Tweet |
*haberveinsan
"1999-2024 yılları arası kesintisiz olarak CHP'li belediye başkanlarının yönettiği Datça'da 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan yerel seçime dair ne düşünüyorsunuz?"
Ülkede son yıllarda yaşanan her seçim, iktidar bloku tarafından kalıcı bir şekilde inşa edilmeye çalışılan faşist kurumsallaşmanın harcı olarak değerlendiriliyor. Mayıs seçimleri iktidarın sonsuz imkanlarının her türlü ve hesap sorulamaz bir biçimde kullanılmasıyla ortaya meşruluğu tartışmalı, şaibeli bir sonuç çıkartmıştı. Seçim sonrası yaşanan ve gittikçe artan ekonomik ve siyasi saldırılar bu kurumsallaşmanın iktidar açısından neden önemli olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Her ne kadar Mayıs seçimleri ülkedeki muhalif güçlerin umduğu gibi sonuçlanmamış olsa da imkanların eşitlendiği bir durumda bu dengenin de değişme ihtimali son derece güçlüdür. Ülkede derinleştirilmeye çalışılan azgın sömürü düzeninin bir yandan resmi ve gayrı resmi şiddet ile önü açılırken diğer yandan yığınların yoksullaşmaya rıza göstermesi için de iktidarın yoğun bir örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Cemaatler ve tarikatlar bu rızayı oluşturup yoksullaşmaya itirazı ortadan kaldırarak durumun devamını sağlayacak yegâne örgütlenmeler olarak karşımızda durmaktadır. Yerel yönetimlerin bir diğer önemi de bu kurumlar tarafından organize edilen yardım çalışmaları ile yoksulluğun süreklileştirilmesidir. Sadaka kültürü yeniden ve yeniden üretilir.
İşte bugün yerel yönetimlerin iktidar bloku için bu açıdan oldukça önemli bir yeri vardır. İktidar bloku için yerel yönetimler cemaat ve tarikatlara kan taşıyan, kitleleri yoksulluğa razı eden, sistemin devamını sağlayan ve doğrudan faşizmin inşasına hizmet eden kurumlardır. Bu yüzden HDP'li belediyelere kayyum atanır ve bu yüzden İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi devasa bir kaynak her yolla ele geçirilmeye çalışılır.
Tüm bunların dışında yerel yönetimler yerel kaynakların tüketilmesi, yerele bağlı ihaleler üzerinden devasa kazançlar sağlanması ile de büyük bir rant kapısıdır. İşin bu kısmı için maalesef iktidar bloku da ana muhalefet partisi de çok farklı bir yerde değildir. Yaşanan pek çok örnekte gördüğümüz gibi yerel yönetimler üzerinden parti fark etmeksizin kazanç sağlayan, kamu malını ve çıkarını kişisel servetine katarak halkı soymak sistemin kendisi olmuştur.
Yerel yönetimlere iktidar tarafından yüklenen siyasi anlamın yanında düzen partilerinin tamamı için buralar kâr ve rant alanları olmuştur. İktidar tarafından itildiğimiz siyasallığın omurgasını halk düşmanlığı oluşturmaktadır. Bugün iktidar karşıtı tüm güçler için düzeni değiştirici esas hamle bu düşmanlığa karşı halkçı niteliği öne çıkartmaktır. Halkçı nitelik bir yanıyla kamu çıkarını gözeterek hareket etmek iken diğer yandan halkın yönetim süreçlerine katılımını sağlayacak mekanizmaları oluşturmaktır. Söz söyleme, halk olarak yetki kullanma ve karar alma süreçlerinde bulunma hakkı halkçı bir yönetimin esaslarını oluşturan özelliklerdir.
Kamu çıkarına dayalı bir belediyecilik bugün ekmek, su kadar ihtiyaçtır. Halkın barınma, beslenme, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarına hak temelli yaklaşacak, ekolojinin tahribatına karşı çıkarak kamunun olanı piyasanın yok edici saldırılarına karşı koruyarak sahiplenen bir belediyecilik anlayışını bayraklaştırmak ve Fatsa'dan Ovacık'a yerel yönetimin toplumsallaşma pratiklerini iyi okuyarak sonuçlar çıkartmak gerekmektedir.
Seçimler böylesi bir anlayışın yayılması için önemli fırsattır. Bu fırsatı değerlendirirken iktidar blokunun toplumu itmek istediği karanlığa karşı direnişin dayanak noktaları da bu şekilde oluşturulmuş olur.
Rantın ve ekolojik tahribatın boyutunun gittikçe arttığı Datça için de yerel seçimin halkın çıkarları açısından ele alınması elzemdir. Geçmiş seçimlerin iktidar güçlerine karşı devasa farklarla kazanılmadığı bir ilçede iktidar blokuna ve dolayısıyla faşizmin inşa sürecine fırsat tanımaktan kaçınarak halkçı ilkeler etrafında oluşturulacak bir birlikteliğe ve bu birlikteliğin oluşturacağı basınca ihtiyaç vardır.
Bu süreci halkçı bir yönelime sokmak için Datça'da yaşayan bu anlayıştaki tüm sol, sosyalist düşüncedeki kurum, kuruluş ve bireylerin ortak bir zeminde birlikte çalışması yaşamsal önemdedir. Halkçı seçeneğin oluşturacağı basınç aynı zamanda tahrifata da engel olma mücadelesidir. Yerel seçimlerde halkçı ilkelerle belirlenmiş hareketlerin elde edeceği kazanımlar, faşistleşen düzene karşı halkta moral gücünü de arttıracaktır.