Açıklama şöyle:

83 yıldır Zeytin Kanunu’nun koruduğu ölmez ağaçlarımıza, yıllardır biz de çocuğumuz, evladımız gibi bakıp büyüttük. Her gün sırtımızda suyunu taşıdık, özenle yetiştirdik, ailemizden biri gibi gördük. Çünkü zeytin demek bizim için hayat demek, şifa demek, sonraki nesillere bırakacağımız en anlamlı, en kıymetli miras demektir.

İçinde bulunduğumuz ekonomik krizde ayakta kalmaya çalışan biz çiftçiler, köylüler, üreticiler olarak en büyük geçim kaynağımız; geçmişten bu yana bizi aç bırakmayan kadim dostumuz zeytin ağaçlarıdır!

Yürürlükteki Zeytin Yasası ile zeytinlerimiz, kültürel ve ekonomik bir değer olarak güvence altına alınmış, serpilip gelişmesi ve yüksek verimlilikle ürün vermesi için tüm tehditlerden korunmaya çalışılmıştır. Zeytincilik yapılan alanların 3 km çevresinde toz üreten, zeytinlerin gelişimini engelleyecek hiçbir faaliyete izin verilmez denmiştir. Yani 1939 yılından beri geçerli olan yasa ile bırakın zeytinliklerin sökülüp madene açılmasını, zeytinlik bulunan bir alanın etrafında bile madencilik yapılmasına izin verilmemiştir. Yeni yasa önerisi ile zeytini koruyan bu zırh kaldırılmak isteniyor.

Üzerinde değişiklik yapılmak istenen Maden Kanunu ile zeytinin özel kanununa aykırı düzenleme yapılmak, açıkça hukuka karşı hile yoludur, Anayasa’ya aykırıdır.

Biz biliyoruz ki bu teklif kanunlaşırsa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir. Fakat yasa iptal edilene kadar maden şirketleri bu hukuksuz yasaya dayanarak zeytinlikleri talan etmeye başlayacaklardır, zeytinliklerle kaplı Akbelen Ormanı yok olacaktır.

Dün Soma Yırca’da Kolin Termik Santrali için yok edilen 6 bin zeytin ağacıydı, bugün aynı şekilde İkizköy Akbelen’de YK Enerji ortakları İçtaş ve Limak şirketleri için 35 bin zeytin ağacımız yok edilmek isteniyor. Böylesine bir katliama ses çıkarmayarak önünü açan herkes bu yıkımın tarih önünde sorumlusu olacaktır!

Bizler İkizköylüler olarak bir buçuk yılı aşkın süredir, zeytinliklerimizle kaplı Akbelen Ormanı’nı kömüre teslim etmemek için nöbetteyiz.  Ülkenin her kesiminden insanını Akbelen’deki bu yaşam ve doğa savunusundan haberdar etmek için elimizden geleni yaptık. Bugün Meclis Komisyonu’nda köyümüzün, yaşam ve geçim alanlarımızın kaderini belirleyecek bu yasa değişikliği görüşmesinde sesimizi yükseltmek için de Ankara’dayız. Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!

Siz komisyondaki milletvekillerimizden kendi kendimizi idame ettirdiğimiz köyümüzde, geçim ve yaşam kaynağımız zeytin ağaçlarımızdan vazgeçmemek için köylülerimizin verdiği bu mücadeleyi, sesimizi duymanızı ve kamu yararı gözetmeyen, şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bu yasal düzenlemeye izin vermemenizi tüm İkizköylüler ve Türkiye adına istiyoruz!

Ek olarak zeytinlikleri madenciliğe açacak bir yasa değişikliği yapılamayacağına ilişkin itirazlarımızın dayanağı olan bilimsel raporları da incelemeniz için ilginize sunuyoruz. Bu raporlarda açıkça ölmez ağaç zeytini söküp taşımaya çalışmanın, onun için ölümden farksız olduğunu göreceksiniz.