Nevzat Çağlar Tüfekçi

Av. Bora Sarıca açıklamasının ilk bölümünde şu ifadelere yer verdi: “Biliyorsunuz ki geçtiğimiz süreçte iki önemli davayı, sizlerin de büyük gayreti ile açmış bulunmaktayız. Her şeyden önce emek veren herkese teşekkürü borç bilirim. Yüzlerce kişinin katılımı ile açtığımız bu davalarda Güllük Körfezinin geleceğine dair planları içeren Aydın Muğla 1/50.000’lik Bütünleşik Kıyı Planının iptalini istedik. Aynı zamanda Kıyıkışlacık’ın belki bir daha asla bugünkü güzelliği ile anılmamasına neden olacak; onun yerine yük gemileri, yük kamyonları ile boğulmuş bir görüntüsü ile bizleri derinden yaralayacak ‘yük tahmil ve tahliye liman projesi’ hakkında verilen çevre etki değerlendirmesi gerekli değildir kararını da dava konusu ettik.”

DAVA KONULARI SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTULMALI

Çevre mücadelesinin sadece dava açmaktan ibaret olmadığını, dava açma konusunun sürekli gündemde tutulmasının önemli olduğuna vurgu yapan Av. Sarıca, ‘davamız başka coğrafyalar için de emsal oluşturacaktır’ diyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ben meslek hayatım boyunca çevre mücadelesini salt davalardan oluşmadığını, aynı zamanda o davaların arkasında bulunan davacıların iradesinin her platformda ortaya konulmasının önemini dile getirmeye çalıştım. Bu iradenin de her iki davanın açılma sürecinde sizlerin arasındaki birlikte iş yapma azminde gerçekleştiğine şahit oldum. Bu benim için bir umut aynı zamanda bir gurur oldu. Tüm yöre halkının tek bir dava etrafında tek yumruk olması sadece bizlere değil aynı zamanda başka coğrafyalarda yaşanan çevre felaketlerine dur demeye çalışan yurttaşlar için de bir umut ve emsal olacaktır.”

YENİ DAVA KONUSU: MARİNA VE ÇEKEK YERİ

“Bundan sonraki süreçte yine ayrı bir çevre felaketine sebep olacak ‘marina ve çekek yerinin’ de Güllük Körfezi sakinlerince istenmediğinin dile getirileceği bir diğer davanın da mahkemeye taşınması için hazırlıktayız” diye konuşan Av. Sarıca, açıklamasını şu ifadelerle devam etti: “Nasıl Kıyıkışlacık Liman ve Bütünleşik kıyı planının iptali için onlarca, yüzlerce insan bir araya geldi ise burada da bu kararlılığın devam etmesini dilerim. Bu davaların kişisel rekabetlerden, dedikodulardan ve husumetlerden ari bir şekilde yürütülmesi halinde, tüm Güllük kazanacaktır. Bu davalar herhangi sıradan alacak davası, miras davası değildir. Bu davalar hak mücadelesidir. Herkes sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını savunmaktadır. Bu davalar ben davası değil, biz davasıdır.”

Güllük körfezini koruma amaçlı açılan davaların Avukatı Sarıca son olarak şunları kaydetti: “Pandemi koşullarında her ne kadar tüm vatandaşlar ile bir araya gelmek bazı zorluklar içerse de artık teknoloji sayesinde bu zorlukları aşma imkânlarımız vardır. Ben, bu davaları yürütücüsü avukat olarak hem mesleğimin bana verdiği sorumluluk hem de bu davaların topluluk davası olmasının da farkındalığı ile her fırsatta sizler ile bir araya gelmek, sorularınızı cevaplandırmak ve süreci sizler ile paylaşmak arzusundayım.”