SEÇİM DEĞERLENDİRMELERİ

NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Kılıçdaroğlu, bu seçim sürecinde çok iyi, olağanüstü çaba gösterdi. Propaganda teknik ve yöntemlerinde çok başarılıydı. Dargelirliler, yoksullar, işçiler, memurlar, emekliler, öğrenciler, ekonomi için çok güzel vaatlerde bulundu. Toplumun her kesimine hitap eden bir programı dile getirdi, anlattı nefesi yettiği kadar ama olmadı. Seçim kazanılamadı.

GÖÇMEN SEÇMENLER

Bunun birçok nedeni var. Seçim eşit koşullarda ve adaletli olmadı. İktidar devlet olanaklarını sonuna kadar kullandı. Muhalifler üzerine baskı uyguladı. Afganlı ve Suriyeliler’e vatandaşlık verilerek oy kullandırıldı. 250 bin dolara vatandaş olanlar oy kullandı. Avrupa’da demokrasinin her türlü nimetinden yararlananlar, çalıştığının karşılığını alanlar yani kazançları iyi olanlar; Türkiye’de bozuk ekonomik düzen sürsün istiyorlar ve paralarıyla buradan mal mülk alma ve yatırım yapma peşindeler. Bu konunun irdelenmesine daha sonra gireceğim. Burada, iktidarın otoriter ve anti demokratik uygulamalarından çok sonuca etki eden kendimizden kaynaklı sorunlar üzerinde durmak istiyorum.

CHP, %25'İ NEDEN AŞAMIYOR?

Seçim döneminde vatandaşa sunulan vaatler ve gelecek önerileri çok iyiydi. Öyleyse bu derin yoksulluk ortamında CHP neden %25'in üzerine çıkamıyor?

Bunun örgütsel işleyiş, yerel ve ulusal ölçekli nedenleri bulunmaktadır. Aday belirlemede önseçim esas olmalı; adayları örgüt belirlemeli. Yerel yönetimlerde, belediye başkanlarının halkla ilişkileri çok iyi olmalı, yerel despotlar olmamalı, örgütünün sesini dinlemeli. Belediye başkanları partisinin oyunu arttıran insanlar olmalı.

CHP bu seçim sürecinde sosyal medya alanını iyi kullanamadı. Kılıçdaroğlu bu konuda başarılıydı ama parti örgütü bu konuda etkin bir çalışma ortaya koyamadı. Kılıçdaroğlu’nun paylaşımları, partililer tarafından paylaşılmadı ya da ona destek veren siyasi paylaşımlar; eski-yeni milletvekilleri, eski-yeni belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, il-ilçe başkanları  ve yönetim kurulu üyeleri tarafından hiç yapılmadı desek yeridir. Örgüt, Kılıçdaroğlu’na güçlü bir propaganda desteği verseydi durum biraz daha farklı olabilirdi. Bu seçimden çıkarılması gereken önemli derslerden birisi de budur!

CHP'NİN YÜZÜ SOLA DA DÖNÜK OLMALI

Ulusal ölçekte ise parti politikaları halka çok iyi anlatılmalı; CHP dışı sol ve HDP/YSP ile ilişkiler iyi tutulmalı. Unutmayalım; Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu'na en sağlam ve güçlü destek; HDP ile Sosyalistlerden geldi. Bu konuda sosyal medyada etkin bir propaganda süreci işlettiler. CHP bundan sonraki siyasal süreçte; yüzünü bu kesimlere de dönük tutmalıdır.

BUNDAN SONRA YAPILMAMASI GEREKENLER

Oy vermediği için halkın bir kesimi suçlanmamalı; beter olsunlar, sürünsünler, bu onlara müstahak gibi ifadeler kullanılmamalı. Oy vermeyenlerin içinde yer alan yoksul halk, geçim sıkıntısı çekenler, dargelirliler neden bize oy vermiyor diye sorgulanmalı ve bunun sosyo psikolojik nedenleri araştırılmalıdır. Oy alamamanın yerel ve ulusal ölçekli nedenleri iyi araştırılmalı.

YEREL SEÇİMLER

Siyasi mücadele, zafere giden yol uzun solukludur; engebeli, dolambaçlı, sarp ve inişli çıkışlıdır. Bu mücadelede kararsızlığa yer yok. Yenilginin nedenleri sorgulanmalı, dersler çıkartılmalı ve yola öyle devam edilmelidir.

2024 Mart'ında yerel seçimler var. Genel iktidar kaybedildi ama yerelde iktidar olunabilir. 1989 yerel seçimlerinde ANAP iktidarında SHP yerel seçimlerde çoğunluğu sağladı ve yerelde iktidar oldu. Aynı durumumu 2024 yerel seçimlerinde de gerçekleştirebiliriz.

Mevcut ittifak bozulmadan, Millet ittifakı dışındaki Sosyalist ve HDP/YSP ile de ilişkiler sıcak tutulmalıdır.  CHP, yerel seçimlere güçlü kadro ve yeni yüzlerle hazırlanmalıdır.