MEHMET ERDAL / DATÇA

         Bugün sabah saat 10.00'da Datça Emniyeti ve Datça Belediyesi ekiplerinin aldığı güvenlik tedbirleri çerçevesinde iş yeri sahiplerinin kendi olanakları ile çağırdığı bir vinç yardımıyla ilk bungalov bulunduğu yerden kaldırılarak taşıyıcı bir kamyonete yüklendi ve işletme sahiplerinin bildiği bir yere götürüldü.

     Ilıca Camping'in işletmecileri, sorum üzerine, Datça Belediyesi ile konuştuklarını, anlaştıklarını ve Datça Belediyesi'nin “kaldırılmalı” dediği bungalovları kaldırmaya başladıklarını söylediler. İşletme sahiplerine bugün yerinden kaldırılıp taşınacak bungolavların ve yıkılacak yapıların sayısını sordum, bu konuda bir sayı veremeyeceklerini, bunun bir imkan meselesi olduğunu söylediler. Ayrıca yaz sezonuna girildiğini ve bunların milli birer servet olduğunu da eklediler.

      Belediye'ni yıkım kararına destek amacıyla olay yerinde bulunan Datçalı bir çevreci aktiviste ne düşündüğünü sordum. “Ilıca Kamping alanın ön kısmı imar planda park alanı, arka taraf turizm tesis alanı olarak geçmektedir. Park alanı olması gereken yerde Aralıktan beri imar planına aykırı ve ruhsatsız yapılaşma faaliyetler devam ediyordu.

     Belediyenin inşaatın her kısmını ayrı ayrı mühürlediğini, ceza kestiğini ve yıkım kararları aldığını biliyorum. Yıkım kararının ardından kaçak yapıları kaldırmak için 30 günlük yasal bir süre verildi, yapılar kaldırılmadı. Belediye bir süre daha beklemeyi uygun gördü. Süreç çok fazla uzadı ve işletme bundan cesaret aldı, yapılaşma devam etti.

     Nihayet bugün kaçak yapılaşma yıkılacağı haberi aldım ve buraya geldim.

     Ancak onca belediye çalışanı, trafik polisi, emniyet mensubu ve iş makineler alanda bulunmasına karşın yıkım öğlene kadar bir adet tahta kulübenin sıhhi bağlantılarının kesilmesi, vinç ile kaldırılması ve başka bir yere götürülmesinden ibaret oldu, sözde kaldı. Belediye dokundu ama yıkmadı. Yıkımın nasıl devam edeceğini merakla bekliyorum.

     Belediye’ye güvenimi kaybetmek istemiyorum. Belediye’nin imar planlarına aykırı ruhsatsız yapılara karşı yasal yetkisini kullanmasını, verilen yıkım kararlarının uygulanmasını bekliyorum.”

     Yıkım olayı ile ilgili bilgi almak için Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın kapısını çaldım. Başkan Uçar “Ben bugün ekipleri oraya gönderdim, savsaklamaya başladıkları anda kendim bizzat yıkarım” diyerek bilgi vermeye başladı.

     “Arkadaşlarımız işletme sahiplerine gittiler. İşletme sahipleri, klimaları sökelim, elektrikleri keselim, biz bunları kendimiz kaldıralım dediler. Kaldırsınlar. Ben onlara 2 aydır kaldırın diyorum. 2 aydan beri gidip yürütmeyi durdurma kararı aldırıyorlar vs. Siz, yıkmama adına direniyorsunuz. Şimdi yürütmeyi durdurma kararı kaldırıldı, ben bunları yıkacağım. Ama hiç bir zaman yıkmayı da acımasızca yapmam, dedim. Kin, nefret kusarcasına yerle bir etmek, olmaz; bunlar milli servettir. Tamam, klimayı sökün, elektrikleri kesin... Sonunda bunları kaldıracaksınız.”

     Başkana, Ilıca Camping'de şu an kaç kaçak yapı olduğunu ve bugün kaç tanesinin yıkılacağını ya da yerlerinden kaldırılacağını sordum: “Hepsi kaçak” dedi. “Ilıca Camping'de eskiden Yapı Kayıt Belgesi alınan yerlerin dışındakilerin hepsi kaçak. Bunların sayısını şu an bilemiyorum. 20 tanesi izinli, gerisi kaçak diye bir şey yok. Onları kaldıracaklar. Ben, bu kaçak yapıların 5 tanesini kaldırın, diğerleri kalsın diyebilir miyim?”

     Başkanın verdiği diğer bilgilere göre var olan kaçak bungalovların yerinden kaldırılması ve kaçak yapıların yıkılması için bir süre yoktu; her gün kaldıracaklardı. “Başkanım günde bir tane kaldırabiliriz” derlerse? Başkana göre böyle bir şey söz konusu olamazdı. “Hem bize kaldırıyoruz diyecekler, hem de bu yerleri kiraya veriyoruz diye ilan verecekler. Böyle bir şey olmaz.” İşletme sahipleri kendi olanakları ile kaçak bungolav ve yapıların tümünü peyder pey kaldıracaklar, Datça Belediyesi de bu süreci izleyecek ve denetleyecekti. Belediye'nin iyi niyetinin suistimal edilmesine izin verilmeyecekti. “Ben başından beri söylüyorum: Orada Yapı Kayıt Belgesi aldığın yerler var. Tamam, onlar yasal. Bunların haricindeki yerleri yapmayın. Yapmayın...”

     Başkan, yaz sezonunda oluşumuzun başlayan bu sürecin kesintiye uğramasına neden olmayacağını da söyledi. Bu tür kaçak yapıların alıp başını gitmesi konusunda vatandaş kendisine “Başkanım ne oluyor? Olup biteni görmüyor musunuz?” diyordu. Vatandaşın haklı olduğu, doğru söylediği yerde kendisi vatandaşın sesine sessiz kalırsa vatandaş kendisinin dürüst olmadığını düşünürdü. Kendisinin kaçak yapıları yapanlarla ilişkisinin ne tür bir ilişki olduğunu sorgulardı. Bu durumda da bulunduğu koltuğu hiç yoktan kirletmiş olurdu. Buna neden olmak istemiyordu.”