Bugun...



Eski Datça Muhtarı Rıdvan Çevik: ‘’Eski Datça Mahallesi Hak Ettiği Değere Kavuşmalı’’

“Bir Betçe'den, bir Datça'dan” diyerek başladığım bu söyleşilerin 11. konuğu olan Eski Datça Muhtarı Rıdvan Çevik ile dar bir sokağın içindeki muhtarlık binasında buluştuk Muhtarlık binası aslında eski okulmuş. Tek derslikli okulun sınıf olarak kullanılan bölümü bir yerinden duvar çekilerek bölünmüş ve muhtarlık odası olarak kullanılmaya başlanmış.

facebook-paylas
Tarih: 17-10-2023 10:56

Eski Datça Muhtarı Rıdvan Çevik: ‘’Eski Datça Mahallesi Hak Ettiği Değere Kavuşmalı’’

SÖYLEŞİ / MEHMET ERDAL


ESKİ DATÇA'NIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÇOK FARKLI

Seni tanıyabilir miyiz?

“Doğma büyüme bu mahalledeyim ve mahalleme hizmet için elimden geleni yapma çabası içerisineyim’’
Bugün bu mahallede gördüklerim, Datça'ya ilk adım attığım yıllarda (1994 Eylülü ve sonrası) gördüklerim ile uyuşmuyor. Sanırım, Eski Datça'da çok sayıda mülk el değiştirdi. Eski yerleşik yurttaşlar bu mahalleyi terk ettiler.
“Burada oturan çok sayıda yurttaş İskele Mahallesi'ne ya da bir başka mahalleye göç etti. Bunların %70-80'i mülk sahibi olanlardı. Bugün bu mahallede yaşayan eski yurttaşların sayısı geçmişteki sayıya göre çok azdır.”

ESKİ DATÇA MAHALLESİNDE MUHTARLIK YAPMAK OLDUKÇA ZOR

Datça dışından gelen hali vakti yerindeki yurttaşlar eskiden şu an Datça Belediyesi'nin bulunduğu yerden başlayan ve Kargı Koyu'na doğru giden çevre yolunun üst kısımlarına filan yerleşirlerdi. O nedenle oralardaki arsaların ve evlerin fiyatları diğer yerlere göre çok daha yukarıda olurdu. Şimdilerde ise Eski Datça ile kısmen Emecik köyünün içine gelip yerleşiyorlar. Haliyle Eski Datça, bugün ağırlıkla ekonomik anlamda ekabirlerin yaşadığı bir mahalle. Böyle bir mahallede muhtarlık yapmak nasıl bir şey?
“Eski Datça Mahallesinde muhtarlık, herhalde diğer mahallelere göre daha zor. Örneğin, Hızırşah Mahallesinde bir kişiye hitap ettiğinizde onun çevresindeki 20, hatta 50 kişilik bir akraba çevresine de hitap etmiş oluyorsunuz. Eski Datça'da ise kimse kimsenin akrabası değil. Burada çok az bir yerli halk, çok az bir Kürt halk ve beraberinde örneğin Marmara'dan emekliliğini kazanmış, ekonomik seviyesi yüksek ama birbirleriyle akrabalık ilişkisi olmayan insanların gelip yerleştiği bir toplum durumu söz konusu. Muhatap olduğum her birey, bir birey oluyor.

Çok kozmopolit, çok karmaşık bir mahallede yaşıyoruz.

Mahallemizde yaşayanlar, eskiye oranla, birbirlerini çok daha az tanıyorlar. Bu nedenle, pandemiden hemen sonra, mahallemizde 'tanışma-kaynaşma günü' adı altında bir etkinlik düzenledik. Düzenlediğimiz bu etkinlikte mahallelinin ortak sofrasını kurduk; herkes evinden getirdiği yiyeceği içeceği bu ortak sofrada paylaşarak tanışıp kaynaşma, komşu olabilme anlamında mahalle sorunlarına değinebilme adına bir birliktelik sağlama çabasına girdik. Tahminen 300-350 kişi geldi. Yer, girişteki Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bahçesi idi. O gün kısa bir canlı müzik etkinliği, Eski Datça'nın tarihine yönelik bir söyleşiyi yerel tarihçilerin yanı sıra Numan Tuna hocanın katkılarıyla yaptık. Çok yararlı oldu.”

HEM KENTSEL HEM DE ARKEOLOJİK SİT OLAN BİR MAHALLE

Muhtar Rıdvan Çevik, konuşmasının bu noktasında Eski Datça'nın nasıl bir bölge olduğundan söz etmeye başlıyor.
“Eski Datça hem kentsel hem de arkeolojik sit olan bir bölge. Kentsel ve arkeolojik sit alanlarında yapılabilecekler çok kısıtlıdır. Anıtlar Kurulu'na bağlıyız...”
Reşadiye'de de benzeri problemler var...
“Reşadiye de Anıtlar Kurulu'na bağlı. Çünkü Reşadiye'de kentsel sit var. Arkeolojik sit var mı bilmiyorum. Bizde her ikisi de var. Bizim tescilli alanlarımız içerisinde yeni bir yapılaşma yapılması mümkün değil. Anıtlar Kurulu'nda tescili var mı diye bakılıyor ya da yeni yapılacaksa da Anıtlar Kurulu'nun onayı olmadan sadece belediyenin onayı ile inşaat yapılamıyor. O yüzden yerleşik kesimde mevcut hal değişemiyor. Mevcut halin değişememesi pek bir şey değiştirmiyor. Mahalleye zarar ya da fayda verecek kişiler de değişkenlik gösterebiliyor.
Bizim mahallemiz hem tarihi hem de kültürel ziyaret noktasıdır. Böyle gelişmesi lazım. Turizm için olması gereken, bu doğayı zoom yapabilmek. Önceki Datça'nın, Rumlardan kalan yapıların, aynı zamanda sonraki zamanlarda, mübadelede Türklerin yapmış olduğu yapıların bir kimliği, 1870'li yıllardan sonraki sürecin bir hikayesi var.

Mahallemizde sürdürülebilir bir turizmin gerçekleştirilebilmesi için tarihsel ve kültürel alanda insanları bilgilendirme planları, çalışmaları yapılmalı ki bu sürdürülebilir bir turizm olsun. Mahallemize gelenlerin ziyareti bir gün hiç olmayabilir ve bitebilir. Bu nedenle bugünkü şekliyle gelişmesini doğru bulmuyoruz. Biz daha çok tarihsel ve kültürel anlamda kalıcı bir turizm yapısına kavuşması yanlısıyız...”

Bu çerçevede bir projeniz var mı?

“Üzerinde çalışılmış bir projemiz var. Rahmetli Nihat Akkaraca zamanından kalma, DADYADER bünyesinde bu veriler duruyor. Bu projeyi Datça Belediyesi'nin de desteği ile hayata geçirebilmek ve sürdürülebilir turizmi geniş kapsama yayabilmek, yani kültüre meraklı, tarihe meraklı turistin daha çok gelip görmeyi talep edeceği bir noktaya dönüşebilmek çabası içerisindeyiz...”
Onları soracağım. İrfan Mukul hoca ile yaptığım söyleşide de İrfan Mukul hoca Datça turizmine ilişkin bir sıkıntı olduğunu, Datça turizminin Datça'nın tarihine ve coğrafi özelliklerine oturtularak geliştirilmesi gerektiğini söylüyordu...
“Yerleşik tarih de bunu kapsayan bir durum. Eski Datça'da bugün sayısını net söyleyemeyeceğim ama mevcut bulunan eski dönem evlerin birçoğu restore edilmiş durumda. Bu kimlikler asıldığında bu sokaklar insanların dolaşabileceği alanlar olacaktır. Bu konuda en büyük problemimiz bizim kentsel sınırlar içerisinde kalan yollarımızın iyileştirme çalışmasının yapılamamasıdır...”

Bunun nedeni ne? Neden yapılamıyor?

“Reşadiye Mahallesini görmüşsünüzdür. Kentsel sit ve arkeolojik sit sınırları içerisinde Arnavut kaldırımı taşı dediğimiz bir düzenleme yapılmış.”
Muğla Valiliği'nin desteği ile yapılmış.
“Valilik bütçesinden gelen %45 destek ile yapılmış, belediye başkanımızın verdiği bilgilere göre. Benim muhtar oluşum ile birlikte benim ilk işim bunu sorgulamak oldu; Reşadiye'de bir çalışma yapıldı ama Eski Datça'da neden benzer bir çalışma yapılamıyor diye...”
Belediye başkanı Gürsel Uçar bir ya da birkaç belediye meclis toplantısında bu konuda bilgi vermiş ve bazı sıkıntılardan söz etmişti...
“Sıkıntı yok aslında. Anıtlar Kurulu'ndan izinler alınmış. Sıkıntı para...”
Evet, para kaynağı bulmada sıkıntı varmış.
“Datça Belediyesi Muğla Valiliği'ne başvuruda bulunmamıştı ben seçildiğimde. Belediye başkanımız Gürsel Uçar, Muğla Valiliği'nin Reşadiye'ye destek verdiğini, Eski Datça için ise GEKA'ya (Güney Kalkınma Ajansı) başvuru yaptıklarını, bu başvurunun karşılığını GEKA'dan alamadıkları için yolların yapılamadığını söylemişti...”
Muhtar Rıdvan Çevik bir süre bu konudaki gelişmelere dair bilgi veriyor...

ESKİ DATÇA “EĞLENCE MERKEZİ” İÇİN UYGUN BİR YER DEĞİLDİR.

Eski Datça için çok önemli olduğunu düşündüğümden konuyu yeniden Eski Datça'nın turizm potansiyeline ve şu an var olan gerçekliğe getiriyorum.
Bu anlattıklarınızdan “şu anki gerçeklikte bir sıkıntı var” sonucu çıkıyor. Yani insanlar şu an Eski Datça'ya eğlence için mi geliyor?
“İnsanlar eğlence için gelmiyorlardı. Burada ciddi konaklama tesisi var. Şu anki eğlence sistemi Eski Datça'nın ziyaretçi potansiyelini değiştirdi.”
Tamam, bu noktada bir sıkıntı mı var?
“Eğlence Datça'nın ihtiyacı olan bir şeydir. Gerçekten Datça'daki halkın, gelen tatilcilerin bir eğlence alanına ihtiyaçları var. Ama Eski Datça bunun için uygun bir yer değildir. Eski Datça, en basitinden hem kentsel, hem de arkeolojik sit sınırları içerisindedir ve konut yerleşim alanıdır. İkincisi, mevcut durumun hiçbir yasal dayanağı yoktur. Üçüncüsü 'yerleşik halkı evlerinde oturan mahalle’ konseptini değiştirmektedir.

Düzlemde mahalle merkezine gittiğinizde bir sessizlik var. Çok ciddi bir ses kargaşası yaşanmıyor. Ama aynı dakikada 300 m yukarıya çıktığınız zaman, özellikle Ege'den Akdeniz'e doğru giden güzergahta inanılmaz derecede yüksek sesler evlerimizin içerisinde. Vatandaşlar bu konudan çok rahatsız. Esnaf çok rahatsız. Mahalleye gelen turistler de çok rahatsız. Bazı eski otel müşterilerinden 'Eski Datça hala aynı mı? Ona göre geleceğiz.' sorusu ile karşılaşıyorum.”
Yani Eski Datça'ya dinlenmek için gelen, “İşte ben eğlenceyi örneğin Kumluk'ta ya da başka bir yerde yaşarım ama Eski Datça'ya gittiğimde sakin sakin uyumak istiyorum” diyen müşteriler şu an var olan durumdan rahatsız. Eski Datça'da öteden beri oturan, işinde gücünde olan vatandaşlar rahatsız...
“Yerleşik halk rahatsız.”
Mutlu olanlar, sadece müziğe dayalı eğlence sektörünü burada yapanlar...
“Bir de günübirlik gelip eğlenenler.”
Güzel. Peki siz yerel yönetime veya merkezi yönetimin yerel ayaklarına, işte kaymakamlık, emniyet filan, “bizde böyle bir 'gürültü' sorunu var”, diyerek ilettiniz mi bu durumu?
“Tabi. Yazılı ve sözlü birçok talebimiz oldu bu konu ile alakalı. Normal şartlarda müzik yapma ruhsatına sahip olan işletmeler belli bir desibel seviyesini aşmamak kaydıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin kontrolü altında faaliyet gösterebilirler. Elbette bu konudaki yasa ve yönetmelikler her yıl değişkenlikler göstermekte.

Eski Datça, geçtiğimiz yıl için 'Hassas ve çok hassas bölge' kavramı içerisinde değerlendirildi. 'Hassas ve çok hassas bölge' kavramı içerisine alınan bir mahallede de müzik faaliyeti ruhsatı verilemez. Ruhsatı verilemeyen bir yerin denetimi ise sadece Datça Belediyesi ve Datça Emniyeti tarafından yapılabilmektedir. Öncelik Datça Belediyesi'nindir. Datça Belediyesi 'tutanakları tutuyor, işlemlerini yapıyoruz ama işletmeyi kapatamıyoruz' diye cevap veriyor. Haliyle gürültüyü de kesemiyorlar.”

Bu konuda yasal bir boşluk var mı?

“Var tabii ki.”

Yani belediye tutanak tutuyor ama “yasak” olan bu müzik faaliyetini engelleyemiyor?
“Engellemek istenirse belediyenin elinde çok imkan var.”
Yasal çerçevedeki bir engellemeden söz ediyorum.
“Yasal çerçevede de imkanı var. Gürültü konusunda, yasal olmayan, müzik ruhsatı olmayan işletmelerin seslerinin kesilebilme konusu Datça Belediyesi'nin etkin denetimleriyle mümkün olabilir. Bu, Datça Belediyesi'nin inisiyatifi çerçevesinde kalan bir işlemdir.

Elbette biz esnafın canının yanmasını istemiyoruz. Sorun, bu faaliyetlerin gösterileceği alanların tespitindedir. Bu tür faaliyetlerin gösterileceği alanlar daha tenha ve daha sakin alanlardır. Belediye tarafından bu faaliyetlere uygun bir yer belirlenmeli. Belediye bir 'eğlence alanı' oluşturmalı, bu sektörde faaliyet sürdürmek isteyen esnafı o alana yönlendirmelidir.
Bu mahallede şu an müzik faaliyeti yapıp da ruhsatlı olan sadece bir işletme vardır bildiğim kadarıyla, o da kapalı alanı kapsar diye biliyorum.
Geçtiğimiz yıl Datça Belediyesi bu mahallede 'hassas ve çok hassas bölge' olduğu için hiçbir işletmeye müzik yapma ruhsatı vermedi. Bu sene yetki Datça Belediyesi'nden alındı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne verildi. Oradan da Eski Datça'daki herhangi bir işletmeye verilmiş müzik yapma ruhsatı yok.”
Dolayısıyla burada, bir restoran müşterilerine hafif bir müzik çalabilir, onun dışında müzikli eğlence mekanı işletmek mümkün değil...
“O sözünü ettiğiniz restoranlardaki müzik de ruhsata tabii olması gerekir. Yani zabıta gelip denetim yaptığında her türlü sese müdahale etmek zorundadır. Ama idarecilik neyi gerektirir? Mevcut işletmede bulunan müzik sesi yan işletmeye sızmıyorsa, haliyle o yan işletme şikayetçi değilse sorun zaten çözülmüş demektir.”

CAN YÜCEL ESKİ DATÇA MAHALLESİ TARİHİNİN BİR PARÇASIDIR!

Eski Datça'nın turizm anlamında ünlenmesi bir yerde Can Yücel nedeniyledir, diyebilir miyiz?
“%90 Can Yücel ile alakalıdır.”
Senin çocukluğun burada geçtiği için soruyorum. Can Yücel yaşarken de Eski Datça hakikaten bugünkü gibi popüler miydi?
“Reşadiye gibi sakin bir mahalleydi. Can Yücel'in ölümünden sonra Eski Datça ziyaret akınına uğramaya başladı.”
Eski Datça ile ilgili bir söyleşide Can Yücel anılmadan olmaz. Bu konuyu biraz açar mısın?
“Can Yücel bu mahallenin, Datça'nın, ülkenin önemli bir değeri. Biz onun ölümünden sonra bu kadar kalabalık bir mahalle olmaya başladık.

Ölmeden önce bizim ülkemizde bir sanatçının değeri hafızada olmaz. Öldükten sonra herkesin zihninde ve hafızasında olur. Can Yücel'de de aynı şekilde gelişti; Can Yücel'in ölümü ile birlikte insanlar cenaze töreni için buraya akın etti ve ardından daha da popülerleşmeye başladı bizim mahalle. Bu nedenle ben bu mahallenin popülerleşmesini Can Yücel'in ölümü sonrasına bağlarım.

Eski zamanlarda köy evlerimiz ve beraberinde ahırlarımız vardı. O dönemlerde bu mahallede yaşayan pek çok kişi evinin altındaki ahırına eşeğini, ineğini bağlar, üst katında kendi yaşardı. Yumurtasını, yoğurdunu üretirdi. Sokaklarımızda insanlar değil, koyunlar gezerdi. Büyük baş hayvanlar dolaşırdı. Gayet normal karşılanırdı bunlar. Mahallemizde bir köy havası vardı.

Bugün ise, eski zamanlardan beri tarım ve hayvancılıkla uğraşan bazı yerlilerimiz bu faaliyetlerine devam etmek isterken, yanı başlarına yapılmış yeni konutlarda yaşamaya başlayanların Büyükşehir Yasası çerçevesinde Datça Belediyesi'ne yaptıkları şikayetlere maruz kalıyorlar. Bu durumda da Datça Belediyesi gelip ya yasal işlem yapıyor ya da inisiyatif kullanıyor ki ben inisiyatif kullanılması yanlısıyım. Aksi halde mahallemizde tarım ve hayvancılık sona doğru gitmektedir.

Kısacası eski zamanlarda köy evlerimizin bahçelerinde domatesini, biberini eken mahallelimiz evlerini satıp gittiklerinden dolayı bugün o evler otel, evlerinin bahçeleri de otel bahçesi olarak, restoran bahçesi olarak faaliyet göstermeye devam etmektedirler... ”
Yani Can Yücel Eski Datça'nın tarihinin bir parçası haline geldi yaşarken de öldükten sonra da?
“Kesinlikle. Öyle oldu ama ziyaretçi eskiden Eski Datça'ya Can Yücel'in şiiri, edebiyatı ve bu mahallenin tarihi için gelirken bugün Datça'ya gelen bir turist 'Nereye gidilir burada?' diye sorduğunda, ona 'Eski Datça'ya gittiniz mi?' diye sorarlar. Haliyle merakla Eski Datça'ya gelirler ve 'Eski Datça'da nereye gidilir?' diye sorduklarında Can Yücel'in evini söylerler.

Can Yücel'in evinde ne var? Sadece bir giriş kapısı var. Bilen bilmeyen herkes geliyor Can Yücel için. Yolda şahit oluyorum bu duruma. Yol kapalı olduğunda ana girişten buraya kadar yürüyerek çıktığımda çok kulak misafiri oldum gelen ziyaretçilerin kendi aralarındaki konuşmalara. Milli Eğitim binasını çıktıktan sonra Kaya Otel var, orada mini mini evler var. Can Yücel'in portrelerini asmışlar, kapıların önüne. Gelen vatandaşlardan biri diğerine diyor ki 'Bak, geçen yıl ben geldim, şu bina Can Yücel'in türbesi'. Bu şekilde hitap ediyor. 'Ben geçen yıl girmiştim. Bu yıl girmeyeceğim' diyor. Bilen bilmeyen herkes Can Yücel'in ziyaretine geliyor.”
Burada Can Yücel konusunda bir boşluk var o zaman?
“Büyük bir boşluk var.”
Datça'ya kim gelirse misafir olarak, bizde de aynısı oluyor, Can Yücel'in mezarına gidip bir fotoğraf çektiriyoruz, sonra Eski Datça'ya gelip Can Yücel'in evinin kapısında bir fotoğraf çektiriyoruz ki böylece Datça'ya geldiği ve Datça'da da Can babayı ziyaret ettiği bir nevi belgelenmiş oluyor. Bir de Can Yücel Sokağının önünde fotoğraf çektik mi tam oluyor. Can Yücel'i ziyaret bir nevi dini bir ritüel haline dönüşmüş durumda...
“Can Yücel'i bilmeyen birisinin bile 'Datça'ya geldik ve Can Yücel'i ziyaret ettik' akını sosyal medyada oluşunca bu söylediğin yerlerde fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşılması doğal oluyor. Bizim begonvilli sokaklarımız şu an Datça'da en çok fotoğraf çekilip paylaşılan sokaklar durumundadır. Bu kadar insanın geldiği burada, insanların neye geldiğini bildirecek hizmeti vermek gerekiyor.”
Bu konuda büyük bir eksiklik mi var?
“Büyük bir eksiklik var. Yolun kapanışından tutun çevre temizliğine bakın, yani günde 3000-4000, ki 2000 insan bile yüksek bir rakamdır, giriş çıkış yapıyor bu mahalleye. Tek bir temizlik görevlisi ile geçiriyoruz bütün sezonu.”

BÜYÜKŞEHİR YASASINDAN HİÇ MEMNUN DEĞİLİM

2014 yılında Muğla Büyükşehir Yasası uygulanmaya başlandığında Eski Datça Muhtarlığının bu konularda kendine ait olanakları var mıydı?
“Eski Datça o zaman da mahalleydi.”
Doğru. Eski Datça, İskele ve Reşadiye yine mahalle statüsündeydiler. Konuşmandan anladığım, bu mahalledeki hizmet, şu an, Eski Datça'nın potansiyeli ile orantılı değil.
“Muğla Büyükşehir olunca şunu kaybettik: 2014 yılı öncesi Datça Belediyesi'nin hizmet ağı 3 mahalle ile sınırlı iken 12 mahalleye çıktı, haliyle 3 mahalleye yapılan hizmet 12 mahalleye yapılmaya başlandı. Hizmet götürmede kullanılan araç gereç ve görev alan kişi sayısında yetersizlikler ortaya çıktı. Belediye 'Artık büyükşehir olduk' diyerek bunlarda limiti istediği gibi aşamıyor. 'Belediyede var da vermiyor' gibi bir durumdan bahsetmiyorum. Eski Datça, planlama yapılırken, kış aylarında tamam, belki bir personel ile idare edilir ama yaz sezonunda sadece 3 ay için gececi-gündüzcü ya da iki kişi sadece gündüz burada bulunmalı.”
Bunu yazarım. Belediye'nin, özellikle yeni yönetimin Eski Datça'nın bu ihtiyacını bilmesi gerekiyor.
“Eski Datça'nın gece ve gündüz olarak en az 2 personele ihtiyacı var. Çöp kovalarını belediyeden rica ettim, sokaklara konuldu, seçildiğim yıl. Herkes itiraz etti, 'Biz yıllarca itiraz ettik. Koydurmadık.' diye. Koydurmadınız ama bu mahalleye gelenlerin elindeki çöpü yere atmasını teşvik etmiş oluyorsunuz. Nereye atacak bu insanlar ellerindeki çöpü, eğer atabileceği bir çöp kovası yoksa? Çünkü her yer dondurmacı ve gazozcu. Onların çöplerinin bir yere atılması gerekiyor. Esnafımız ne yapıyor?..

Hani bir yerde belediyenin personel yetersizliği var ama vatandaşın sağa sola koyduğu çöp torbalarının dağılmasıyla daha da dağılıyor çöpler.”
O zaman Büyükşehir Yasasından sen de memnun değilsin?
“Büyükşehir uygulamasından hiç memnun değilim. Büyükşehir uygulaması olmasaydı bugün 3 mahalle olacaktı. Belediyenin hizmet ağı küçük olunca biz bir hizmet talep edip de belediye 'bütçem yetersiz' dediğinde açık hesap yapabilecektik. Şimdi ben bir yol talep ettiğimde 'Sındı'nın suyu yok' denildiğinde, öncelik elbette Sındı'nın su sorununun çözümündedir. Öncelik her zaman yaşamımıza dair ihtiyaçların karşılanmasındadır.
Bizimkisi de keyfi değil. Eski Datça aslında Datça'yı temsil ediyor. İnsanlar Datça'ya geldiklerini ispatlayan fotoğrafları ağırlıkla bu mahallede çektiriyorlar. Çektikleri fotoğraflarda çöpler yerdeyken, o yol yapılmamışken, derme çatma bir mahalle varken insanların burada fotoğraf çekilmesini belediyenin düşünmesi gerekir.

“EN ESKİ DATÇALILAR” PARMAKLA SAYILACAK KADAR AZDIRLAR

Can Yücel öldükten sonra bu mahalleye doğru bir göç var. “En Reşadiyeli”, “En Kızlanlı”... dediğimiz gibi “En Eski Datçalı” dediğimiz kimseler var mı?
“Var. Mesela Hüseyin Zeybek dede vardı, rahmetli oldu. Muhtar Orhan amcamız vardı, yakında rahmetli oldu. Cengiz amcamız var. Şu an sağ. Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Bunların sayıları parmakla sayılacak kadar azdır. Tabii ki çocukları ve torunları halihazırda mahallemizdeler. Ama o yaşlı çınarlarımız parmakla sayılacak kadar az kaldılar.”
Can Yücel öldükten sonra buraya gelip yerleşen ve burada kendi tarzlarıyla bir yaşam kurmak isteyenlerin sayısı, öncekilerle oranlama yaparsak, ne kadardır?
“Can Yücel öldükten sonra gelip yerleşenler bu mahallenin nüfusunu artırmadılar. Bu mahallenin coğrafi konumu nedeniyle gelip yerleşenler oldu. Bu mahallede kot yüksektir. Yazın en sıcak gününde bile bir esintisi vardır. Nemin sıfır olduğu mahallelerden birisidir. İskele merkez basık olsa bile burası hep eser. Tarihteki insanlar da bu yüzden burayı belirleyip yerleşmişlerdir. Burası, buradaki yerli halkın İskele Mahallesine göç etmesiyle beraber Türkiye'nin çok farklı yerlerinden insanların göç etmesine sebebiyet verdi. Bizim ailelerimizin buraya yerleştiği yıllar buraların en ucuz fiyatlar ile alınıp satıldığı, hatta en atıl pozisyonda olduğu yerlerdi.
Tabii burayı alıp burayı restore eden insanlar, ki 1970'li yıllar ve sonrası, 1990'lara kadar uzanıyor, sonradan gelip yerleşen halk, ki örneğin bir Mehmet Pir, Eski Datça Mahallesinde, ana caddelerdeki birçok tescilli binayı satın alıp tarihi dokusuna uygun, Anıtlar Kurulu ile bağdaşık birebir restore etti. Çok güzel bir tarih oluşturdu. (Mehmet Pir, Mehmet Ali Ağa Konağı'nın sahibidir.) Bu mahalledeki birçok tarihi yapı da kendilerinindir. Restore ettiler. Restore olunca sokak da beraberinde, örneğin bahçe duvarı da restore oldu. Özel ustalarla itinalı işçilikler yapıldığından özel bir mimari görünüm kazandı burası. Sonradan yerleşen de bu bilinçle yerleşti. Bu görselliğe, bu dokuya bilinçli yaklaşıp ona uygun inşaatlar yapıldı. Öyle olunca da güzel bir konsept çıktı ortaya. Şimdi sadece yollar kaldı. Yollar da yapılınca Datça için çok daha iyi bir mahalle haline gelebiliriz.”

BEN BİR MAHALLE GÖNÜLLÜSÜYÜM

2021 yılı Temmuz ayı sonunda Marmaris'te çıkan yangından sonra Datça'nın her yerinde mahalle meclisi, mahalle dayanışması vb... her nasıl adlandırılıyorsa o adlarla farklı mahalle birliktelikleri oluşturma doğrultusunda adımlar atılmıştı. Sizin burada da gündeme gelmişti. Bildiğim kadarıyla bu oluşum daha sonra Eski Datça'nın dokusunu korumaya doğru bir işlev üstlenmeye başladı.
“Eski Datça'nın dokusunu koruma konusunda bir ekip zaten her zaman vardı. Özellikle ben bu işin başında yer alan birisiyim. Kiminle sohbete otursam, hangi komşumuz gelse şuraya sohbet etsek, ben mahalleye olan bakış açımı, mahallede olması gerekeni anlattığım zaman ister istemez o kişi de benimle birlikte benzer bir düşünce içerisinde yer alıyor. Böylece sayı çoğalıyor. O yüzden olası bir mahalleye aykırı gelişme durumunda haberleşiyoruz. Bağ kuruyoruz. Çözüm odaklı hareket ediyoruz. Gönüllü olarak. Hani muhtarlıktan önce ben bu mahalle gönüllüsüyüm.

Afet eğitimleri gerçekleşti. Mahallemizde bu işe gönül vermiş gerçekten gönüllü lazım ve çok önemli bir yeri var. İl'den buraya sağlık ekipleri getirdik. İlk yardım eğitim aldık. Yangınlara yönelik itfaiyeden bir eğitim programı aldık. Beraberinde AFAD'dan, buradaki MAG'dan eğitim aldık. MAG'a çok sayıda üye verdik. Bir MAG üyesi gibi çalıştık. Mahallemizdeki MAG üye sayısını artırdık. Belediye tarafından mahallemize bir adet afet konteyneri varildi. İçerisini gönüllü vatandaşlardan alabildiğimizce afet anında kullanılabilecek acil ihtiyaç malzemelerini yerleştiriyoruz. Mahallemizde yaşanılacak olası bir afette, çıkabilecek bir yangında kullanırız diyerekten. Selden etkilenecek bir mahalle değiliz ama olası bir deprem ve yangına hazırlıklıyız.”
Bizim Çomarlık Mahallesinde de benzeri çalışmalar var ama sanırım Datça'da muhtar olarak bu tür çalışmaların içerisinde bilfiil yer alan tek muhtarsın.
“Dediğim gibi muhtardan önce bir mahalle gönüllüsüyüm. Muhtar olmasaydım da bu çalışmaların içerisinde olacaktım.”
Ayrıca sanırım bu konuda bu mahallenin sakinleri ve buradaki iş yeri sahipleri diğer mahallelere göre daha duyarlı, benim gördüğüm bu.
“Esnafımız bu konuda çok duyarlı. Esnafımız, afetler konusunda yaptığımız her türlü çağrıya ellerindeki imkanlar doğrultusunda her türlü katkıda bulunmuşlar, çağrılarımızı geri çevirmemişlerdir. Söz konusu afet olunca, toplumsal dayanışma olunca birbirini seven sevmeyen herkes tek bir yürek olur anında.”

SU, KANALİZASYON, MEZARLIK, ELEKTRİK HATLARI...

Eski Datça ile ilgili başka neler söyleyebilirsin?
“Eski Datça hak ettiği değerlerini tanıtamıyor. Yani yerleşik halkı bir kenara bıraktım, tamam herkes bir şekilde evine ulaşıyor, su bir şekilde iletiliyor. Karadağ bölgesinin yukarı alanlarında su basınca yetersiz. Yazın. Kışın üst sokaklarında gün batımı saatlerinde evlere su çıkmıyor...”
Yüksek bir yerde su deponuz yok mu?
“Bu mahallenin su deposu yok. Önceden bir köy suyumuz ve su depomuz vardı. O şu an kullanılmıyor. Dağdaki su kaynağından o depoya su gelmesine MUSKİ el atmıyor. Neden atmıyor? 'Parasını almadığım suya karışmam' diyor. Bu mahallede su ciddi bir problem. Üst sokaklarda bu problemi yaşıyoruz. Yazın gün batımında herkes evine geçtiği vakit, üst kısımlardan yer alan komşularımıza su gitmemektedir.
Bu konuda öneriniz var mı?
“Önerimiz şu: Teknik anlamda da yaptığımız araştırma o doğrultuda, mahallenin giriş kısmında bir basınç noktası oluşturulmalı. Şu anki basınç yetmiyor. Datça'nın sadece bu mahallesinin değil genelinin bir su problemi var. Büyük problem yaşıyoruz. Bir patlak oluyor. Patlak için yalvarıyoruz. Çalışma yapılıyor. Patlak onarılıyor. Patlakları yamamak geçici bir durum. Patlakları yamamak için harcanan para, kalıcı yapmaktan daha büyük. MUSKİ'nin Datça genelindeki bütün alt yapıya el atması gerekiyor.”
Datça'nın her yerinde onlarca yerde aynı anda su ve kanalizasyon patlakları yaşanıyor.
“Bizim hala kanalizasyon olmayan ama kentsel sit sınırları içerisinde kalmış sokaklarımız var. İnsanlar ruhsatlı evlerinde oturuyorlar ama kanalizasyon bağlantıları yok...”
Ben bu mahallede kanalizasyon sorunu olduğunu sanmıyordum.
“Foseptik olan sokaklarımız var. Şu bulunduğumuz alanda kanalizasyon var. Karadağ'a doğru giden hatta kentsel sit alanları içerisinde kalan bölgede de kanalizasyon hattı yok...”
Bu konudaki bazı gelişmelerden söz ediyor ama sonuç itibarıyla somut bir ilerleme olmadığını söylüyor. “Sonuç alabilir miyiz? Sonuç almak için mücadele vereceğiz.” diyor.
Elektrik hatlarının yer altına alınması konusunda AYDEM ile olan görüşmelere değiniyor.
“AYDEM Eski Datça sınırları içerisinde kalan elektriği yer altına alacaktı. Bütçeyi aldık. Onayı aldık. Yol yapılmayınca onlar da yapmadı. Biz de dedik ki 'Sen yap.' Bu yazın yaşanan o elektrik sıkıntısından sonra o da kaldı. Talep ettiğimiz ile kalıyoruz. Trafo patlıyor. Mevcut alt yapı şu anki yükü kaldıramıyor. Trafonun gücü yıllar önceki yerleşik halka göre belirlenmiş. Şu an ise her evde, her otelin her odasında klima var. Her işletmede buzdolabı var. Bu nedenle trafonun kabloları patlıyor. Geliyorlar, yama yapıyorlar. Gidiyorlar. Bir daha patlıyor. Vantilatör koyuyorlar trafoyu soğutmak için. AYDEM'in yetkililerine de valiliğede bildirdik. Datça'nın büyük bir ayıbı bu.”
Sonra, birden “Mezarlığımız yok bizim” diyor. Şaşırıyorum.
Nereye gömüyorsunuz ölülerinizi?
“ İskele Mezarlığı'na. İskele Mezarlığı ortak mezarlığımızdı. Orası da doldu şimdi. Babayani Köprüsü sınırdır. Babayani Köprüsünden öbür taraf İskele Mahallesi sayılır.
Toprak parçamız çok geniştir ama seçmen sayımız çok azdır.”
Kaç seçmen var?
“900 civarında seçmenimiz, 1200 civarında nüfusumuz vardı geçtiğimiz genel seçimde. Yerel seçime kadar kaç kişi taşınır ve sayı kaç olacak bilemiyorum. Bizde geçici olarak gelip konaklayanların sayısı çok. Bizim kentsel sit alanında yerleşik nüfusumuz fazla yok. İşletme sayımız çok. Durmadan da artıyor. Hastane bölgesi, aşağıdaki apartmanlaşma sistemi, ki bir bloktan 6 daire çıkarılır oldu, her daireye bir aile gelse, her aileyi 3 ile çarparsan her apartman 18-20 kişiyi barındırıyor. Durmadan yan yana apartman, apartman gidiyor. 2019'da sayımız 750 idi. 550 seçmenimiz vardı. 400 küsur seçmen oy kullanmaya gitmişti. Bu geçtiğimiz genel seçimde 950 kişi oy kullanmaya gitmişti. Sayı neredeyse ikiye katlandı. Apartman sayısı çoğaldıkça bu sayı artıyor.”
Bu hatta inşaatlar devam edecek, çünkü ilçe merkezi Reşadiye Dörtyol'a doğru kayıyor. Haliyle sizin bu mahallenin nüfusu da hızla artacak.
“Nüfus artışı devam edecek bu bölgede ama Eski Datça'nın şu an bulunduğumuz bölgesi korunaklı, değişmeyecek. Belki buradaki pek çok işletme sayısı artacak inşaatlar nedeniyle. Son yıllarda evler iş yerlerine dönüştü.”
Bu daha karlı da ondan...

Son olarak, 2024 yılında yapılacak yerel seçimde yeniden aday olup olmayacağını öğrenmek istiyorum. “Mahallem için yeniden adayım” diyor. 2019 yılında önce 3 aday varmış, sonrasında bir aday çekilmiş ve 2 aday yarışmışlar. “Halkın takdiriyle kazandım” diyor.

 




Bu haber 1652 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI