Bugun...


FİKRET ÇOBAN

facebook-paylas
Doğamızı mahveden, şirketlerin kazanma hırsıdır
Tarih: 15-02-2024 13:02:00 Güncelleme: 15-02-2024 13:03:00


 Nerden nereye gidersek gidelim , nerden bakarsak bakalım , yaşadığımız tüm çevre ve doğa katliamları kapilazmin ekolojik bir kanser olduğunu göstermektedir . Sonuçta çağımız  şirket egemenliği çaği ; bu çağın insanliğa , kültüre ve canlı  yaşamına  vereceği , katacağı bir şey kalmamıştır . 

Her gün birlikte  yaşadığımız , giderek derinleşen ve yoksul kesimleri açlığa mahkum eden  ekonomik kriz değil artık  ekonomik çöküş devletin baskısı , muhalefetin siyaseti sandığa indirgemesi  , sınıf hareketinin zayıflığı  gibi nedenlerle  zorla  sürdürebilir  bir durumda . 

 Ama ekolojik kriz , küresel ısınma , doğanın insan yaşamını kaldıramaz hale gelişi , öyle yasayla , yasakla zorla faşizmle bastıralacak bir şey değil . Artan sıcaklıklar , yangınlar , seller kuraklıklar , depremler , çevre kirliiği , temiz su kaynaklarının şirket egemenliğine geçmesi ; hava kirliliği , ekilebilir alanların çoraklaşması , toprakları küçük üretcinin elinden çıkıp büyük kapitalist şirketlerin eline geçmesi , kuruyan dereler , göller , nehirler  , kıyıların talan edilmesi , canlı türlerinin azalması , kimyasal ve radyoaktif çöpler ...bunun önünü nasıl alacaksınız  . Devlet baskısı  , faşizm burda sökmez  , bir işe yaramaz . 

Son Erzincan - İliç'de altın madeni aramak için yapılan doğa katliamın sonucu dağ eridi , sel gibi aktı. Kaç kişinin kayıp olduğu  , siyanürün  suya karışıp karışmadığı konusunda net bilgi yok . Dağın erimesini büyük çevre felaketi olarak görenler çoğunlukta hatta Çernobil felaketi ile kıyaslayan işin uzmanı insanlar var.  O kadar uyarılara , bilim insanlarının raporlarına rağmen iktidar kendi halkını    koruyan  , bilime göre tedbir alan  değil  paraya ve şirketlere inanan iktidar olduğu sürece bu felaketleri  yaşayıp duracağız  . Geldiğimiz nokta her acıdan felakettir . 

Çağımız  şirket egemanliği çağıdır . İstediklerini iktidara getirip iktidarda tutup istediklieri yasaları çıkartan yasal düzenlemeleri yaptıran şirket egemenliğinden söz ediyoruz . Emeğin sömürülmesi gibi doğanın talan edilmesinde sınır tanımayan büyük şirketler ; yanımızda , yöremizde ,  Akbelen'de , Latmos'ta , Ilbıra Dağlarında , ormanlarımızda,  Milas'ın  bütün dağ ve tepelerinde yaptıkları talanı ve katliamı görmek mümkün . Herkes her şeyi görüyor , her şey herkesin gözü önünde oluyor neden karşı çıkmıyoruz  ,  yeter artık ortak yaşam alanlarımıza  dokunma diyemiyoruz  ?  Seçimlerde elimize aldığımız  oy pusulası üzerine basacağimiz mühür ; deremiz,  suyumuz , dağımız ve çocuklarımızın geleceği için olsun . Kim , hangi parti ; doğanın talanından , ormanlarımzın katliamından , suyumuzun gaspedilmesinden sorumlu ise  elinizin tersiyle vurun şamarı suratlarına , yüzlerine  bakmayın , aldanmayın gülücüklerine el sıkmalarına hepsi sahtekar yalancı talancı .

 Geldiğimiz noktada faiz indirmek bindirmek gibi oyunlarla ekonomik çöküşü sürdürebilir kılan mevcut iktidar  ; kapitalizmin tarihsel krizi , doğa krizi , bir yok oluş krizi gerçek olarak karşımızdadır . Kapitalizmin doymak bilmez 200 yıllık döneminin krizidir bu . Bunu nasıl sürdürülebilir kılacak  . Abartma değil  inleyerek yok oluş sürecine doğru hızla ilerliyoruz  .  

Doğası gereği kapitalizm sürekli olarak büyümek zorunda olan bir üretim tarzı , burjuva sınıfının  ekonomik modeli . Temeli sömürüye ve eşitsizliğe  dayanan her seferinde daha çok üretmek daha çok pazar için her pisliği yapmaktan çekinmeyen  bir sömürü sistemi  . Yeter burda durayım demez.  Doğanın da insanın da bir sınırı , bir siniri var demez . Bu sınırları aşarsak yaşam tehlikeye girer  , insanlar ölür , hayat yok olur , demez ; düşünmez  bile .

Ekolojik yıkıma ve iklim krizine etkin ve kalıcı çözüm, toplumların üretim , tüketim ve yaşam tarzının devrimci dönüşümüyle mümkün olabilir. Piyasa ekonomisi (kapitalizm) dahilinde sorunun ‘çözümü’ asla mümkün değildir . Gezegenimize bu  şirketlerin kar hırsı kadar hiçbir şey  bu kadar zarar vermedi  . Çözüm toplu , ortak yaşam mücadelesi etrafında birleşerek  , öfkelenerek bu vahşi şirket egemenliği dönemini sınırlamak  , gücünü kırmaktan geçiyor  . En azından dengeyi kurmalı  , ağızlarına gem vurmalıyız .  Gelecek ve yaşam buna bağlı , başka seçenek yok .

 



Bu yazı 456 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI