Bugun...



Gök Musa Gızı Fatma (5)

Üç gün ara vermeden yağan kar. Köyde komşudan komşuya gitmeyi bile engellemişti. Hatçe Kadın, Fatmayı kış boyunca evinde, kalmaya ikna etmişti. Bu durum en çok Şarban bebeğe yaradı. İstediği an, sıcak ocağın başında taze sütünü içiyordu. Yeni doğan iki kuzu yavrusu Şarban bebeğin arkadaşı olmuştu.

facebook-paylas
Tarih: 24-04-2024 22:11

Gök Musa Gızı Fatma (5)

ÖYKÜ / ALİ GÖNENLİ

Üç gün ara vermeden yağan kar. Köyde komşudan komşuya gitmeyi bile engellemişti. Hatçe Kadın, Fatmayı kış boyunca evinde, kalmaya ikna etmişti. Bu durum en çok Şarban bebeğe yaradı. İstediği an, sıcak ocağın başında taze sütünü içiyordu. Yeni doğan iki kuzu yavrusu Şarban bebeğin arkadaşı olmuştu. Fatma, Hatçe kadınlara geldiğinin ertesi günü, emzirmek istediğinde Şarban bebek başını sağa sola sallayıp kabul etmemişti.

-Bebekler dayak yemez. Ben böyüdüm. Emmiyom... demişti.

   Fatma'nın Ali'ye öfkesi daha da büyümüştü. Bebeğin sütten kesilmesi, vücudundan bir parçanın kopması kadar acı vermişti.

Üçüncü gün, sabaha karşı kapı sert sert vuruldu. Ahmet hepsinden önce davranıp kapıya yöneldi.

-Kimdir o?..

-Benim Aamet baba...

-Hayırdır Bekir... diyerek açtı kapıyı.

Kapı açılınca, Ahmet'in sorusunun yanıtı içeri girdi. Bekir kız kaçırmıştı.

  Hatçe Kadın, her zamanki sakin tavrıyla gülümseyerek,  içeri giren kızı kucakladı.

-Hoş gelmişsin gözel gızım. Bekirceezimin gabıl ettiini bende gelinim gızım gabıl ederin. Allah mesut etsin.

   Hatçe Kadının elini öptü kız. Babasının yapacaklarından korkuyordu.

-Yaşın dutuyo mu gızım.

-Dutuyo Hatçana.

-Eyi o zıman. Heç bi şeyden kookma. Bubannan he bi şeyi hallederin ben.

 Ocağın başında sabahı ettiler. Sabah tüm bulutlar dağılmıştı. Güneş köyü aydınlatmaya başlayınca kapı tekrar çaldı. Bu sefer Hatçe Kadın açtı kapıyı.

-Buyur gomtan oolum. Gız buuda. Bizim yanımızda. Gel içeri. Bi çay içelim. Az bi şeylee yiyelim. Barabaa gideriz gelinimin bubasının yanna. Kendinden o kadar emin konuşuyordu ki, komutan yanıt bile vermeden içeri girdi. Dışarda kalan iki asker dahil, hepsi kahvaltısını yaptı. Hatçe Kadın kocası Ahmetle katıra binip,  askerlerle birlikte öğleye doğru Gelenbe'ye vardılar. Kar sonrası oldukça soğuk bir hava vardı. Eski bir evin kapısını çaldılar. Yoksulluk evin her tarafını kaplamıştı. Ocaktaki ateş evi ısıtmaya yetmiyordu. Ocağa yakın bir yerde hasta çocuk, yanında anası, biraz ilerde iki çocuk daha vardı.

-Selamün aleyküm Üseen gaadeş. Gış ootası hayırlı bi iş için geedik evine

-Biliyon biliyon... dedi adam. Nesi hayırlı olceese. Çulsuz çuvalsız yaşımak yetmiyo gibi,  benim salak gızda aynısına gaçıveemiş.

-O nasıl söz Üseen? Benim oolan çulsuz çuvalsız mı?

  Benim oğlan sözü adamı şaşırttı.Bu aynı zamanda Hatçe Kadının kefilliği anlamına geliyordu.

-Bekir benim oolum. Ben gabil ettim.İsteyon ki sende gabıl et. Gızın yaşı dutuyomuş. Dutuyo deyi üstümüze düşenden gaçmeyiz Üseen. De mi Aamet?

  Ahmet evet anlamında başını salladı.

-Bundan kelli (sonra) akırba olcez. Bekir senin güvey, gızın bizim gelin olcek. Durumunu bilip durun.İsteesen deyirmende çalışıısın. Yakında zemheri bitee. Baharın gözel bi düvün ederiz. Sen heç tasalanma. Allahın emri peygamberin gavlinnen gızını oolum Bekire isteyon. Veriyon mu?

  Çaresiz şekilde kabul etti Hüseyin. İçinden seviniyordu. Yoksul dediği Bekire Hatçe Kadın sahip çıkmıştı. Bu yüzden, artık rahat edeceklerdi. Başlarda öfkelendiği kızını, şimdi daha çok sevmeye başlamıştı. Ocağın yanında hasta çocuğun başındaki kadın ağlıyordu.

  Hatçe Kadının ilk yaptığı hasta çocuğun Nazilli'ye doktora göndermek oldu. Hüseyin değirmende çalışmaya başladı. Bekirle başlarda fazla konuşmayan Hüseyin, damadının kendi payına düşen işlerin çoğunu da yaptığını görünce bir süre sonra muhabbeti geliştirdi.

  Bahara doğru karlar erimiş, ortalığı çiçekler kaplamıştı. Hatçe Kadın, verdiği sözü tutmuş, çevre köylere saldığı haberle gelenlerin katılmasıyla oldukça kalabalık bir düğün yapmıştı.

  Fatma ve bebeği, ılık bir bahar sabahı Hatçe Kadın ve diğerleri ile vedalaştı. Bekir ve karısı ile birlikte Horsunlu tren istasyonuna indiler. Geçen yaz trende karşılaştığı Alamut köyünden Elif teyzesine gitmeye karar vermişti. Yazının olduğu tren biletini bulup sıkıca eline aldı. İneceği yer Nazilli tren istasyonuydu.




Bu haber 1020 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI