İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından,

10 Aralık 1948 yılında kabul edilmiştir.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, insanların insanlık onuruna uygun olarak yaşamasını ister ve eşit haklara sahip olduğunu açıklar.

       Uluslararası kuruluşa bağlı olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu,

" İnsan haklarını korumak, geliştirmek, kişilerin eşit muamele görme haklarının güvence altına alınması için çalışmak, işkence ve kötü muameleyle mücadele etmek misyonuna sahiptir.(1)

       Türkiye, 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'

 27 Mayıs 1949 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

       Ne dünya barışını sağlamak için kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü'nün, ne de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin hiç bir etkisi yok. Yaşananlar ortada...

Önce Irakta, sonra Suriye'de,  Afrika ülkelerinde, Ukrayna'da ve günümüzde Gazze'de yaşanan savaşlar sırasında insanlık onuru ayaklar altına alınmakta ve dramlar yaşanmaktadır.

       Gazze'de iki aydan beri devam eden İsrail saldırıları nedeniyle Filistinliler zorla topraklarından göç ettirilmekte; mülteci kampları, hastaneler, okullar, camiler, kiliseler ve yerleşim yerleri bombalanmakta; ölü sayısının 16 bini geçtiği ve binlerce kişinin kayıp olduğu belirtilmektedir.

       Gazze'de ortaya çıkan manzara çok korkunç!

       Cesetlerin arasında annesini arayan çocuk, sonunda annesini teşhis ediyor ve gözyaşlarına boğuluyor...

       Bebeklerinin ve çocuklarının cansız bedenlerini kucaklarında taşıyan, feryat eden babalar...

       Bombalanan evi yıkılan, odası darmadağın olan çocuk, yeni alınan bisikleti parçalandığı, kutudaki şekerleri çalındığı ve karyolası kırıldığı için hüngür hüngür ağlıyor, " Yaşamak istemiyorum, ölmek istiyorum" diye feryat ediyor...

       Eli, yüzü sargılı, her tarafı kanlar içerisindeki çocuk ağlıyor, "Annemi istiyorum" diyor.

       Savaşı kazanmak uğruna binlerce insanı öldüren, çocuklara kıyan, onları anasız babasız bırakan, insanların yaşadığı evlerini başına yıkan, elektriğini ve suyunu kesen, aç bırakan, Filistinlilere yaşama hakkı tanımayan İsrail başbakanı Binyamin Netenyahu kadar, İsrail Devleti'ne engel olamayan, hatta destekleyen ABD ve Avrupa devletleri bu katliamdan ve zulümden sorumludur.

       2. Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmüne uğrayan Yahudiler, 1948'de İsrail Devleti'ni kurdular ve şimdi aynı zulmü Filistinlilere uyguluyorlar. Dünya devletleri birleşerek bu soykırımı engelleyemiyor.

       1992-95 yılları arasında Sırpların Bosnalıları katlettiği savaşta da ABD ve Avrupa devletleri seyirci kaldı ve çoğu Boşnak olmak üzere 100 binden fazla insan öldü.

       'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin imzalanmasından bugüne 75 yıl geçti.

10 Aralık Pazar günü, 'İnsan Hakları Günü' kutlanacak mı, acaba?

İnsan olanın, vicdanı ve ahlâkı olanların yaşanan bu kadar acılar karşısında bırak kutlamayı insan olduğu için utanması gerekir.

       Çocukların ve kadınların gözyaşlarıyla sulanan, masum insanların kanlarıyla yoğrulan topraklar hiç kimseye ve hiç bir devlete hayır getirmez.

Kaynak:

(1)- tihek.gov.tr

Tihek- Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu