HABER-YORUM: NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

20 yıllık AKP iktidarı, gerek içeride gerekse dışarıda bu ülkeye çok zarar verdi. Bu iktidarla ülke insanları bu ülkenin tarihinde olmadığı kadar yoksullaştı. Tarım bitirildi. Köylü ekemez-biçemez oldu. Tarımda kendi kendine yeten bir ülke samanı bile dışarıdan alır hale geldi. Fabrikalar kapandı, üretim durdu. Ekonomik istikrarsızlık ve bilime uygun bir ekonomik yönetim olmayışı, her şeyin bir iki dudağının arasında belirlendiği bir ülkede ekonomi hiçbir zaman rayına oturamadı. Bu iktidar, hep yandaşlarını korudu, kolladı, kendisinden olanlar 3’er, 5’er maaş almaya başladı. Yoksula, emekliye, dar gelirliye çok görülen ücret artışları; kendilerinden olanlara kepçe kepçe dağıtıldı.

YALANLAR VE PEMBE TABLOLARLA ALDATMA

İktidar, hep yalanlarla, pembe tablolarla iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Uçuyoruz, kalkınıyoruz, şahlanıyoruz diyorlar ama ülke yerinde patinaj yapıyor, bir adım öne gidemiyor. Bilinçsizce yönetim, keyfi yönetim, ortak kararların alınamaması; ülkeyi hep geriye götürdü. Türkiye çeşitli alanlardaki çağdaş ve bilimsel standartlarda, dünyada, geri kalmış ülkelerin bile gerisine düştü.

Bu iktidar, Anayasa oylamasında bazı Solcuları, aydınları, sosyalistleri bile kandırdı. Demokratikleşme ve demokratik bir Anayasa vadederek Anayasa oylamasında "yetmez ama evet diyerek," sosyalistlerden bazıları onlara EVET dedi. Bugün otoriter ve Türkiye'yi demokratik ülkelerden, burjuva demokrasisine sahip ülkelerden uzaklaştıran bir iktidar var bu ülkede.

DEMOKRATİKLEŞME VAATLERİ, İNANDIRICI DEĞİLDİ

Ben bu iktidarın demokratikleşme vaatlerine hiçbir zaman inanmadım. Eğer sizler demokrasi konusunda samimi olsaydınız, seçim barajını %10'dan %1'e-2'ye düşürürdünüz. Bunu yapmadınız çünkü HDP barajı aşamasın ve onun alacağı 60-70 milletvekilini beleşten biz kazanalım hesabı içindeydiniz. Bu hesaplarınızı Türk solcuları HDP'ye oy verip, barajı aşmasını sağladı ve sizin hesaplarınızı bozdu.

Bu konu uzun konu geçelim bunu ve bugüne gelelim...

Bu iktidarın sonu geldi. Tünelin ucundaki ışık göründü. Her gün bir yalan söyleyerek, 'dün dündür bugün bugündür' diyerek ve yalanlardan kurulu pembe tablolar çizerek bir yere varması mümkün değil. İktidarlar, toplumun somut gerçekleri doğrultusunda çözüm üretirlerse var olurlar aksi takdirde siyasi ömürlerini tamamlamak zorunda kalırlar.  Bu iktidar metal ve mantalite yorgunu ve çöktü, bitti...

Bugüne kadar seçim hileleri yaptılar, mühürsüz oyları geçerli saydırarak seçim(leri) kazandılar. İBB seçimlerinde, “bir şey yok ama mutlaka bir şey var” diyerek çeşitli numaralar çevirdiler ama kaybettiler. Şimdi sıra Cumhurbaşkanlığı seçimine geldi. Onu da kaybedecekler ama nasıl?

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ KiMİNLE VE NASIL ALINIR?

Muhalefet öyle bir aday çıkarmalı ki ne kadar seçim hilesi yaparlarsa yapsınlar oy açığını kapatamayacaklarından çok, kat be kat fazla oy alacak bir aday olması lazım.

Bu potansiyeli ve ilk turda seçimi alabilecek tek bir kişi biliyorum o da EKREM İMAMOĞLU. Onun bu potansiyeli her zaman vardı ama bayramda Karadeniz gezisi ve mitingleri bunu açıkça ortaya koydu.

İmamoğlu, herkesle barışık bir isim. Kendi dışındaki solla ve HDP seçmeniyle de. HDP'nin en az yüzde 10 seçmen desteğini alan bir Cumhurbaşkanı adayı %65'le seçimi alır. İmamoğlu'nda bu potansiyel var.

Bir yurttaş ve CHP üyesi olarak benim Cumhurbaşkanım adayım, EKREM İMAMOĞLU.

Taban olarak tavrımızı açık ve net olarak ortaya koyarsak; hem CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun hem 'MİLLET İTİFAKI'nın eli kolaylaşır ve karar verme süreci daha çabuk netleşir.