Bugun...



Termik Santraller Enerjiyi Çiftçi Düşmanlığından Elde Ediyor!

gerek enerjinin üretim aşaması gerekse kömürün tedariği aşaması; termik santrallerin bulundukları bölgelerde tarım faaliyetlerinin bitmesi ve tarım arazilerinin yok olması sonuçlarını beraberinde getiriyor.

facebook-paylas
Tarih: 26-01-2021 23:35

Termik Santraller Enerjiyi Çiftçi Düşmanlığından Elde Ediyor!

Eşber KAYA

Kömürün enerji üretiminde kullanılması sadece çevre ve insan sağlığını etkilemekle kalmıyor. Sadece bu noktalardaki etkilerini saymak bile yarattıkları yıkıcı sonuçların göze alınabilecek sonuçlar olmadığını bize defalarca kanıtlıyor. Bu ve buna bağlı sebeplerle gerek enerjinin üretim aşaması gerekse kömürün tedariği aşaması; termik santrallerin bulundukları bölgelerde tarım faaliyetlerinin bitmesi ve tarım arazilerinin yok olması sonuçlarını beraberinde getiriyor.

Özellikle son zamanlarda COVID-19 pandemisi ve ülkemizin yaşadığı meteorolojik ve tarımsal kuraklık tehdidi ile birlikte tarımsal üretimin devamının ne denli hayati öneme sahip olduğu bir kez daha anlaşıldı. Üretimin devamı kadar gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanmasının da gerekliliği üzerine defalarca konuşuldu.

Ben de dahil olmak üzere konu ile alakalı olarak yazan çoğu insanın özellikle vurguladığı şey, AKP iktidarının neoliberal politikalar vesilesiyle tarımı kelimenin gerçek anlamı ile bitirmeye çalıştığıdır. AKP bunu gerek küçük işletmeleri tekellere yem ederek, gerek ithalatla, gerek destekleme ve planlı üretim noktasındaki bilinçli beceriksizliği ile yapıyor.

AKP’nin siyasetini belirlemedeki pusulası doğası gereği patronları işaret ediyor. İnşaat faaliyetlerinden sonra kendi zenginlerini yaratabilmek için kullanabileceği en rantabl sektör de enerji sektörü. Hal böyle olunca AKP iktidarı ve bu iktidardan beslenenler için ne enerjinin elde ediliş şekli ne de bunun insan ve doğaya çoğu geri dönüştürülemez zararlı etkileri sözü edilmeye değmez ufak pürüzler olarak kalıyor. Bu duruma ses çıkarıp karşı duranların ise terörist sayılmaları ise artık vaka-ı adiyeden sayılıyor.

Kömür madenciliği için hektarlarca tarım alanı kazılarak yok edilir. Buna ilaveten, maden sahasını su basmaması için saha susuzlaştırılır, bu da tarım alanlarının susuz kalmasına yol açar. Susuzlaştırma sırasında kömürle temas eden sular asidik hale gelir ve ağır metaller içerir. Bu su civardaki nehirlere ulaşır, içme suyu kaynaklarını kirletir ve yeraltı suyuna karışır. Bu asidik su tarımda kullanılamaz. (1)

Termik santrallerden çıkan kül, meyve ve sebzeleri kaplar, zehirler, kurutur. Termik santraller, sistemlerini soğutmak için bol miktarda su kullanır. Çiftçinin sulama için kullandığı dere, göl, gölet ve yeraltı sularına ortak olur. (1)

Termik santrallerden çıkan hava kirliliği asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmurları orman örtüsüne zarar vermekle kalmaz, toprağın su tutma kapasitesini olumsuz etkiler ve erozyona yol açar. Santral bacasından çıkan nitrik asit ise ağır metalleri çözerek onların önce toprağa, sonra bitki yoluyla insanlara geçmesine yol açar.(1)

Termik santraller toprağın sağlığını bozar, üretimi ve verimi azaltır.
Asit yağmurları yüzünden toprak bozulur ve tarımsal verim azalır. Santral bacalarından çıkan zehirli tozlar ağaçları kurutur. Termik santrallerden yayılan ağır metallerin topraktaki zehirli etkisi tarımın tamamen yok olmasına yol açabilir.(1)

Son zamanlarda Soma, Çanakkale, Elbistan kadar dikkat çeken bir yer daha var. Muğla’nın barındırdığı 3 termik santral, yaşamı tüm alanları ile birlikte tehdit ediyor. Bölge için tarım ve özellikle zeytincilik köylünün geçimini ve yaşamını sürdürebilmesi için en önemli gelir kaynakları. Ne var ki tarım kömürden en çok etkilenen sektörlerin başında yer alıyor. Termik santrallerin yakınlarında üretim yapan köylüler, termik santrallerin sebep olduğu kirliliğin tarımsal üretimde elde edilen verimi ciddi oranda düşürdüğünü dile getiriyorlar. Mahkemeye başvurup kazandıkları onlarca davaya rağmen termik santraller, AKP iktidarının verdiği ‘’icazetlerle’’ faaliyetlerine devam ediyorlar.

Bu keyfiyet mahkeme kararlarını dinlemediği gibi, kanunları da dinlemiyor. 3573 Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesi, “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vejetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez”  hükmünü açıkça içerir. Ancak Muğla genelinde duruma bakıldığında kanunların güçlüler için geçerli olmadığını görüyoruz. Muğla’nın Yatağan ilçesi Turgut köyünde binlerce zeytin ağacı termik santrali işleten şirket tarafından söküldü. Maden sahasına yakın olan bine yakın zeytin ağacı ise kazı faaliyetlerine bağlı olarak yaşanan toprak kaymaları sonucu katledildi.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de ise halk termik santral eli ile susuz bırakılıyor. 2014 yılında işletme hakkı IC Enerji ve Limak ortaklığına satılarak özelleştirilen termik santral, bu tarihten itibaren Yeniköy/Kemerköy Elektrik Üretim AŞ tarafından işletiliyor. Havayı, toprağı kirleten, tarımı ve zeytinciliği bitme noktasına getiren termik santral, bölgede köylülerin içme sularını da tekeline almış durumda. Yedi köye su sağlayan kuyuların vanasını elinde bulunduran termikçi şirket, bu kuyuların işletme hakkını Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Dairesine (MUSKİ) devretmeye de yanaşmıyor.

Termik santrallerden kaynaklanan çevresel tahribatın ve yaşanması muhtemel yıkım ve ölümlerin önüne çok geç olmadan geçmemi artık bir zorunluluk. Enerji üretiminde kömürden, yurttaş merkezli yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi mümkün kılabilecek bölgesel ve ulusal planların acilen ortaya konularak(3) yola başlanması bölgede yıllardır faaliyet gösteren MUÇEP’in en başta gelen önerisi.

Safımız; süregiden tarımdaki ithalatçı yaklaşımlara, tarımsal üretimin devamını tehlikeye atan neoliberal politikalara ve tarım arazilerini daha da zenginleşmek adına talan eden patronlara karşı çiftçilerin ve köylülerin safı olmalıdır. Bu yüzden yazıya Yatağan’ın Turgut köyünden ‘’…ben dedelerimin mezarlarının bulunduğu köyümde, kendi ellerimle aşılayıp büyüttüğüm zeytinlerimle yaşamak istiyorum; bu topraklarda ölmek istiyorum. Şirketin verdiği para en fazla iki senede biter, oysa ben zeytinlerimle çocuklarımı büyüttüm, okuttum, evlendirdim…’’ diyen Tayyibe Demirel’in sözleri ile son verelim. 

‘’Bizim köyde insanlar hastalıkla değil kendi rızasıyla ölürdü. Şu anda 80 yaşını geçen yok. Yeter artık!”

1- https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/melis-alphan/tarim-arazisine-termik-santral-ile-tarim-nasil-kurtulur-40446030

2- https://www.evrensel.net/haber/412958/mugla-ikizkoyde-su-vanasi-termik-santralin-elinde-halk-susuzluktan-kiriliyor

3- https://mucep.org/wp-content/uploads/2019/12/komurun-gercek-bedeli.pdf

 

 




Bu haber 850 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI