Bugun...



“Şezlongsuz Datça” Yolunda...

Belediye, Datçalıların temsilcisi olarak, kıyıların belli bir düzen içerisinde kullanılmasını sağlamaya, gerekli temizliğini ve bakımını yapmaya, kısacası “kullanım hakkına” talipti. Başkan, çok açık bir biçimde “Datça'daki kıyıların tümünün 'kullanım hakkına' talibim” dedi. “Arkadaşlar, bu kıyıları alacağız!” diyerek de kararlı olduğunu birçok kez ifade etti.

facebook-paylas
Tarih: 07-04-2023 13:17

“Şezlongsuz Datça” Yolunda...

MEHMAT ERDAL / DATÇA

Başkan, “Bu sahilleri var ya, kiralayacağız. Sahilleri kiralayacağız, buralara şezlongları atacağız...” dedi.

Nereye atıyoruz şezlongları?

“Sahillere”

Yok. Plajları halka açıyoruz.

“Olmaz. Olmaz.”

Müşteri gelsin, bizimle birlikte girsin denize. Biz vatandaş değil miyiz? Yani, müşteri gelsin, vatandaş gitsin mi diyorsunuz?

“Müşteri gelsin, vatandaş gitsin değil. Datça Belediyesi olarak bütün sahillerin kullanım hakkına talibiz.”

Plajlar bizim! Anayasa bize veriyor.

“Anayasa o hakkı size veriyor ise ben de 'kullanmayın' demiyorum. Bu sahillerin temizliğini yapan benim. Vatandaşın olan 'kullanım hakkını' da eğer ben el koymasam siz kavga edersiniz, birbirinizle. O da doğru değil. 'Ben geldim. Sen kalk. Az daha çekil.' Oysaki orasının bir sahibi olmalı. O da belediyedir.”

Sahibi, halktır.

“Halk, evet, Belediye de halktır zaten.”

Belediye Başkanı Gürsel Uçar, kendisini 3. kez ziyaret eden “Şezlongsuz Datça” heyeti ile 06.04.2023 günü saat 11.00'de yaptığı görüşmeye böyle 'esprili' bir hava yaratarak başladı. Başkanı ziyaret eden heyet, Palaia Otel'in 05.10.2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptığı bir sözleşme çerçevesinde Özbel'de gündeme getirdiği “kıyı işgali” girişimine karşı direnen Datçalılar tarafından seçilmişti; 5 kişiden oluşan bu heyette Nurperi Uyanık, Ümit Kırcalı, Janset Paçal, Sedat Yağcıoğlu, ve Av. Güngör Erçil bulunuyordu. Ziyaretin nedeni, 01.04.2023 günü gerçekleştirilen 4. forumda belirlenen bazı talepleri Belediye Başkanı ile görüşmekti.

Saat 11.00'de başlayan görüşme, Belediye'nin avukatı Ufuk Timurlenk Cengiz'in de bir ara Başkan tarafından çağrılması çerçevesinde 1 saat 20 dakika devam etti.

Heyet “Evet, Belediye halkın temsilcisi, Datça'da yaşayan halkın temsilcisi; Belediye'ye 'temsilcimiz' diye baktığımız için buraya böyle geldik.” dedi.

Bu girişten sonra, Datça halkının temsilcisi olduğunda mutabık olunan Datça Belediyesi'nin Başkanı ile Palaia Otel'in “kıyı işgali” girişimine karşı direnen Datçalıların seçtiği “Şezlongsuz Datça” heyeti arasında “kıyı işgalleri” konusunda karşılıklı görüş alış-verişi ve forumda belirlenen taleplerin Belediye tarafından ne ölçüde karşılanabileceğinin görüşülmesi başladı.

KIYILAR “KİRALAMA” YOLUYLA ÖZELLEŞTİRİLEMEZ

Belediye Başkanı ile heyet, hem Anayasa hem de “kıyı kanunu” nedeniyle kıyıların kamunun olduğu konusunda hemfikirdiler.

Datça Belediyesi'nin başvurusu sonucu kıyıların MUÇEV (Muğla Çevre Vakfı) üzerinden kiralanmasının yolunu açan yönetmelik 18.10.2022 tarihinde Danıştay 13. ve 6. Daireleri tarafından ortaklaşa alınan bir kararla iptal edildiğinden ve dahası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu karara karşı yaptığı itiraz da İdari Davalar Kurulunca reddedildiğinden, bundan önce bu yönetmelik çerçevesinde yapılmış bütün sözleşmelerin geçersiz sayılması gerektiğinin yanı sıra bundan sonra ilgili Bakanlığın MUÇEV ya da onun yerine kurulabilecek yeni bir şirket üzerinden ya da Palaia Otel olayında olduğu gibi özel kişi ve kuruluşlar ile doğrudan ilişkiye geçerek herhangi bir sözleşme yapamayacağı ve kıyıları kiralayamayacağı konusunda da hemfikirdiler.

Heyet, bu noktada, Başkandan, Belediye'nin, bundan önceki yıllarda MUÇEV'den yer kiralayan ve MUÇEV'e “kira bedeli” olarak her yıl artan oranda bedel ödeyen kişi ve işletmelere yazılı bir tebligatta bulunarak bu bedeli ödememeleri gerektiğini, MUÇEV ile yapılan bu “kira sözleşmesinin” Anayasa'ya ve Kıyı Kanununa aykırı olduğunu, Danıştay 13. ve 6. Dairelerinin bu sözleşmeye dayanak olarak gösterilen yönetmeliği de iptal ettiğini bildirmesini önerdi.

Başkan, bu öneriye “Ben, önceki yıllarda da bu kiralamayı yapanlara 'ödeme yapmayın' diye pek çok kez sözlü uyarıda bulundum” diye yanıt verdi. Bugüne kadar tek bir kişi, Kargı Koyunda bulunan ..., bu bedeli ödememişti. Diğer esnaflar, çok farklı nedenlerle bu bedeli ödemişti. Haliyle, heyetin yaptığı öneri çerçevesinde “yazılı bir tebligat” da yapılabilirdi ama bunun getireceği yararlar konusunda şüpheleri vardı. Önerilen yazılı tebligatı yapmaya gittiğinde “Datça Belediyesi olarak bundan sonra bu işi ben yapıyorum” demediği sürece o esnaf gidip MUÇEV ya da her neresi var ise orası ile bir sözleşme yapmayı yeğleyecekti. Çünkü esnaf, şu ya da bu nedenle, şu ya da bu kişi ya da kurumca “huzursuz” edilmek istemezdi.

Başkan'a göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı artık hiç bir kişi ve işletme ile herhangi bir şekilde sözleşme yapamazdı. Bir başka deyişle, kıyıları kiraya veremezdi. Peki, şimdi ne olacaktı?

 KIYILAR DENİZE GİREN HALKINDIR!

Kıyılar halkındı; daha doğrusu, kıyıda yemek yiyen değil, denize giren halkındı. Bu “denize giren halk” kavramının içerisine, Datça'ya gelip tatilini burada geçiren ve denize giren yerli-yabancı herkes giriyordu. Belediye, Datçalıların temsilcisi olarak, kıyıların belli bir düzen içerisinde kullanılmasını sağlamaya, gerekli temizliğini ve bakımını yapmaya, kısacası “kullanım hakkına” talipti. Başkan, çok açık bir biçimde “Datça'daki kıyıların tümünün 'kullanım hakkına' talibim” dedi. “Arkadaşlar, bu kıyıları alacağız!” diyerek de kararlı olduğunu birçok kez ifade etti.

Başkan'a göre, bu “kullanım hakkını” Belediye dışında başka bir kurum kullanamazdı, kullanmamalıydı.

Konuşmasından, bu “kullanım hakkının” şöyle mi ya da böyle mi olacağı konusunda kesin bir karar vermediği, tartışmaya ve önerilere açık olduğu anlaşılıyordu.

Başkan, Danıştay'ın 13 ve 6. Dairelerinin ortak kararından sonra oluşan şimdiki (kaotik) durumun bazı sıkıntılı gelişmelere yol açmasından endişe ediyordu. Vurgulayarak, bir çok kez “Böyle kalması daha kötü” dedi. Yaşanmış ve kendisine de iletilmiş bazı olayları aktardı. “Sahipsiz olmaz arkadaşlar, sahipsiz olmaz. Kıyıların bir sahibi olacak” dedi. Bu nedenle, “Datça'daki kıyıların kiralama hakkını” almak ve var olduğunu düşündüğü “boşluğu” bu biçimde doldurmak istiyordu. Elbette bu savunduğu bir şey değildi ama şimdiki koşullarda en makul olan yol da bu idi. Onun asıl düşüncesi, 14 Mayıs sonrası dönemde, 14 Mayıs'ta yapılacak seçim ile olacağına inandığı “siyasi iktidar değişimi” çerçevesinde “kıyıların kullanım hakkının” yasal olarak o yöredeki yerel yönetimlere bırakılmasıydı. Köklü çözüm böyle olabilirdi...

Görüşmenin oldukça uzun bir bölümünü, yaklaşık olarak 1 saat 03 dakikasını alan tartışmalardan sonra, Başkan, önceki yıllarda MUÇEV ile kira sözleşmesi yapan esnafa “Bundan böyle MUÇEV'e 'kira sözleşmesi' olarak ödeye geldiğiniz bedeli ödemeyin; bu yasal değil” çerçevesinde yazılı bir tebligat yapmayı kabul etti.

01.04.2023 günü yapılan forumda tespit edilen taleplerin görüşülmesine geçildi.

İSTERSENİZ “TEK YOL DEVRİM” SLOGANI ATIN

Mercan Kafe'nin sözleşmesinin bitiş tarihi ve kullanım alanının sınırları

Başkan, Belediye bünyesinde kurulan şirketi farklı nedenlerle çok hızlı bir biçimde büyütmek istemediklerini, önlerini görerek ilerlediklerini, bu nedenle 1-1,5 yıl daha kira sözleşmesi devam eden Mercan Kafe'nin bu durumunda herhangi bir değişiklik olmayacağını söyledi. Mercan Kafe'nin sahilde şezlong koyma hakkı yoktu. Kayaların üzerine konulan şezlonglar konusunda bir şey yapılamazdı. Sahilde çok geniş bir alana şezlong koyması ile ilgili ise yerinde kontrol yapacaklardı.

Burgaz sahilindeki Tırmata tesisinin kıyı işgali ve sahile geçişi engellemesi

Tırmata tesisi denilen yer bir “büfe” idi. Yeşil alan olan yer kapatılmıştı. Orada sahile geçiş engellenemez ve geçiş için kimseden para da istenemezdi. İşletmeci, 'Başkanım bugüne kadar kim gelmiş de içeriye almamışız? Kimden para istemişiz?' diyordu.

Özbel'de Palaia Otel'in işgal etmeye çalıştığı sahil kıyısında önceden var olan bankların ve soyunma kabininin eski yerlerine yerleştirilmesi

Başkan soyunma kabini ve bankları yerleştirmenin Çevre Birimi'nin sorumluluğunda olduğunu, yeni soyunma kabinleri alacaklarını, Sevgi Yolu'ndaki bankların bir kısmının değiştirileceğini, o nedenle de yeni banklar yaptıracaklarını, bunları gerekli yerlere koymaya başladıklarında önceliğin şu an direnişin sürdüğü yer olacağını söyledi.

08.04.2023 günü saat 14.00'te yapılacak forumdan sonra saat 16.00'da Özbel'den başlayıp Taşlık Plajı'na kadar devam edecek olan yürüyüş Belediye'nin sosyal medya hesabından duyurulabilir miydi?

Başkan, yürüyüş hakkında bilgi almak istedi. Yürüyüşün “Kıyılardan Yürüyoruz” başlığı altında kıyı boyu sürecek sessiz-slogansız bir yürüyüş olduğu söylenince, “İsterseniz 'Tek Yol Devrim' diyerek slogan atın” dedi. Yürüyüşün Belediye'nin sosyal medya hesabından duyurulabileceğini söyledi.

Başkanın bu sözüne atfen “Başkan 'İsterseniz Tek Yol Devrim sloganı atın' dedi” diyerek bu haberi bitiriyorum.

 

 




Bu haber 975 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YEREL YÖNETİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI