MEHMET ERDAL

“Artık Halk Konuşacak” ilkesiyle gündeme getirilen “Halk Kürsülerinin” ilki bugün saat 14.00'de Muğla merkezindeki Sınırsızlık Meydanında kuruldu ve farklı kesimden yurttaşlar yapılan zamlara, hayat pahalılığına ve yaşadıkları sorunlara dair düşüncelerini dile getirdiler.

Sol Parti Menteşe İlçe Başkanı Tarık Akın'ın okuduğu kısa basın açıklamasından sonra ilk olarak bir öğrenci velisi olan Funda Dural konuştu. Funda Dural, 4. sınıf öğrencisi olan çocuğuna “değerler eğitimi” çerçevesinde dayatılan Din Dersinde öğretilenlere dair düşüncelerini ifade ettikten sonra, “şimdi de bu eğitim Ana Okullarında başlıyor, buna karşı çıkmalıyız,” dedi.

Fethiyeli esnaf Ali Serçek ile Menteşeli cafe işletmecisi Mustafa Durna, sıkıntılı dönemler yaşadıklarını, elektrik fiyatlarına yapılan zamların bellerini büktüklerini, kendileri açısından sürecin kötüye gittiğini, belirttiler.

Bodrum'dan jeoloji mühendisi Mustafa Erdoğan, Bodrum'un yağmalanan kıyılarına, ormanlarına ve tahrip edilen ekolojik yapısına dikkat çekerek, “rantçılar atmaca gibi saldırıyorlar,” dedi. Akbelen Ormanlarına dikkati çekti.

Fethiyeli turizm emekçisi Müjgân Birgi, yapılan zamlar nedeniyle kazançlarının yaşamlarının kötü etkilendiğini dile getirerek, zamların geri alınmasını ve elektrik şirketlerinin derhal kamulaştırılmasını dile getirdi.

Barış bildirisine imza attığı için KHK ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesindeki işinden atılan Gözde Özdikmenli işten atılma gerekçesine dair konuştuktan sonra bugün bu kürsüyü kuran Sol Parti'ye teşekkür etti.

Aynı gerekçeyle işinden atılan ve beraat etmesine karşın işe iade edilmeyen ilkokul öğretmeni Engin Karataş ise “sokağa çıkmaktan ve sesimizi duyurmaktan başka bir yol yok,” dedi.

Halk Kürsüsünün konuşmacılarınden birisi de Sol Parti MYK üyesi Ozan Sürer’di. Ozan Sürer, söylenecekleri, kendisinden önce konuşan arkadaşların söylediğini belirterek, bu şikâyetler karşısında bize söylenen tek şey “abartmayın oluyor,” dedi. Elektrik zamları nedeniyle esnafın dükkânını kapattığına ve Muğla'nın her yerinin delik deşik edildiğine dikkat çeken Ozan Sürer, “öfkeliyiz ama aynı zamanda da umutluyuz,” diyerek konuşmasına devam etti. Başta enerji şirketleri olmak üzere özelleştirilen bütün kamu kurum ve kuruluşlarının derhal kamulaştırılmasını, halkın denetimine açılmasını ve sorumluların hesap vermesini dile getiren Ozan Sürer, kapatılan bütün fabrikaların derhal faaliyete sokulmasını ve böylece işsiz insanlara istihdam yaratılmasını, tarikat ve cemaatlere ait bütün mal varlıklarının halka iade edilmesini, tarikat ve cemaatlere ait okullar ile yurtların derhal kapatılmasını, emperyalizmin tahakkümüne son verecek adımların atılmasını belirterek, “Biz yürürsek, yollar açılacak” diyerek konuşmasını bitirdi.

Son konuşmacı, Manisa'da görev yapan Yatağan'ın Deştin köyünden bir öğretmendi. Halk Kürsüsünün son konuşmacısı, Muğla Bayır'da yapılacak olan çimento fabrikasına dikkati çekti. “Eğer bu çimento fabrikasının yapımı önlenemezse 6 ay sonra Muğla'nın her yerinde solunumdan kaynaklanan sağlık sorunları başlayacaktır,” dedi.