Bugun...



Ekonomik Krize Karşı Tarımsal Kooperatifler

AKP iktidarı her ne kadar üretimi bitirmeyi hedeflemiş olsa bile özellikle aile tipi işletmelerin üretime devam etme kararlılığı sebebiyle Türkiye’de tarımsal üretim faaliyetleri halen daha istihdam ve ekonomi için kilit bir öneme sahip. Ancak uygulanan neoliberal tarım politikaları, tarım tekellerine tavizler veren uluslararası anlaşmalar ve içerisinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamı ise özellikle küçük ve aile tipi tarım işletmelerini, üretimi bitirmek pahasına hedef almaya devam ediyor.

facebook-paylas
Tarih: 12-08-2020 01:23

Ekonomik Krize Karşı Tarımsal Kooperatifler

Eşber KAYA

İçinden geçtiğimiz günlerde artan döviz kuru karşısında liranın hızla değer kaybetmesi ve yükselen altın fiyatları ile AKP’nin aylardır üzerini örtmeye çalıştığı ekonomik krizin daha görünür bir halde olduğunu değerlendirebiliriz. Bilindiği üzere ekonomik krizlerin temel sebebi sermayenin üretim yerine finansa doğru yönelmesidir. Hal böyle olunca yıllardan beri üretim yerine rantçı politikaları tercih eden AKP’nin krizi kendi elleri ile yarattığını iddia etmek abartı bir yaklaşım olmaz. Yani tamamen yerli ve milli bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız.

Tarımsal üretim noktasında ise üreticileri, salgın ve hemen ardından daha görünür bir hale bürünen ekonomik krizin daha da zor bir duruma düşüreceği kesin. Daha önce de bahsettiğim gibi ve geçmişte yaşanan örneklere bakıldığında ekonomik krizlerin ilk ve derinden etkilediği sektörlerin başlıcalarından biri tarım sektörü. Zira ortada krizden bahsedilmezken bile üretim maliyetleri sebebi ile zorlanan üretici ekonomik krizden de artan kur nedeni ile ilk olarak etkilenecektir. Tarımsal üretimde kullanılan ekipmanın, tohumun, gübrenin ve akaryakıtın ithalata bağımlı olması sebebi ile çiftçinin üretim maliyeti artacak, tüketici aynı ürünü daha pahalıya almak zorunda kalacak. Asgari ücret ile çalışan insanların ise alım gücü azalacağı için pazardan filesi boş dönecek.

Çiftçi hali hazırda üretimi zor şartlarda devam ettirmeye çalışırken yaşanan ekonomik krizin özellikle küçük üretici için yıkıcı olacağı neredeyse kesin. 2001 ve 2008 gibi daha önceki ekonomik krizlerde en başta tarımsal desteklerin azaltıldığını hatırlatmakta fayda var. Bu hali ile de tarım sektörü, iktidar tarafından ekonomik krize karşı korunmasız bırakılıyor. Bu durumdan ise en fazla gıda tekelleri ve aracılar faydalanıyorlar. Tarlalar boş, üreticiler ise çaresiz bırakılıyor.

Özellikle AKP iktidarında ise verili sorunlara temel yaklaşım, tarım sektöründe üretim ve piyasa belirleyiciliğini neredeyse tamamen tekelleşmiş şirketlere teslim etmek oldu. Zaten hem uygulayıcısı hem de mecbur olduğu neoliberal yaklaşımlar ise tarımdaki sorunları derinleştirmekten öteye gidemedi. AKP’nin tarımda yarattığı yıkımı tamir etmek ve yerine yeni bir yaklaşım geliştirmek daha sonraki süreçte en öncelikli görev olarak karşımızda duruyor.

AKP iktidarı her ne kadar üretimi bitirmeyi hedeflemiş olsa bile özellikle aile tipi işletmelerin üretime devam etme kararlılığı sebebiyle Türkiye’de tarımsal üretim faaliyetleri halen daha istihdam ve ekonomi için kilit bir öneme sahip. Ancak uygulanan neoliberal tarım politikaları, tarım tekellerine tavizler veren uluslararası anlaşmalar ve içerisinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamı ise özellikle küçük ve aile tipi tarım işletmelerini, üretimi bitirmek pahasına hedef almaya devam ediyor. Devam eden ekonomik kriz ortamında ise çiftçiye destek sağlayan KİT’lerin özelleştirilmiş olmasından ötürü kamu desteğinden yoksun kalan çiftçilerin toprağından uzaklaşması ve asgari ücret şartlarında çalışmak zorunda kalarak tarımsal üretimden kopuş giderek artıyor.

Ancak, mevcut tabloya rağmen tarlasını terk etmeyen ve üretimi sürdürmeye çalışan üreticiler için kendi birliklerini yaratıp kooperatifler yolu ile örgütlenmeleri çözüme giden yolda etkin biçimde değerlendirebilecekleri bir çözüm aracı olarak ortadadır.  Tarımsal üretimin giderek endüstriyelleştiği, tarımsal üretimdeki çeşitliliğin ve tarım sektöründeki istihdamın azaldığı günümüzde alternatif model tarımsal üretici kooperatifleridir. Kooperatifler; başta çiftçiler olmak üzere üretimin devamı noktasında toplum için krizden kurtulma yolunda anahtar rol üstleneceklerdir.

Kooperatiflerden sağlanacak temel fayda ise tarımsal üretimin planlı bir şekilde düzenlenmesi ve bu sayede piyasadaki fiyat regülasyonunun tüketici yararına dönüşümünün temin edilmesidir. Ülkemizde her ne kadar çok sayıda kooperatif olsa dahi işleyişlerinin demokratik bir şekilde olmaması öncelikle ele alınmalı ve demokratik işlerliklerinin sağlanması önemlidir. Bu sayede kooperatifler üretici ve yerel yönetimler işbirliği ile bu denetleyici ve düzenleyici rollerini yerlerine getirebileceklerdir. Oluşturulması ve geliştirilmesi gereken kooperatifler sadece üreticinin dahil olduğu şekliyle değil; tüketici ve yerel yönetimleri de süreçlerine dahil eden bir yaklaşım göstermek durumundadır. Ancak bu şekilde bir yaklaşımla gerçek anlamda demokratik bir işleyişin sağlanabilmesi mümkün olabilir.

Bir demokratik kitle örgütü, üretici birliği ve yerel demokrasinin bir bileşeni olup üretici ve tüketicinin sorunlarına çözüm üretmesini beklediğimiz kooperatifler için ise bazı örneklere bakarak bir kısım tehlikelerden bahsetmemiz mümkün. Çünkü bizim kooperatiflerden temel beklentimiz mevcut neoliberal politikaların tarımsal uygulamalarına, özellikle küçük çiftçiyi destekleyerek tarımsal üretimin olması gerektiği şekilde devamı noktasında alternatif olabilmesidir. Sonuç olarak bir kooperatifin neoliberal tarım politikalarına mı yoksa emek ve üretimden yana mı faaliyet gösterdiğini değerlendirebilmemiz için yaptığı iş ve elde edilen sonucun kime hizmet ettiğini iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

AKP iktidarı tarafından, özellikle tarımsal üretimin neoliberal politikalara esir edilmesinden söz ettiğimiz şu dönemde kooperatiflerin de bu neoliberal düzenin bir bileşeni olması ihtimalini göz ardı etmemeli, bu konuda azami özeni göstererek gereken tedbirleri en başta almalıyız. Aksi her durumda kooperatifler, neoliberal politikaların işleyişini ‘’cici’’leştiren birer aparat olarak kalacaklardır.

Kooperatifler; daha önce de bahsettiğimiz gibi, şehirli orta sınıfın romantik hayalleri ve kazanç hırslarına alet edilerek kirletilmemeli; gerçek muhataplar olan üretici-tüketici-yerel yönetim ayakları ile demokratik bir çerçevede işlevsel ve dönüştürücü görevlerini yerine getirerek tekellere teslim edilen tarım politikalarına bir alternatif olmak sorumluluğunun bilincinde hareket etmelidir. Aksi her durumda yıkılacak olan enkazın altında üretici ile birlikte tüm toplum kalacak; tarımsal alanların kaybı, gıda krizi, gıda enflasyonu ve kıtlık kaçınılmaz sonuçlar olacaktır.   

 

 

 




Bu haber 596 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI