Bugun...



ASGARİ ÜCRET, 2003’TE 25 ALTIN İKEN 2021’DE 7 ALTIN!

CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığının, 6-11 Aralık Tarihleri Arasını değerlendiren 53 sayfalık haftalık değerlendirme raporundan alıntı. Raporun diğer bölümlerini belli aralıklarla yayınlamaya devam edeceğiz.

facebook-paylas
Güncelleme: 18-12-2021 11:19:11 Tarih: 18-12-2021 11:11

ASGARİ ÜCRET, 2003’TE 25 ALTIN İKEN 2021’DE 7 ALTIN!

DİSK-AR’ın 2022 yılı asgari ücret raporunda, “Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2021’de yıllık net asgari ücretle sadece 10,4 ve güncel fiyatlara göre ise 7 Cumhuriyet altını alınabilmektedir” tespiti dikkat çekti.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 2022 yılı asgari ücret raporunu yayımlandı.

DİSK-AR, “Asgari ücretin hızla ortalama ücrete dönüşmesi ve bu ücretin asgari geçim için oldukça yetersiz kalması nedeniyle asgari ücrete dönük beklentiler yükseliyor” dedi.

“TL’nin hızla değer kaybetmesi nedeniyle 2021’de Türkiye, Arnavutluk’tan sonra Avrupa’da en düşük asgari ücretine sahip ikinci ülkedir” tespitinin yer aldığı raporda, Türkiye’de 10 milyon işçinin asgari ücret civarında ücretlerle çalıştığı ve bunun yanı sıra asgari ücrete dahi erişemeyen milyonlarca emekçinin olduğu vurgulandı.

Kadın işçilerin dörtte birinin asgari ücret alamadığını kaydeden DİSK-AR, asgari ücretin 25 Cumhuriyet altınından 7 altına gerilediğini vurguladı. Raporda, “Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2021’de yıllık net asgari ücretle sadece 10,4 ve güncel fiyatlara göre ise 7 Cumhuriyet altını alınabilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

DİSK-AR’ın “Asgari Ücret Gerçeği Raporu 2022” başlıklı raporu şöyle:

“Türkiye, AB’de En Düşük Asgari Ücrete Sahip Ülkelerden Biri”

2022 yılı asgari ücreti aralık ayında belirlenecek. Asgari ücretin hızla ortalama ücrete dönüşmesi ve bu ücretin asgari geçim için oldukça yetersiz kalması nedeniyle asgari ücrete dönük beklentiler yükseliyor. Asgari ücret tüm çalışanları ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiriyor. Pahalılık ve art arda gelen zamlar nedeniyle alım gücü kaybı karşısında asgari ücret oldukça yetersiz kalıyor, insan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkânsız hale geliyor.

TL’nin hızla değer kaybetmesi nedeniyle 2021’de Türkiye, Arnavutluk’tan sonra Avrupa’da en düşük asgari ücretine sahip ikinci ülkedir. Türkiye, Avrupa Birliği’nde en düşük asgari ücrete sahip ülkelerden biri olmasının yanı sıra, asgari ücretle çalışan oranının en yüksek olduğu ülkedir. TL’nin değer kaybetmesini rekabet gücünün artması ve yabancı sermayenin Türkiye’de yatırım yapacak olması üzerinden açıklayanlar hızla asgari ücretliler toplumuna dönüşen Türkiye’de emekçi sınıfların her geçen gün ücretlerinin azalması ve günden güne yoksullaşması karşısında susuyorlar.

Türkiye, hızla asgari ücretliler toplumuna dönüşüyor. Ülke çapında asgari ücretlileşme süreci hızlanıyor. Asgari ücret ile ortalama ücretler arasındaki makas kapanıyor. Milyonlarca işçi yasal hakları olmasına rağmen asgari ücretin altında, hatta yarısının bile altında çalışıyor. Asgari Ücret Gerçeği 2022, geçmiş yıllarda yayımlanan araştırmalarda yer alan veriler güncellenerek, asgari ücretin kapsamı konusundaki veriler daha detaylandırılarak Konfederasyonumuz Araştırma Merkezi DİSK-AR tarafından hazırlandı. Asgari Ücret Gerçeği 2022 raporunun özet bilgileri aşağıda yer almaktadır:

1.Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret haline geliyor!

Türkiye’de milyonlarca işçi asgari geçim için yetersiz olan asgari ücretle geçinmeye çalışırken, milyonlarca işçi de asgari ücrete erişemiyor, asgari ücret dahi alamıyor. Giderek artan bir biçimde daha çok emekçi asgari ücrete yakın ücretlerle çalışır hale geliyor. Türkiye hızla bir asgari ücretliler ülkesine dönüşüyor.

2. Asgari ücret ile diğer emek gelirleri arasındaki makas kapanıyor:

Asgari ücretteki artışın diğer emek gelirlerine yansımaması hem özel sektörde hem kamuda maaş ile ücret artışlarının en fazla resmi enflasyon oranında artırılması asgari ücreti ortalama ücret haline getiriyor. Türkiye’de emek gelirleri artışının sınırlı bırakılması asgari ücret ile diğer ücretlerin arasındaki makasın kapanmasına ve asgari ücret civarı bir ücretle çalışanların oranının artmasına sebep oluyor.

3. Asgari ücrete erişemeyen milyonlarca işçi var:

3,4 milyon işçi (bütün ücretli çalışanların yüzde 18’i) asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. 1.500 TL’den daha az ücretle çalışan işçi sayısı 1,7 milyon. Asgari ücret ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan işçilerin sayısı 6,3 milyon (bütün ücretli çalışanların yüzde 33,8’i) civarındadır.

4. Türkiye’de 10 milyon civarında işçi asgari ücretli:

Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan işçilerin sayısı 9,7 milyondur. Bütün ücretli çalışanların yüzde 50’ye yakını bu kapsamdadır. Tüm ücretli çalışanların yüzde 64’ü ise (12,5 milyon işçi) asgari ücretin altı ile asgari ücretin bir buçuk katı arasında bir ücret elde ediyor.

5. Özel sektör işçilerinin yüzde 70’i asgari ücretli:

Özel sektör işçilerinin yüzde 21,8’i asgari ücrete erişemiyor. Özel sektörde asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı yüzde 44 ve asgari ücret civarında çalışanların oranı yüzde 69’dur. 8,4 milyonu aşkın özel sektör işçisi asgari ücretin yüzde 20’si ve altında ücretlerle çalışıyor.

6. Kadınların dörtte biri asgari ücret dahi alamıyor:

Asgari ücrete erişemeyenlerin oranı genelde yüzde 18 iken kadınlarda bu oran yüzde 25’i aşıyor. Asgari ücret düzeyinde ve daha düşük ücret alanların oranı genelde yüzde 34 iken, kadınlarda yüzde 43’e yükseliyor. Asgari ücret civarında bir ücret ile çalışan kadınların oranı yüzde 60!

7. Asgari değil ortalama ücret:

Ücretler asgari ücret düzeyine geriliyor. 2005 yılında aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2,2 katı iken, 2019’da asgari ücretin 1,7 katına geriledi.

8. Kadınların ücret ortalaması asgari ücrete daha yakın:

2005’te kadınların aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2 katı düzeyinde iken 2019’da asgari ücretin 1,5 katı düzeyine geriledi. Buna karşılık erkeklerin aylık ortalama ücret ve maaş gelirleri kadınlarınkinden daha yüksektir. 2005’te erkeklerin aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin 2,2 katı iken, 2019’da 1,8 kata gerilemiştir.

9. Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı 26 puan azaldı:

1974’te kişi başına milli gelirin yüzde 80,6’sı düzeyinde olan asgari ücret, 2021 yılında milli gelirin yüzde 54,5’ine geriledi. Asgari ücret kişi başına gelire paralel olarak artsaydı brüt asgari ücretin 2021 yılında 2.577 TL değil, 5.645 TL olması gerekirdi.

10. Brüt asgari ücretin 1.195 TL’si doğrudan ve dolaylı vergiler ile diğer kesintilere gitmektedir:

Brüt asgari ücretin dolaylı-dolaysız vergi ve kesintilerini dikkate aldığımızda yüzde 33,4’ü (1.194,9 TL) vergi ve kesintilere gidiyor. İşçinin eline (Asgari Geçim İndirimi-AGİ dahil) brüt asgari ücretin sadece yüzde 66,6’sı net harcanabilir gelir olarak geçiyor. İşçi 365 günün 122 günü vergi ve kesintiler için çalışıyor.

11. Asgari ücretlinin vergi yükü artıyor:

Asgari ücretle çalışan işçilerden alınan vergi miktarı ilk vergi dilimi tarifesi düşük tutularak artırıldı. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katı idi. AKP iktidarında vergi dilimi tarifeleri asgari ücretten ve enflasyondan daha az artırıldı. Böylece 2021 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 6,7 katına geriledi.

12. Dolar cinsinden asgari ücret en düşük seviyesinde:

2008’de 371 ABD doları olan asgari ücret 2016’da 430 dolara yükseldi. Sonra ekonomik ve siyasal istikrarsızlığa bağlı olarak asgari ücret dolar cinsinden gerilemeye başladı. 2021 yılı ortalama kuruna göre asgari ücret 336 ABD doları iken, Kasım 2021 güncel kurlarına göre 270 dolara düştü. Böylece Türkiye’de asgari ücret Çin asgari ücretinin altında kaldı.

13. Asgari ücret 25 Cumhuriyet altınından 7 altına geriledi:

Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2021’de yıllık net asgari ücretle sadece 10,4 ve güncel fiyatlara göre ise 7 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.

ASGARİ ÜCRET BİR AYDA 835 TL ERİDİ, ERİYEME DEVAM EDİYOR…

Bir ay önce net asgari ücret 254 Euro’ya denk gelirken kurdaki artış yüzünden bu rakam 196 Euro’ya geriledi.

Türk Lirası döviz kurları karşısında hızla değer kaybederken, bu durumdan en çok etkilenen de asgari ücretle maaş alan dar gelirli vatandaş oldu. Döviz kurlarındaki hızlı yükseliş sonrası asgari ücretteki değer kaybı günden güne artıyor. Bu yılın başında Türkiye'de 392 Euro olan brüt asgari ücret (3.577 TL), son kur artışlarıyla günümüzde 248 Euro'ya kadar geriledi. 1 ay önce ise bu rakam 321 Euro'ydu. Böylece yılbaşından bu yana brüt asgari ücretteki değer kaybı yüzde 37, son 1 aydaki kayıp da yüzde 23'e ulaştı. Türkiye 248 Euro'luk asgari ücretle, 312 Euro maaş veren Bulgaristan'ın da oldukça gerisine düştü. 30 Ekim 2021'de net asgari ücret (2.825) ile 254 Euro alınabilirken, bu rakam dün 196 Euro'ya geriledi. Böylece asgari ücret alan bir çalışanın maaşı son 1 ayda 58 Euro, yani dünkü kurla 835 TL eridi.

Enflasyonun Üzerinde

Asgari ücretteki kayıp, resmi enflasyonun üzerinde gerçekleşti. TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 19.9 olurken, asgari ücretteki kayıp hem yıllık hem de aylık olarak karşılaştırıldığında bu rakamın oldukça önünde yer aldı. Önümüzdeki dönemde Türk Lirası'ndaki değer kaybının süreceği beklentileri ile asgari ücretteki erimenin de artması bekleniyor.

Avrupa'nın Dibindeyiz

Brüt asgari ücretlere bakıldığında Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin en dibinde yer aldı. AB'nin ekonomik yönden en zayıf ülkesi olarak gösterilen Bulgaristan'da brüt asgari ücret 312 Euro olurken, Türkiye'de bu rakam 248 Euro oldu. Brüt asgari ücret Yunanistan'da 758 Euro, Polonya'da 611 Euro, Romanya'da 466 Euro seviyelerinde.

SİMİT-ÇAY HESABIYLA GELİP HALKI ÇEYREK SİMİDE MUHTAÇ ETTİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ ilan etti. Trump’ın ‘Akıllı ol ekonomini çökertirim’ tehdidine çıtı çıkmayanlar, kanla-canla kazanılan ulusal kurtuluş savaşımızın, ekonomik bağımsızlığımızın da içini boşaltıp önüne geleni mandacılıkla itham ediyor.

AK Parti, simit-çay hesabıyla, yoksulluğu, işsizliği, yolsuzluğu bitireceği vaadiyle 2002’de iktidara geldikten 20 yıl sonra halkı simitçi tezgâhında yarım-çeyrek simide muhtaç hale getirdi. Şimdi ekranlara çıkıp, yüzleri kızarmadan ekonomik kurtuluş savaşı, dış güçler yalanına sarılıyorlar. 2013’ten bu yana, 2017, 2018, 2020 ve şimdi 2021’de beşinci kez aynı yalan! Kurtuluş savaşımızı zaferle sonuçlandırıp ekonomik bağımsızlıkla taçlandıranların, yokluk içinde hem Osmanlının borçlarını ödeyip hem de ülkenin dört yanını, şeker, çimento, tekstil, kundura, tank, uçak, kâğıt fabrikalarıyla, tersanelerle, demiryollarıyla donatanların mirasına ve anısına saygısızlık ediyorlar. Kurtuluş savaşının ve ekonomik bağımsızlığın anlamını bilmeyenler, bu yüce kavramların da içini boşaltıyor.

Milleti faize ezdirmeyeceklerini söyleyenler 20 yıldır bu ülkenin bütçesinde en büyük payı faize-faizcilere tahsis ettiler. Yalancının mumu yatsıya kadar yandığı için 240 milyarı faize ayırarak aynısını 2022 bütçesinde de yapmaya mecbur kaldılar. İktidar ülkeyi borca batırıp faize ezdirdiği yetmezmiş gibi, ülkenin varını yoğunu satıp, yolları, köprüleri, hastaneleri, havaalanlarını dolara bağlayarak katmerli şekilde dövize ezdiriyor. Çiftçi, sanayici, ihracatçı, imalatçı, saat başı değişen kurlarla eziliyor, kan ağlıyor.

Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanının diploması bu ülkede tartışılmadı ama ülke ekonomisini enkaza çeviren ekonomist Cumhurbaşkanı hâlâ ekonomi diplomasını halktan saklıyor, kimseye göstermiyor. Üste çıkmak için de hesap-kitap bilmediğini, yanlış yaptığını, ülkeyi felakete sürüklediğini söyleyenleri ‘mandacılıkla’ itham ediyor. Asıl mandacı bu ülkenin en değerli varlıklarını Katar Emirine, BAE Şeyhine birkaç milyar dolar için altın tepsiyle sunanlardır. Asıl mandacı, Trump’ın bir telefon talimatıyla bağımsız yargıyı yok sayıp bertaraf eden, ‘akıllı ol, ekonomini çökertirim’ tehditlerine ses çıkaramayanlardır. Asıl mandacı, Rus uçağını düşürüp ‘emri ben verdim gerekirse yine yaparız’ dedikten üç ay sonra, Putin’e özür mektubu yazanlardır. Asıl mandacı, ‘darbe finansörü’ dediklerini devlet töreniyle karşılayıp, Türk askerini karşısında esas duruşa geçirenlerdir.

Asgari ücret pazarlığı başlarken, saatlik ücretin 1 doların altına inmesiyle, en ucuz emeğin Türkiye’de olmasıyla övünüp, Bangladeş, Çin, Hindistan karşısında ‘rekabet avantajı’ yakalandığını savunmak mandacılık değil mi? Ekonomik Kurtuluş Savaşı hangi işgal gücüne karşı verilecek? Cumhurbaşkanı açıklasın, düşmanı göstersin hep birlikte karşı çıkıp mücadele edelim. Halka taneyle sebze, gramla et almayı, 6 ay soğan-ekmek yemeyi tavsiye eden iktidar vekilleri, ekonomik kurtuluş savaşı-dış güçler yalanını yineleyen AK Parti Lideri, diğer yandan ‘itibardan tasarruf olmaz’ deyip saraylarda Lale Devri yaşayarak halktan ne kadar koptuklarını, simit-çay hesabını artık unuttuklarını sergiliyor. Halk her şeyi hafıza defterine yazıp, asıl kendisi mandacı bu zihniyetle sandıkta hesaplaşacağı güne hazırlanıyor.

SİMİT HESABI DA ŞAŞTI!

Simit ve Pastane Ürünlerine de Zam

Kısa süre önce 2.5 TL’ye çıkan ekmek fiyatlarında yeni zam baskısı sürerken, 100 gram simit yüzde 30 zamlandı ve 3.5 TL oldu. Simit üreticisi ise maliyet artışları sürerse beş ay sonra fiyatların 5 TL’yi bulacağını söylüyor.

İstanbul Un-İş Esnaf Sanaatkarlar Odası, dün itibarıyla simit ve pastane ürünlerine zam yaptı. Zam kararını alan İstanbul Un-İş Esnaf Sanaatkârlar Odası Başkanı Şaban Özdemir, esnafın mevcut şartlarla en fazla 5 ay daha dayanabileceğini belirtti.

Gıda maliyetlerinin dolara endeksli ancak dolardan daha fazla arttığını söyleyen Özdemir, “Dolar yüzde 30 artınca gıda fiyatları yüzde 300 artıyor, bunu görmemiz lazım” dedi.

Unun fabrika çıkış fiyatının zammın yapıldığı gün 448 TL olduğunu söyleyen Özdemir, sadece simit değil pogaça gibi pastane ürünlerine de zam geldiğini belirterek şunları söyledi:

“Biz iki yıldır simiti 2.5 TL’den satıyoruz, Bu sürede elektrikten doğalgaza, undan susama zam gelmeyen hiçbir şey kalmadı. Böyle giderse poğaça, açma, simit 5 TL’ye koşacak. Yağ, susam, pekmez, şeker, doğalgaz, elektrik, akaryakıt, peynir. Peynir tenekesi geçen yıl 170 TL’ydi, şu an 480 lira oldu. 10 kg katı margarin yağını 130 TL’ye alıyorduk, şu an 300 TL. Biz nasıl dayanalım?”

Un ve Susam Fiyatı Uçuşta

Özdemir, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fabrikalara ucuz un verdiği iddialarını da değerlendirerek “Bu fiyatlar piyasaya yansımıyor demek ki arada bir rant var. Devlet el atsın, denetlesin bunları” dedi.

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı ise ekmekte de esnafın talebinin karşılanmadığını söyledi ve zam taleplerini tekrarladı. Geçen ay alınan kararla 230 gram ekmeğin 2.50 TL’ye satıldığını hatırlatan Balcı, “Ekmeğin kilosu şu an 12 TL civarında, ama esnafı kurtarması için 14 TL olmalı” dedi.

Un ve susam gibi ana gider kalemlerinde fiyatların iki saat arayla değiştiğine şahit olduğunu söyleyen bir simit satıcısı ise “315 TL’den fiyat aldığımız un aynı gün içinde iki saat sonra 360 TL’ye geldi. Stokçuluk başladı piyasada, artık bu fiyat artışına bir şekilde denetim gelmeli. 150 çuval un istedik elimizde o kadar yok 25 çuvalını gönderelim kalanı iki gün sonra dediler. iki gün sonra gelen 125 çuvalda toplam 6 bin TL fiyat farkı ödedik” yorumunu yaptı.

Simit almaya gelen bir vatandaşın tepkisi ise şöyle oldu: “Artık asgari ücrette simit - çay hesabı da yapamazlar bu fiyatlarla.”

Kaynak: Haftalık Bilgilendirme Raporu, CHP Medya Ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığı, 6-11 Aralık Tarihleri Arası




Bu haber 559 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI