MEHMET ERDAL 

Bugün saat 17.00'de Berkin Elvan Heykeli önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına Şezlongsuz Datça İnisiyatifi'nin yanı sıra bu konuda duyarlı Datçalı yurttaşlar da katıldılar.

“Datça Yat Limanı bir yıkım projesidir. Datça Yat Limanı, Datça'nın sonudur. Datça Yat Limanı Datçalıların değil, sermayenin yararınadır. Hepimizin ortak varlığı olan doğaya karşı bir suçtur Datça Yat limanı. Datçalılar olarak bu yıkıma karşı duruyor ve bu suçun işlenmesine karşı olduğumuzu, Datça Yat limanını yaptırmamak için tüm meşru yollarla mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz!” diyerek başlayan basın açıklaması şöyle devam etti:

“Yat limanı inşaatı nedeniyle, bir ada yok edildi. Topan Ada'nın yok edilmesini bütün Datça biliyor. Topan Ada’yla birlikte kaçak olarak denizi dolduran şirket, yap-işlet-devret özelleştirmesinde limanı çeyrek yüzyıl önce aldığını söylüyor. Kendi sermaye çıkarları dışında hiçbir şeyi umursamayan şirket, çeyrek asır sonra Datça'yı yok etmek istiyor. Bugün artık Datça Yat Limanı, Datça için sarı öküzdür. Eğer bugün sarı öküzü verirsek, arkası gelecek biliyoruz.

Arkası, Datçalılar için gelmeyecek bundan emin olabilirsiniz. Arkası, sermaye için gelecek bunu biliyoruz. IIıca Göleti'ni, Taşlık Plajı'nı yok edecek, Kentpark'a önemli zarar verecek yat limanı mı Datçalıların yararına olacak, soruyoruz.

Bugün denizin yanlış doldurulduğu, denizdeki dolgunun geri alınacağı Datçalılarla alay eder biçimde söylenebiliyor. Yapılacak şey belli, ÇED nihai raporunda da açıkça belirtildiği gibi taş olmadığı işletmeci tarafından söylenen, Datçalıların Yarbayın Taş Ocağı olarak bildiği, dava konusu, Kargı Deresi'ndeki taş ocağından taş getirileceği söyleniyor. Kargı Deresi'nde dava konusu olan yeni taş ocağından taş getirilecek ondan şüphe etmeye gerek yok. Kargı Deresi'nden taş nereden getirilecek, hepinizin bildiği Çevre Yolu'ndan getirilecek. Bu mümkün mü, tabii ki mümkün değil.

Kaçak taş ocağı, güya çevresel etkilerin değerlendirildiği Proje Tanıtım Raporu'nda taş ocağında onlarca dinamit patlatılacağı söyleniyor. Datça'nın burnunun dibinde dinamit patlatılması mı Datçalıların yararına olacak. Hiçbir Datçalının bundan yana olmadığını biliyoruz!

Sayısı önce yükseltilip sonra düşürülen yat bağlama kapasitesi, suçu örtmeye yönelik bir kandırmacadır. Bu nasıl kapasite düşürme diye soruyoruz. Kapasitenin artırılmasında yürüyen suç işlenmesi durumu, kapasite düşürüldüğünde de devam ediyor. Cumhuriyet Başsavcılığı'na Datçalıların yaptığı suç duyurusunun üzerinden yıl geçtiği halde soruşturmada bir ilerleme yok. Datça Cumhuriyet Başsavcılığına sormak istiyoruz: Yat limanı inşaatı tamamlandığında mı soruşturma yapılarak, dava açılacak?

Çekek yeri kapasitesi 120'den 80'e düşürüldüğünde mi suç işlenmesi sona erecektir? Bir ya da beş kapasite fark etmez. Çekek yeri öngören bir projenin Datça'nın ölüm fermanı olduğunu bir kez daha tekrarlayalım.

Yat limanı projesi kültür varlıklarını yok edecek. Roma kaya mezarları, inşaatın ortasında duruyor. Datçalıların geçmişlerine düşkün olduğunu, Datça tarihi konusunda kitaplar, makaleler yazıldığını hepiniz biliyorsunuz. Sermayenin hafızamızı, tarihi yok ettiği, edeceği yat limanına Datçalılar evet mi diyecek? Sermayenin hiç de yerel olmadığını, her şeyi birbirine benzettiğini biliyoruz. Üstelik adı Datça Marina olsa da Datçalı olmayan bir sermayeye, Datçalılar olarak evet demeyeceğiz.

Datça'daki yat limanının Bodrum'da, Marmaris'te, en yakında Körmen'de olan, yoksul yurttaşlara kapatılan yat limanlarından hiçbir farkı olmayacak. Yat limanı alanı Datçalılara kapatılacak, Datça'nın bir bölümünü daha kaybedeceğiz. Ancak biz Datçalılar buna izin vermeyeceğiz.

Datça'nın daha fazla sermayeye teslim edilecek bir karış kıyısı, denizi, toprağı yok... Datça'nın ekosistemini, ekonomik ve sosyal dokusunu bozacak yat limanına, tüm toplumsal muhalefet güçleriyle birleşerek karşı duracak ve yat limanını yaptırmayacağız!”