Bugun...



Akbelen'de 3. Keşif Yapıldı

Akbelen ormanlarını keserek altındaki kömürü çıkarmak isteyen YK Enerji yönetimi, 2. Bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine 3. Keşif bugün yapıldı. İkinci bilirkişi raporunda 4 uzman, Akbelen ormanları kesilirse telafisi mümkün olmayan ekolojik yıkım olur şeklinde görüş belirtmişti.

facebook-paylas
Güncelleme: 09-08-2022 00:58:47 Tarih: 09-08-2022 00:54

Akbelen'de 3. Keşif Yapıldı

NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Üçüncü keşif için bilirkişi heyeti alana gelmeden önce İkizköy Çevre Komitesi avukatlarından Arif Ali Cangı, alanda toplanan çevrecilere şöyle dedi: "Akbelen ormanları sadece ikizköy, Milas ve Muğla için değil  Türkiye ve Dünya için önemli. Bu ormanlar eko sistem için de önemli. Burada Milas ve Bodrum'a su veren önemli su kaynaklarımız var. Bu orman binlerce canlının yaşama alanı.  Akbelen ormanlarını vermeyeceğiz. Burası insanların ve her tür canlının yaşadığı yer. Bu önemli doğa parçasını korumak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Keşfin iyi geçmesini sağlayacağız."

KARDOK Derneği Başkanı ve İkizköy Çevre Komitesi üyesi Necla Işık: "Akbelen ormanları bizim vatanımız. Bizim yaşam alanımız. Biz davamızda haklıyız ve sonuna kadar götüreceğiz. Burayı sonuna kadar savunacağız. Dört bilirkişi uzmanı burası için çok güzel rapor hazırlıyor, görüş bildiriyor. İki üye enerji için orman kesilebilir diyor. YK Enerji buna itiraz ediyor. Bizim buradaki suyumuz zeytinimiz, yaşam alanlarımız gittikten sonra biz ne yaparız burada. Burada biz, toprağımız, hayvanımız ve havamız zehirleniyor. Biz buna rağmen ata toprağımız, yaşam alanımız ve yurdumuz diyoruz. Önceleri burada kanser hastası olanlar bunu gizliyordu. Son beş yıldır, insanlar bunu gizlemiyor ve kanser hastalarında aşırı bir artış var. Benim çocuğum 16 yaşında, astım hatası. Ben kendim öyleyim. İki-üç-dört kuşak; astım, kanser, alerjik olmak üzere bir sürü rahatsızlıkları yaşıyoruz. Cevizimizin, zeytinimizin, meyvelerimizin ve sebzelerimizin verimleri düştü. Ben bugün bir kuş sesiyle uyandım. Her gün ben böyle kuş sesleriyle uyanmak istiyorum. O kuşlar burada ötmeye devam etsin. O kirpiler burada gezmeye devam etsin. Kuş bize teşekkür ediyor; bizim ağaçlarımızı 3 senedir koruyorsunuz diye. Kuş sanki bizim bu mücadeleyi kazanacağımızı müjdeliyordu.  İkizköy satılık değil, Akbelen ormanını vermeyeceğiz. Burada kuş seslerinden mahrum kalmak istemiyoruz. Kömür için doğamız feda edilmemeli. Kimse bizi santral işçileriyle karşı karşıya getiremez," dedi.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sabahat Genç: “Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesiyim.  Aynı zamanda Türk TORAKS Derneği Üyesiyim. Çevre sorunları ve Akciğer sağlığı çalışma grubu yürütme kurulunda çalışıyorum. Çevre sorunları ve onların sağlığa etkisiyle ilgili çalışmalar yapıyorum ayrıca. Geldiğimiz noktada tüm dünyada çevre sorunları büyük önem taşıyor, insan hayatı için. İklim krizi dediğimiz bir durum var. Herkes bunu biliyor. İklimler değişiyor, dünya ısınıyor, kuraklık, seller, yangınlar; bunların hepsi iklim değişikliğinin bir sonucu. İklim neden değişiyor? Sanayileşme sonucu hava kirliliği ortaya çıktı. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de kömürlü termik santraller. Hava kirliliğine karşı bizim yapabileceğimiz şey ise temiz enerji elde etmek olmalı. Yani yenilenebilir enerji dediğimiz güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi. Kömürden uzaklaşmak ve termik santralleri bırakmak. Ağaçlar nasıl bir rol oynuyor? Ağaçlar, bu kirli sanayinin havaya saldığı karbondioksiti (CO2) emiyor ve havaya oksijen veriyor. Ormanlarımızda bir ekosistem var ayrıca. Burada yaşayan bir sürü canlı var. Dünya büyük bir ekosistem. Bu sistem bölündüğünde birçok şeye zarar veriyor. Tüm ülkeler bu iklim krizini önlemek için, neler yapabiliriz diye uğraşıyorlar. Bunun için iki önemli nokta var. Birincisi kömürden, fosil yakıtlardan vazgeçmek. Diğeri de ormansızlaşmayı önlemek. Burada yapılan şey; bu ikisine de ters düşüyor. Bunları önlemezsek eğer yaşanılacak bir dünya kalmayacak. Bu konuda gerekli olan mücadeleyi vermezsek; gelecekte çocuklarımızın yaşayacağı sağlıklı bir dünya kalmayacak. Ağaçları yok edersek, ağaçların koruyucu etkisi ortadan kalkıyor ve insanlar sağlığa zararlı olan zerreciklerle karşı karşıya kalıyor. O nedenle ormanlar ağaçlar insan sağlığı için çok önemli ve vazgeçilmezleridir. Havamız yanında toprağımız kirleniyor, su kaynaklarımız gidiyor. Almanya 2030’da tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklarına( güneş, rüzgâr) geçecek. Türkiye bu konuda Almanya’dan daha avantajlı. Eko sistem korunmazsa 2100 yılında İstanbul, İzmir kalmayacak çünkü sular altında kalacaklar. Hasta çok. Neden çünkü sağlıksız bir çevrede yaşıyoruz; Havamız kirli, suyumuz kirli, toprağımız kirli, gıdalarımız sağlıklı üretilemiyor. Tüm bu olumsuzluklar sağlığı çok etkiliyor. Geleceğimiz için bu ormanı vermemiz lazım.”

Akbelen'e Destek İçin Gelen HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da Şunları Söyledi: “Burada çok güzel bir direniş var. Üç yıldır sürdürülen bir mücadele var. Gerçekten doğaya, ranta, doğanın talanına ve her yeri ranta açmaya karşı; İkizköylüler’in, Akbelen Ormanını vermeyeceğiz diye yürüttükleri direniş çok değerli ve Türkiye’ye malolan bir direniş oldu. Ben de buralarda; Bodrum’da, Muğla’da, bu civarlarda yetiştim, büyüdüm. Aslında benim de topraklarım burası. Uzun süredir ben bu alan gidip geliyorum. Ankara’dan fırsat bulabildiğim sürece. Burada özellikle, başta Necla Işık vd. kadınlar olmak üzere, kadınların da mücadelesi çok değerli. Onlar kendi yörelerinin nasıl değerli olduğunu; bir zeytin ağacının ne kadar değerli olduğunu anlattılar bana. Buradaki mücadeleyle birlikte. Bundan sonra bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini söylediler. Aslında Türkiye’yi 5 şirkete peş keş çekmeye çalışıyorlar. Değişik yerlerde ormanlık alanları yok edecek, ormanları katledecek taş ocaklarına, kömür havzalarına ve mermer ocaklarına ÇED gerekli değildir diye izin veriliyor. Ama bu halkın da eskisi gibi eskisi gibi olmadığına çok inanıyorum. Gerçekten Dünyayı ve Türkiye’yi bu mücadelelerin birleşmesi kurtaracak ancak. Yoksa sadece kapitalizm ve rant için her şeyi satmaya razı ve gönüllü insanlar var. Bunları engelleyecek olan da tıpkı İkizköy’deki gibi, hepimizin direnişi bunu sağlayacak. Şimdi Bilirkişi bekleniyor. Keşif yapılacak yeniden. Kamuoyu destek verdikçe, bu dayanışma arttıkça, çıkacak raporların da çevreye uygun olması ve bu ormanın talan edilmemesi sağlanacaktır.”

Çevre Aktivisti Deniz Gümüşel keşif alanından şu bilgileri aktardı:  “Keşif Arif Hocanın(Av. Arif Ali Çangı)  hukuk dersi gibi açılış konuşmasıyla başladı. İsmail Hakkı(Av. İsmail Hakkı Atal) Hocanın ufuk açıcı bilimsel konuşmasıyla sürüyor. Köylüsü, kentlisi, davacısı, avukatı, hakimi, bilirkişisi, termik santral genel müdürü ve kömürcü şirketin avukatı hepimiz 40+ sıcaktan kaçmak için ormanın ortasında onlarca yıllık zeytin ağaçlarının gölgesine sığınmış durumdayız.”

Keşifte; CHP Muğla Milletvekilleri Burak Erbay ve Suat Özcan, müdahil Muğla Büyükşehir Belediyesi avukatları ve müdahil Muğla Barosu vekilleri, yetki belgesi ile İkizköylülerin avukatları olarak Ankara, İzmir ve Kütahya Barosu avukatları, gözlemci olarak Bodrum ve Milas belediyeleri temsilcileri, TMMOB Elektrik ve Ziraat Mühendisleri Odası temsilcileri, Muğla Çevre Platformu temsilcileri, TEMA Muğla temsilcisi gözlemci olarak yer aldılar.

Keşif öncesi Milas-Ören karayolunun iki kenarına dizilen İkizköy ve çevre köylüler ellerinde taşıdıkları döviz ve pankartlarla haklılıklarını dile getirdiler. Akbelen'i vermeyeceğiz, haklıyız kazanacağız diye slogan attılar.

 




Bu haber 1312 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI