Bugun...


Termik Santraller Kapatılsın; Ekokırıma ve Hukuksuzluğa Son Verilsin!
Tarih: 11-03-2023 17:33:33 Güncelleme: 11-03-2023 17:36:33 + -


MUÇEP Gönüllüsü Candan Süsoy tarafından okunan, “Muğla’da Termik Santraller Kapatılsın; Ekokırıma ve Hukuksuzluğa Son Verilsin!” başlıklı açıklama okundu. Daha sonra Yaşam Savunucular; Necla Işık (İkizköy), Tayyibe Demirel (Turgut), Burcu Özdemir (Deştin); yaşam mücadelesi pratikleriyle ilgili birer konuşma yaptı.

facebook-paylas
Tarih: 11-03-2023 17:33

Termik Santraller Kapatılsın; Ekokırıma ve Hukuksuzluğa Son Verilsin!

Muğla Türkan Saylan Kültür Merkezinde, “Muğla’da kömür için yok edilen köyler Belgesel İlk gösterimi,” yapıldı. Belgesel gösteriminden sonra MUÇEP Gönüllüsü Candan Süsoy tarafından okunan, “Muğla’da Termik Santraller Kapatılsın; Ekokırıma ve Hukuksuzluğa Son Verilsin!” başlıklı açıklama okundu. Daha sonra Yaşam Savunucular; Necla Işık (İkizköy), Tayyibe Demirel (Turgut), Burcu Özdemir (Deştin); yaşam mücadelesi pratikleriyle ilgili birer konuşma yaptı.

MUĞLA ÇEVRE PLATFORMU, İKLİM ADALETİ KOALİSYONU, EKOLOJİ BİRLİĞİ adına MUÇEP Gönüllüsü Candan Süsoy tarafından okunan açıklama şöyle:

Muğla, 1980’lerden itibaren üretime başlayan üç termik santral ve bunlara yakıt sağlamak üzere açılan devasa kömür sahaları ile iklim ve doğa düşmanı politikaların ekolojik ve sosyal tahribatını en ağır yaşayan bölgelerden birisi. 25 yıl önce bölge köylüleri tarımsal verimin düşmesine neden oldukları için Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santralleri hakkında tazminat davaları açtı ve Yargıtay bu kararları onadı. Aydın İdare Mahkemesi bu üç termik santral için kapatma kararı verdi. Danıştay tarafından da onanan karar  dönemin hükümeti tarafından Bakanlar Kurulu kararı ile uygulanmayınca, dava AİHM’e taşınmış ve AİHM de mahkeme kararını onamıştı. Ne yazık ki, anayasasında “hukuk devleti” yazan Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ulusal ve uluslararası yasaları yok sayarak ve AİHM kararını uygulamayarak santrallerin işletilmesinin devam etmesine yol vermiştir. Mevcut hükümet de aynı hukuksuzluk politikasını sürdürürek kapatmak bir yana, bu santrallerin neden olduğu ekolojik kırımı her yıl verdiği kapasite teşvikleri ile ödüllendirmektedir. “Devlette devamlılık esastır,” anlayışı bir kara mizaha dönüşmüştür.

MADEN SAHALARI ORMANLIK ALANDIR

Bu santrallere tahsis edilen maden sahalarının yarısına yakını ormanlık alanlardır. Halen baca gazı arıtma tesisleri, katı atık depolama ve kül sahaları gerekli şartları sağlamamalarına rağmen çevre izni alıp çalışabiliyorlar. Bu santrallerin neden olduğu emisyon Muğla’yı Türkiye’nin havası en kirli illerinden biri haline getiriyor. Faaliyete girdiklerinden bu yana 68.000’den fazla erken ölüme ve 98 milyar Euro’nun üzerinde sağlık harcamasına sebep oldukları hesaplanıyor. Termik santraller su kıtlığı çeken ülkemizde aşırı su sarfiyatlarıyla, kömür madenleri ise yok ettikleri yeraltı su rezervleri ile bölgenin su varlıklarını tehdit ediyorlar. Bugüne kadar toplam 360 milyon tonu bulan karbondioksit salımlarıyla iklim krizini derinleştiriyorlar. Bölgenin temel geçim kaynakları olan zeytin, bal ve diğer tarımsal ürünlerde ciddi oranda nitelik ve verim kaybına yol açıyorlar.

60 KÖY KÖMÜR SAHASI İÇİNDEDİR

Termik santrallara kömür temin etmek için 60 köy/mahalle kömür işletme ruhsat sahaları içinde kalmaktadır. Şu ana kadar 8 köyümüzün tamamı, 15 köyümüzün önemli bir bölümü kömür ocakları için yok edilmiştir. Ruhsat sahası içinde kalan 37 köy/mahalle yok edilme tehdidi altındadır. Kömür çıkarmak için köylerin taşınması, zeytinlerin, ormanların ve toprağın yok edilmesiyle çok sayıda insan ve canlının yaşam alanlarından koparılması ve göçe zorlanması hem doğal yaşamı tehdit ediyor, hem de bölgede yaşayan insanımızı aidiyetsizlik hissiyle ve derinleşen yoksullukla karşı karşıya bırakıyor.

Diğer taraftan, alım garantisi, kapasite mekanizması gibi teşviklerle kamu bütçesine yılda 200 milyon dolara yakın maliyet getiriyorlar. Üstelik ülkemizin kurulu elektrik üretme kapasitesi, bu santrallerin ürettikleri elektriğin çok üstünde olması, yani kapatılmaları bir elektrik kesintisine yol açmayacağı gerçeğine rağmen. Termik santrallara verilen bir yıllık teşvik ile zeytine dayalı küçük ölçekli işletmeler kurulabilir ve termik santrallerde ve kömür ocaklarında çalışanlar için istihdam yaratılabilir. Termik santralların kapatılması insanları işsizliğe mahkûm etmek anlamına gelmiyor, alternatifler yaratılabilir.

MUĞLALILAR NE İSTİYOR?

Türkiye’nin küresel iklim kriziyle mücadelede 2050’lerin başında “net sıfır” hedefine ulaşmak ve son 20 yılda hızla artan doğa tahribatını azaltmak için öncelikli hedeflerinden biri kömürden çıkış olmalıdır. Bu hedefe uygun olarak, 25 yıldır uygulanmayan mahkeme kararı artık yerine getirilerek Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri ve bunların maden sahaları kapatılmalı; Türkiye Cumhuriyeti devleti, biran önce hukuk devleti olmaya dönmelidir.

Ekosisteme ve iklime ağır tahribat veren, insan sağlığına ve sosyal yaşama büyük yıkımlar getiren, emekliye ayrılma yaşı gelmiş olmasına karşın Muğla’nın kömürlü termik santrallerini hukuksuzca çalıştırma ısrarından ve kamu kaynaklarının sermayeye aktarımından artık vazgeçilmelidir.

Muğla’da kömürden çıkışın tüm yöre halkı için adil olmasına öncelik verilmeli, termik santrallere kamu bütçesinden ayrılan her türlü teşvik ve destek kapatılacak olacak santral ve maden ocaklarında çalışan emekçilere yeni istihdam alanları sağlamak için harcanmalıdır. Kömür dışı sektörlere geçişte, bölgenin potansiyeli ile halkın yaşam biçimi ve tercihlerinin merkeze alınacağı bir planlama yapılarak, doğayla uyum ve ekolojik sürdürülebilirlik hedeflenmelidir. Kömürsüz ve termik santralsiz bir Muğla ve Dünya mümkündür.  İklimi değil sistemi değiştirelim.

Haber Editörü: Nevzat Çağlar Tüfekçi




Bu haber 1019 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI