Bugun...


Mazi Olmuş Bir Devrin Hikâyesi!
Tarih: 17-10-2021 12:37:24 Güncelleme: 17-10-2021 12:37:24 + -


Mustafa Kemal’in, “Nutuk” için yaptığı tanımdır bu! Öyledir, Nutuk, “mazi olmuş bir devrin hikâyesidir”. Bununla birlikte geleceğe ışık tutmak amacıyla her bir sözcüğü üzerinde günlerce çalışılmış bir hikâyedir. Bu öyle bir hikâyedir ki okuduğunuzda kendinizi bir anda Erzurum ya da Sivas Kongresi’nin o hararetli ortamı içinde bulabiliyorsunuz. Mangal Dağındaki şiddetli çatışmaları, zaferin geri dönülmez başlangıcı kabul edilen Duatepe’deki öne atılmaları da…

facebook-paylas
Tarih: 17-10-2021 12:37

Mazi Olmuş Bir Devrin Hikâyesi!

Yüksel Işık

Mustafa Kemal’in, “Nutuk” için yaptığı tanımdır bu!

Öyledir, Nutuk, “mazi olmuş bir devrin hikâyesidir”.

Bununla birlikte geleceğe ışık tutmak amacıyla her bir sözcüğü üzerinde günlerce çalışılmış bir hikâyedir.

Bu öyle bir hikâyedir ki okuduğunuzda kendinizi bir anda Erzurum ya da Sivas Kongresi’nin o hararetli ortamı içinde bulabiliyorsunuz. Mangal Dağındaki şiddetli çatışmaları, zaferin geri dönülmez başlangıcı kabul edilen Duatepe’deki öne atılmaları da…

Bugün içinden çıkılmaz hale getirilen eğitim ve öğretim sisteminin hangi koşullarda modernize edildiğini ya da içinde bulunduğumuz günlerde artık işlemez hale geldiği açık olan ekonominin rayına girebilmesi için toplanan İzmir İktisat Kongresini görürsünüz o “hikâye”nin içinde.

Biz Nutuk’u, Mustafa Kemal Atatürk’ün, CHP’nin 2. Büyük Kurultayında yaptığı tarihi konuşma olarak biliyoruz.

Günlerce sürecek kadar uzun, olayları ayrıntılarıyla anlatacak kadar tarihi ve dersler çıkartılması gerektiği kadar siyasi bir metindir Nutuk.

TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN UZUN HİTABET METNİ!

CHP 2. Kurultayı, 15 Ekim 1927 günü başlamıştı.

Tarih, Atatürk’ün kürsüye saat 10.00 gibi çıktığını yazıyor.

Kürsüdeki hitabının, toplam 36 saat 31 dakika sürdüğünü biliyoruz.

Dile kolay, tam altı gün boyunca “nutuk atmış”!

Sanırım dünyanın “en uzun hitabet metni” unvanına sahip.

Her ne kadar biz ondan dersler çıkartmakta tembel davranıyorsak da, “nutuk” nedeniyle tarih Mustafa Kemal’in hakkını kitabın orta yerine kaydetmiş; ben kendilerinden hiç bahsedilmeyen Kurultay katılımcılarını da hatırlatmak istiyorum.

Değil mi ki 6 gün, 36 saat 31 dakika boyunca hiç kıpırdamadan Atatürk’ü dinlemişler ve yeri geldikçe coşkulu alkışlarla destek vermiş olmaları hatırlanmaya değmez mi?

Bu arada hatırlatmakta fayda var; CHP’nin eski kongre ve kurultayları günlerce sürermiş; örneğin söz konusu 2. Kurultay tam sekiz gün sürmüş.

Bugün “hacimli bir kitap” olarak tanımlayabileceğimiz Nutuk’un hazırlanmasının, büyük bir emek gerektirdiği açık.

Tutarlı bir bütünlük oluşturmak için sahici bir arşiv taraması yapıldığı anlaşılıyor.

Mustafa Kemal’in hazırlıkla bizzat ilgilendiği tartışma götürmez ama zaman zaman bu tarz hazırlıklara katılmış birinin tecrübesiyle diyebilirim ki bütün bu hazırlıkları yalnız başına yaptığı söylenemez.

“Tarih, kahramanları anlatır”; iyi ki de anlatır. Bununla birlikte unutmamamız gereken gerçek şu ki kahramanın tarihte hak ettiği yer almasını sağlayan “isimsizler”dir.

Yeri gelmişken bugüne dek kendilerinden hiç bahsedilmeyen pek çok isimsizin emeğinin hakkını da verelim.

NUTUK’UN ÖNEMİ!                                          

Nutuk, Mustafa Kemal’in, 19 Mayıs 1919’da, Samsun’a çıktığı andan itibaren başlar.

O tarihten 2. Kurultayın başladığı 15 Ekim ve hatta konuşmanın tamamlandığı 20 Ekim1927’ye kadar devam eder.

Nutuk, pek çok açıdan önem arz eder.

Siyasal ve sosyal tarihimiz açısından önemi açıktır.

Katılsak da, katılmasak da, Mustafa Kemal, Nutuk süresince olmamış hiçbir şeyi olmuş gibi anlatmaz; bugünkü muktedirlerin sıklıkla kullandıkları bir yöntem olan dezenformasyona başvurmaz.

Nutuk, tümüyle belgelere dayalı tarihi bir belgedir.

Nutuk’u önemli kılan bir başka konu ise Mustafa Kemal’in “hesap verme” ilkesine olan bağlılığıdır.

Daha önce bir vesileyle Atatürk’ün katılımcılığı ilke edindiğini belirtmiştim; görünen o ki Atatürk, aynı zamanda, paydaşlarla doğru ve zamanında iletişim kurabilmek açısından önemli bir manivela olan hesap verebilirliği de benimsemiş bir lider olarak karşımıza çıkıyor.

Küçük iktidar alanlarında dahi “hesap vermemek” için “kırk dereden su getiren” ufku dar muktedirler dünyasının içinde kaybolup gittiğimiz bugünleri ölçüt olarak aldığımızda, yüzyıl önce “hesap verebilirlik” ilkesini benimsemiş bir lidere sahip olmak, ne büyük bir nimetmiş…

Nutuk’u sahici kılan hamlelerden biridir bu!

Bir lideri lider yapan özelliklerin başında ise sahici, samimi ve açık olmak geldiğini biliyoruz; işte bu nedenle ne zaman bir lideri örnek göstermek gerekirse akla ilk gelen isim Mustafa Kemal’dir.

Bu vesileyle bir kez daha hatırlatalım ki Nutuk, herhangi bir kitap değildir ve Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına hazırlandığımız bugünlerde yeniden ve farklı bir gözle okunmayı hak ediyor.

Zira ciltler dolusu dersler barındıran bir hikâyedir, Nutuk; almasını bilene!

Not: Bu yazının altlığını, geçen yıl sosyal medyada yapmış olduğum bir paylaşım oluşturmaktadır.

 




Bu haber 689 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI