Bugun...


Boş Verin Yem Fiyatlarını, Aya Gidiyoruz!
Tarih: 23-02-2021 23:08:02 Güncelleme: 23-02-2021 23:08:02 + -


Açıklanan ‘’yasal’’ verilere bakarak çiftçilerin üretim maliyetlerinin ciddi manada arttığını kâğıt üzerinde de teyit etmiş oluyoruz. Kâğıt üzerinde diyorum, çünkü gerçekte olup AKP hükümetinin gerçekleşmemiş gibi davrandığı durum ise çiftçinin üretimden vazgeçerek tarlalarını terk etmesi ve damızlık hayvanlarını kesime sevk etmesi.

facebook-paylas
Tarih: 23-02-2021 23:08

Boş Verin Yem Fiyatlarını, Aya Gidiyoruz!

Eşber KAYA

Türkiye İstatistik Kurumu’nun “Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Aralık 2020” raporu açıklandı. Girdi fiyatları, 2020 yılı aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2.72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17.52 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 9.85 artış gösterdi. Bu kapsamda yıllık en fazla artış yüzde 37.96 ile makine bakım masrafları alt grubunda oldu. Bunu yüzde 27 ile ikamet amaçlı olmayan çiftlik binaları ve yüzde 25.24 ile hayvan yemi izledi.

Açıklanan ‘’yasal’’ verilere bakarak çiftçilerin üretim maliyetlerinin ciddi manada arttığını kâğıt üzerinde de teyit etmiş oluyoruz. Kâğıt üzerinde diyorum, çünkü gerçekte olup AKP hükümetinin gerçekleşmemiş gibi davrandığı durum ise çiftçinin üretimden vazgeçerek tarlalarını terk etmesi ve damızlık hayvanlarını kesime sevk etmesi.

Bizi şaşırtmaması gereken durum ise, AKP iktidarının aklına estikçe başkanını değiştirdiği TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmıyor oluşu. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin açıkladığı verilere göre 2020 Ocak tarihinden 2021 Ocak tarihine kadar geçen bir yıllık süre içerisinde yem hammaddeleri ortalama olarak %60 oranında bir artış gösterdi. Yine aynı dönemde süt yemi % 47, besi yemi ise % 46 oranında arttı. Sadece yem anlamında girdi maliyetlerindeki artış bu boyutta iken süt fiyatları ise iki yıla yakın bir zamandan sonra ancak % 22 oranında arttı. Bu dönemde ise üreticinin eline geçen kesim sonrası karkas kilo fiyatı %13 oranında artarak hem reel enflasyon hem de sanayicilerin yeme yaptığı zamların karşısında esamisi okunmadı.

Verili rakamlara bakıldığında göze çarpan ilk şey üretimin devamını sağlamanın üretici için bu fiyatlarla çok zor olduğu. Yem fiyatlarındaki artış çiftçinin ürettiği et ve süt fiyatlarında görülen artışın bir hayli üzerinde. Her alanda girdi maliyetlerinin arttığı bu dönemde, çiftçinin üretimi devam ettirmek için umudu giderek kayboluyor.

80 darbesinden bu yana adeta hayatımızın her alanında olumsuz anlamda etkilerini tecrübe ederek geldiğimiz neoliberal politikalar, AKP iktidarının üretim yerine ithalatı önceleyen yaklaşımları, tarımsal üretimi ve tarım piyasasını regüle eden KİT’lerin özelleştirilmesi AKP iktidarı zamanında yağma boyutunda arttı. Ancak AKP’nin, başta canlı hayvan olmak üzere tarımdaki ithalat politikasının yaslandığı temel nokta, 80 darbesinden sonraki hükümetler tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalardı. Üreticiye kalan ise neoliberalizmin safrasında zehirlenmek oldu. Anlaşılacağı üzere sorun sadece tek bir parti sorunu olmayıp özünde patronlara hizmet etmeyi amaçlamış olan neoliberal ekonomik politika uygulamaları. Bu dönemde bu politikayı uygulamak için kullanılan uygun aparat AKP.

Sadece tarımsal KİT’leri yağmalarcasına yabancı sermayeli şirketlere peşkeş çekmesi bile tarımsal ekonomiyi bozmak için yeterli olan AKP hükümetleri; üretim ve üretici düşmanlığının hakkını verebilmek adına tarımsal alanları da ranta ve betona kurban etti. Hâlbuki arazileri yok etmek için harcanan çabanın çok daha az bir kısmı ile mevcut alanların korunması ve meraların ıslahı çalışmaları yapılmış olsa bile girdi maliyetlerinde hissedilir bir düşüş olacaktı. Mera alanlarının çoğaltılması ile hayvanlar için kaliteli kaba yemin temini de mümkün kılınabilecekti.

Mevcut yem fiyatları karşısında üreticinin düştüğü zor durum gözlerimizin önünde tüm saydamlığı ile duruyor. Yem fiyatlarındaki artışın önüne geçebilmek için ise yapılması gerekenlerden bahsetmek gerek. Döviz kurlarındaki son dalgalanma hareketleri de gösterdi ki tarımda üretim yerine ithalatı öncelemek ülkenin döviz kaynaklarının boşa harcanmasına ve tarımsal üretimdeki dışa bağımlılık sebebi ile üreticinin sırtındaki maliyet baskısının artmasına yol açtı. Üretim maliyetlerinin artışına bağlı olarak çiftçiler ya tarlalarını terk etti ya da damızlık hayvanlarını yok paraya kesime sevk etti. Geçimini tarımsal faaliyetlerle sürdürmeye çalışan çiftçi borçlarını bile ödeyemez hale geldi.  Kars’ta çiftçilik yaparken traktörüne haciz gelen çiftçinin inşaatlarda çalışıyor olması (1) emin olun AKP iktidarının umurunda değil! Tek başına bu örnek bile ithalatçı yaklaşımların tarım ve tarımsal üretimin temel düşmanı olduğunu gösteriyor. Bu yüzden öncelikli olarak yapılması gereken ithalatçı politikaları bir an önce terk edip, tarımsal üretimi belirli bir planlama çerçevesinde yürütmek.

 Mevcut talan düzeninin bir sonucu olarak yok edilen tarımsal arazilerinin daha fazla kaybının önüne geçilmesi şart. Bilindiği gibi yem üretiminde kullanılan neredeyse tüm tarımsal ürünler ithalat yolu ile sağlanıyor. Hal böyle olunca da döviz kurlarındaki artış ham madde fiyatlarında artışa bu da yem fiyatlarının artışına neden oluyor. Mevcut tarımsal alanlarda üretimin planlanması ile yapılacak organizasyonla yem ham maddelerinin üretiminin garanti altına alınması mümkün olacaktır.

Yapılacak mera ıslah çalışmaları ile elde edilecek kaliteli kaba yem ile hayvanların kesif yeme ihtiyaçları kısmen daha az olacaktır.

Sadece AKP döneminde uygulanan neoliberal tarım politikalarının etkisi ile çok uluslu şirketlere peşkeş çekilen, görev tanımı değiştirilen ya da kapatılan YEMSAN, TSEK, EBK, Tİ-GEM, ORÜS, ÇAYKUR, TÜGSAŞ, İGSAŞ, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkiye Zirai Donatım Kurumu  gibi tarımsa KİT’ler ile kredi, girdi ve fiyat desteği sağlayan kurumlar kamusal fayda mantığıyla, kamulaştırılmalı ve  ilaçta, gübrede ve tohumda dışa bağlılığın ortadan kaldırılması sağlanmalı.AC

Yem üretimi ve satışında ortaya çıkan ithalat masrafı, özel sektör hâkimiyeti ve aracı paylarının da ciddi bir yekûn tutup bu maliyetin üreticinin sırtına yüklendiği ortada. Hal böyle iken üreticilerin kooperatifler etrafında örgütlenip maliyeti azaltması uygulanması en çabuk ve kolay yöntem olarak karşımızda. AKP iktidarının tarım alanında yarattığı yıkımın önüne geçebilmek ve özel sermayenin örgütlü yapısının karşısında bir güç olarak durabilmek ancak üreticinin kendi yarattığı örgütlenmeler olan kooperatifler ile mümkün.

(1) https://artigercek.com/haberler/traktorune-haciz-gelen-ciftci-insaatlarda-calismaya-basladi

 




Bu haber 718 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI