Bugun...



Belediye Başkan Aytaç Kurt'a sorduk (2): Datça sahilleri için bakanlığa başvuruda bulunuldu mu?


facebook-paylas
Tarih: 25-10-2024 16:28

Belediye Başkan Aytaç Kurt'a sorduk (2): Datça sahilleri için bakanlığa başvuruda bulunuldu mu?

(İkinci Bölüm)

ŞU AN SAHİLLERDE YETKİLİ AMİR KAYMAKAMLIKTIR

Geçen gün haberini de yaptım (Bknz: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: “Datça'da MUÇEV ile Yapılmış Bir Kira Sözleşmesi Bulunmamaktadır”); 15 Mayıs 2024 günü CİMER üzerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bazı sorular sordum. Bakanlık sorduğum bu soruları 14 Ekim 2024 günü yanıtladı. Yanıtında diyor ki, 1) “Bizim Datça sahillerinde doğrudan görüşme yoluyla kiralama yaptığımız 4 işletme var”, 2) “2024 yılı için Datça sahilleriyle ilgili MUÇEV ile yapılan herhangi bir kira sözleşmesi yok.”

Soru 1) Bakanlığın sözünü ettiği 4 işletmeden Datça Belediyesi'nin haberi var mıdır?

Soru 2) Bakanlık, “MUÇEV ile herhangi bir sözleşmem yoktur” diyor. Bakanlığın yaptığı sözleşmeler yasaldır, değildir, şu anki konumuz bu değil, benim anladığım, bakanlık diyor ki “Ben 4 işletme/kişi ile kira sözleşmesi yaptım. Bunun dışında Datça sahillerinde var olan bütün işgaller yasadışıdır.”. Bu durumda ben de Datça Kaymakamlığına, Jandarmaya, Emniyete, Datça Belediyesine... soruyorum, “Ne düşünüyorsunuz?” Evet, Datça Belediyesi olarak ne düşünüyorsunuz?

“Türkiye'deki kanun ya da kanunlarda yorumlara açık bırakılmış bazı şeyler var. Mesela, bana göre Türkiye'de hiç yalan söylemeyecek tek kurum Meteorolojidir. Çünkü, hava durumuna bakacak, 'Yağacak' ya da 'Yağmayacak' diyecek. Öyle riski çok olan bir konu değil. Fakat, Türkiye'deki bakanlıklarda şöyle bir sorun var: Mesela, Kıyı Kanununu okursanız ona göre, buna göre, şu maddeye göre diyebileceğiniz, yorumlayabileceğiniz birçok şeyler çıkınca bakanlık ya da müdürlükler de ne yazık ki bunları yorumlama sıkıntısı yaşıyorlar. İşte en son, Şezlongsuz Datça İnisiyatifi'nin ısrarla üzerinde durduğu bir konu var, 'Sahiller kimler tarafından kullanılacak?' Bize gelip ısrarla 'Belediye şunu yapmadı, bunu yapmadı' diyorlar. Ben de diyorum ki 'Burada yetkili amir', ısrarla bunu herkese okuyorum (önünde bulunan bir evraktan okuyor), 'Belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere bu maddede belirtilen idari yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.' Mahalli mülki amir kim?”

Kaymakamlık.

“Kaymakamlık. Biz de kaymakamlığa yazı yazıyoruz. Diyoruz ki 'Bu sahillerdeki şezlong, masa, sandalye... bunların kullanımıyla ilgili bize yaptırım anlamında şunları, şunları yapın deyin, biz de yapalım.' Bu yazımıza cevap veriyor: 'Bizim' diyor 'yasada bunlara sizin dediğiniz gibi cevap verecek bir madde yok.' Böyle yazdığı zaman da şimdi 'sahiller senin mi, benim mi?' kavgası başlıyor. Sahiller devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu tasarrufun kimler tarafından kullanılacağı konusunda yetkiyi mülki amirlere vermiş, yasa.”

BİZİM YAPTIĞIMIZ HER ŞEY “YÜRÜTMEYİ DURDURMAYA” GİRİYOR

Bu dediklerinizden şunu anlıyorum: “Sahiller konusunda söz hakkı yerellerde mülki amirler olarak kaymakamlıklardadır. Kaymakamlık bu konuda 'şöyle yapın, böyle yapın' demediği zaman siz bir şey yapamıyorsunuz.” Böylesi bir durumda siz kendinize “vazife” çıkaramıyor musunuz?

“Hayır. Çıkaramıyoruz. Çünkü burada 'olmadığını' diyor. Kaymakamlığa sorduğumuz buna benzer, hani 'ne yapmamız gerektiği ile ilgili tarafımıza bildirilmesi' dediğimiz yasada 'bahse konu olan şezlong ve şemsiye koymak suretiyle sahile yapılan müdahalelerin Kıyı Kanunu kapsamında olmadığı ve kaymakamlığımızca yapılacak herhangi bir işlem olmadığı...” Yani diyor ki 'Ben mülki amir olarak sizlerin istediği gibi size bunları kaldırın diyemem.'”

Siz ise böyle yazılmasını bekliyorsunuz?

Bunu yapmadıkları için mülki amir olarak, bizim yaptığımız her şey 'yürütmeyi durdurmaya' giriyor. Burada da var (masanın üzerinde bulunan bazı evrakları gösteriyor). Kime müdahale ettiysek 'yürütmeyi durdurma', 'yürütmeyi durdurma'. Kaçak yapılarda da böyle. En son (Eylül ayı) Datça Belediye Meclisi kararında ısrarla diğer arkadaşların da (MHP, AKP) katılımıyla 'Bu kıyıların kullanım yetkisi belediyelerde olmalıdır.' kararını oy birliğiyle kabul ettik, değil mi?”

Evet.

“Şimdi tarif etmem lazım. 'Arkadaş, burası şu, burası bu, burası şöyle kullanılır, burası böyle kullanılır.' Ben bu yetkiyi alamadığım, bana bu söylenmediği sürece mülki amir ya da ilgili bakanlık tarafından, tanımlamalarda sorun var. Biraz önce söylediniz, bakanlık Datça'da 4 kişinin/işletmenin dışında kimseyle sözleşme yapmamış. Ben de diyorum ki 'Bu dört kişi ile hangi kanunu göre, neye göre yaptınız?' Yarın 4'ün 14 olmayacağını nereden bileceksin?”

Kabul ediyorum. Yani o da tartışılır bir konu ama bakanlık bir şey söylüyor: “Ben 4 kişiyle sözleşme yaptım. Bunun dışındaki bütün işgaller, MUÇEV adı altında yapıldığı söylenenler de dahil hepsi yalandır” demeye getiriyor.

“Tamam. MUÇEV'i zaten mahkemeye verdik. Dava açtık. Sonunda mahkeme 'Mevcut kanun bu tür yerlerin kimlere verilebileceğini açıklamış. Kaymakamlıklar, belediyeler, muhtarlıklar, İl Özel İdare dışında siz burayı herhangi bir özel şirkete veremezsiniz' demiş. MUÇEV de özel bir şirket.”

Bakanlık “2024 yılında vermedim” diyor.

“'Vermiyorum' demesi için 5 yıl geçti. Geldiği noktada 'vermedim' diyor ama 'kıyıları şu kullanacaktır' da demiyor.”

BELEDİYE MECLİS KARARI BAKANLIĞA GİTTİ. BEKLİYORUZ.

Herkes bilir, sahillerde yetkiyi belediyenin alması taraftarıyım; bunu da her yerde açıkça savundum. Belediye meclisi bu kararı aldı. Çok iyi oldu. Belediye meclisinin bu kararından sonra bakanlığa yazı yazıldı mı?

“Evet, evet. Gönderildi. Meclis kararları zaten gider, bakanlığa.”

Cevap?

“Henüz gelen bir şey yok. Biz bu konunun üzerinde ısrarla, ısrarla, ısrarla duracağız. Bundan sonra sahillerin kullanım tanımlarını bizim yapmamız lazım. 'Şu bölge halka açık. Şu bölge turizm alanı.' Bir yerin turizm alanını halka kullandırmayacaksak bunun bir tarifi olur. 'Turistik bir oteldir, şu kadar alanı kullanabilir.' Ben hep şunu savunuyorum: 'Halk' dediğiniz zaman, orada bulunan garsonları, diğer çalışanları da halktır. Burada benim tanım yapmam lazım. Bu hizmeti alacak insanlar da gelmeli oraya. O zaman işte 'yarı yarı kullanalım' gibi. Bazı yerlerde %70'i halka açacaksınız.”

BUNA GÖRE, ŞUNA GÖRE KARAR VERİLMEZ

Bunları yetki belediyeye verildikten sonra yapacaksınız?

“Belediye olarak STK'lar ile bir araya gelip, 'Arkadaşlar, doğrusu budur.' demeliyiz. Daha önce esnafların hepsini bölge bölge topladık burada, anlattık. Kumluktaki esnafa dedik ki 'Sen bu saate kadar bu sahili kullanmayacaksın.' 'tamam' dediler, 'Biz zaten akşamları işletmelerimizin önüne masa, sandalye koyuyoruz.' Bu onların da işine geldi. Beraber sükunet içinde hallettik. Buna benzer Taşlığı da halledeceğiz. Halledeceğiz ama orada garabet bir durum var. Onlar gece işletme yapamadığı, sahilden para kazanamadığı için gündüz de oraya gelenden para alma derdine düşmüşler...”

Yetki sizde olsa böyle davranamazlar. Siz kuralları koyarsanız bu kuralların karşılığı yaptırımlar olur.

“Önümüzdeki süreçte, sahillerden yararlanan kim varsa, STK'lar dahil, bu konuyu görüşmemiz lazım. 'Bundan sonra, kararımız gereği böyle, böyle olacak.' Yani birilerinin buna karar vermesi lazım. Buna göre, şuna göre olursa, işte gördüğünüz gibi sahilin her tarafına birisi oraya şezlong, bir diğeri şuraya şemsiye koymuş, 'orası benim' demiş. Oradan geçenden para alacak neredeyse. Deli Dumrul gibi herkes kendi kanunu kendi geliştiriyor. Onun için bu kıyıların kullanım tanımlarını, yetkilerini demiyorum, bakanlıkta 20 yıl, 30 yıl yıllığına da olabilir bunlar, tanımı biz yapmalıyız.

Şimdi liman bölgesi var. 'Kıyılar halkındır' dedik. Liman bölgesindeki kıyıyı tarif edemezsek, neyi neye göre yapacağız? Yani 235 km uzunluğunda kıyımız var. Yarın başka bir kıyıda vatandaşın birisi gelip iş yapacak. Bu kıyıların kullanımını ben tanımlayamazsam vatandaşın gelip oraya, bir koya çadır kurmasına, ne bileyim karavan getirmesine kim karar verecek? Ortada bir boşluk var.”

YETKİ BELEDİYEYE VERİLİRSE, KARARI BİRLİKTE ALACAĞIZ

Öncelikle sizin bakanlık tarafından, bütün sahilleri size vermeyebilirler, hangi bölge ise o bölgelerin kullanımını tanımlama yapma anlamında yetkilendirilmeniz lazım. Siz diyorsunuz ki, söylediklerinizden anladığım şu, “Bu yetki bana verilse, bu yetki bende olsa ben bu tanımlamayı STK'larla, halkla oturup bir şekilde yaparım.”

“Evet. Bu durumda esnafla halk da karşı karşıya gelmez. Bu olmayınca, şimdi esnaf diyor ki 'Ben buradan para kazanamazsam burasının kirasını ödeyemem.' İşletmeyi kiralarken önündeki sahili kullanabileceği varsayımıyla değer tespiti yapılmış.”

Doğru. Ben bir işletme sahibi ile söyleşi yapmıştım, “500 bin TL'lik yeri 1,5 milyona kiraladım. Nedeni önümdeki sahili kullanabilecek olmamdır.” demişti. İşletme sahipleri bu konuda samimiler. “Bu duruma kaymakamlık itiraz etmiyor, devlet itiraz etmiyor. Ben bu 1 milyonu verdim, çünkü bu parayı önümdeki sahile attığım şezlong ve şemsiyelerden çıkaracağım” diyorlar. Onun için sahillerde belediyelerin yetkilendirilmesi doğru bir karar. Konuşmalarınızdan çıkardığım, belediye olarak, sizin kafanızda, istenilen bu yetkinin alınıp alınamayacağı şu an bilinemediği için, şu an şematik bir çözüm şekli yok. “Ben, uygulamanın nasıl olacağını, yetkilendirildikten sonra halkla, işletme sahipleriyle, işte bu konuda var olan inisiyatiflerle bir araya gelip onlarla konuşurum, tartışırım ve karar veririm” diyorsunuz. Doğru mu anlamışım?

“Evet. Bunun bu kadar karmaşık hale getirilmesi yanlış. Mesela, diyebilirsiniz, 'işletme olan alanların önlerini belediye tanımlar' ya da 'tasnif eder.' Bu kadar basit. Bu kadar alanın her tarafı için 'kıyılar halkın' ya da 'hazinenin' dediğin zaman da başka bir problem çıkıyor. Ortada müthiş bir boşluk var. Herkes o boşluktan bir biçimde içeriye sızıp 'Onun muydu? Şunun muydu?', hani şey gibi, hazineye ait alanların bugün işgal edilmesi gibi. Birisi hazineden bir yer kiralamış ya da satın almış, 3 dönüm, 5 dönüm, etrafında ne kadar hazine arazisi varsa hepsini işgal ederek genişlemiş...”

Başkanım, o konuyu başka bir gün soracağım. O konu uzun ve çok önemli bir konu. Siz belediye meclisinin Ekim ayı olağan toplantısında bu konuya değindiğiniz için sormayı düşünüyorum. Bu konuda bize de gelen bilgiler var; özellikle Reşadiye sırtlarına ve Kızlan'ın Gereme tarafına dair.

(Devam edecek)

 




Bu haber 2797 defa okunmuştur.


Haber ve İnsan / 27-10-2024 13:42:00

Sistem Deneme Yorumu

Sabri Bal / 27-10-2024 00:13:00

Kıyıların kullanımı hakkında belediyenin bir yetkisinin dlmadığı ifade ediliyor. Ortada bir belirsizlik, yetkisizlik varsa, belediye kıyı işgalleri için suçlanıyorsa; neden Datça Belediyesi bir açıklama yapmayıp bu durumu seçmenlerine açıklamıyor. Neden belediye başkanı bunu açıklamak için kendisiyle böyle bir röportajın yapılmasını bekliyor?



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YEREL YÖNETİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI