MEHMET ERDAL

Hilafetin kaldırılmasının 100. Yıl Dönümü nedeniyle Sol Parti Genel Merkezi tarafından 2 ve 3 Mart günleri ülkenin pek çok yerinde düzenlenen yürüyüşler kapsamında düzenlenen Fethiye'deki yürüyüş bugün (03.03.2024) saat 15.00’te 1 Nolu Sağlık Ocağı önünde başladı ve Özer Olgun Fethiye Kültür Merkezi önünde son buldu.

“Şeriata, Hilafete, Karanlığa Hayır/AYDINLIK, ÖZGÜR, DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN BİRLEŞELİM!” üst başlığı altında düzenlenen “Karanlığa Teslim Olmayacağız” yürüyüşü sonrası toplanılan kültür merkezi önündeki 5 Kaza Meydanı'nda yürüyüşe katılanlar adına farklı konuşmalar yapıldı.

 ŞERİATÇI AZGIN AZINLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ!

İlk konuşmayı yapan Sol Parti Fethiye İlçe Örgütü Başkanı Mustafa Türkmen “3 Mart 1924’de hilafetin kaldırılmasının üzerinden 100 yıl geçti.” diyerek başladığı konuşmasında özet olarak şunları söyledi:

“Cumhuriyet’in bağımsızlıkçı ve ilerici kazanımlarının bir bir yok edildiği Hilafet ve Şeriat çağrılarının yapıldığı ülkemizde 100 yıl sonra Eşit, Laik ve Demokratik Cumhuriyet için yürüyoruz... Bizler iradesini tek adam rejimine terk etmeyen İlericiler, demokratlar, devrimciler, yurtsever emekçi halkımız; AYDINLIK BİR ÜLKE, DEVRİMCİ, DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET YOLUNDA BİRARAYA geliyor, şeriatçı azgın azınlığa teslim olmayacağımızı ilan ediyoruz!

Cumhuriyetin kurucu kadrolarını aşağılayan, Osmanlıcılık övgülerine, hukukun üstünlüğünü yok sayan anlayışlara karşı bu ülkenin sahipsiz olmadığını, laik bir yaşamı, eşit, özgür ve aydınlık yarınları savunan, yurttaşlar ve örgütleri gücünü sokaklarda göstermenin bilincindedirler.
Şeriata, Hilafete bu zifiri karanlığa karşı aydınlık bir Türkiye için birleşmeye ve mücadele etmeye kararlıyız.
İnanıyoruz ki yüz yıl önce saltanat-hilafet zincirlerini parçalayarak Cumhuriyeti kurmuş bu halk, bir kez daha başaracaktır.”

 BİZ 6. FİLOYU DENİZE DÖKENLERİZ!

İkinci konuşmayı yapan SOL Parti sözcüsü GİZEM ÖZDEM “ Hilafetin kaldırılmasının üzerinden 100 yıl geçen Türkiye’de rejim Amerika’nın, NATO’nun ve onların tezgahlarında yetiştirilmiş kontr-gerillaların, siyasal İslamcı ve milliyetçi faşist güçler eliyle adım adım İslamcı faşizme dönüştürüldü.” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ülkemiz günden güne artan bir zifiri karanlığa boğuldu. Bu iktidar, devrimcilerin karşısına eli kanlı cihatçıları dikti, insanlarımızı öldürdü. Emekçi halkı madenlerde, iş cinayetlerinde, Amerikancı firmaya peşkeş çekilmiş madende siyanürlü toprakların altında ölüme terk etti. Evlerimizi başımıza yıktı, deprem enkazında ölümü bekleyen insanlarımızın çığlıklarına kulaklarını kapattı. IMF patentli politikaları ile halkı açlığa, sefalete mahkûm etti. Gençlerimizi umutsuzluğa boğdu, geleceksiz bıraktı. Emeklileri açlığa mahkum etti, ölüme terk etti. Kadınların sokak ortasında katledilmesine seyirci kaldı.

Kentlerimizi talan ettiler. Göcek’te dünyaca ünlü 12 koyu, kentin esas sahiplerinin tüm muhalefetine rağmen, eko sistemin bozulacağını bile bile, rant için kendi yandaşları yararına mapa inşası için ihaleye çıkardılar. İnlice halk plajını şirketlere satmak istiyorlar, limanlarımıza koylarımıza saldırıyorlar. Ruhsatı alınmış 33 adet HES projesi var, her an harekete geçip faaliyete geçirmeye çalışabilirler.

Halk yangınla baş etmeye çalışırken, yangını fırsat bilip Akbelen’de enerji şirketleri ile birlikte atadan kalma zeytinliklerimize saldırmaya kalktı. Bu iktidar doğaya düşman, bu iktidar insana düşman, bu iktidar yaşayan her varlığa düşman. Bunun karşısında muhalefet halkın umudu olmaktan çoktan çıkmış, umutsuzluğu haline gelmiştir. Ama bizim umudumuz İkizköylülerin mücadelesindedir.
Şimdi ise Erdoğan gemi azıya alarak şeriat güzellemeleri yapıyor, “sayıları az ama şeriatı bilmiyorlar” diyor. Dün Ankara’da, Lüleburgaz’da, Tarsus’ta; bugün burada, İstanbul’da, İzmir’de, Balıkesir’de, Samsun’da... binlerce insan karanlığa karşı aydınlık demek için sokakları doldurdu! Siz bir avuç azınlıksınız, bizler bu ülkenin gerçek sahibiyiz, biz çoğunluğuz, biz halkız ve buradayız! Biz 6. Filonun önünde secdeye duranlar değil, 6. Filoyu denize dökenleriz! Bizim yolumuz, Denizlerin, Mahirlerin yoludur. Bu ülkeyi karanlığınıza teslim etmeyeceğiz! Bu ülke saltanat-hilafet zincirlerini bir kez kırdı; bugün de tek adam rejimi altında yeniden kurulan bu gerici esareti bir kez daha kıracağız!

 OMUZ OMUZA VERELİM, AYAĞA KALKALIM!

Bu azınlığın ülkeyi yönetmekteki yetkileri bile tartışmalıyken, Anayasa’ya el uzatıyorlar, ayrımcı, laiklik karşıtı maddelerle anayasayı değiştirmeye çalışıyorlar. Kız kardeşlerimizin canıyla kazandığımız haklarımıza el uzatıyorlar, Medeni Yasa’ya gerici maddeler getirmek istiyorlar ve bu şekilde kadınların yaşamlarına saldırıyorlar. ÇEDES projesi ile çocuklarımızı okullarda da tarikatlara teslim etmemizi istiyorlar. Her tür pisliğin, kötülüğün kol gezdiği bu tarikatları Ensar’dan, Tügva’dan, Aladağ’dan biliyoruz. Bizler, bu ülkenin devrimcileri, hilafet yürüyüşlerine, tarikatların her türlü devlet kademesinde kadrolaşmasına, çocuklarımızın üzerine çökmesine, kentlerimizi yağlamasına geçit vermeyeceğiz.
İktidarın suçları saymakla bitmez. Bu ülkenin insanlarına çok acılar çektirdiler. Ama artık yeter! Bizler sokaklarında özgürce dolaşacağımız, birbirimize güvenerek hep birlikte arkadaşça yaşayacağımız bir ülkeyi yeniden kuracağız.
İlericiler, demokratlar, devrimciler, yurtsever emekçi halkımız;

Geleceğimizi kendi ellerimize alalım!

Koltuk ve iktidar kavgalarıyla ülkenin kaderini gericiliğe teslim eden muhalefetin oyunlarıyla bu mücadeleyi kazanamayız.
Bizim gücümüz birliğimizden gelir, bu kötülük karşısında bir olalım, yan yana duralım, örgütlü mücadeleyi büyütelim.
Zaman birliği, direnişi, mücadeleyi çoğaltma zamanıdır.
Halktan aldıkları her şeyi geri almak için, tarikat karanlığından kurtulmuş aydınlık bir ülkeyi kurmak için, insanca ve hakça bir yaşam için omuz omuza verelim, ayağa kalkalım.”

Sol Parti Sözcüsü Gizem Özdem'in ardından yürüyüşe bir biçimde katılan ve destek veren Veli-Der, PSAKD, TİP ve Tüm Emeklilerin Sendikası (2017) adına yapılan konuşmalardan sonra 5 Kaza Meydanında Tulum eşliğinde halay çekildi.