Bugun...


Milas Belediyesi Engelli Edebiyat Projesi
Tarih: 09-08-2021 01:17:26 Güncelleme: 09-08-2021 01:17:26 + -


Ben Mustafa EROL olarak, 28-29-30 Temmuz tarihlerinde inanılmaz derecede mutluydum, çünkü Milas Belediyesinin düzenlediği Engelsiz Edebiyat Fuarına katılmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyordum… Bu fuara katılmak benim gibi edebiyat aşığı olan biri için inanılmaz güzellikte bir duyguydu, öyle güzeldi, öyle muhteşem bir duyguydu ki bu benim için...

facebook-paylas
Tarih: 09-08-2021 01:17

Milas Belediyesi Engelli Edebiyat Projesi

Mustafa EROL

Ben Mustafa EROL olarak, 28-29-30 Temmuz tarihlerinde inanılmaz derecede mutluydum, çünkü Milas Belediyesinin düzenlediği Engelsiz Edebiyat Fuarına katılmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyordum… Bu fuara katılmak benim gibi edebiyat aşığı olan biri için inanılmaz güzellikte bir duyguydu, öyle güzeldi, öyle muhteşem bir duyguydu ki bu benim için; öyle mutlu olmuştum ki, bu güzel duyguyu tam anlamıyla ifade etmem imkânsız… Onun için size yalnızca şu kadarını söyleyebilirim, zaten edebiyata âşıktım ama bu fuar edebiyat aşkımı iyice depreştirdi…

Öyle ki, yazma iştahım bir kat daha artmış; bir kat daha kabarmış durumda. Eminim, engel tanımayan diğer engelli; daha doğrusu ENGELSİZ arkadaşlarım içinde öyledir. Milas Engelsiz Edebiyat Fuarı, sadece kitaplarımın sergilenmesi ve satılması için güzel değildi, bu fuarda aynı zamanda başka bir şey, tam olarak adını koyamadığım başka bir güzellik daha vardı ki; bunun adı aynı zamanda, engelsiz arkadaşlarım ve aileleriyle kaynaşmaktı, bunun adı sevgiydi, sıcaklıktı, birbirimizin halinden anlamaktı, bunun adı her birimizin yüreğinde biriktirdiği duyguların kalemlerimizden dışarı taşan yansımış haliydi, aynı zamanda Erdal Hocamın iyi niyetiyle koşuşturması, özverisiydi; orada tanıyıp çok sevdiğim, dünya tatlısı bir ablanın fuar ve bizlerin kitaplarının satılması için elinden gelen tüm gayreti gösterip, güzel yüreğinden taşan etrafına sıçrattığı, etrafındaki insanlara sosyal mesafe kurallarına bakmaksızın bulaştırdığı o tatlı ve içten gülümsemesiydi…

Serhat Peker’in sahnede insanın yüreğini ele geçirip tüm organlarına nüfuz eden o güzel sesiyle sahnede şiir okuması ve annesinin onun peşinden koşuşturmasıydı, Sümeyye Gül’ün bu güzel fuarı Ankara’ya taşıtmak için kararlı ve azimli tutumuydu, o güzel yürekli annesinin kalbinin güzelliğiyle bana ve etrafına sevgiyle bakmasıydı, sürekli hayır dua eden ağzıydı, benim gibi Serebral Palsi’li Sevda Akdağ’ın etrafına o sıcacık gülümseyişi, hiç bitmeyen çabasıydı, yine annesinin o sımsıcak, insanın içini ısıtan konuşmalarıydı, babasının gülümseyerek Fenerbahçe Trabzonspor rekabetiyle ilgili bana takılmalarıydı, Bodrum TSD başkanı Esma Hanımın, o bitmek bilmeyen enerjisini, hareketliliğini ve gülümsemelerini etrafına saçmasıydı, soyad adaşım olan Tülin Erol’un bana kahkaha attırmak için yaptığı güzel esprileriydi…

Gecenin bir yarısı, fuar alanından döndükten sonra, birlikte konakladığımız otelin ön bahçesinde saat 1:30’lara, 2:00’lere kadar ENGELSİZ arkadaşlarımla ve aileleriyle yaptığımız tadına doyulmaz sohbetlerimizdi… Daha bunun gibi pek çok unuttuğum ya da gözümden kaçan pek çok güzelliği ve anlamı vardı bu fuarın benim ve ENGELSİZ arkadaşlarım için… Her şey iyiydi, hoştu, güzeldi de, ayrılık günü yaklaştıkça buruklaştığımı hissediyordum, evet; ayrılık zamanı yaklaştıkça hepimiz buruklaşıyorduk; öyle ki, buruklaşa buruklaşa ayrılık sabahı gelip çattığında yüreklerin kederi son haddine varmış, fırsat bulsam da gözlerden yaş olarak aksam diye fırsat kolluyordu sanki…

O fırsatı, ilk önce benim yüreğimin kederi yakaladı ve orada bulunanların gözyaşlarından daha önce davranarak, göz pınarlarımdan hüzün olarak aktı… Sonrada, birbirimizden en kısa zamanda başka bir edebiyat fuarında, başka güzel bir etkinlikte buluşmak üzere gözlerimiz yaşlı, yüreklerimiz kederli ama birbirimizi tanımanın verdiği mutlulukla ayrıldık… Ve dönüş yolunda, Yaşar Kemal üstadın meşhur betimlemesi olan, sarı sıcak altında giderken; kendi kendime, yine Yaşar Kemal üstadın insanın içine işleyen; “O güzel insanlar, o güzel atlara bindiler; çekip gittiler…” sözünü tekrarlayarak ama içimdeki unutulmaz anılarla, mutlulukla Aydın’a ulaştım…

Son söz olarak da, bu anlamlı projenin düzenlenmesinde, başta Erdal Kara hocamın olmak üzere, emeği geçen herkese binlerce kez teşekkür etmek istiyorum.

 

 




Bu haber 907 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI