Bugun...



Kargı Deresinde Açılacak Taş Ocağı İçin Yerinde İnceleme Yapıldı

ÖZBERK İNŞAAT tarafından Kargı Deresinde açılmak istenen taş ocağı için Muğla Valiliği/Muğla İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından verilen “ÇED/Çevre Etki Değerlendirme raporu gerekli değildir” kararının iptali için açılan dava kapsamında bugün saat 14.00 civarı olay mahallinde bilirkişi tarafından inceleme yapıldı.

facebook-paylas
Tarih: 02-06-2022 12:10

Kargı Deresinde Açılacak Taş Ocağı İçin Yerinde İnceleme Yapıldı

MEHMET ERDAL / DATÇA

        Bilirkişi heyeti gelmeden önce olay mahalline gelen MUÇEP (Muğla Çevre Platformu) Derneği üyelerinden ve Datçalılardan aldığımız bilgilere göre, büyükşehir yasası çıkmadan çok önceki bir tarihte YARBAY İNŞAAT tarafından ruhsat alınarak işletilmeye başlanan ve 2000'li yılların başında YARBAY İNŞAAT'ın bütün mülkleri gibi ÖZBERK İNŞAAT tarafından devir alınan Kargı Deresindeki eski taş ocağı, bilahare, Muğla Büyük Şehir Belediyesi'nin talebi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın oluru ile Datça'nın ciddi bir sorunu olan inşaat atıklarının depo alanı olarak kullanılmaya başlanmış.

     ÖZBERK İNŞAAT,  Kargı Deresindeki bu eski taş ocağının bulunduğu bölgede, eskisinden çok daha geniş bir alanı içerecek şekilde, tabiri caizse 20-25 katı büyüklükte, devasa, yeni bir taş ocağını işletmeye açmak için Muğla Valiliği'ne/Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne başvuruda bulunmuş; Muğla Valiliği/İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, bu talep kapsamında “ÇED gerekli değildir” raporu vermiş.

     Bu duyumun alınması üzerine, MUÇEP ve 25 Datçalı yurttaş, Muğla İdare Mahkemesine dava açarak, Muğla Valiliği'nin verdiği bu “ÇED gerekli değildir” kararının iptalini istiyor.

     İşte bu dava kapsamında, bugün, olay mahallinde 3. İdare Mahkemesinin görevlendirdiği naip bir hakim gözetiminde bilirkişi heyeti inceleme yapacak ve bilahare bir rapor yazacaktı.

     Görevli hakim ve bilirkişi heyeti gelmeden çok önce özel araçlarıyla olay mahalline gelen MUÇEP üyeleri ve Datçalılar, taş ocağı açmak isteyen ÖZBERK İNŞAAT'ın avukatının dosyaya koyduğu dilekçesinde dava açanlara yönelik olarak kullandığı “kalkınmaya karşı olan küçük bir grup” ifadesinden dolayı oldukça kızgın ve öfkeliydiler; doğayı korumaya çalışmanın kalkınmaya karşı olmak olarak değerlendirilmesine ve haliyle “taş ocağı= kalkınma” eşitliğinin kurulmasına bir anlam veremiyorlardı.

     İnşaat molozlarını eski taş ocağına getiren ya da çalışan ve sırtlarında ÖZBERK yazılı kamyonların çıkardığı tozlar rüzgarın etkisiyle savruluyor ve metrelerce havaya yükseliyor, göz gözü görmüyor, oldukça sıcak olan havanın da etkisiyle soluk almakta zorlanılıyordu.

     Görevli hakimi ve bilirkişi heyetini getiren minibüs geldi; görevli hakim dava açan Datçalıların ve ÖZBERKLERİN avukatlarını dinlemeye başlarken, bilirkişi heyeti de sahayı dolaşmaya başladılar.

     Hakim, olay mahalline gelen Bülent Özberk'e ve avukatına, taş ocağı olarak işletilmesi düşünülen alanı sordu; o an, molozlarla doldurulan eski taş ocağının tam üzerindeydik ve Bülent Özberk, 360 derece dönerek, çevremizdeki oldukça yüksek taşlık ve makilik kaplı tepelerin belli bir yerine kadar olan bütün bölgeyi tarif etti.

     Hakim bey, sırasıyla Marmaris'ten gelen ve davayı açan Av. Arzu Alper'i, Av. Ali Kurt'u, davacılardan Av. Güngör Erçil'i, Reneta Ömeroğulları'nı; Muğla Valisi adına gelen avukat ile ÖZBERKLERİN avukatını ve Bülent Özberk'i, bilahare, Datça'da bilinen bir isim olan Gülkadın Taş'ı dinledi.

     ÖZBERKLERİN avukatının davacı olmayanların o an orada bulunmasına ve telefonlarla kayıt yapılmasına yönelik itirazları ve bu itirazların görevli hakim tarafından reddedilmesi sonrası, yer yer avukatlar arası atışmalara ve tartışmalara tanık olundu; görevli genç hakim, oldukça sakin, sabırlı ve hoşgörülü bir duruş sergiledi.

     Konuşmalardan, davacı avukatların ve davacılardan konuşanların dosyaya hakim oldukları, dosyayı iyi inceledikleri anlaşılıyordu; bu açılacak taş ocağı, yapımı düşünülen ve şimdilerde inşaat faaliyeti durdurlan liman projesi ile entegre bir projeydi. Dosyada eksiklikler ve yanlış bilgiler vardı. Datça'nın bu kadar devasa bir taş ocağına ihtiyacı yoktu. Yol boyunca gelirken görüldüğü gibi zeytin ve harnup (keçi boynuzu) ağaçları tozdan meyve vermediği gibi ölüyorlardı...

     Muğla Valiliği adına gelen genç avukatın, özet olarak “efendim, her şey yasalara ve yönetmeliklere uygundur; sorun yoktur” dediği ve fazlaca bir söz etmediği görüldü.

     ÖZBERKLERİN avukatı ise, bir yandan, Muğla Valiliğini temsil eden genç avukatın konuşmasına atıfta bulunarak “sayın meslektaşımın dediği gibi her şey kitaba uygundur” derken, diğer yandan artık bayatlamış bir söylem olan ve kimseye yararı olmayan “yerli-yabancı” ayırımına atıfta  bulunuyor ve görevli hakime seslenerek, “burası kapanırsa, şu kadar insan ekmek yiyemeyecek” demeye getiriyordu.

     Yazıköylü Gülkadın Taş'ın oldukça duygusal “Ben ne davacıyım ne de davalıdan yanayım; artık, keçilerimiz, kesip önlerine koyduğumuz dalları yemiyor. Neden mi? Tozdan, sayın hakim bey. Doğayı koruyalım...” yollu konuşmasından sonra, yer yer devam eden bireysel konuşmaların arasında görevli hakim ve bilirkişi heyeti araçlarına binerek olay mahallinden ayrıldılar.

     Bugünkü Kargı Deresindeki taş ocağında yapılan bilirkişi incelemesinden geriye, MUÇEP'lilerden ve taş ocağına karşı dava açan Datçalılardan daha çevreci olduğunu ve Datça'nın bugün böyle güzel ve özel bir yer olmasının kendilerinin eseri olduğunu anlatmaya çalışarak çevrecileri güldürmeyi başaran ÖZBERKLERİN avukatının konuşması kaldı...

 




Bu haber 613 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI