlara takılıverdi. O an şu söz geldi aklıma: ''Bir ülkenin uygarlık düzeyi, kaldırımların yüksekliği ile ters orantılıdır. Kaldırım yoldan ne kadar az yüksekse, ülke o kadar uygardır.”

Çünkü o kentin sokaklarında yaşlılar, çocuklar, bebekler, engelliler de dolaşıyor. Peki Milas'ta yaşlı, Milâs’ta çocuk, Milâs’ta bebek, Milâs’ta engelli yok mu?

Var tabi ki!

Engelsiz bir kent tasarımı, genelde, engelliye uygun kaldırımlar, yollar yapmaktan geçiyor. Bazen yönlendirici işaretler, rampalar sadece engelliler için kullanılmaz. Bu, aslında bir ihtiyaç.

Toplumların gelişmişlik düzeyi ile ilgili sürekli karşılaştırmalar yapılır. Bu karşılaştırma kriterlerinden belki de en önemlisi, ulaşılabilirliğin ne denli kolay veya zor olduğuyla ilgilidir. Bu durum aslında çok ironik. Çünkü bazen refah seviyesi çok yüksek olan bir şehirde, engelliler için yaşam alanları kısıtlanmış, hareket özgürlüğü minimum düzeye indirgenmiştir.

Kaldırımlarına, engelli rampalarına araç park edilen, esnafın tezgâh açtığı, masaların konulduğu; bırakın engellileri, çoğu zaman yürümekte bile zorlandığımız kaldırımlarda ilerlerken, insanların engelliye bakış açısını düşündüm.

Birçok insan için engelli bireyler, yakınlarının sosyal yaşamlarını sürdürmelerine engel olan kişilermiş gibi görülmekte…

Oysa asıl engel, böyle düşünenlerin beyinlerinde ve asıl utanması gereken onlar değil mi? Asıl rehabilite edilmesi gereken engelli aileleri ve çevreleri değil mi?

Engelli olarak nitelendirdiğimiz kardeşlerimizin fiziksel veya zihinsel engelleri, sabırlı ve düzenli bir tedavi sonucu iyileşebilir, rehabilite edilebilir, en azından mücadelesi verilebilir… Düşünce engellilerin tedavisi ise daha zor ve hatta çoğu zaman imkânsız da diyebiliriz!..

Engellilerin toplumsal yaşam içindeki hareket alanlarını iyileştirici, onları topluma kazandırıcı uygulama ve projelerin geliştirilmesi, engelli hakları için gerekli yasal düzenlemeleri yapılmasına önem verilmesi gerekmez mi?  Engelliler, yaşamımızda hiç bir engelin nedeni değillerdir! İnsanlar; çevre, doğa ve toplumun bir parçasıysa engelliler de; yine bu doğa-çevre ve toplumun bir parçası değil mi?

Asıl engel, engellileri dikkate almayan, çoğu zaman yok sayan zihniyettir…

Sosyal yaşam içinde, çarşıda, pazarda, taşıma araçlarında engellilere yönelik özel önlem alınmazsa, bir anlamda engelliler eve hapsedilirse, engelliler ne yapsın? Aileleri ne yapsın?

Sonuç olarak engelliler ile ilgili veri tabanı oluşturmak, engellilerin toplum hayatı ile bütünleşmelerini sağlamak; sportif, sosyal ve kültürel faaliyetleri yapmak, teşvik etmek, yapanlara destek vermek ve yaygınlaştırmak artık hayal olmamalı, özellikle güzel ilçem Milas için.

Gördüğümüz ve mücadelesini verebileceğimiz her şeyin, engellilerin de sosyal yaşamın bir parçası olabilmesi ve özgürlüklerini yaşayabilmesi adına takipçisi ve mücadelecisi olacağız…

Bugünlük bu kadar gezmek yeter, ben eve dönüyorum.




Bu haber 1982 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI