MEHMET ERDAL/DATÇA

     Datçalılar “çocuk istismarını” protesto ettiler.

     Bilindiği üzere, İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı yöneticilerinden Y. Ziya Gümüşel'in kızının 6 yaşından itibaren “cinsel istismara” uğramasının BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan tarafından savcılık dosyasından yola çıkarak haberleştirilmesi sonrası dini cemaatlerdeki “çocuk istismarı” bir kez daha günyüzüne çıkmıştı.

     Datça Kadın Platformu, günyüzüne çıkan bu “çocuk istismarı” karşısında ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi bir çağrı yaparak Datçalıları bugün saat 17.00'de Cumhuriyet Meydanına çıkmaya ve tepki göstermeye çağırdı.

     Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu çok sayıda Datçalı bu çağrı üzerine Cumhuriyet meydanında toplandı.

     Toplantıda ilk olarak Datça Kadın platformunun yazılı basın açıklaması okundu.

      “Bugün Datça Kadın Platformu olarak çocukların sesi olmak için eylemdeyiz.” diyerek başlayan basın açıklaması şöyle devam etti: “Çocukları görmeyen, dinlemeyen, yok sayan zihniyete karşı hep birlikte haykırıyoruz: ‘Çocuk istismarı suçtur.’ Üstüne basa basa haykırıyoruz: ‘Çocuk istismarı politiktir’.

     ÇOCUK İSTİSMARI POLİTİKTİR, çünkü failler gücünü siyasi iktidarın söylem ve eylemlerinden, yasalardan, cezasızlıktan, devletin onları korumasından alırlar.

     6 yaşından 20 yaşına kadar anne babasının ve tarikatın işbirliği, bilenlerin susması, adalet sisteminin harekete geçmeyip göz yumması, devletin çocukları korumayan, kollamayan politikaları sonucunda kendisinden 23 yaş büyük bir ‘ERKEK” tarafından sistematik olarak istismar gören H.K.G., bu ülkede korunmayan, görmezden gelinen kaçıncı ÇOCUKTUR? Bugüne kadar onlarca yüzlerce istismarı ifşa ettik. Faillerin cezasız kalmaması için mücadele ettik. Yaşadıklarımızdan bildiğimiz, karşımızda istismara onay veren örgütlü ve bilinçli bir politikanın olduğudur: İktidardan bakanlara, siyasetçilerden, polise, hastaneden yargıya, aileden görüp görmemezliğe gelenlerle dokunmuş bir ağ.

     H.K.G.’nin maruz bırakıldığı cinsel istismar, çocuk cinsel istismarının devlet eliyle ve evlilik yoluyla meşrulaştırılmasıdır. Medeni kanunun ve ceza kanununun çocuğun evlilik yoluyla istismarını sağlayan yasa ve maddeleri bu yönetim tarafından ısrarla yapıldı ve yürürlüğe sokuldu. İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Bu ülkede çocuğa karşı istismar suçu işleyen, tarikatlar, cemaatler, her türlü kişi ve kurumlara karşı uygulanan politika failleri koruyan bir cezasızlık politikasıdır.

     Bilen de susan da cemaati koruyan iktidar da yargı da herkes suçlu!

     Çocuk istismarını aklayanlar - suçlusunuz

     Çocuk istismarını saklayanlar – suçlusunuz

     Rızası vardı diyenler - suçlusunuz

     Bir kereden bir şey olmaz diyenler - suçlusunuz

     Yargısı, bakanlığı, devleti - hepiniz suçlusunuz

     Bu ülkede her 10 çocuktan 4’ü istismara uğruyor. İstismarın affedildiği bir ülkede hiçbir çocuk güvende değildir. Çocuklar en temel çocuk haklarından yoksun büyüyorlar. Tarikatların, ailenin, sömürü düzeninin, devletin, iktidarın bedensel ve her türlü şiddetinin kıskacındalar. Çocuklar cinsel istismara maruz bırakılıyorlar, işçi olarak çalıştırılıyorlar, iş kazalarında öldürülüyorlar. Çocuklar sağlık, beslenme ve eğitim haklarından yoksun ve yoksul bırakılıyorlar. Bombaların altında ölüyorlar. İhtimamla, şefkatle, neşeyle, güvenle, özgürce, eşit büyümüyorlar.

     Bu topraklarda birlikte yaşayan insanların toplumsal sözleşmesinin en temel ilkelerinden biri çocuğun insan haklarının tamamının uygulanmasıdır. Devlet bizim verdiğimiz görevi yerine getirmekle yükümlüdür.

     Bizler, bütün yetişkinler çocuk istismarına hele böylesi sistematik bir çocuk istismarına yürekten, avazımız çıktığı kadar bağırarak itirazımızı belirtmezsek, lanetlemezsek, çocuklarımız için mücadele etmezsek birbirimizin yüzüne nasıl bakarız, çocuklarımıza ne söyleyebiliriz?

     Bilelim ki çocuklar kendilerine yapılan haksızlıklar ve şiddet karşısında susan, sorumluluğunu çoktan yitirmiş yetişkinlerin yalanlarının ve ikiyüzlülüklerinin farkındalar. Çevrelerinde onları dinlemeyen, görmeyen yok sayan yetişkinlerin tek tek farkındalar.

     Çocuk istismarına sessiz kalma!

     Çok öfkeliyiz. Kızgınız. Aynı ölçüde de çocuk istismarına karşı mücadelede kararlıyız. Biz kadınlar bütün çocukların sesi olmaya devam edeceğiz. Çocukların özgür, eşit ve güvende yaşamaları için isyandayız. Tek bir çocuğun bile istismar edilmediği, çocukların özgürce, tüm haklarıyla büyüdükleri güne kadar mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Demokrasi güçlerine çağrımız da bu yolu hep birlikte yürüme çağrısıdır.

     ÇOCUKLAR ASLA YALNIZ DEĞİLDİR!

     Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz,

     Kadınlar isyanda!”

     Toplantı, Datça'da temsilciliği bulunan bazı siyasi partilerin, derneklerin, sendikaların ve platformların yaptığı kısa konuşmalar ve ortaklaşa atılan sloganlar ile devam etti ve sona erdi.

     1