Arş. Gör. Dr. Kaan ÖZALPAY(*)

Yolculuk Sonrası “Ağrısız Ayak Düşüklüğü” Olursa, Aklımıza Ne Gelmeli?

Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna enlemde 1563 km mesafesi vardır. Bu nedenle, neredeyse hepimizin 10 saate varan uzun yolculuk deneyimlerimiz olmuştur. Örneğin; Milas'tan bindiğiniz Metro Turizm'in otobüsünden, İstanbul'da inmeye kalkarsanız 11 saat geçecektir. Bu uzun yolculukları geçirmenin en mantıklı yolu olarak, gece yolculuğunu seçmekteyiz. Gündüzden, bizim, o gece güvenli ve rahat bir yolculuğumuz için uyuyan iki kaptanımız, gece mümkün olduğu kadar dikkatli şekilde ulaştırmaktadır.

İşte gece yolda olan binlerce otobüsün birinde, kaptanına sonsuz güvende uyuyan bir adam kliniğimizin kapısını çaldı, geçenlerde. Herkes gibi o da gece uykuya dalıyor ve muavinin dürtmesiyle uyanarak ineceği yere geldiğini fark ediyor. Uyku sersemi şekilde otobüsün durmasını bekliyor ve durunca koltuğundan kalkan adam bir anlığına tökezliyor. İlk önce olağan bir baş dönmesi yaşadığını düşünen adam, sağ ayağında bir uyuşukluk hissediyor. İşte normalde çömeldiğimizde, bizim de yaşadığımız o uyuşukluğa fazlaca aldırmayan kişi bir süre sonra uyuşması geçmeyince kliniğimizin yolunu tutmuş.

Yaptığımız muayenede hastanın sağ ayağında düşük ayak dediğimiz felç geliştiğini tespit ettik. İşte bacak bacak üstüne atmaktan veya yanlış pozisyonda uzun süre uyumaktan kaynaklanan sinir sıkışmasının maalesef bu şekilde kalıcı felçlere yol açtığını sık olmasa da görmekteyiz.

Sinirin sıkışan yerini tespit ettikten sonra, tam olarak sıkıştığı yerden o siniri rahatlattık. Operasyonunu hızlıca gerçekleştirsek de hastanın bundan sonra koltuk değneğine muhtaç, hiç koşamayacağı, bir yere tırmanamayacağı kuvvetle muhtemel gözükmektedir.

Siz siz olun uzun yolculuklarda 1-2 saatte bir ayağa kalkmayı sakın ola ki, ihmal etmeyin ve bu uykusu ağır olan beyefendinin hikâyesini de su dökmek yerine yakınlarınıza hatırlatın lütfen…

(*) Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı