Tweet |
KADRİYE BAKŞİ / DATÇA
19 Temmuz saat 19’da, Özbel Kafe’de yapılan ve 60 kadar Datçalı’nın katıldığı söyleşiyi, kolaylaştırıcı görevini üstlenen Emrah Kırımsoy açtı. İlk konuşmacı dernek çalışanlarından, Uzman Psikolog Filiz Kaya Ataklı’ydı. Ataklı konuşmasına, 2020 yılı itibarıyla tüm dünyada göç eden insan sayısının 281 milyon kişiye ulaştığı, dünya nüfusunun yüzde 3,6'sının göçmen olduğu bilgisini vererek başladı. Hiç kimsenin zorlayıcı nedenler olmadan ülkesini terk etmeyeceğini söyleyen Ataklı, başta savaşlar ve yoksulluk olmak üzere, göçün nedenlerini anlattı.
İkinci konuşmacı Sinem Uludağ Gök konuşmasına, göçmen, mülteci ve geçici sığınmacı kavramlarının ne anlama geldiğini ve Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelerle mültecilerin hangi haklara sahip olduklarını anlatarak başladı. 18 yıldır Mülteci Hakları Derneğinde çalışan Gök, göçmen ve mültecilerin günlük pratikte hangi yaşamsal güçlüklerle karşılaştığını sıraladı. Mültecilerin, yasal haklarının nasıl çiğnendiğini; çalışma izinleri olmadığı için, çalıştırıldıkları kayıt dışı işlerde azgın bir sömürüye maruz kaldıklarını; Geri Gönderme Merkezlerinde ve sınır dışı edilmelerde yaşadıkları eziyetleri anlattı. Gök, mültecilerin önemli bir kısmının savaş bitse dahi, çocukları ve kurdukları yeni yaşam nedeniyle burada kalacaklarını söyledi. Hayatın her alanında mültecilerle birlikte yaşamayı öğrenmek ve onların topluma entegre edilmesi için çalışmalar yapmak gerektiğini söyledi.
Daha sonra katılımcıların soru ve katkıları ile devam eden söyleşide temel konu, “mültecilerle birlikte nasıl yaşayacağız?” sorusu etrafındaki tartışmalar oldu. Soruya katılımcılardan gelen cevap ve öneriler arasında şunlar vardı: Sömürü hiyerarşisinin en altındaki emekçiler olarak mültecileri, işçi sınıfının hak mücadelesine dâhil etmek; tacize, tecavüze uğrayan öldürülen mülteci kadınların meselesini kadın hareketinin konusu yapmak; mülteciler hakkında yayılan yanlış söylemlere, ırkçılık kampanyasına geçit vermemek.
İki saat kadar süren ve Datça’da bu konuda bir ilk olan söyleşinin sonunda, konunun genişletilerek tartışılması ihtiyacı katılımcılar tarafından ifade edildi.