Tweet |
MEHMET ERDAL-DATÇA
HEYKEL ÖNERİSİNİ, HEYKELTRAŞ YAPTI
Başkan, heykel önerisinin heykeltıraş Halil İbrahim Sever'den geldiğini söyleyerek, sorularımıza yanıt vermeye başladı. Demokrasi Meydanının duvarındaki Güvercin Heykelini, Bodrum'un simgesi olan Sünger'i, Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın heykelini... yapan heykeltıraş Halil İbrahim Sever bir gün başkana gelip, Datça'ya bir balık heykeli yapalım, diyor. Başkan, Hali İbrahim'in gariban ve yetenekli bir heykeltıraş olduğunu, kendi kompresörünü yerleştirdiği Datça Belediyesine ait atölyede hem belediyeye ait işleri hem de kendi işlerini yaptığını, ondan herhangi bir kira alınmadığını, ona bu biçimde yardımcı olunmaya çalışıldığını, söylüyor. Halil İbrahim, bu nedenle, başkanım, siz bana sahip çıkıyorsunuz, ben de size böyle bir şey yapmak istiyorum, diyor. Başkan da, tamam, balık olarak da Datçalıların Kara Balık olarak bildikleri Orfoz balığının heykelini yapalım, böylece, bu balığın koruma altında olduğu mesajını verelim, diyor.
BELEDİYENİN KASASINDAN BEŞ KURUŞ ÇIKMADI
Sosyal medyada bir biçimde vurgulandığı için, mermer bir kaide üzerine travertenden yapılıp oturtulan Orfoz Heykeli için belediyenin kasasından ne kadar ödeme yapıldığını soruyorum; başkan, beş kuruş ödeme yapılmadığını, söylüyor. Her şeyi, heykeltıraş Halil İbrahim karşılıyor. Hatta gülerek, heykel yerine yerleştirilirken, Halil İbrahim'e, heykele kendi adını yazmışsın, belediyeye ne kadar bağış yapacaksın, diye sordum, diyor.
HEYKELİN KONULACAĞI YERİ, BAŞKAN BELİRLEMİŞ
Orfoz Heykelinin konulduğu Kumluk Plajını ise kendisi önermiş. Datça'nın farklılıklarından birisi, Kumluk Plajıdır, diyor. Kumluk Plajına karşıdan bakıldığında, çok doğal bir görünümü vardır. Tamam, burası da MUÇEV tarafından işgal edilmiş durumda ama bu işgal 50 yıl sürecek değil ya; bir gün bitecek. İnsanlar orada bir fotoğraf çektirdiklerinde, Datça'nın pek çok güzelliğini resmedebiliyorlar. Heykelin yerinin orası olarak belirlenmesinde bir başka etken, kış ayları dahil, heykelin konulduğu alanının, kaidenin altını oyacak sert ve büyük dalgalara kapalı olmasıdır; bütün bunların hesabı yapıldı.
DATÇA'DA HEYKEL SEMPOZYUMU BİLE YAPILDI
Başkana, Datça'da yaşanan “heykel” tartışmalarını anımsatarak, Atatürk heykeli dışında ilk dikilen heykelin hangisi olduğunu, soruyorum. Başkanın anlatımından, ilk heykelin, Amfi Tiyatronun önündeki Aslan heykeli olduğunu, şimdilerde faaliyete geçen Sosyal Tesisin oradaki Kuğu heykelinin daha sonra yapıldığını, Badem heykelinin.... ve diğerlerinin onları takip ettiğini, öğreniyorum. Başkan, 2017 yılında UKKSA (Yaka Mahallesindeki Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi) tarafından Esenada'da 19 heykeltıraşın katılımıyla gerçekleştirilen Heykel Sempozyumuna atıfta bulunarak, Datça'nın, heykel sanatına ve heykeltıraşlara ev sahipliği yaptığını, söylüyor.
CAN YÜCEL'İN MEZARINDAN ORFOZ HEYKELİNE
2011 yılında Can Yücel'in mezarının tahrip edilmesine, 2017 yılında yapılan Heykel Sempozyumu sonrası Datça'nın farklı yerlerine konulan mermer yontulara gösterilen tepkilere, Datça Sanayisi girişindeki Sanayi Ağacı ve bugün de Orfoz Heykeli sonrasında gündeme getirilen tartışmalara değinerek, bu konularda ne düşündüğünü, soruyorum. Başkana göre, Datça insanının, sanatın, sanatçının eserlerinin sokaklarda sergilenmesi konusunda, bu Datça'nın farklılığıdır, diye düşünmesi gerekiyordu. Bu nedenle, bu olup bitenleri anlayamıyordu. Bu tür tepki gösterenlerin azınlıkta olduğuna inanıyordu.
SANAT VE SANATÇI VARSA, O KENTTE ÖZGÜRLÜK VAR, DEMEKTİR.
Sanatsız, kültürsüz bir yer olur mu? Sanatçının olmadığı bir yerde çağdaş, aydın, kendisini savunabilir bir toplum olabilir mi? Başkan, bu soruları sorarak, devam etti; sanatçının bir yerde yaşıyor olması, eserlerini orada sergiliyor olması, orada özgürlüklerin somut olarak kullanılabildiğini, gösterir. Bir kentte sanat ve sanatçı varsa, o kentte özgürlük var, demektir; bu kadar açık ve net! Bugün baskıya ve otoriteye ilk başkaldıranlar, sanatçılardır, yazarlardır, çizerlerdir, aydınlardır. Bir yer sanatla ve sanatçıyla buluşmuşsa, o yer, bana göre, insanlarının daha özgür ve daha mutlu yaşayabildiği bir yerdir.
SANATIN VE SANATÇININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Başkan, söyleşinin sonunda, Datça Belediyesi, dedi, sanatın, sanatçının yanında olduğu için heykeltıraşımıza çalışması için destek sağladı. O arkadaşımız da yaşadığı kente, balık heykeli dikmeyi önerdi. Biz de nesli tükenmekte olduğu için avlanması yasak olan, Datça'nın Kara Balığının bir heykelinin yapılmasının ve farkındalık yaratılmasının iyi olacağını, düşündük. Halkın parasının kuruşuna dahi dokunmadık. Bazı sorunlar söz konusu olduğunda, para yok, deyip, öbür yanda har vurup harman savuran bir davranış içinde değiliz. Keşke, sorup soruşturmadan bizi eleştirenler önce sorsalar, bilgilenseler ve ondan sonra yorum yapsalardı. Daha yararlı olurlardı!..