Bugun...



Fındık Üretiminde Sömürü Üretici İle Sınırlı Değil

Tarımsal politikaların üretilmesinde birinci derecede sorumlu olan bakanlığın bile bu konuda söz yetkisinin olmadığını ve aslında tarımın sermaye sahiplerinin emri ile AKP tarafından dizayn edilmeye çalışıldığının en net kanıtı da bu olsa gerek. Yapılan açıklamaya göre Giresun kalite kabuklu için 22,5 lira, levant kalite kabuklu için 22 lira olarak belirlenen fındık fiyatları çiftçilerin beklentilerinden ve üretim maliyetlerini karşılamaktan uzak olması nedeniyle üreticinin beklentisini karşılam

facebook-paylas
Güncelleme: 04-08-2020 23:36:41 Tarih: 04-08-2020 23:31

Fındık Üretiminde Sömürü Üretici İle Sınırlı Değil

Eşber KAYA

Yıllardan beri tarım politikası üretmek yerine tarımı ve tarımdan geçinen nüfusu yoksullaştırıp asgari ücret şartlarında çalışmak ve yaşamak zorunda bırakmayı amaçlamış olan AKP hükümeti tarım bakanının bile açıklamasına izin verilmeyen fındık taban fiyatlarını Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta içerisinde açıkladı. Tarımsal politikaların üretilmesinde birinci derecede sorumlu olan bakanlığın bile bu konuda söz yetkisinin olmadığını ve aslında tarımın sermaye sahiplerinin emri ile AKP tarafından dizayn edilmeye çalışıldığının en net kanıtı da bu olsa gerek.

Yapılan açıklamaya göre Giresun kalite kabuklu için 22,5 lira, levant kalite kabuklu için 22 lira olarak belirlenen fındık fiyatları çiftçilerin beklentilerinden ve üretim maliyetlerini karşılamaktan uzak olması nedeniyle üreticinin beklentisini karşılamadı.

Çiftçi Sen, yaptığı basın açıklaması ile fındık alım fiyatının nasıl hesaplanması gerektiğini yaşamın gerçeklerini göz önüne alarak şu şekilde tarif etti: ‘’2020 yılı referans fiyatımızı rekolte tahminlerini, iklim koşulları ve külleme hastalığının verim kaybına etkilerini dikkate alarak ortalama maliyeti kg da 17,38 TL olarak hesapladık. Çıkan bu maliyet fiyatının üzerine %25 kar payı + %40 insanca yaşama payını eklediğimizde; 1 kg fındığın fiyatı en az 30,45 TL olmalıdır.’’ (1)

Tüm Köy Sen Ordu şube başkanı Zekayi Sağra ise fındıktaki fiyat belirlemesinin özel şirketler tarafından belirlendiğine dikkat çekerken hükümetin de bu duruma hizmet ettiğini ifade ediyor. Sağra yaptığı açıklamada “Hükümet tarım ve gıda şirketlerinden yana olduğunu yeniden belli etti. Ürünümüze ve emeğimize sahip çıkmalıyız. Belki köylerde fındığımızı uzun süre bekletme olanağı olmayacak, borçlarımız var, Fındığı satmak zorundayız. Ancak satma konusunda ne kadar geciktirirsek ürünümüz değerini bulacaktır. Artık sendikada örgütlenmek ve en azından köy kooperatifleri kurarak ürünümüzü birlikte pazarlamaya başlamamız gerekiyor. Bizler kenetlenmezsek, iktidar da tarım ve gıda tekelleri de ürünümüze ve emeğimize değerini vermeyecekler,”  (2) diyerek tarımsal üretimin her alanında üreticilerin örgütlenmesinin elzem olduğunu dile getiriyordu.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2019 Fındık Raporu ile Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Ürün Masaları’nın yayınladığı Fındık Değerlendirme Raporu’na göre, son 5 yıllık veriler baz alındığında dünya fındık üretiminin yüzde 64’ü Türkiye’de üretiliyor. Türkiye’de yasa ile fındık dikimine izin verilen 16 il ve bu illere bağlı 123 ilçe var. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2001 yılında 555 bin hektar olan fındık dikim alanı 2019 yılında yüzde 37’lik artışla yaklaşık 760 bin hektara ulaştı. 2016 yılında 420 bin ton olan kabuklu fındık üretimi 2019’da 776 bin tona ulaştı. Son 5 yıllık üretim ortalaması 606 bin ton. (3)

Tarımsal alandaki neoliberal dönüşüm politikalarının bir neticesi olarak her üretici birliğinde olduğu gibi FİSKOBİRLİK’in de yapısı değiştirilerek kuruluş amacından uzaklaştırıldı. 16 Haziran 2000 tarihli ve 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri (TSKB) Kanunu ile Fiskobirlik ve 16 Birliğe devletin mali desteği kaldırıldı. Fındık üreticisi için ürün alım garantisi ve finansman desteği sağlayan FİSKOBİRLİK; AKP eli ile bir arpalık haline dönüştürülerek fındıktaki piyasa belirleyiciliği pozisyonunu terk etmek zorunda bıraktırıldı.

Bilindiği üzere emek sömürüsünün en yoğun olarak devam ettiği sektörlerden birisi de tarım sektörü. Dünya ve ülkede 70’li yılların sonundan itibaren daha saldırgan bir biçimde uygulanmakta olan neoliberal politikaların tarımdaki izdüşümü de saldırının boyutuyla orantılı olarak yıkıcı oldu. Ülkemizdeki fındık üretimi de hali ile bu durumdan uzak kalamadı. Çok uluslu şirketlerin yarattıkları tekeller karşısında artık sadece piyasa için üretim yapmakta olan fındık üreticileri, yıldan yıla giderek fakirleşirken AKP eli ile desteklenen özel şirketler daha da zenginleşti.

Çözüm önerisi olarak ise üreticilerin talepleri gayet net:

1- Tarımsal üretimi ilgilendiren yasalar yeniden değerlendirilerek üretici örgütlerinin de üretimin planlanması ve korunması hususunda söz sahibi olması sağlanmalıdır.

2- Yasaların içeriğinde örgütlenme ve kooperatifleşme kolaylığı mutlaka sağlanmalıdır.

3- Devletin kooperatiflere ve üreticiye yönelik maddi destek yasası hazırlanmalı, bütçeden tarıma ayrılan pay artırılmalı, tarım destekleri ücreti köylüye yani geçimlik tarım yapan çiftçilere verilmelidir.  Tarıma destek bütçesinden tarım şirketleri yararlandırılmamalıdır.

4- Bahçelerin gençleştirilmesi bir plan içinde devlet tarafından teşvik edilerek yapılmalı, gençleştirme yapılan bahçelerde kayıp devlet tarafından karşılanmalıdır

5- Dönüme verilen destek yerine ürüne destek sistemine geçilmelidir.

6- Fındık fiyatının belirlenmesinde üreticiler belirleyici olmalı, fiyat belirlemede kural yasal güvenceye alınmalı, açıklanan fiyat taban fiyat olmalı ve taban fiyatın altında fındık alımı yapanlara yasal yaptırım getirilmelidir.

7- Fındık stratejik ürün kapsamına alınması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. (4)   

Fındık üretimi ve üretiminin planlanması ile ilgili mevcut durumu böyle özetledikten sonra belki de en önemli soruna değinmemek olmaz. Emeği sömürülüp adeta tekellere hizmet etmeye mecbur bırakılan fındık üreticisinin durumundan neredeyse herkes bahsetti. Ancak her zaman unutulan ya da unutturulmaya çalışılan zor çalışma ve yaşam şartların ile boğuşan mevsimlik fındık toplama işçilerinden yeterince bahsedilmedi.

Salgın zamanında bile binlerce kilometre uzaktan gelip günde en az 12 saat çalışmak zorunda olan, tuvalet ve banyonun yer almadığı derme çatma çadırdan bozma barakalarda neredeyse sefalet şartlarında çalışan fındık işçilerinin emeği de en az fındık üreticisinin emeği kadar kıymetlidir. Sosyal güvencesiz ve deyim yerinde ise üç kuruşa çalışmak zorunda olan geçici işçilerde fındık üretiminin bir parçasıdır. Eğer tarımsal üretimin planlı bir şekilde devamı noktasında bakanlık kadar üretici ve tüketici örgütlerinin belirleyici olmasını dillendiriyorsak, tarımsal istihdamın her alanındaki işçilerin de sendikalı ve sosyal güvenceli olarak insan onuruna uygun çalışma koşullarında istihdamının sağlanmasını da en az o kadar kuvvetli bir biçimde dile getirmeliyiz. Aksine yaratılan her durum, karşıtına benzeme sonucunu doğuracaktır. Bertolt Brecht’in o çok bilinen şiirinde de dediği gibi:

‘’kim tutacak elinden bitik kişi

birleşmek zorundadır başkalarıyla

yoksulluğa dayanamayan

birleş sende yoksullarla durma birleş

yarına bırakmayanlarla bu işi

ya hep beraber ya da hiç birimiz

kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden

ya hep beraber ya da hiçbirimiz!’’

 

(1) https://www.karasaban.net/ciftci-sen-findik-fiyati-en-az-30-lira-45-kurus-olmalidir/

(2)https://sendika63.org/2020/07/ciftci-orgutlerinden-findik-isyani-tuccar-ihracatci-fabrikator-kazaniyor-ciftci-zarar-ediyor-592953/

(3) https://www.tarimdunyasi.net/2020/07/21/turkiyenin-yararlanamadigi-en-buyuk-zenginlikfindik/

(4) https://www.evrensel.net/haber/409450/tum-koy-sen-findik-fiyati-en-az-28-50-tl-olmali

 

 

 

 




Bu haber 801 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI