Bugun...



Ege Bölgesi Devrimci Yolcuların Abisi Hasan Üresin, Toprağa Verildi

189 kişilik Ege Devrimci Yol Davası'nın 1 Nolu sanığı, Ege Bölgesi Devrimci Yolcularının Hasan Abisi Hasan Üresin, dün (Cumartesi) Ürkmez Mezarlığında toprağa verildi.

facebook-paylas
Güncelleme: 30-07-2023 11:26:56 Tarih: 30-07-2023 01:58

Ege Bölgesi Devrimci Yolcuların Abisi Hasan Üresin, Toprağa Verildi

MEHMET ERDAL

 KALP KRİZİ GEÇİRDİ

Hasan Üresin Marmaris yakınlarındaki Hisarönü Koyu'nda bulunan mütevazi teknesinde 27.07.2023 günü öğle saatlerinde kalp krizi geçirdi; yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Cenazesi aynı gün önce Marmaris Devlet hastanesine, sonra Muğla/Menteşe Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. 28.07.2023 günü ise Menderes Görece'deki morga getirildi.

Hasan Üresin'in cenazesi 29.07.2023 günü morgdan alınarak yaşamını devam ettirdiği Özdere'deki Gökdere Camiine ve ardından da onu toprağa vermek için ülkenin her yerinden gelen ailesinin, dostlarının ve yol arkadaşlarının oluşturduğu uzun araç konvoyu eşliğinde Ürkmez Mezarlığı'na götürüldü.

 ÜRKMEZ MEZARLIĞINDA TOPRAĞA VERİLDİ

Ege Devrimci YolcularınınAbisi 1950 doğumlu Hasan Üresin, toprağa verilmeden önce yol arkadaşlarından Hayati Üstüntaş kısa bir konuşma yaptı ve cenaze törenine gelenleri saygı duruşuna davet etti.

Yol arkadaşlarından Mehmet Erdal yazıya döktüğü duygu ve düşüncelerini okudu.

“Bugün birazdan toprağa vereceğimiz Hasan Üresin, eğer dün toprağa verilmiş olsaydı, kendi adıma söylüyorum, ben çok üzülecek ve kahrolacaktım. O nedenle ölümünü ilk duyduğum andan itibaren, ölüm haberini veren her arkadaşa, 'Oğlu Koray'a ulaşalım, bu cenaze cumartesi günü kaldırılsın. Cenaze törenine gelmek isteyen herkese 'gelebilme' fırsatı verilsin ve dahası ben 'Cuma günü Akbelen'de olacağım. Akbelen direnişi mi, Hasan abinin cenaze töreni mi?' ikileminde kalıp tercih yapmak zorunda kalmak istemiyorum' dedim. Bir arkadaş, oğlu Koray'a ulaştı ve Koray cenazenin bugün kaldırılmasına “olur' dedi. Teşekkür ediyorum.

1975 yılı yazında 3 arkadaş Erzurum Atatürk Üniversitesi'nden Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimle Fakültesi'ne nakil geldikten sonra aynı okulda öğrenci olmamıza rağmen Kemeraltı'ndaki Başdurak İşhanı'nın en üst katındaki ANTYÖD'deki (Antalya Yüksek Öğrenimliler Derneği) toplantılarda tanıdım Hasan Üresin'i.

Devrimci Gençlik Dergisi safları

ANTYÖD, o zamanlarda 'sosyal emperyalizm' tezini kabul etmeyen 'cephecilerin' gidip geldiği bir dernekti. 1975 öğretim yılı başında okulumuzda nicedir devam edegelen uzun süreli bir boykot konusunda başlayan tartışmanın derinleşmesi sonucu İzmir'deki cepheciler arasında başlayan ayrışmayı yaşadık ve biz Devrimci Gençlik Dergisi saflarında yer aldık.

O andan itibaren Hasan Üresin bana ve benim gibi pek çok devrimci sempatizan gence abilik yaptı; elinden geldiğince ve bilebildiğince yardımcı oldu.

Hasan Üresin, 12 Mart sonrası yaşanılan yenilgide tanık olduğumuz sağa savrulmalar karşısında Mahirlerin, Denizlerin, İbrahimlerin, bir başka deyişle DEV-GENÇ ile başlayan devrimci mücadelenin çizgisine sadık kalan çok az sayıdaki abilerimizden ve ablalarımızdan birisiydi. Ben onu böyle tanıdım ve bu nedenle ‘Abi’ bildim.

Onu tanıdığımızda İzmir'de aynı konumda başka bir Abi ve Abla yoktu ya da ben tanımadım.

Daha sonraları Ege Bölgesinde ve dışında daha başkalarını da tanıdım, hepsini Abi bildim.

Abi ve Ablalarımız

12 Mart yenilgisinden sonra davalarına sahip çıkan ve bize yol gösteren sadece bu abilere değil, 12 Mart yenilgisi sonrası ciddi savrulmalar yaşayan, hatta şu ya da bu ölçüde geçmişlerini reddeden başkalarını da Abi ve Abla bildim. 'Eğer', dedim kendimce, 'onların şu anki konumları ne olursa olsun, eğer onlar olmasaydı bize bu yolu kim gösterecekti? Sadece bu bile, onlara Abi demem için yeterlidir.'

1979'da İzmir'den ayrıldıktan sonra az karşılaştık. 12 Eylül yenilgisinden sonra Buca Cezaevinde farklı koğuşlarda bulunduk.

Bazı konularda ters düştük ama o benim için hep Abi olarak kaldı.

1985-86 yılından itibaren çok fazla konuda çok farklı düşünüyorduk ama o yine benim Abimdi.

1991 yılında cezaevinden çıktıktan sonra anlaşabildiğimiz çok az noktanın kaldığını gördük ama ilişkilerimizde o geçmişten gelen saygıyı ve sevgiyi hiç yok saymadık.

Ayrışsak bile Abi-Kardeş ilişkimiz hep sürdü

Aradan geçen yıllar içerisinde yollarımız ayrılmaya devam etti ama nerede karşılaşsak o Abi-Kardeş ilişkisine zarar verecek hiçbir şey yapmadık.

Gün geldi, İzmir için planladığımız bir çalışma için yola koyulduğumuzda Hasan Üresin'siz bu hikâyenin anlatılamayacağının ve yazılamayacağının bilinciyle kapısını çaldık; 'kimseye konuşmaz' denilen Hasan Üresin sorduğumuz sorulara yanıt verdi.

O bizim niyetimizin halis olduğunu ve bize güvenebileceğini biliyordu.

Sormak istediğimiz daha pek çok soru vardı, olmadı.

Şimdi buradayız. Yaşam onsuz da devam ediyor.

Devrimciliği onlardan öğrendik!

Eğer onun sağ olduğu bir gün ben ona 'Aga, bir gün ölürsen ve ben de o gün bir direniş yerine gitmek zorundaysam sence ne yapmalıyım?' deseydim, öyle sanıyorum ki 'Direnişe gitmelisin' derdi.

Çünkü biz bu devrimciliği ondan ve onun gibi Abi-Abla bildiklerimizden böyle öğrendik.

Vicdanımda yaptığım muhasebe sonucu 'Hasan Üresin'in cenazesinde bulunmalıyım' dedim; vefa duygusuyla buradayım...

Ona son sözüm şudur: 'Abi, biz, senin emek verdiğin gençlerden geride kalanlar, doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam ediyoruz. Öğrettiklerinin anısına önünde saygıyla eğiliyorum.'

Son konuşmayı köyü Ödemiş Adagüme'den bir köylüsü yaptı. “Adagüme'de bugün %90 sol oy çıkıyorsa, gençler dahil biz kendimizi Devrimci Yolcu görüyorsak, bunu Hasan Üresin'e borçluyuz,” dedi.

Konuşmalar bittikten sonra "Ege Devrimci Yolcuların Abisi" toprağa verildi.

 




Bu haber 3873 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI