Bugun...



Termik Santrallerin, Enerji Uğruna Yok Ettiği Hayatlar ya da Santralin Bacası Altında Korkarak Yaşayanlar!

Muğla ilindeki 3 termik santral, faaliyete geçtikleri yıllardan bu yana ölüm kusmaya devam ediyorlar. Üç termik santralin bacalarından havaya salınan zehirli kükürtdioksit(SO2) gazının, Yatağan ve Milas’ta toplam 68.324 kişinin erken yaşta ölümüne neden olduğu açıklandı.

facebook-paylas
Tarih: 23-07-2023 00:45

Termik Santrallerin, Enerji Uğruna Yok Ettiği Hayatlar ya da Santralin Bacası Altında Korkarak Yaşayanlar!

NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Muğla ilindeki 3 termik santral, faaliyete geçtikleri yıllardan bu yana ölüm kusmaya devam ediyorlar. Üç termik santralin bacalarından havaya salınan zehirli kükürtdioksit(SO2) gazının, Yatağan ve Milas’ta toplam 68.324 kişinin erken yaşta ölümüne neden olduğu açıklandı. Temiz Hava Hakkı Platformu bileşenlerinden ‘Health and Enviroment Alliance(HEAL’ın) araştırmasına göre, Muğla ilindeki üç termik santral, Türkiye’deki en kirli 8 santralin içinde yer alıyor. Bu santralların faaliyete geçtikleri yıllardan bu yana neden oldukları erken ölümler ise şu şekilde açıklanıyor: Yatağan(1982) 33.129, Yeniköy(1986) 23.595 ve Kemerköy(1993) 11.600. Araştırmada erken yaşta ölümlerin daha çok solunum yolu rahatsızlıklarından kaynaklı kanser vakaları olduğu belirtildi.

Milas-Yeniköy Termik Santraline kuş uçuşu 3-4 kilometre mesafede olan Karacahisar köyünde son yıllarda kanser nedeniyle erken yaşta ölüm vakalarının arttığı, mezarlıkların çok çabuk dolduğu ve yeni mezarlıkların oluşturulduğu belirtildi.

KARACAHİSAR KÖYÜNDE MEZARLIKLAR DOLDU

Karacahisar Köyü sakinlerinden “Milas 78’liler” üyesi Rüştü Yaman(62), termik santralin köylerine verdiği zararlara tepki göstererek, “Karacahisar'da beşinci Mezarlık, kanserden ölümlerin artışıyla dolmuştur, kapısına 'termik mezarlığı' yazacağız!” dedi.

Yaman şunları söyledi: “Karacahisar köyü termik santralden en çok etkilenen köylerin başında gelmektedir. Baca gazı SO2 sürekli köyümüzün üzerine yağmakta, meyve ağaçları, sebze ve bitkiler çok zarar görmektedir.  Defalarca sondajlama sonucu yer altı suları kurutuldu, kirletildi. 37 yıldır baca gazının zehriyle yaşıyoruz. Köyümüzde kanser hastalığında hızlı artış var. Köyümüzün beşinci mezarlığı da kısa sürede doldu. Hastalıkların; yüzde yetmişi kanser, yüzde yirmisi Alzheimer, kalp ve şeker hastalığı; yüzde onu da yaşlılık ve çeşitli nedenlerden ölümdür. Kullanım tarihi geçmiş, dünya tarafından yasaklanmış santralin kapatılmasını istiyoruz.   Türkiye’de alternatif enerji kaynakları mevcuttur.  Termik santralin köylüler üzerindeki tehditlerine son verilmelidir. Bacanın altında korkarak yaşıyoruz. Yeniköy termik santrali kapatılmalıdır.”

SU KAYNAKLARIMIZ, DERELERİMİZ KURUDU

Karacahisar Köyü eski muhtarlarından Tacettin Güney(67), termik santralden dolayı köyde ölümlerin ve solunum yolu rahatsızlıklarının arttığına dikkat çekerek, “santralden önce arazilerimiz çok verimliydi. Her yerde, her mevkide su kaynakları, pınarlar, yüzeye yakın çoğu vatandaşın elle kazdığı kuyular vardı. Şimdi kuyularımızdan sular çekildi. Arazilerimiz çoraklaştı; zeytinlerimiz, meyve ağaçlarımız, bitkilerimiz verimsizleşti, ürün vermez oldular,” diye konuştu. 

Güney sözlerine şöyle devam etti: “Santralle ilgili 78’li yıllarda MTA’nın sondaj kuyuları açılmaya başlanınca, önce Yalancı Pınar ile Elif Pınarının suları kesildi, sonra açık kuyular kurumaya başladı. MTA kömür arama işlemlerini bitirdikten sonra baktılar kömürün üzerinde metrelerce yükseklikte su var, bu suyu nasıl aşağıya çekeriz dediler ve bundan tahminen 12 - 13 yıl önce su tabakasının yoğun olduğu yerleri tespit etmek için araziye kablo döşeyerek çalışma başlattılar. O zamanlar suçıkan kaynakları akıyordu. Suyu aşağı çekmek için tekrar sondaj kuyularının açılacağını öğrendim ve dönemin milletvekillerine Suçıkanı kaybediyoruz, kaynaklara yakın derin sondajlar yapılmasın dedim ve uyardım. Maalesef başarılı olamadık ve sonuç bu oldu; suçıkan yaşamını yitirdi, Güllük Dalyanına kadar çevresindeki köylere hayat veren Hamza Bey deresi kurudu, deredeki canlı yaşamı sona erdi. Özelleştirmenin olduğu 2014 yılından sonra zeytinlerde çok büyük verim düşüklüğü yaşıyoruz. Kanser vakalarında büyük artışlar oldu, kanserden ölenler çoğaldı.”

TERMİK SANTRAL, BİZİM İÇİN ÖLÜM SANTRALİ OLDU

İkizköy Çevre Komitesi Üyesi Mehmet Oğultürk(80): “Yeniköy Termik Santrali bizim için ölüm santrali. Birinci Ünitesi 1986’da, İkinci Ünitesi 1987’de faaliyete geçen Yeniköy Termik Santrali kurulurken hiçbir köylünün kanserden öleceği aklına gelmezdi. Bu yüzden santrale karşı çıkmak bir yana; iş bulacağız, yolumuz düzelecek diye sevinirlerdi. Meyveler, zeytinler ürün vermemeye başladığında; bir yıl verir diğer yıl boş geçer düşüncesiyle kendilerini teselli ederlerdi. Ne var ki, özellikle zeytin ağaçları hiç ürün vermemeye başladığında; Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Karacahisar’da bilimsel çalışmalar yapıyordu. Kantarcı, özellikle zeytinlerin çiçek dönemi olan Mayıs ayında yağmur yağdığında, havadaki asit ve partiküllerin çiçekler üzerine yapışarak, onları çürüttüğünü tespit ediyor. 

Termik santraller, iklimi değiştirdi

Çocukluğumda, bizim de asırlık zeytin ağaçlarından yılda bir tona yakın zeytinyağı ürettiğimizi çok iyi anımsarım. İklim değişikliği nedeniyle çiçek dönemlerinde yağmur eksik olmuyor. Bu nedenle özellikle çukur alanlarda hiç zeytin ürünü alınamıyor. Termik santrallerinin hem iklimi değiştirdiğini hem de havaya asit ve gazlar salarak doğayı zehirlediğini kimse fark edemedi. Kimsenin kanserden öleceği aklının ucundan geçmezdi. Bu santrallerin faaliyete geçmesinden 5-10 yıl sonra, santralin yakınındaki Bağdamları, Karacaağaç, ikizköy ve Karacahisar da kanser vakaları patladı. Genç yaşlarda ölenlerin çoğunun kanserden öldüğü biliniyor.

Santraller öncesi, kanserden ölümler yoktu

Santraller öncesi, ölenlerin arasında bir tane Kanser hastası yoktu; ya akrep sokmasından ya yılan ısırmasından ya trafik kazasından ya da Zeytin ve İncir ağacından düşerek ölüm olayları olurdu. Yaşlılarda ise ya veremden ya barsak düğümlenmesinden ya apandisitten ya böbrek yetmezliğinden ya da diyabetten ölüm vakaları görülürdü. Kimsenin aklına Kanser gelmezdi. Bu yüzden, Santraller kurulurken köylüler hiç tepki vermediler tersine istihdam yaratacak diye sevindiler. Bu santralin Aydın İdare Mahkemesince Kapatılmasına dair bir kararı olduğu, bu kararın hem Danıştay hem de AİHM tarafından onaylandığı halde; devleti yönetenler, bu kararları tanımamışlardır. Hukuk yok sayılmıştır. Onlar için Enerji,  insan yaşamından daha değerlidir. “

MİLAS’IN İKLİMİ DEĞİŞTİ

Emekli Öğretmen Ekrem Yılmaz: “Doğamızı bozdular, dağlar, ormanlar ve sular yok oldu, oluyor. Milas’ın iklimi değişti, kaç haftadır tuhaf çekilmez bir hava var. Sıcaklar çok aşırı. Evlere sıcaktan girilemez durumda, evlerin içi hamam gibi, sabaha kadar serinlemiyor. Tam sabah saatlerinde far far değişik bir fırtına, kapı pencere indiren… Termikler, kömür sahaları, beyaz maden, mermer ocakları, taş ocakları kapatılmalı. Dereçayı, Sarıçay eskisi gibi 80 öncesi gibi akmaya başlar ise düzelme olasılığı var yoksa yaşanmaz, çekilmez bir yer olur Milas.” 

BACA GAZI ARITMA TESİSİNİ DEVRE DIŞI BIRAKIYORLAR

Termik santralin bacasından sık sık havaya simsiyah dumanların çıktığını belirten çevre köylüler, bunun zehirli kükürtdioksit gazı olduğunu ve soludukları havanın zehirlenmesinden; bahçelerindeki bitkilerin, zeytinlerin zarar görmesinden şikâyetçi oluyorlar, yakınıyorlardı. Termik santral deneyimi olan bir uzman, köylülerin yakınmalarına şu şekilde açıklık getirdi: “Bu durumlarda Baca gazı arıtma sistemini devre dışı bırakıyorlar. Doğaya SO2 gazını bırakıyorlar. Bu zehirli gazlar daha sonra asit yağmuru olarak yeryüzüne inecektir. Üniteyi ilk devreye alırken, genellikle baca gazı sistemini kapatırlar; böyle bir durum olabilir ya da daha fazla enerji üretimi yapmak için bazen arıtma filtreleri devre dışı bırakılıyor. Bunu genellikle gece yaparlar.”

TERMİK SANTRALLER, HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

Dr. Çağlayan Üçpınar(Halk Sağlığı Uzmanı ve Milas Kent Konseyi Başkanı): “Enerjiyi hangi tür dönüşümden elde ederseniz edin, hepsinin insan ve hayvan sağlığına, çevreye zarar verdiği artık bilinen bir gerçek. Kömürün yakılması sırasında açığa çıkan gazların yarattığı kirliliğin olumsuz etkilerini Milas’ta yıllardır yaşıyoruz. Termik santral gibi, bir şehrin bir kış boyunca yaktığı kömürü bir günde tüketebilen bir tesisin yarattığı kirliliği ve sağlık etkilerini tartışmak anlamsız. Baca gazlarında bulunan kimyasal atıkların hem kansere hem de iyileşmeyen (kronik) solunum sistemi hastalıklarına yol açtığı çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuş durumdadır.  Muğla özelinde eksik olan, gerçek hastalık verilerinin paylaşılması, yaşanan ölüm, işgücü kaybı, tedavi maliyetlerinin ne kadarının gerçekten termik santral etkisine bağlı geliştiğinin bilimsel çalışmalarla ortaya konulmasıdır.

Santralın yarattığı ruhsal travmalar

Göz ardı edilen bir başka konu da, ölümlerin ardında bıraktığı sosyal ve ruhsal yıkım. Tablolara yansıyan ölüm rakamları bizleri dehşete düşürse, ölümlerin yarattığı işgücü kaybı ve tedavi maliyetleri bizi öfkelendirse de, hastaların tedavi süresinde çektiği ıstırap, yakınlarının yaşadığı ruhsal travma, sigorta desteği olmayanların çaresizlikleri, ruhsal durumları hakkında hiçbir şey anlatmamaktadır. Ülkemizde sosyal destek mekanizmaları olmadığı için bu insanlar hasta oldukları ya da öldükleri ile kalmakta, yakınları ne yapacaklarını bilememekte, kendi gerçekleri ile yeni bir yaşam tarzına alışmak durumunda kalmaktadırlar.”

HEAL’IN RAPORU

Muğla’daki termik santrallerin Türkiye’de en kirli santrallar arasında yer aldığını belirten Temiz Hava Hakkı Platformu’nun Muğla’daki üç termik santralle ilgili açıklaması ise şöyle:  Platform bileşenimiz HEAL’in yaptığı bir çalışmaya göre, işletmeye alındığı günden beri yarattığı hava kirliliği ile en çok ölüme yol açan kömür yakıtlı termik santral Yatağan; üçüncü sırada Yeniköy Termik Santrali geliyor. Kemerköy ise Türkiye’nin en kirli 6. termik santrali. Muğla Santralleri Yasal Zorunluluklara Uymuyor. Türkiye’deki eski termik santrallerin baca gazı arıtma sistemlerinin yenilenmesi yasal olarak 2019 yılı sonunda bitirilmeliydi.  Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri hava kirliliğini azaltacak yatırımlarını 3,5 yıl sonra hala bu yatırımları tamamlamadı.  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan talep ediyoruz:  Yaşam hakkımızı elimizden alan, çevre yatırımlarını tamamlamamış santrallerin çalıştırılmasını istemiyoruz. Bu santrallar kapatılsın.”

Yeniköy Termik santralinin etki alanında bulunan ve santraldan dolayı yaşamı olumsuz etkilenen köyler: Karacahisar, İkizköy, Fesleğen, Pınararası, Çiftlik, Çamköy, Çakıralan, Bağdamları, Karadam, Kayaderesi, Beşoluk, Dereköy, Sek, Bayır, Gürceğiz, Akçakaya, Söğütçük, Alaçam, Kısırlar, Kuzyaka, Ulaş, Aslanyaka vd.




Bu haber 1588 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI