MEHMET ERDAL / DATÇA

     Palaia Otel ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 05.10.2022 tarihinde yaptıkları sözleşme çerçevesinde Özbel'de gündeme gelen “kıyı işgali” girişimine karşı “Kıyılar kamunundur” diyerek 31 gündür forumlar yaparak, nöbet tutarak... direnişlerini sürdüren Datçalılar 08.04.2023 günü Datça merkezdeki kıyıları takip ederek uzunca bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

     Her Cumartesi günü gerçekleştirilen forumların 5. sini yapan Datçalılar saat 16.00'da direnişin sürdüğü Özbel'den yürüyüşü başlattılar.

     Yüzlerce kişinin katıldığı sessiz yürüyüş boyunca Datçalılar ellerinde çok farklı içeriklerde ve oldukça esprili dövizler taşıdılar; yürüyüş boyunca izleyici konumundaki Datçalılar tarafından çokça alkışlandılar.

     Özbel'den başlatılan yürüyüş asıl olarak kumsal alanlarda, yürümeye müsait olmayan yerlerde ise paralel yaya yollarında devam etti.

     Özbel, Mare altı, Hastane altı, Öğretmen Evi... boyunca devam eden yürüyüşün ilk durağı Kumluk Plajı oldu.

     Kumluk Plajında Datçalı aktivistlerden Gülkadın Taş çok kısa bir basın açıklaması metni okudu.

     “Şezlongsuz Datça istiyoruz.” diyerek başlayan basın açıklaması şöyle devam etti: “İstiyoruz çünkü yaşam alanımız kıyıların işgali ve haklarımızın gasp edilmesinin şezlongla başlayan ve ötesine geçen bir sürecin ürünü olduğunu biliyoruz. Gözümüzün önünde, günden güne, canlı-cansız tüm doğal varlıkların ortaklığına dayalı yaşam alanlarımıza el konulduğunu, özel mülk haline getirildiğini görüyoruz.

     Kıyıların bizim dışımızdaki canlıların ve cansız doğal varlıkların yaşam alanı olduğunun daha çok farkındayız artık. Şezlongun bir gelişmişlik göstergesi olmadığını, işgalin ve doğal yaşamın tahrip edilmesinin bir simgesi olduğunu yaşadıklarımız, yaşananlar ortaya koydu. Tam da bu duygu, istek üzerine başladı kıyıların işgali. Bunun üzerine kuruldu hukuk tanımaz, kamu yönetimi birimleri tarafından kurulan şirketler, bu şirketlerin hukuk dışı 'kıyı kiralamaları'. Bu kiralamalar sadece hukuka aykırı olmakla kalmadı, temel haklarımızı da kullanılamaz hale getirdi.

     Bugün Özbel sahilinden başlayarak, kıyılardan yürüyoruz. Yaşam alanımız olan kıyıların durumuna dikkat çekmek, kıyıların hukuksuz kiralamalarla işgal edilmesine karşı çıkmak ve Datça kıyılarını yeniden hepimizin ortak varlığına dönüştürmek için bugün buradayız. Tıpkı şimdi kıyısında bulunduğumuz Kumluk gibi, Hastane altı da, Taşlık da, Kargı da ve Datça yarımadasının bükleri ve koyları da işgal altında görüyoruz ve bu nedenle tüm bu kıyılardan sesimizi yükseltiyor; Şezlongsuz Datça istiyoruz.”

     Aynı yerde, yaşamını Datça'da devam ettiren sanatçı Müfide İnselel'in bu direniş başladıktan sonra bestelediği “Datça bizim yuvamız, Kıyılar canımız...” diye devam eden şarkısı ilk kez toplu olarak söylendi.

     Basın açıklamasından sonra yürüyüş Cumhuriyet Meydanı, Liman ve Taşlık Plajı boyunca devam etti. Taşlık Plajı'nın bitimindeki Ilıca Kamping önünde son buldu.

     Yürüyüşü bu noktaya kadar devam ettirebilen Datçalılar burada attıkları “Deştin Çayı özgür akacak”, “Akbelen Ormanı'nı vermeyeceğiz” ve “ Havama, suyuma, toprağıma dokunma” sloganlarını atarak ve her Cumartesi günü saat 14.00'te Özbel'de yapılan foruma katılım çağrısı yaparak dağıldılar.