Bugun...



Umut Çileyi Uzatır

Ay ben kime oy vereceğim? Ya siz? Kararınızı verdiniz mi yoksa biraz daha yakından tanıyalım mı istersiniz? Zira hepsi yeni kan, yeni can. Bence belediye otobüsünde filan karşımıza çıkmalılar, kahveler yetmez, kahveye adımını atmamış erkekler tanıyorum. Cafe olur tabii. Herkes cafelerde, özellikle benim de şaka yollu Ofisim dediğim Belediye çay bahçesinde, açıkçası kasabanın nabzının attığı yer, hangi masaya kulak kabartsan seçimleri konuşuyorlar, herkesten de güzel fikirler çıkıyor.

facebook-paylas
Tarih: 21-02-2024 13:04

Umut Çileyi Uzatır

Büyük Gün (Adaylıklar Açıklanıyor)

4 gün süren festival maratonu sona erdi. Oh be deyip dinlenmenin zamanıdır. Para banka işleri için çarşıya indim, işim biter bitmez geri döndüm. Banka dediğim de kredi kartımın son günüydü. Hemen dönebildim evime. Festival nasıl geçti diye ısrar gelirse ona ayrı bir yazı yazarım. Bizim gazetenin web sayfası çökünce 3. Yazım daha yayınlanmadı bile. Hazır dinlenmiş iken bir yazı yedekte bulundurayım dedim. Bu yazının muhatapları Meclis adayı CHP’den Çiğdem bacım ve bir muhtar adayı daha İskele mahallesinden. Hadi sondan başlayayım Sevgili güzel insan, has insan Süleyman, anlamışsınızdır, Alevi dostlarımızdan. 4 gün süren maratonda Cemevi’nin standını bir kez bırakmadı. Güvenilir, sade bir yurttas. Ayrıca su tesisatçısı, pek yapmıyor ama bir oy bir tesisat diye yazmamış broşürüne, oyu paraya tahvil etmeyi öğrenmemiş bir saflık içinde pırlanta gibi parlıyor. Dur broşürüne bakayım: Genç, Dinamik, Girişimci, Yeni yüz, Çözüm odaklı, İçinizden biri. Bunları sıralamış, vaad yok. Bu özelliklerimle her işi beceririm demek istiyor kanaatindeyim. Bu arada 40 küsür yaşında, unuttum kaçtı. Genç derken, sıkı bir genç. Haydi hayırlısı Onur Süleyman kardeşim, eşin dostun bol olsun. Kazanacağım diyor, kendine güveniyor. Bu seçimde muhtar adayları belediye başkanı adayı gibiler, hepsi donanımlı, tecrübeli.

Ay ben kime oy vereceğim? Ya siz? Kararınızı verdiniz mi yoksa biraz daha yakından tanıyalım mı istersiniz? Zira hepsi yeni kan, yeni can. Bence belediye otobüsünde filan karşımıza çıkmalılar, kahveler yetmez, kahveye adımını atmamış erkekler tanıyorum. Cafe olur tabii. Herkes cafelerde, özellikle benim de şaka yollu Ofisim dediğim Belediye çay bahçesinde, açıkçası kasabanın nabzının attığı yer, hangi masaya kulak kabartsan seçimleri konuşuyorlar, herkesten de güzel fikirler çıkıyor. Dün tuvalet so+ırasında Sosyal tesislerde daha çok tuvalet olmalı önerisini duydum. Bu aralar parasız, camideki kuyruk onlarca metreyi bulduğunda zavallı turistleri oraya yönlendirdik, dönüp teşekkür ettiler bize. Hem ücretsiz, hem daha az sıra, hem de tertemiz dediler, belediyeye bu minnettarlığı ve daha çok tuvalet talebini iletmiş olayım.

Ay hani ben festivali bir başka yazıya konu edecektim, neyse ucundan yazmış oldum. Belki de gerek kalmaz bir sonraki yazıya, ama şunu söylemeliyim: Sosyal siyaset veya siyaset sosyolojisi dersine hoş gelmiş oldunuz buralarda değildiyseniz, cidden büyük kayıp. Ortamlara baktıkça yazılar beynimde yazıldı zaten.

Eh dönelim madem meclis üyesi Çiğdem ablamıza, benden çok küçük, abla demem saygımdan sevgimden. Şimdi bu hanım Datça’nın gelini, nereden mi? Gökçeada’dan. Datça kadar güzel ve özel bir yer. Orası ÖÇK bölgesi değilse de buradan çok daha korunmuş. Açık Ceza Evi yüzünden midir bilmem, fazla turist çekmez. Napçak size açık ceza evindekiler, mis gibi havada harika bir ceza çekme yeri. Suçun S’sine yan gözle bile bakmazlar. Hah işte bizim gelin oradan, Datça’nın sayılı ailelerinden birine gelin geldi. En son Kent Konseyi Yürütme Kurulu başkanıdır. Kent Konseyi nisan sonunda nöbeti devretmeye hazırlanıyor, yeni çalışma arkadaşları arıyoruz. Hepimiz görevi devrediyoruz, bilginize.

Başka ne yazayım Çiğdemle ilgili? Ha bak bana kalırsa en önemli şey: Çiğdem buraya 2004’de yerleşiyor ve birkaç ay içerisinde DAÇEV’e üye oluyor, çevre ekoloji konularının değil Datça’nın , Türkiye’nin meselesini kavramış yaşta, sadece yirmiüç! Pırıl pırıl iki evladını gayet güzel büyütüyor, elbette kıymetli kardeşim eşi ile birlikte, güzel aile. Oyumuzu ona vermeyeceğiz de kime vereceğiz Allasen? Yeter bu kadar yıkama !?

Bir kişi daha eklesem mi? Betçe tarafından ses çıkmadı, neyse daha 40 gün var, yazacak konu çıksın bana. Ayrıca belki de yazdığım muhtar adaylarının bir kısmı çekilmiş olabilirmiş. Her tarakta bezim var ama tarak sayım yetersiz kalıyor, birileri aday oluyor, birileri parti değiştiriyor, Türkiye’nin halleri gibi hallerimiz. DEM Parti ne yapacak ayın 20sinde belli olacakmış. Bugün 19’u. Siyasette 24 saat ohooooo derler. Bir sonraki yazıma kalsın madem.

Bugün bir hafta doldu İliç maden felaketinin göstere göstere, çatlaya çatlaya geldiği. Tutuklayıp bırakılan insan sayısı 9’u geçti ama 9 işçi hala siyanürlü, sülfirik asitli (H2 SO4) balçık altında. Endişem odur ki… Neyse yazmayayım, annem şeytanı çağırma gelir derdi hep. Epey bi yıl önce kar kayması, öyle denmez, evet çığ düşmüştü böyle kütleler halinde bir minibüsün içinde sapasağlam bekleyen işçiler kurtaran kurtarma ekibi bi müddet sonra çığ altında kalarak ölmüşlerdi maalesef. Minibüs kar yığınlarının altında sağlam kalmıştı da bu kayan balçıkta kalınır mı bilemem, zaten havaları bitmiştir, bakarsın bir tanesinde oksijen tüpü vardır, ha Allahtan umut kesilmez, hele Meldaların umudu hiç bitmez! Umut çileyi uzatır derler, iyi ederler. Yani bağlayacak olursak kurtarma çalışmaları durduruldu. Yani oyunuzu Anamos altıncılığa vermeyin, onlar zaten manevi ölüler! Ölü diye paragraf bitmez. Şenolasın Datça kasabası, dumanın tütmez. Saat 18.30, hava buz kesti, klimayı açmakta daha fazla direnmeyeceğim, konfor benim de hakkım. Melda the seçmen.

19.02.2024/Datça/Melda Omay




Bu haber 1068 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI